Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/86 E. 2023/541 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/86 Esas
KARAR NO : 2023/541
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 04/02/2020 tarihli dava dilekçesinde; İzmir … İcra Müd’nün 2019/8694 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde davacı, eşi … ve senetlerin lehtarı olan …’ın borçlu, davalı …’ın ise alacaklı olarak yer aldığını, ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmediğini, tebligatın eşi tarafından alındığını, davacıya bilgi verilmediğini, icra dosyasının davacının E Devletine işlenmediğini, davacının icra takibinden aylar sonra tesadüfen haberdar olduğunu, icra takibine konu senetlerin 15/11/2017 keşide ve 01/01/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 15/08/2008 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 01/10/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 01/04/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 01/07/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 15/05/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 15/02/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli senetler olduğunu, senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığı gibi kendi içerisinde çıplak gözle dahi anlaşılabilecek farklılıklar içerdiğini, davacının imza örneklerinin temin edilerek bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılması taleplerinin olduğunu, icra takibi sonucu Antalya İli Konyaaltı İlçesi … Mahallesi 6430 ada 8 parsel … numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın satışa çıkarıldığını, ihale gününün 16/03/2020 olduğunu, taşınmazın paylı mülkiyet niteliğinde olup 1/2 payının …’a ,1/2 payının davacıya ait olduğunu, icra takibinin durdurulmasının gerektiğini, HMK 209/1 hükmünün emredici nitelikte olup, sahtecilik iddialarına ilişkin olarak özel hüküm niteliği taşıdığı, gerçekten de ilgili maddenin “MADDE 209- (1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmünü içerdiğini, hem sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davalarında ve hem de kambiyo senetlerine dayalı icra takiplerinde HMK’nın 209/I maddesinin tereddütsüz uygulanması gerektiğinin pek çok Yargıtay kararında vücut bulduğunu, sahteliği iddia olunan senedin bu iddianın ileri sürülmesi (veya davanın açılması) üzerine hiç bir işleme esas alınamayacağından o senede dayanılarak yürütülmekte olan işlemlerin olduğu yerde durduğunu, sahtelik davasının nitelik itibariyle bir menfi tespit davası olmasından hareketle, menfi tespit davasının başlamış bir icra takibine etkisi konusunda İİK. m. 72 de yer alan düzenlemenin, sahtelik iddiasında da uygulama alanı bulup bulamayacağı konusunda bir tereddüt akla gelebilirse de, HMK. m. 209/1’deki düzenlemenin, İİK. m. 72 karşısında özel hüküm teşkil etmesi sebebiyle, sahtelik iddiasında bulunulması ya da sahtelik davası açılması durumunda İİK m. 72’nin uygulanması ya da sahtelik davası açılması durumunda İİK. m. 72’nin uygulama alanı bulamayacağının aşikar olduğunu, zira İİK. m. 72’deki menfi tespit davasının, icra takibine konu borcun sona erdiği iddiasıyla ve borcu sona erdiren her türlü sükût sebebine (ödeme, ibra, takas, feragat, butlan vb.) dayanılarak açılabildiğini oysa bu sebeplerden bir tanesi olan sahtelik iddiasının söz konusu olduğu durumun, kanun koyucu tarafından ayrılarak, HMK’da özel olarak düzenlendiğini, dolayısıyla, sahtelik iddiası dışındaki diğer tüm sebeplere dayanılarak açılan menfi tespit davalarının İİK. m. 72’nin kapsamına girerken, sahtelik sebebine dayanan menfi tespit davasının HMK. m. 209’daki özel düzenlemenin konusunu oluşturacağını ve bu tür bir iddia ya da davanın icra takibine etkisinin de İİK. m. 72’ye göre değil, HMK. m. 209’a göre belirlendiğini, tıpkı doktrin gibi Yargıtay … Hukuk Dairesi ‘ nin de HMK. m. 209’un uygulanması bakımından senedin kambiyo senedi olup olmaması arasında bir fark gözetmediği ve sahtelik iddiası ya da davasının varlığında HMK. m. 209/1 hükmü gereği sahteliği iddia olunan senede dayanılarak başlatılmış olan icra takibinin de (teminatsız olarak) durdurulması gerektiğine karar verdiğini, davalı ve diğer şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının tüm mal varlığının sahtecilik işlemi ile satışa konu edildiğini, davalı ile yapılan görüşmelerde karşı tarafın imzanın davacıya ait olmadığını bildikleri ve takipten vazgeçeceklerini şifahen beyan ettiklerini, karşı tarafla yaptıkları görüşmelerde taşınmazdaki haczin kaldırılması talebi ile talepte bulunduklarını, harcın yatırılması akabinde harcın kalkacağının beyan edildiğini, icra emrinin davacıya tebliğ edilmemesi, gayretleri dosyanın kapatılacağının beyan edilmesine rağmen taşınmazın satış aşamasına getirilmesi, icra dosyasının davacıya ait E Devlet sistemine kaydedilmemesi ve imzaların davacıya ait olmadığının bilinmesinin davalı yanı kötü niyetli kıldığını, yasa doğrultusunda arabulucuk başvurusu gerçekleştirildiğini ve anlaşma sağlanamadığını belirtmiş ,İzmir … İcra Müd’nün … sayılı icra takibinin ve taşınmazın satışının tedbiren durdurulmasına, İzmir … İcra Müd’nün … nolu dosyası ile takibe konu olan bonolardaki imzaların davacıya ait olmaması sebebiyle takibin iptaline, %20 kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 23/03/2020 tarihli cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde … İM … sayılı dosyasına dayanak bonolardaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasında bulunduğunu, iddianın mesnetsiz olduğunu, icra takibinin 31/05/2019 tarihinde açıldığını, borçlu … adına gönderilen ödeme emrinin 01/06/2019 tarihinde aynı konutta yaşayan yakınına teslim edildiğini, tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığını, ödeme emri dışında borçlulara 103 davetiyesi ve kıymet takdiri gibi icra işlemler sonucu itiraza tabi evrakların da yollandığını, bu hususların davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, imzaya itirazın borçlunun takip konusu yapılan kambiyo senedindeki imzayı inkar etmesi hali olduğunu, borçlunun imza itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde açıkça dilekçe ile icra mahkemesine yapması gerektiğini aksi halde kambiyo senedindeki imzanın takip bakımından borçluya ait sayılacağını, davacının borçtan haberi olmadığı iddiasının mesnetsiz olduğunu, borçlu … ile davacının karı koca olup aile içerisinde bu borcun konuşulmasının kaçınılmaz olduğunu, davalının bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığını bildikleri iddiasının asılsız olduğunu, davalı tarafça takip başlatıldığını, Mernis adreslerine tebligat gönderildiğini, davacının icra emrinin davacıya tebliğ edilmemesi gayretleri ithamının komik olup PTT memurunun işini dahi alacaklı tarafın yaptığını düşündüklerini gösterdiğini, davacının icra takibinin davacının E Devlet sistemine kaydedilmemesini de davalının kötü niyetine bağlamış olmasının haklı çıkabilmek adına sergilemiş olduğu son çırpınışları olduğunu, davacı yan tarafından arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, Arabuluculuk Daire Başkanlığının … numarasında kayıtlı evrakın son tutanağının aslının davacı tarafından ibraz edildiğini, davacının bonolardaki imzaların borçlu …’a ait olmadığı iddialarının kabul edilmediğini, imzanın borçluya ait olduğunu, bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini belirtmiş , davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının …, borçluların … , … ve … , borç miktarının 1.472.008,90 TL, takip dayanağının 01/01/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/08/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 01/10/2018 tarih 175.000,00 TL bedelli, 01/04/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 01/07/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/05/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli ve 15/02/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli senetler, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olduğu belirlenmiştir.
İzmir CBS’nin … Esas sayılı evrakının incelemesinde; müştekilerin … ile … , sanığın … , suçun Resmi belgede sahtecilik, suç tarihinin 15/11/2017 olduğu, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı belirlenmiştir.
İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyasının incelemesinde; müştekilerin … ve …, sanığın … , suçun Resmi Belgede Sahtecilik olduğu, mahkemenin 19/04/2022 tarihli kararı ile savunmanın aksini gösterir mahkumiyete yeter , her türlü şüpheden uzak , kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden 06/05/2022 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Davalı … ‘ ın yargılamanın devamı esnasında 20/11/2021 tarihinde vefat ettiği belirlenmiş , davalı mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyasında takip konusu edilen 01/01/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/08/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 01/10/2018 tarih 175.000,00 TL bedelli, 01/04/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 01/07/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/05/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli ve 15/02/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli senetlerdeki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak İstanbul ATK dan rapor istenmiş, İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinin 06/02/2023 tarih, 8562 nolu raporunda; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu senetlerde ödeyecek bölümünde altta atılı imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafça davalı tarafından İzmir İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konu edilen15/11/2017 keşide ve 01/01/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 15/08/2008 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 01/10/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 01/04/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 01/07/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 15/05/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli, 15/11/2017 keşide ve 15/02/2018 tarihli 175.000,00 TL bedelli senetler dolayısıyla senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığından bahisle İzmir … İcra Müd’nün … nolu takibinin iptaline, %20 kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesine yönelik olarak davalı hakkında Mahkememize dava açıldığı, alınan İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesinin 06/02/2023 tarih, … nolu raporunda inceleme konusu senetlerde ödeyecek bölümünde altta atılı imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin belirtildiği , sahtecilik definin senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup mutlak defi mahiyetinde olduğu bu nedenle iyiniyetli dahi olsa senetleri elinde bulunduran da dahil olmak üzere herkese karşı ileri sürülebileceği, senetlerdeki imzanın davacıya ait olmaması sebebiyle davacının senetler dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin gerektiği, davacı tarafça dava dilekçesinde yalnızca takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği , HMK 26. Maddesi gereğince talep ile bağlı kalınmasının gerektiği , davacı tarafça kötü niyet tazminatının da talep edildiği , davalı tarafça yapılan takibin davacı yönünden haksız olduğu ancak davalı … ‘ ın senetlerde ciranta konumunda olup davalının davacının imzasının sahte olup olmadığını bilemeyeceği , davalı tarafça yapılan takibin davacı yönünden kötüniyetli olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış , davanın kısmen kabulü ile İzmir … İcra Müd. … sayılı takibin davacı … yönünden iptaline, ,yasal şartları oluşmayan davacının kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir … İcra Müd. …. sayılı takibin davacı … yönünden İPTALİNE,
İcra takibinin davacı … yönünden DURDURULMASINA,
Yasal koşulları oluşmayan davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 100.552,93 TL harçtan peşin alınan 25.138,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 75.414,69 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına ,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 165.761,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29 davetiye gideri 825,50-TL, posta masrafı 401,80 TL , Adli Tıp inceleme ücreti 3.428,00 TL olmak üzere toplam 4.655,30-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 25.200,44-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına ,
Dair tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu acık olmak üzere oy birliği ile verilen karar davacı vekili Av. …’in yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda, açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/07/2023
Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı