Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1064 E. 2022/289 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1064
KARAR NO : 2022/289

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/02/2001
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Bankası TAŞ … vekili İzmir 3. İş Mahkemesi’ ne verdiği 05/02/2001 tarihli dilekçesinde ; davalıların müvekkili bankada görev yaptıkları sırada usulsüz ve mevzuata aykırı işlemler yaparak bankanın büyük miktarda zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, davalılardan …’ in banka genel müdürü olarak …’ ün genel müdür yardımcısı olarak …’ ın Gayrettepe Şubesi müdürü olarak, …’ in ise Gayrettepe Şubesi 2. Müdürü olarak görev yaptıkları sırada bankanın Gayrettepe Şubesi müşterisi … Eğitim Öğretim AŞ, … İnş. San. AŞ. …Tekstil Ltd. Şti ve … Kağıt Kırtasiye Ltd. Şti. firmalarına Gayrettepe Şubesi eski müdürü … ve 2. Müdür … tarafından hukuki olarak varlıkları mevcut olmasına karşın faal olmayan grup firmalarından … Turizm Aş, … Eğitim ve Öğretim AŞ, …Tekst. Ltd. Şti’ ne 1992 yılından itibaren seri halde karşılıksız çek, 1994 yılından itibaren de protestolu senet kaydı bulunan …’ in kefil olarak alınması suretiyle teminatsız şekilde şube kredisi kullandırılması, grup firmalardan … Kağıt ve Kırtasiye Ltd. Şti’ ne yeterli istihbarat çalışması yapılmadan ve ödeme gücü ve ahlakında zayıf olduğu bilinen …’ in kefil olarak kabul edilmesi suretiyle genel müdürlük yetkisinde teminatsız olarak kredi teklif edilmesi ve kullandırılması, 2510 sayılı Kredi Tahsis Talimatı’ na ve 2153 sayılı Genelge’ ye aykırı olarak gerçek müşteri çek senedi alınmaksızın gerçek ticari işlemlerden doğmayan çek-senetler karşılığında kredi kullandırılması, eski genel müdür … ve kredilerden sorumlu genel müdür yardımcısı …’ün kredibilitesi bulunmayan … Kağıtçılık Ltd. Şti’ ne yeterli istihbarat çalışması yapılmadan kredi açılması talebini onaylanarak firmaya kullandırılacak kredinin teminatına ödeme ahlakı ve gücü bulunmayan …’ in tek kefil olarak alınmasını yeterli görmek, dolayısıyla krediyi teminatsız bırakmak suretiyle görevlerini kötüye kullanarak usulsüz ve mevzuata aykırı işlemler yaptıkları ve müvekkili bankaya telafisi mümkün olmayan zararlar verdiklerinin banka teftiş kurulunca hazırlanan 11/06/2009 sayılı ve 1 nolu raporu ile tespit edildiğini, dava konusu kredi borçlusu firmalar hakkında müvekkili banka tarafından açılan çeşitli takiplerde borçluların mal varlıklarının bulunmaması sonucu aciz vesikalarına bağlandığını, davalılar tarafından yapılan usulsüz, mevzuata aykırı ve kasıtlı hareketler neticesi zarar oluştuğunu belirtmiş, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 52.788.878.677,00-TL’ si ana para, 358.173.569.194,00-TL’ si faiz olmak üzere 410.962.447.871,00-TL’ si banka zararının ana para üzerinden % 253 faizi ile birlikte davalılardan teftiş kurulu raporunda tespit edilen ve yargılama sırasında tespit edilecek sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsilen karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 3. İş Mahkemesi’ ne verdiği 01/05/2001 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı bankanın yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak görev yaptığı sırada bankanın zarara uğramasına sebebiyet verecek hiçbir eylemde bulunmadığını, daima yasalara ve bankacılık ile ilgili mevzuata uygun olarak görev yaptığını, davacı bankanın mahkemede dava konusu yaptığı hususlarla ilgili olarak Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ ne açılan ve
…/… E. numarası ile görülen dava sırasında öğretim üyesi bilirkişilerden alınan raporda isnat olunan emniyeti suistimal suçunun oluşmadığının kesin olarak belirtildiğini, dava dilekçesinde usulsüz kredi tahsis edildiği yazılan firmalardan sadece … Kırtasiye Ltd. Şti’ ne tahsis olunan 15.000.000,00-TL’lik kredide müvekkilinin olurunun mevcut olduğunu, bu olurun da gerekli teminatların alınması ve mevzuatına uygun davranılması koşulu ile verildiğini, dava konusu diğer kredilerin ise tamamen şube müdürlüklerine verilen genel yetkiye istinaden ilgili şube müdürlükleri tarafından kullandırılan krediler olduğunu, bunlarla müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 3. İş Mahkemesi’ nce davacı banka ile davalılardan … arasında hizmet ilişkisi yanısıra vekalet akdi ilişkisinin de bulunduğu, TTK’ nin 320. 336. ve 341. Maddeleri hükümleri göz önüne alındığında bu davalı yönünden davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerekeceği, hakkındaki davanın iş mahkemesince görülmesi mümkün olmayan … ile diğer çalışanlar hakkındaki davaların da aralarındaki bağlantı nedeniyle ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya mahkememize devrolunmuş, yargılamaya Mahkememizce devam olunmuştur.
Mahkememizce 13/10/2006 tarihli ara kararının 1. bendi gereğince davalı …, … ve …’ in hizmet sözleşmesine dayanarak çalıştıkları anlaşıldığından bu davalılar hakkında açılan davanın tefrikine, ayrı bir esasa kaydına ve bu davalılar hakkında Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğuna karar verilmiş, ara karar doğrultusunda bu davalılar hakkındaki dava tefrik edilerek yargılamaya yalnızca davalı … yönünden devam olunmuştur.
Mahkememizce davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen …/… E., …/… K. sayılı ilk karar Yargıtay 11.H.D.’ nin 14/10/2014 Tarih …/… E. …/… K. sayılı ilamı ile ” … Dava, davalının usulsüz kredi kullandırdığı iddiasına dayalı mali sorumluk davası olup, uyuşmazlık, temliknamenin kapsamının ne olduğu, başka bir deyişle dava konusu zararın tümünü kapsayıp kapsamadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, alacağın kredi alacağı temlik sözleşmesi doğrultusunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından dava dışı şirkete temlik edildiği, fonun davalı hakkında açmış olduğu sorumluluk davasında ileri sürdüğü zararın temlik sözleşmesine konu edilen kredilerin verilmesinden doğan zarar olduğu, bu bağlamda fonun artık asıl alacak üzerindeki tasarruf yetkisini tamamen yitirdiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, kural olarak alacağın temliki ile mevcut alacağın alacaklısının yerine yeni bir alacaklının geçeceği kuşkusuz ise de TMSF’ nin temlik ettiği alacak kredi borçlarından doğan alacak olup, kabulün aksine temlikname bankanın iç bünyesinde kanuna ve mevzuata aykırı karar ve işlemleri ile bankaya zarar verdiği iddia edilen davacıya karşı yöneltilen talep ve dava hakkını kapsamamaktadır. Esasen, davanın sorumluluk davası olduğu da nazara alınarak temlikin ivazlı olup olmaması ancak dava konusu zararın kapsam ve miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak bir husus olması nedeniyle temliknamenin davacının aktif husumetini etkilemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının aktif husumet ehliyetinin devam ettiğinin ilkesel olarak kabulü ile işin esasına girilmek gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği ” gerekçesi ile bozularak gelmiş, Usul ve Yasa’ ya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuş ,Mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair verilen …/… Esas ,…/… Karar sayılı ikinci karar Yargıtay 11.H.D.’ nin 17/12/2019 Tarih …/… E. …/… K.sayılı ilamı ile ” Dava, TMSF’ye devredilen bankanın eski genel müdürüne karşı açılmış sorumluluk davasıdır.
Sorumluluk davalarında şirket yöneticilerinin ters çevrilmiş ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla, kendilerine sorumluluk isnat edilen şirket yöneticileri, zarara yol açtığı iddia edilen eylemlerden dolayı sorumluluklarının bulunmadığını ispat yükü altındadırlar.
Somut olayda davacı taraf, istihbarat çalışması yapılmadan ve yeterli teminatlar alınmadan davalı genel müdürün verdiği onay sonucu dava dışı şirketlere kullandırılan kredinin ödenmemesi nedeniyle bankanın zarara uğradığını ileri sürmüş, davalı ise şubenin teklifi üzerine gerekli teminatların alınması, mevzuata ve tahsis koşullarına uygun davranılması şartıyla dava dışı … Kağıt ve Kırtasiye Ürünleri Tic. Ltd. Şti.’ne 15.000.- TL limitli kredi için onay verildiğini, bu talimatlara uyulmadan şubenin kredi kullandırması halinde kendisine sorumluluk yüklenemeyeceğini savunmuştur. Dava konusu kredilerden sadece … Kağıt ve Kırtasiye Ürünleri Tic. Ltd. Şti.’ne tahsis edilen 15.000.- TL limitli kredi için davalının onayı bulunmakta olup … Gayrettepe Şubesinin teklifi üzerine 17.10.1997 tarihli olur belgesinde davalının, “borçlu istihbaratının olumlu olması, gerçek alım satımdan kaynaklanan müşteri çek ve senetlerinin %50 marjla teminata alınması, kredi tahsis şartlarına uygun olarak kullandırılması” şartlarıyla olur verdiği, öneri çizelgesinde ise 25 Milyar TL’lik müşteri çeklerinin mevcut olduğunun bildirildiği görülmüştür. Mahkemece, görüşüne başvurulan 23.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda da yer verildiği üzere konu ile ilgili olarak düzenlenen müfettiş raporunda, olur tarihinde …’a ait 10.000.- TL ve 15.000.- TL bedelli çeklerin mevcut olduğu, ancak 22.11.1997 tarihinde bu çekler yerine … tarafından keşide edilen 25.000.- TL tutarındaki çekin alındığı, kredi tahsis mektubunda gerçek alım ve satımdan kaynaklanan müşteri çeki alınması talimat edildiği halde kredinin kullandırılması esnasında talimata uyulmadığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, davalının özen yükümünü yerine getirip getirmediği, kusursuzluğunu ispatlayıp ispatlayamadığı, dolayısıyla tahsil edilemeyen kredi sebebiyle sorumlu olup olmadığının davalının imzaladığı şartlı onay belgesi dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekirken bu belgedeki şartlar hiç tartışılmadan yazılı şekilde davalının sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bu yönden davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
Kabule göre de, davanın eski genel müdürün sorumluluğu davası olduğu, aralarındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğu, taraflar arasında konuya ilişkin bir sözleşme ilişkisinin ve buna bağlı olarak kararlaştırılan bir akdi temerrüt faizinin bulunmadığı gözetilerek, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin ilkeler çerçevesinde banka zararının doğduğu tarihteki kredi asıl alacağı belirlenip bundan sonra davalının avans faizi ile sorumlu tutulması gerekirken kredi sözleşmesi hükümleri uyarınca kredi faizi oranları üzerinden hesaplanan temerrüt faizi ile davalının sorumluluğuna karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bu yönden de davalı yararına bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozularak gelmiş, Usul ve Yasa’ ya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuştur.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 09/07/2001 tarih ve 381 nolu kararının incelemesinde; … Bankası TAŞ’ nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 4389 sayılı yasanın 14/3 maddesine istinaden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine karar verildiği belirlenmiştir.
Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu vekili tarafından sunulan 23/03/2004 tarihli 86 no lu kararın incelemesinde ” Kullandırılan kredilerden dolayı bankaya zarar verdiği tespit edilen 1997-1998-1999 yıllarında görev yapan eski genel müdür … hakkında daha önce … Bankası TAŞ tarafından açılan ve halen devam etmekte olan İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … …/…. Esas sayılı dosyalarına … yönünden 4839 sayılı Bankalar Kanununun değişik 14/7-3.maddesi gereğince Fon tarafından kanuni halef sıfatıyla devam olunmasına ” karar verildiği yine TMSF vekili tarafından dosyaya sunulan 506 sayılı Tasarruf Mevduatı Fon Kurul kararının incelemesinde: … Eğitim ve Öğretim A.Ş’ ye kullandırılan kredilere ilişkin olarak düzenlenen 11/06/1999 tarih ve 1 sayılı teftiş raporuna istinaden … hakkında 410.962,45-YTL üzerinden açılan mali sorumluluk davasının 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 133. Maddesinde yer alan yetkiye dayanılarak sürdürülmesine karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir 2. ATM’ nin …/… E. …/… K. sayılı dosyasının incelemesinde ; davacı ve bu dosya ile birleşen İzmir 1. ATM’ nin …/… E. İzmir 12. AHM’ nin …/… E, İzmir 2. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyalarının, davacılarının …, …,…, …, davalının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, dava ve birleşen davaların genel kurul iptali davaları olduğu, dava ile birleşen davaların ibranın iptali talebinin açılabilecek eda davasında tartışılması gerektiği gerekçesiyle ayrı ayrı reddine karar verildiği belirlenmiştir.
İlk bozma ilamından önce davacı ticari defterleri ile dosya üzerinde iki hukukçu ve bir SMMM’ den oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulu vasıtası ile talimat mahkemesi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, talimat mahkemesince alınan bilirkişi kurulu raporunda ; genel kurul tarafından verilen ibra kararının yine genel kurul tarafından geri alınmasının mümkün olmadığı, genel kurul tarafından onanan bilançolarda dava konusu krediler görüldüğünden bilançonun gerçeği yansıtmaması dolayısıyla ibranın geçersizliğinin de söz konusu olamayacağı, ayrıca Fonun dava konusu alacağını temellük edenden aldığı ivaz karşılığında temlik etmesi sebebiyle söz konusu alacaklar üzerindeki tasarruf yetkisini kaybettiği , zararın tekliği ilkesi gereği aynı zararın iki kez tahsil edilemeyeceği ve bu nedenlerle davalıların aleyhine TTK’ nin 341. Maddesine istinaden açılan mali sorumluluk davasına devam edilemeyeceği kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamından önce alınan bilirkişi raporun hüküm vermeye yeterli olmadığı anlaşıldığından dosya üzerinde hukukçu, smmm ve bankacı bilirkişiden oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulu vasıtası ile 2. kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi kurulu raporunda; davalının 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ nun 133. 141. ve Geçici 16. Madde, TTK’ nin 336. vd, 342. ve 309. maddeleri gereği sorumluluğun maddi ve şekli şartlarının gerçekleştiği, Davacı TMSF tarafından sorunlu kredileri devir alınan … tarafından … Kağıt Ve Kırtasiye Ltd. Şti’ ne kullandırılan kredi nedeniyle birimlerin sorumlu olduğu, Gayrettepe Şubesinin kusur oranının % 40, Genel Müdür Krediler Genel Müdür Yardımcısı ile Krediler biriminin kusur oranının % 40 ve davalı …’ inde yeterli denetimi yapmadan kredileri onaylamak suretiyle banka zararına neden olduğu ve kusur oranının % 20 olması gerektiği, davalının sadece genel müdürlük birimleri tarafından onaylanan krediden sorumlu olması gerektiği , şube elemanlarının sorumluluğunun ana para 14.477,84-TL, faiz 27.412,68-TL olmak üzere 41.890,53-TL, genel müdürlük krediler müdürlüğünün sorumluluğunun ana para 14.477,84-TL, faiz 27.412,68-TL olmak üzere 41.890,53-TL, davalı genel müdürün sorumluluğunun anapara 7.238,91-TL, faiz 13.706,35-TL olmak üzere toplam 20.945,26-TL, toplam tüm sorumluluğun anapara 36.194,59-TL, faiz 68.531,73-TL olmak üzere 104.726,32-TL olduğu, davalının zaman aşımı definin Bankacılık Kanunu 133. ve geçici 16. Madde karşısında haklı olmadığı, davalının ibra edildikleri ve ibra kararının iptal edilemeyeceği yönündeki savunmalarının da Bankacılık Kanunu 133 ve geçici 16. Madde karşısında haklı olmadığı, davalıdan % 253 temerrüt faizi talep edilemeyeceği, yalnızca 3095 sayılı Kanun’ un 2.II. maddesi uyarınca ticari temerrüt faizi istenebileceği görüş ve kanısına varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Yargıtay ilk bozma ilamı doğrultusunda yapılan temlikin ivazlı olup olmadığı, ivazlı ise bunun miktarı konusunda TMSF 1. Tahsilat Dairesi ile … Varlık Yön. A.Ş’ ye yazı yazılmış, alınan … Varlık yazı cevabında; TMSF tarafından yapılan 2. Alacak satış ihalesi kapsamında toplam ana para büyüklüğü yaklaşık 933.8 milyon USD olan ve 10.812 adet alacak kaydından oluşan satış portföyünün 161 milyon USD peşinat tutarı ve % 43 hasılat paylaşımı oranı karşılığında devir ve temlik aldığı, temlik bedelinin tüm portföy nazara alınarak belirlendiği, her bir alacak için ayrıca değerlendirme yapılmadığı, bununla birlikte peşinat tutarının satış portföyündeki alacakların toplam ana para tutarına olan oranı esas alınarak yapılan hesaplamada; … arşiv numaralı ( … İnş. Turizm A.Ş.) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 1.529,45-USD ,… arşiv numaralı ( …Tekstil Ve Yapı Malzemeleri İth. İhr.San. Ve Tic. Ltd. Şti.) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 1.274,87-USD ,… arşiv numaralı (… Kağıt Ve Kırtasiye Ürünleri Tic. Ltd.Şti. ) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 4.732,44-USD ,… arşiv numaralı ( … Eğitim Öğretim A.Ş.) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 1.529,45-USD olarak tespit edildiği, söz konusu alacaklar ile ilgili olarak şirket tarafından bugüne kadar her hangi bir tahsilat sağlanamadığından TMSF’ ye ödenmiş bir hasılat payı bulunmadığı belirtilmiş,
TMSF 1. Tahsilat Dairesi Başkanlığı’ nın yazı cevabında da; kurum bünyesinde 2. Tahsilat Daire Başkanlığı tarafından verilen bilgiye istinaden 2. Alacak satış ihalesi kapsamında toplam ana para büyüklüğü yaklaşık 933.8 milyon USD olan ve 10.812 adet alacak kaydından oluşan satış portföyünün 161 milyon USD peşinat tutarı ve % 43 hasılat paylaşımı oranı karşılığında … Varlık Yönetim A.Ş’ ye devir ve temlik edildiği, temlik bedelinin tüm portföy nazara alınarak belirlendiği, her bir alacak için ayrıca değerlendirme yapılmadığı, bununla birlikte peşinat tutarının satış portföyündeki alacakların toplam ana para tutarına olan oranı esas alınarak yapılan hesaplamada;… arşiv numaralı ( … İnş. Turizm A.Ş.) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 1.529,45-USD … arşiv numaralı ( …Tekstil Ve Yapı Malzemeleri İth.İhr.San. Ve Tic. Ltd. Şti.) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 1.274,87-USD 1065009 arşiv numaralı ( … Kağıt Ve Kırtasiye Ürünleri Tic. Ltd.Şti. ) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 4.732,44-USD … arşiv numaralı ( … Eğitim Öğretim A.Ş.) alacağa tekabül eden peşinat tutarının 1.529,45-USD olarak tespit edildiği, söz konusu alacaklar ile ilgili olarak … Varlık Yönetim A.Ş tarafından her hangi bir tahsilat sağlanamadığından kuruma ödenmiş bir hasılat payı bulunmadığı belirtilmiştir.
İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının … Bankası TAŞ …, borçluların …Tekstil Ve Yapı Malzemeleri İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve …, borç miktarının 10.749,18-TL olduğu belirlenmiştir.
İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyasının incelemesinde ; alacaklının … Bankası TAŞ …, borçluların … Eğitim Öğretim A.Ş ve …, borç miktarının 1.492,33-TL, olduğu belirlenmiştir.
İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının … Bankası TAŞ …, borçlunun …, borç miktarının 10.875,00-TL, olduğu belirlenmiştir.
İstanbul 14. İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının … Bankası TAŞ …, borçlunun …, borç miktarının 10.875,00-TL olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay ilk bozma ilamı kapsamı ile gelen ve mevcut olan dosyalar ile bozma ilamından sonra alınan yazı cevapları ile taraf itiraz ve beyanları değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesi için ikinci bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmiş, alınan 16/03/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; davacının davalıdan 17/03/2006 temlik sözleşme tarihi itibariyle ( temlik bedelinin düşülmesi sonucu ) 36.194,59-TL ana para, 381.620,17-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 417.814,76-TL alacaklı olduğu, bu tarihten itibaren de sözleşmeye göre bankanın bu kredi alacağı için isteyebileceği sözleşmesel faizin işlemeye devam edeceği, dava tarihi itibariyle zaman aşımı süresinin dolmadığı görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Taraflarca ek rapora itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişi heyetine yeniden tevdi edilmiş, alınan 13/10/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu 2. Ek raporunda; kök ve 1. Ek raporda açıklanan görüşlerde ve yapılan tespitlerde bir değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, davalının genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde yapmış olduğu usulsüz ve mevzuata aykırı işlemleri nedeniyle banka zararına yol açtığı gerekçesiyle banka zararının tahsili için davalı hakkında dava açıldığı,
Uyuşmazlığın; Bankacılık Mevzuatı ve bu Mevzuat’ daki yollamalar doğrultusunda 6762 sayılı TTK’ nin anonim ortaklıkta yönetim kurulu üyeleri ve müdürlerin sorumluluğuna ilişkin 336 vd. 340 ve 342. maddenin yollaması ile 309. maddesine tabi olduğu,
Kredilerin açıldığı dönemde yürürlükte olan 3182 sayılı Bankalar Kanunu’ nun 86. II maddesinde; “ Türk Ticaret Kanunu’ nun sorumluluğu gerektiren hükümleri saklıdır. ” düzenlemesi ile TTK hükümlerine atıf yapıldığı,
Sorumluluk davasının açılabilmesi için; 6762 sayılı TTK’ nin 341. Maddesi gereğince genel kurulca yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılmasına karar verilmesi ayrıca 6762 sayılı TTK’ nin 380. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri ve müdürler hakkında banka genel kurulu tarafından açık veya bilançonun tasdiki suretiyle zımni ibra kararı alınmamış olması gerektiği,
Yargılamanın devamı esnasında 01/11/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ nun 133. maddesinde; “ Faaliyet izni kaldırılan bankaların tasfiyelerinin tamamlanması ancak iflas veya tasfiye masa alacaklarının tahsil edilememiş olması hâlinde, bankanın sorumlulukları tespit edilen ortakları, yönetim kurulu eski üyeleri ve denetçileri aleyhine varsa ibralarının iptali ve işlemleri nedeniyle verdikleri zararın tazmini için tasfiyenin tamamlanmasını müteakip beş yıl içinde Fon tarafından dava açılabilir. Fon bankalarının hisselerinin üçüncü kişilere devir veya intikali hâlinde banka tarafından, bankanın eski ortakları, yöneticileri ve denetçileri hakkında açılmış olan dava ve takiplere Fon tarafından kanunî halef sıfatıyla kaldığı yerden devam olunur. Bu dava ve takipler sonucunda hükmolunacak tutarlar Fona ait olur. Bu bankaların başka bir bankaya devredilmesi ya da başka bir banka ile birleşmesi, hisselerinin üçüncü kişilere devredilmesi ya da tasfiyelerine karar verilmesi hâlinde, bu işlemlerin tamamlanmasını takip eden beş yıl içinde bankanın sorumlulukları tespit edilen yönetim kurulu eski üyeleri ve eski denetçileri aleyhine varsa ibralarının iptali ve işlemleri nedeniyle verdikleri zararın Fon adına tazmini istemi ile Fon tarafından dava açılabilir. Dava açılmasına dair Fon Kurulu kararı dava şartı olarak aranan genel kurul kararı yerine geçer … ” düzenlemesinin bulunduğu, yine aynı Yasa’ nın Geçici 16. Maddesinde “ Bu Kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir. ” düzenlemesinin bulunduğu, 5411 sayılı Yasa hükümlerinin geçmişe etkili olduğunun öngörülmesi sebebiyle davacı TMSF tarafından ibraz edilen 23/03/2004 tarih ve 86 sayılı karar ile yine davacı tarafından ibraz edilen 19/10/2006 tarih ve 506 sayılı davaya halef sıfatıyla devam kararının 5411 sayılı Yasa’ nın 133. maddesi hükümleri gözönüne alınarak sorumluluk davasının açılması açısından yeterli sayılmasının gerektiği,
6762 sayılı TTK’ nin 380. maddesine göre ibranın geçerli olabilmesi için; davaya konu kredi ile bilgilerin genel kurula sunulan şirket bilançolarında yer alması gerektiği, ibranın sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içereceği, açıklanmamış, belgeye dayandırılmamış ve vasat yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konulardaki ibranın yok sayılmasının gerektiği, bütün bu hususların genel kurulda ortaya konulup görüşüldükten sonra yöneticilerin sorumluluk halleri ve ortaklığa verdikleri zarar açıkça saptanıldığı halde genel kurulca sorumluluk davası açılmasına yer olmadığına ve ibraya karar verildiği takdirde böyle bir ibraya geçerlilik tanınabileceği, olayda bu anlamda bir ibranın olmadığı, davalının ibralarının gerçekleşmediği ve sorumluluk davasının diğer koşulu olan ibra edilmemiş olmak koşulunun gerçekleşmiş olduğu,
6762 sayılı TTK’ nin 309. maddesinde; “ Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanunu’ na göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur. ” düzenlemesinin bulunduğu,
Dava konusu edilen olay ile ilgili düzenlenen müfettiş raporunun genel müdürlüğü arz tarihinin 19/04/1999 olup davanın ise 05/02/2001 tarihinde açıldığı ve 6762 sayılı TTK’ nin 309. Maddesinde belirtilen öğrenme tarihi ile ilgili 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, davalı genel müdür 06/08/1997 – 08/06/1999 tarihleri arasında görev yaptığından 309. maddedeki 5 yıllık sürenin de dava açılış tarihi itibarıyla dolmadığı ve davanın zamanaşımına uğramadığı,
Sorumluluk davaları açısından kural olarak; yönetim kurulu üyelerinin şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamayacakları ancak 6762 sayılı TTK’ nin 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticilerin oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olacakları, yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulünün gerektiği, Türk Ticaret Kanunu’ nun yönetim kurulu üyeleri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngördüğü ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul ettiği, TTK’ nin 338. maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu olduklarının düzenlendiği,
Davalının 06/08/1997 – 08/06/1999 tarihleri arasında genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olduğu, davalının sadece kendi oluru ile açılan ve kullandırılan ve banka zararına yol açan işlemlerden sorumlu tutulabileceği, davalının sadece … Kağıt Ve Kırtasiye Ürünleri Tic. Ltd. Şti’ ne kullandırılan 15.000,00-TL lik senet karşılığı avans kredisinde ” olur ” unun bulunduğu, söz konusu kredi ile ilgili şube teklifinde istihbarat bulunmadığı ancak … Gayrettepe Şubesinin teklifi üzerine 17.10.1997 tarihli olur belgesinde davalının, “borçlu istihbaratının olumlu olması, gerçek alım satımdan kaynaklanan müşteri çek ve senetlerinin %50 marjla teminata alınması, kredi tahsis şartlarına uygun olarak kullandırılması” şartlarıyla olur verdiği, öneri çizelgesinde ise 25 Milyar TL’lik müşteri çeklerinin mevcut olduğunun bildirildiği, 23.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere konu ile ilgili olarak düzenlenen müfettiş raporunda, olur tarihinde …’a ait 10.000.- TL ve 15.000.- TL bedelli çeklerin mevcut olduğu, ancak 22.11.1997 tarihinde bu çekler yerine … tarafından keşide edilen 25.000.- TL tutarındaki çekin alındığı, kredi tahsis mektubunda gerçek alım ve satımdan kaynaklanan müşteri çeki alınması talimat edildiği halde kredinin kullandırılması esnasında talimata uyulmadığının belirtildiği ve davalının verdiği şartlı onay koşullarına uyulmadığı tüm bu hususlar göz önüne alındığında davalının özen yükümünü yerine getirdiği, kusursuzluğunu ve sorumluluğunun bulunmadığını ispatlamış sayılmasının gerektiği ve davalının oluşan zarardan sorumlu olmadığı incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE ,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan davacı tarafça peşin yatırılan 5.550,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine
Mahkememizce çıkartılan 30/05/2018 tarihli Harç Tahsil Müzekkeresinin işlem yapılmaksızın iadesinin istenilmesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 5411 sayılı Yasa’ nın 133/son maddesi hükmü gereğince hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … ‘in yüzlerine karşı açıkça okunup, anlatıldı. 24/03/2022

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)