Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/742 E. 2023/25 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/742
KARAR NO : 2023/25

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının otobüs durağı kenarında yaya olarak yürürken 31.08.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, çarpmanın etkisiyle kafasını çarptığını ve bayıldığını, kaza tespit tutanağında kazanın oluş biçiminin hatalı değerlendirildiği, müvekkilinin kusurlu olmamasına rağmen asli kusurlu atfedildiği, İzmir CBS’nin … soruşturma sayılı dosyasında söz konusu suçun şikayete tabi olduğu, müvekkilinin de panik halinde vermiş olduğu ifade ile şikayetçi olmadığını belirttiğinden … hakkına Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, müvekkilinin söz konusu olay neticesinde fiziksel ve ruhsal sağlığı açısından zarara uğradığını, kazanın etkisiyle meydana gelen sinir hücrelerinin tahribatı sonucunda neredeyse yürümez hale geldiğini, müvekkil … Sigorta A.Ş’ye kaza sonucu yaralanma ve sağlık kaybı nedeniyle tazminat ödenmesi ile ilgili 26.11.2019’da talepte bulunduklarını, ancak ilgili sigorta şirketi tarafından herhangi bir zarar karşılanmadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı …Makina Sanayi A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil davalı şirket bir belediye iştiraki olup, İzmir içerisinde otobüsleriyle toplu taşıma hizmeti verdiğini, Kaza günü davalı … sevk ve idaresindeki müvekkil şirkete ait … plaka sayılı araç İkiçeşmelik istikametine doğru seyrederken, yolcu almak amacıyla Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerindeki durağa yanaştığı esnada; davacı … durağın karşısı olan sol taraftan aniden otobüsün önüne atladığı, Müvekkil şirkete ait aracın davacı ….a çarpması sonucu davacı İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmiş, akabinde davalı … ile birlikte Anafartalar Polis Merkezi Amirliğine giderek ifade verdikleri, Davacı her ne kadar kazanın sürücü……ın dikkatsizliği ve tedbirsizliği neticesinde gerçekleştiğini iddia etse de bu iddia gerçekleri yansıtmadığı, Davacı, karşıdan karşıya geçmek için yaya geçidi olmayan bir yolda müvekkil şirkete ait otobüsün önüne atlamıştır. Sürücü … ise davacıyı gördüğü gibi hemen fren yaptığı, asıl dikkatsizlik ve tedbirsizliği, yola hiçbir surette dikkat etmeyerek otobüsün önüne atlayan davacı gerçekleştirdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın meydana gelişinde müvekkil sürücü …’ın kusuru bulunmadığı, Kazadan sonra düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında da açıkça tespit edildiği gibi, davacı …’ın, 2918 sayılı KTK’nın 138/b maddesini ihlal ettiği ve kazada asli kusurlu olduğu, davacı yayanın, 60 metre ilerideki ışıklı yaya geçidini kullanmayarak akan trafiğin arasından karşıya geçmeye çalışmış ve bu nedenle kaza meydana geldiği, Burada davacı yanın iddia ettiği gibi müvekkil sürücünün dikkatsizliği ve tedbirsizliği değil, yaya …’ın dikkatsiz ve tedbirsiz davranışları söz konusu olduğu, kusurun hukuka uygun şekilde tespiti için dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, Kazanın meydana gelişi, meydana gelen zarar ve müvekkil sürücünün sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alındığında talep edilen manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı torba kanunu uyarınca davadan önce başvuru yapmak ve gerekli belgeleri ibraz etmek zorunlu hale getirildiği, ancak davacı tarafından gerekli belge ibraz edilmeden işbu dava açıldığu, sürekli sakatlık raporu başvurda ibraz edilmesi gereken elzem belgelerden olduğu, ancak davacı taraf işbu belgeyi sunmaksızın işbu davayı açtığı, sürekli sakatlık raporunun olmaması halinde herhangi bir hesaplamanın yapılabilmesi de mümkün olmadığı, bu nedenle esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan, davanın usulden reddi gerektiği, Davacı taraf davadan önce başvuruda bulunmuş ancak Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca gerekli belgeleri ibraz etmeden işbu davayı açmıştır. Bu sebeple, işbu dava anılan maddeye ve KTK’ nın değiştirilen 97. Maddesine aykırılık teşkil ettiğinden reddi gerektiği, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkil şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, davacı tarafın tedavi gideri taleplerinin müvekkil şirket açısından reddi gerektiğini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davacı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında, “dilekçede belirtilen nedenlerden ötürü 30.000 TL Manevi ve fazlaya ilişkin talep, dava ve ıslah hakkımız saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL Maddi tazminatın 31.08.2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline” şeklinde talepte bulunduğu, talebin bu haliyle açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde yer almasını emreden 6100 sayılı yasanın 119/1-ğ maddesi hükmüne aykırı olduğu, davacı vekilinin kaza sonucunda neyi ne miktarda istediğinin hiçbir surette açık olmadığı, açık olmayan talep sonucunda neyin ne miktarda istendiği belli olmadığından, mahkemece istemin haklılığını muhakeme etmek için bilirkişiye başvurulup başvurulmayacağı, bilirkişinin neye yönelik tespitlerde bulunacağının belirsizliği, bu durumun hüküm aşamasında davanın kabul veya reddine dair verilen karara doğrudan etki edeceği, dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmaması durumunda mahkemece hangi istem için ne yönde hüküm kurulacağının da belirlenemeyeceği, bunun bir yansıması olarak yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin, istinaf mahkemesine başvuru işlemlerinin belirsiz olacağı ve bu hususun hak kaybına neden olacağı, talep sonucunun 6100 sayılı yasanın 119/1-ğ maddesine göre davacı tarafa açıklattırmanın hakimin davayı aydınlatma ödevinin bir yansıması, uzantısı olduğu, anlaşılmakla mahkememizce 6100 sayılı yasanın 119/1-ğ ve 119/2 maddeleri gereğince davacı vekiline açık bir şekilde talep sonucunu bildirmesi için 01/11/2022 tarihli celse de 1 numaralı ara karar ile huzurda ihtarat yapıldığı, davacı vekilince ilgili eksikliğin giderilmesi için 03/11/2022 tarihinde dilekçe verildiği, dilekçede davacı vekilince “Müvekkil kaza sonrası yaşadığı ve halen devan eden sinir hücresi tahribatı nedeni ile sağlığını kaybetmiş, icra etmekte olduğu tır şoförlüğünü artık yapamaz hale gelerek işsiz kaldığından SGK kayıtlarının ve sunmuş olduğumuz diğer delillerin incelenmesi ile de ortaya çıkacağı üzere ortalama olarak çalışamadığı her ay için maaş ve sefer primi dahil olmak üzere toplam 7.500,00TL gelirden yoksun kaldığından-hesap hareketleri ve dosyaya sunduğumuz dekontlardan bu husus sabittir, (bilirkişi incelemesi-(hesap bilirkişi uzmanı)- yapılması ile yoksun müvekkilin yoksun kaldığı maaş ücreti ortaya çıkacağından şimdilik fazlaya ilişkin hakkımızı saklı tutarız)- ve yine müvekkil kaza sonrası sağlık sorunları ile uğraştığından ve sağlığına kavuşabilmek adına tedavi sürecinde tüm masraflarını kendi karşıladığından gerek hastane kayıtları ile SGK kayıtları gerekse de dosyaya sunmuş olduğumuz faturaların bilirkişi marifeti ile incelenmesi sonucu ortaya çıkacak maddi zararın tazmini açısından fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00TL maddi tazminat talebimiz bulunmaktadır” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Yapılan incelemede davacı vekilinin;
Gelirden yoksun kalma,
Tedavi giderleri,
Tazminatı istemlerinin bulunduğu, dava dilekçesinde ise 5.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ve talep sonucu açıklama dilekçesi ile birlikte mahkemece huzurda yapılan ihtarat değerlendirildiğinde, davacı vekilinin 5.000,00 TL tazminat isteminden ne kadarının gelirden yoksun kalma ne kadarının tedavi gideri istemine ilişkin olduğu belirtilmediğinden, 119/1-ğ ve 119/2 maddelerine göre yapılan ihtarata uygun surette eksikliği gidermediği anlaşılmakla ve hukuk mahkemelerinde 6100 sayılı yasanın aynı doğrultuda uygulanması gerekliliğinin ve görev alanı farklı her bir hukuk mahkemesinde aynı probleme ilişkin 6100 sayılı yasanın farklı uygulanmasının adil yargılanma ilkesini, hukuki güvenlik ilkesini zedeleyeceği anlaşılmakla, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin aynı doğrultudaki Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 08/01/2019 tarih ve 2731/142 sayılı kararı da göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın 5.000 TL lik maddi tazminat istemi yönünden AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-)Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
3-)Manevi tazminat istemi yönünden dosyanın tefrik edilerek alınacak yeni esas üzerinden yargılamanın YÜRÜTÜLMESİNE,
4-)Mahkememiz dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-)Davalı taraflar dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden ötürü karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’e göre 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
6-)Kararın kesinleşmesinden sonra artan gider avansının bulunması halinde taraflara İADESİNE,
7-)1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalılar vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023

Katip…
e-imzalıdır

Hakim…
e-imzalıdır