Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/725 E. 2021/653 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/725 Esas
KARAR NO : 2021/653

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta nezdinde zmms sigortalı olan ve diğer davalının işleteni olduğu … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca çarptığı, kaza neticesinde davacıya ait araçta maddi hasar ve değer kaybı meydana geldiği, davalı sürücüsünün kusurlu olduğu, davalı sigortaya başvuru yapıldığı halde ödeme yapılmadığı belirterek 50 TL hasar bedeli , 50 TL değer kaybı olmak üzere toplam 100 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği an itibariyle dava konusu aracın poliçesinin olmadığını, davalı sigortanın sorumluluğunun bulunmadığını, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (hasar bedeli ve değer kaybı) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün 31/12/2020 tarihli yazısı ve eki
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 12/01/2021 ve 03/04/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Muğla İl Emniyet Müdürlüğünün 05/01/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin hasar dosyası, poliçe,
-Bilirkişi …’in 24/01/2021 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Kaza sonucu hasara uğrayan aracın değer kaybı ile hasarının ne kadar sürede tamir edileceği, bu süre içinde ikame araç kiralama bedelinin (yakıt v.s gibi zorunlu giderlerin mahsubundan sonra) tespitinin konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11175 Esas, 2016/1082 Karar sayılı İlamı ve benzer kararları).
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı, pasif husumet ehliyeti). Örneğin, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Sıfatın usul hukuku bakımından önemi (usul hukukunu ilgilendiren yönü) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı olarak) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır (taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır).
Taraf sıfatı, diğer bütün maddi hukuk sorunlarında olduğu gibi, dava şartı değildir. Taraf sıfatının (davacı bakımından, aktif husumet ehliyetinin; davalı bakımından, pasif husumet ehliyetinin) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (defi değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hallerinde olduğu gibi, sıfat yokluğu da, ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir (Kuru/Arslan Yılmaz, s. 234- 237).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 10/09/2020 tarihinde … ve … plakalı araçların maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, kolluk tarafından trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının işbu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak hasar bedeli ve değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı ve işleteni olan davalılardan tazminini istediği, mahkememizce otomotiv bilirkişisinden alınan kusur ve hesap raporuna göre … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kusur durumu ile … plakalı aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi unsurlar dikkate alınarak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile dava konusu kaza nedeniyle oluşan hasarının miktarı ve onarım giderleri bir arada değerlendirildiğinde meydana gelen hasarın trafik kazası ile uyumlu, hasar miktarının 2.360,00 TL, değer kaybının serbest piyasa rayiçlerine 4.000,00 TL olarak tespit edildiği, Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ilamı uyarınca tazminat hesaplamasında genel hükümlerin uygulanması gerektiği, bu kapsamda davacının değer kaybına ilişkin talebinin genel hükümlere ve serbest piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, bu ilke ve açıklamalar uyarınca mahkememizce alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalı …’nin işleten olarak hasar bedeli ile değer kaybına ilişkin zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı işletenin haksız fiil hükümleri uyarınca kaza tarihinde temerrüde düştüğü, dava konusu aracın niteliğine göre somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, her ne kadar davacı tarafından davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın zmms sigortacısı olduğu iddiası ile davalı sigortaya husumet yöneltilmiş ise de davaya konu trafik kazasının resmi belge mahiyetindeki kolluk maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre 10/09/2020 tarihinde saat 17:30 da meydana geldiği, davalı sigorta nezdinde düzenlenen zmms poliçesinin ise 10/09/2020 tarihinde saat 17:46’da düzenlendiği, kazaya sebebiyet veren aracın kaza anında davalı sigorta nezdinde geçerli ve yürürlükte olan bir sigorta poliçesinin bulunmadığı bu nedenle davalı sigorta şirketine kaza nedeniyle husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla, davalı işleten yönünden davanın kabulüne, davalı sigorta yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2021 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 1.080,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 4.080+1.080= 5.160 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 4.080-1.080= 3.000 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +1.080 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 4.080,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 1.080,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 6.360,00 TL’nin trafik kaza tarihi olan 10/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş yönünden davanın pasif husumet ehliyet yokluğundan REDDİNE,
3-Alınması gerekli 434,45 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç, 107,00 TL ıslah harcı toplamı olan 161,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 273,05 TL’nin davalı … den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 107,00 TL ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 158,60 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 874,40 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre 437,20 TL’sinin davalı … den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı … Sigorta A.Ş dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2 fıkrası uyarınca 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalı … den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Davacı vekilinin arabuluculuk aşaması için vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.09/07/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA