Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/737 E. 2021/1090 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/737 Esas
KARAR NO : 2021/1090

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize verdiği 23/12/2020 tarihli dava dilekçesinde: davacı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında imzalanan kredi sözleşmeleri gereğince firmaya … numaralı Taksitli Ticari Kredi tahsis edildiğini, davalı …’ nin söz konusu kredilere müteselsil kefil olduğunu, kullandırılan … nolu KGF teminatlı Taksitli Ticari Kredi hesabının, sözleşme hükümleri uyarınca kat edilerek İzmir … Noterliği’nin 10.01.2020 tarih, … yevmiyeli ihtarnamesinin keşide edildiğini, kredi müşterisi şirket ve kefillerine Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca muaccel alacağın tamamının fer’ileri ile beraber ödenmesi hususunda ihtarnameler gönderildiğini ancak borcun ödenmediğini, kredi borcunun geri ödenmemesi üzerine davalılar hakkında İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız takibe geçildiğini, dava dışı ….A.Ş. kefili bulunan … ‘ nin yetkiye, imzaya, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, itirazın tebliğ edilmediği, itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğinin haricen öğrenildiğini, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk dava ön şartı olarak arabuluculuk müessesesine başvurulduğunu ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, davalıların borca itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu ,davacı alacağının yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, takipten itibaren işleyecek faiz oranının da tamamen yasal ve haklı olduğunu, faizin taraflar arasındaki sözleşmeye ve yasalara uygun olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede yer alan temerrüt hükümlerine göre temerrüt durumunda krediden sorumlu bulunanların bankaca borçlu cari hesap şeklinde işletilen kredilere kat tarihi itibariyle uygulanan en yüksek faizin 2 katı kadar temerrüt faizi ödemesi gerektiğini, davalının imzaya itirazı mevcut ise de gerek sözleşmedeki gerekse de ödeme planındaki imzaların davalıya ait olduğunun açık olduğunu, gerekli görülmesi halinde davalının imza örnekleri toplanarak yapılacak imza incelemesi ile imzaya itirazın da yersiz olduğunun anlaşılacağını, davalının yetkiye itirazı mevcut ise de bu itirazın da takibe konu ticari kredi sözleşmelerinde yer alan yetki şartları gereğince yersiz ve kötü niyetli olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirket kanuni ikametgahı İzmir olan bir şirket olup davalı şirket ortağının da şirket faaliyetlerini şirket gibi İzmir’de yürüttüğünü, davalı ile imzalanan kredi sözleşmesinde uyuşmazlıkların İzmir Mahkemelerinde halli hususunda yetki şartının da mevcut olduğunu, kefiller yönünden de yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu, icra takibinin yetkili icra dairesinde açıldığını, yetki itirazının haksız ve kötü niyetli olup yasal dayanağının olmadığını, yetki meselesinin ön inceleme aşamasında ön sorun olarak ele alınması ve mahkemenin yetkili görülerek davanın esası hakkında tahkikata geçilmesi gerektiğini, takip konusu alacağın likid ve muayyen olduğunu, borçluların itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde İcra İflas Yasasının 67/2 maddesi gereğince davacı lehine icra inkar tazminatına da hükmedilmesinin talep edildiğini, davacı banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın varlığı ve tutarının kanıtlanacağını, İcra İflas Yasasının 63. maddeleri gereğince borçlu/davalının, icra dosyasına ileri sürdüğü itiraz nedenlerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceğini belirtmiş ,İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından başlatılan takip talebinde gösterilen alacakların tamamına (anapara – akdi faiz – temerrüt faizi – masraf – BSMV) yönelik davalı itirazlarının şimdilik takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarlarına işleyecek faizi ile birlikte 1.743.437,21-TL’si için iptaline, borçlunun imza, faiz, faiz oranı, yetkiye ve sair hususlardaki itirazının tamamının iptaline, davalı hakkında %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil Mahkememize verdiği tarihli 25/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde; … Bankası AŞ. ile dava dışı … AŞ. arasında imzalanan kredi sözleşmeleri gereğince şirkete kredi tahsis edildiğinin doğru olduğunu, davalı … olarak söz konusu kredilere müteselsil kefil olarak imza atıldığını, … Bankası AŞ. tarafından gönderilen ihtarnamenin hatırlanamayan bir tarihte ulaştığını, ödenmesi talep edilen tutarın 12.000.000,00 TL civarında olduğunu, bu bedeli ödeyebilecek gelir yada mal olmadığı için borcun ödenmediğini, İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyası yönünden genel haciz işlemlerinin başlatıldığını, … Banktaki hesaplara bloke konulduğunu, kredi kartlarının kullanılamaz hale geldiğini ve banka kartı ile yalnızca ATM’den emekli maaşı çekilebildiğini, 31/12/2019 tarihinde Aliağa İcra Müdürlüğüne verilen yetkiye, imzaya, borca, faize ve tüm ferilerine o sırada davalının vekili olan avukatın hazırladığı dilekçe ile itiraz edildiğini, dilekçenin davalı tarafından imzalandığını, her ne kadar dilekçede birçok hususa itiraz edilmiş ise de itirazın yalnızca borcun kendisine ve faizine olduğunu, bunun dışında yetkiye ve imzaya herhangi bir itirazın bulunmadığını, borca itirazın haksız olmadığını, davalının kötü niyetli davranmadığını, davalının dava dışı … AŞ.’nin ortaklarından olduğunu, şirket yönetiminin zaman içerisinde basiretsiz yönetim tarzı ile şirketin çöküşe terkedildiğini, davacı … Bankası ve son dönemde şirkete kredi veren bankaların ortaya çıkan sonuçtan müteselsilen sorumlu olduklarını, malı mülkü olmadan ödenmesi mümkün olmayan borçlar için kefalet yükümlülüğünün kabul edilmesi sebebinin o dönem için şirketin borçlarını ödeyebilecek güçleri olduğuna kendi alanında öncü bir şirket olarak büyüme potansiyeline sahip olduğuna ve o dönem için ticari akılla yönetiliyor oluşuna duyulan güven ve inanç olduğunu, kefalet yükümlülüğü nedeniyle davaya dahil olunduğu ancak aynı zamanda azınlık hakları ihlal edilmiş bir anonim şirketi ortağı olunduğunun irdelenmesinin gerektiğini belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … İM’nün … sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının … Bankası AŞ., borçluların … AŞ , … ve …, borç miktarının 1.743.437,21-TL asıl alacak, 36.854,40-TL işlemiş temerrüd faizi, 1.842,72 TL BSMV olmak üzere toplam 1.782.134,33-TL olduğu, ödeme emrinin borçlu … ‘ye 11/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu …’nin 14/02/2021 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin borçlu … yönünden durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Dava ve takip konusu edilen alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve davacı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 06/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda: 10/01/2020 ihtarname tarihi itibariyle ana para 1.741.172,63 TL faiz, 3.482,34 TL BSMV , 174,12 TL olmak üzere toplam 1.744.829,09 TL, 23/01/2020 takip tarihi itibariyle 1.744.829,00 TL ana para, 9.305,75 TL faiz ve 465,28 TL BSMV olmak üzere toplam 1.754.600,12 TL alacak olduğunun tespit edildiği ayrıntılı ve gerekçeli olarak bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde takibin 1.743.437,21 TL için devamına karar verilmesi talep edildiğinden sonuç bölümündeki talep ile ilgili açıklama dilekçesi sunmak üzere davacı vekiline 07/10/2021 tarihli celsede 2 haftalık süre verilmiş, davacı vekilinin Mahkememize verdiği 18/10/2021 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesindeki talep olan 1.743.437,21 TL’nin 23/01/2020 takip tarihi itibariyle 1.740.000,00 TL ana para, 3.411,00 TL faiz, 26,21 TL BSMV olmak üzere toplam 1.743.437,21 TL olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine , takibin bu tutarlar üzerinden devamına karar verilmesinin talep edildiği belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, davacı banka ile dava dışı … AŞ. arasında genel kredi sözleşmelerinin imza altına alındığı, davalı … ‘ nin söz konusu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı,sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmediğinden bahisle davalı … ile dava dışı … AŞ. ve … hakkında icra takibi başlatıldığı, davalı … ‘nin takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, davacı bankanın İzmir Şubesi ile dava dışı … AŞ. arasında 02/06/2014 tarihli 5.160.000,00 TL ve 402.000 USD bedelli ,02/10/2014 tarihli 7.000.000,00 TL ve 250.000 USD bedelli genel kredi sözleşmelerinin imza altına alındığı, 02/10/2014 tarihli sözleşmedeki limitlerin son olarak 11.000.000,00 TL ve 1.205.000,00 USD ye yükseltildiği, sözleşmeleri davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı , davalı … ‘ nin kredi kullanan … AŞ. nin ortağı olduğu , TBK 584/3 maddesine göre ticaret şirketinin ortakları tarafından şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızasının aranmayacağı, bu sebeple davalının kefaleti açısından eş rızasının gerekmediği, kredi sözleşmeleri kapsamında dava dışı asıl borçluya kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi sebebiyle davacı banka tarafından kredi hesapları kat edilerek İzmir … Noterliğinin 10/01/2020 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamede borcun 3 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalı borçlu … ‘ye 15/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının 20/01/2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü , davacı bankanın 23/01/2020 takip tarihi itibariyle davalıdan 1.744.829,00 TL ana para, 9.305,75 TL faiz ve 465,28 TL BSMV olmak üzere toplam 1.754.600,12 TL tutarında alacaklı olduğu ancak davacı bankanın 23/01/2020 takip tarihi itibariyle 1.740.000,00 TL ana para, 3.411,00 TL faiz, 26,21 TL BSMV olmak üzere toplam 1.743.437,21 TL tutarında alacak talebinde bulunduğu, HMK 26. Maddesi gereğince taleple bağlı kalınmasının gerektiği, bu miktarlar üzerinden davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğu ve bu miktarlar üzerinden icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu, davacı tarafça asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren % 48,00 temerrüt faizi ve % 5 BSMV talep edilebileceği , incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABÜLÜ ile, davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen İPTALİ ile takibin davalı yönünden ;
1.740.000,00-TL asıl alacak, 3.411,00-TL işlemiş faiz , 26,21 BSMV olmak üzere toplam 1.743.437,21-TL ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek % 48 temerrüt faizi ve % 5 BSMV ile birlikte, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA,
Takibin devamına karar verilen bölüm üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
2-Alınması gereken 119.094,20-TL harçtan peşin alınan 20.862,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 98.231,32 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına ,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ ye göre hesap edilen 93.820,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 7 davetiye bedeli 106,00-TL, bilirkişi inceleme ücreti 500,00-TL olmak üzere toplam 606,00-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 20.925,08 TL harç bedelinin davalı alınarak davacıya verilmesine,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına ,
Dair tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar Davacı vekili Av. … ‘ın yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …