Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/726 E. 2021/1120 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/726 Esas
KARAR NO : 2021/1120

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 17/12/2020 tarihli dava dilekçesinde; davalının davacı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap bakiyesini ödememesi üzerine, davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalının 26.06.2020 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına, asıl alacağa, ferilerine, ödeme emrine, takip dayanağına, faize, avukatlık ücreti ve masraflara ve dosyanın tüm müstenidatına itirazda bulunduğunu, itirazın iptali davasının ikamesinden evvel, TK 5/A hükmü uyarınca, ara buluculuk müessesesine başvurulduğunu ancak arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığını, davalının borca itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davacının … Belediyesi …. AŞ’den kiraladığı reklam alanlarının pazarlanması için davalı şirket ile 10.07.2018 tarihli sözleşme ile anlaştığını ancak davalı şirketin borcunu ödemediğini, davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan, faturalara dayalı alacağı bulunduğunu , cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak kalemlerinin, usulüne uygun tutulan ticari defterlerde ve vergi dairesinde kayıtlı bulunan BA/BS formlarında da gözüktüğünü, davalı borçlu şirketin faize itirazının da yerinde olmadığını, İzmir … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyası ile borçlu aleyhine başlatılan takipte alacağın değişen oranlarda avans faizi ile tahsilinin talep edildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olduğunu, her iki tarafın da tacir olduğu gözetildiğinde avans faiz talebinin haklı olduğunu, takip öncesi işletilen faizlerin de hukuka uygun olduğunu, davalının aradaki ticari ilişkiden kaynaklı ödeme edimini yerine getirmeyerek hiçbir sebep göstermeksizin, likit ve muaccel borcunu ödemediğini , davacının ticari olarak zarara uğramasına neden olduğunu, itirazında haksız olan ve davacı şirketi zarara uğratma amacıyla haklı icra takibine itiraz etmiş olan davalının alacağın %20’inden az olmayacak oranda icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş ,davalının İzmir … İcra Müdürlüğü … E., sayılı icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 09/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 06.07.2018 tarihindeki “Münhasıran Reklam Pazarlama Sözleşmesi ” “Madde 4- Kiralama Bedeli ve Ödeme Şekli” ” Devralan tarafından reklam mecralarının satışı ile elde edilen gelirler doğrultusunda taraflar, üçer aylık dönemler halinde hesap mutabakatı yapacaklardır. Devredene Yapılacak kar payı ödemeleri, tüm gelir – giderleri havi mutabakat sonrasında üçer aylık dönemlerin sonunda +90 gün vadeli olarak ödenecektir.” düzenlemesi göz önüne alındığında, devredenin devralana her üç aylık dönemin sonunda önceki 3 aya ilişkin fatura kesmesi ve bu fatura kapsamında +90 gün vadeli olarak devralanın elde edilen gelirden hakkını devredene ödemesi gerektiğini, davacı yanın 01.08.2019 tarihli, 659.000,00 TL tutarında düzenlediği faturanın, kendilerine hiçbir surette tebliğ edilmediğini, davalının bu kapsamdaki hesaplama ve borcundan haberdar edilmediğini, borçlusuna tebliğ edilmeden bir faturayı takibe koymanın hukuka aykırı olduğunu, faturanın tebliğ edildiğini ispat yükümlülüğünün davacı üzerinde olduğunu ve bu hususun davacı tarafça kanıtlanamaması halinde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin dayanağının davacı firma ile Belediye arasındaki sözleşme olduğunu, 06.07.2018 tarihinde, … A.Ş ile … A.Ş arasında Kira sözleşmesi, ardından aynı tarihte … A.Ş ile … A.Ş arasında bu sözleşmenin devri niteliğinde olan Münhasıran Satım, Dağıtım ve Pazarlama sözleşmesi imzalandığını, akabinde, 08.05.2019 tarihinde … A.Ş, davacıya sözleşmeyi feshedeceğine ilişkin … Noterliği, … No’lu ihtarnameyi çektiğini, sözleşmenin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 10. Maddesine göre de, taraflar fesih öncesi karşı tarafa 15 gün süre tanımakla yükümlü olduklarından dolayı, ihtarnamenin muhataba tebliğinden itibaren 15 gün sonra sözleşmenin feshedildiğini , … A.Ş ile …’nin fesih iradesinin, … A.Ş ile arasındaki kira sözleşmesini feshetme yönünde olduğunu, davalının esasen feshedilen sözleşmenin bir tarafı olmadığını sonradan davacı ile aralarında imzalanan başka bir sözleşme ile davacı yanın bazı yükümlülüklerini devraldığını, belediye ile devreden davacı taraf arasındaki sözleşmenin feshedilmesiyle, davalının devralan taraf sıfatıyla imzaladığı sözleşmenin de konusuz kaldığını ,sözleşmenin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 10. Maddesinde “Belediye ile Devreden arasındaki sözleşmenin feshi halinde, tarafların işbu sözleşmedeki edimlerin ifasından doğan yükümlülükleri de sona erecektir.” düzenlemesi göz önüne alındığında fesih itibari ile davalının bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin sona erdiğini, borçlusu olacağı herhangi bir borcun da doğmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre, herhangi bir haklı neden olmadan, sözleşmeyi fesheden tarafın, diğer tarafa 1.000.000 – USD (Bir Milyon Amerikan Doları) tutarında ceza ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, herşey yolunda giderken ve ticari hayatını sürdürürken, iyi niyetle sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirmeye çalışan, fakat aniden sözleşmesi feshedilen, bu nedenle yüksek miktarda kar kaybına maruz kalan davalının … A.Ş’den 1.000.000 USD cezai şart alacağı bulunduğunu, davalının iyi niyetli, TTK hükümlerinden kaynaklanan tacir yükümlülüklerine ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun bir şekilde, ticari hayatını devam ettirmekte ve borçlarını da faturalandırıldıkça ödemekte iken, tarafına tebliğ dahi edilmeyen oldukça yüksek meblağlı bir fatura yüzünden sözleşmesinin feshedildiğini, halihazırda birçok şirketle anlaşan ve reklam mecralarının kullanımı için sözleşme imzalayan davalının ani şekilde … ile arasındaki sözleşmenin feshiyle, oldukça kötü duruma düştüğünü, ticari itibarının zedelendiği ve zarara girdiğini, geleceğe yönelik olarak yüksek miktarda kârdan da mahrum kalan davalının sözleşme kapsamındaki cezai şarta hak kazandığını, davalıya tebliğ edilmeyen faturaya dayanarak başlatılan takip ve neticesinde açılan davanın kabulü yerine, ticari hayatında yüksek miktarda maddi kayba uğrayan ve kötü duruma düşen, … tarafından kötü niyetli yaklaşıma maruz kalan davalının sözleşmeden doğan cezai şart hakkı ve kar kaybı alacağı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının … AŞ ., borçlunun … AŞ, borç miktarının 390.499,06 TL asıl alacak, 35.400,00 TL asıl alacak, 659.000,00 TL asıl alacak ve 72.861,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.157.760,95 TL olduğu, ödeme emrinin borçluya 28/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 25/06/2020 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
… SHM’nin … sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …. AŞ, davalının …. AŞ, davanın davalının sözleşmeyi haksız fesh etmesinden kaynaklanan davacının uğradığı müsbet ve menfi zararların giderilmesine yönelik maddi tazminat davası olduğu, dosyanın halen derdest olduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında imza altına alınan 10/07/2018 tarihli ” … Belediyesi … AŞ ‘ye ait … İlişkin Münhasıran Reklam Pazarlama Sözleşmesi ” nin incelemesinde sözleşmenin 2. Maddesinde sözleşme konusunun ” Taraflar devreden ile arasında akdedilen …. AŞ arasında akdedilen 06/07/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile anılan sözleşmede dökümü yapılan … Mecralarının ( 3 adet dijital ekran ( büyük ) ve 24 adet dijital clp hariç ) devralan tarafından iş bu sözleşmenin imzası itibarıyla 10 yıl süre ile tüm reklam, satış ve işletme haklarının münhasıran devir alınması ve anılan sözleşmeye konu reklam, ürün, ünite ve mecralarının iş bu sözleşmedeki koşullar dahilinde devralan tarafından reklam mecrası olarak işletilmesine dair koşulların belirlenmesidir” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
Dosyada mevcut 06/07/2018 tarihli “Kira sözleşmesi “nin incelemesinde; kiralayanın …. AŞ, kiracının … AŞ, kira sözleşmesi konusunun … Belediyesi sınırları dahilinde yer alan ve mülkiyeti … Belediyesine ait 230 adet bilboard, 75 adet clp ( raket) , 24 adet clp ( dijital ekran ) ( kullanım hakkının %50 si ) , 6 adet lıght box, 6 adet megalight, 3 adet dijital ekranın ( büyük ) (kullanım hakkının %50 si ) işletme haklarının bedel karşılığı kiraya verilmesi olduğu belirlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında imza altına alınan sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibi başlatılmış ve davalının itirazı üzerine duran takibin devamına karar verilmesine yönelik olarak Mahkememize dava açılmış ise de ; taraflar arasında imza altına alınan 10/07/2018 tarihli sözleşmenin davacı ile dava dışı …. AŞ arasında imza altına alınan 06/07/2018 tarihli sözleşme konusu bir kısım …’nın işletme hakkının bedel karşılığı kiraya verilmesine yönelik kira sözleşmesinin alt kira sözleşmesi niteliğinde olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 sayılı yasanın 2. Maddesi ile 6102 sayılı yasanın 5. Maddesinin değiştirildiği, bu değişiklik sonucu, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacağının belirlendiği,görev hususunun kamu düzeni ile ilgili dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her safhasında ve resen nazara alınmasının ve 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Taraflardan birinin HMK 20.m.si uyarınca 2 hafta içerisinde başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli İzmir Sulh Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderinin 6100 Sayılı HMK nın 331.m.sinin 2 fıkrasının 1. Cümlesi uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Taraflardan birinin 2 hafta içerisinde gönderme talebinde bulunmaması halinde mahkememizce resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aynı karar ile harç ve yargılama giderlerinin hüküm atlına alınmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy biriliği ile verilen karar Davacı Vekili Av. … , Davalı Vekili Av. …’ ın yüzüne karşı açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …