Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/707 E. 2021/365 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/707 Esas
KARAR NO : 2021/365

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 10/12/2020 tarihli dilekçesinde; söz konusu davalarda görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Şirket yönetimi için kayyım tayini” başlıklı 133. maddesinde ” (1) Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir. Atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir. Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur. (2) Hâkim veya mahkemenin kayyım hakkında takdir etmiş bulunduğu ücret, şirket bütçesinden karşılanır. Ancak, soruşturma veya kovuşturma konusu suçtan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararının verilmesi halinde; ücret olarak şirket bütçesinden ödenen paranın tamamı, kanunî faiziyle birlikte Devlet Hazinesinden karşılanır. (3) İlgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı, görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre başvurabilirler. ” hükmünün yer aldığını , dava konusu edilen işlemin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133. madde ve 674 sayılı KHK’nın 19. maddesi kapsamında, kayyım atanmasına karar verilen anılan şirketlere kayyım olarak atanan TMSF tarafından satış kararı alınması olduğunu , 5271 sayılı Kanun’un 133. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, kayyımın işlemlerine karşı görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre başvurulması gerektiğinden, anılan madde uyarınca davanın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanında bulunduğunu , bu durumun İstanbul … İdare Mahkemesinin … Esas, … Karar numarası dosyasında vermiş olduğu kararla sabit hale geldiğini ,davacı …’nun … … Gıda ve Hayvancılık San. Ve Tic. AŞ.’nin ortağı ve eski yöneticisi olduğunu, davacı hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı … numaralı soruşturma başlatıldığını , davacının ortağı ve yöneticisi olduğu şirketlere İzmir … Sulh Ceza Hâkimliğinin … D.İŞ. Sayılı 29/09/2016 tarihli Karar ile kayyım atanmasına karar verildiğini , bu tarihten itibaren şirket yönetiminin davacı … namına … tarafından görevlendirilen heyet tarafından gerçekleştirildiğini ,… tarafından atanan kayyum heyetinin yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibarı ile korumak yükümlülüğünde olduğunu , 6758 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin tebliğ madde 4; “Şirket, şirket varlıkları veya malvarlığı değerleri, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar şirket yöneticilerince ticari teamüllere uygun olarak basiretli bir tüccar gibi yönetilir.” şeklinde olduğunu, aynı kanun madde 6; “(1) Şirket, hak ve menfaatleri gözetilerek ticari teamüllere uygun bir şekilde basiretli bir tacir gibi yönetilir. Şirketin iktisadi faaliyetlerini sürdürmesi, üretim ve istihdama katkı sağlaması esastır.” düzenlemesinin bulunduğunu , buna rağmen kayyımlarca basiretli tacir sorumluluğuna uygun davranılmayarak gerek kamu, gerek davacının şahsi, gerekse ortağı olduğu şirketlerin zarara uğramış durumda olduğunu, haksız ve hukuka aykırı işlemlerin durdurulması için davacı tarafça muhtelif dava/başvuru/beyan ve ihtarların gönderildiğini , yapılan tüm hukuki girişimlerin karşılıksız çıktığını , taleplerin değerlendirilmediğini ,Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı …. soruşturma dosyası ile Görevi Kötüye Kullanma, Zimmet suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu , soruşturmanın devam ettiğini , Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından zimmet suçu bakımından araştırma yapıldığını ancak buna rağmen … nin Resmi Gazete 03/12/2020 tarihli ihale ilanları kısmında ihaleye çıkartıldığını duyurduğunu, şüpheliler hakkında Torbalı CBS’ce devam zimmet suçundan soruşturma olmasına rağmen satışa çıkartılmasının suçu başka bir suçla perdelemeye çalışma olduğunu ,İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor. Numaralı soruşturma dosyasının devam ettiğini, 13 ay boyunca çeşitli defalar …’na ihtar gönderilerek talepte bulunulduğunu ve Torbalı CBS tarafından tekit yazıldığını ancak taleplere ilişkin herhangi bir cevabi yazının gönderilmediğini , … nin 14.08.2020 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu cevabi yazıda “incelemenin devam ettiğini, inceleme sonucunda hazırlanacak raporun ivedilikle Cumhuriyet Başsavcılığınıza gönderileceği” ni belirttiğini ,akabinde 04/12/2020 tarihinde … içerisinde soruşturmanın akıbetinin durumu ve sonucunun hem müşteki vekili olarak kendilerine hem de İzmir CBS’ye ivedilikle bildirilmesinin talep edildiğini, … ‘nin 07/12/2020 tarihinde talebe cevap verdiğini, … ‘nin incelemeye devam ettiği ancak bir yandan inceleme devam ederken diğer yandan … … Gıd. AŞ’nin satışa çıkartılması ihmali olan görevlilerinin kollandığının sabit hale geldiğini, gerçekleştirdikleri tüm hukuki girişimlerine karşı, mütemadiyen taraflarına verilen cevabın 6755 Sayılı Kanunun 37. Maddesi’nin geniş yorumu ile hukuki , cezai ve idari hiçbir sorumluluğun bulunmadığı yönünde olduğunu , bu maddenin başından beri savunulduğu şekilde, hukuka aykırı işlem ve uygulamaları korumadığının Anayasa Mahkemesi Kararı ile netleştiğini , Anayasa Mahkemesinin 2018/31 2020/38 Numaralı 16/07/2020 tarihli kararı ile açıkça 6755 Sayılı Kanunun 37. Maddesinin suçtan ve sorumluluktan kurtulmaya yönelik perdeleme olarak kullanılamayacağının belirttiğini, şirketlerin tamamının satılmasının iyi yönetemediklerini belgeler şekilde, yanlı ve şeffaf olmayan yöntemlerle elden çıkarmaya ve böylece şirketlere ve şirket ortaklarına verdikleri zararları perdelemeye başladıklarının anlaşıldığını , söz konusu şirkete 29/09/2016 tarihinde kayyum atandığını, söz konusu kayyumun idare kayyumu olduğunu, davalı şirket üzerinde … tarafından devir alınan şirketlerden biri olmayıp şu anlık üzerinde idare kayyumu mevcut olduğunu, şirketin satışının ancak Genel Kurul kararı ile yapılmasının TTK ile öngörüldüğünü , TTK.418 maddesinde ” Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır” hükmünün yer aldığını ,bununla birlikte toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile kararın alınacağını ,somut uyuşmazlıkta …’nin herhangi bir genel kurul yapmadan … … … AŞ’nin satış kararı vermesinin kendilerince anlaşılamadığını, söz konusu kararın ancak Genel Kurul toplanarak alınacak karar türlerinden olduğunu , kaldı ki hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte bir toplantı yapıldığı varsayılsa bile TTK m.418 gereğince söz konusu usulsüz genel kurul toplantısının da ve orada alınmış kararların da yok hükmünde olduğunu , hiçbir şekilde satışı kabul etmemekle birlikte ihaleye çıkan 6.200.000,00 TL ‘nin çok düşük bir miktar olduğunu, … Tarım .. AŞ’ye ait gayrimenkul değerleme bilirkişi raporuna göre sadece gayrimenkullerin değerinin 9.320.000,00 TL olduğunu, TTK 410 maddesi gereğince genel kurulun toplanması kararının alınmasını talep ettiklerini , 6102 sayılı TTK ’da anonim şirket genel kurulunu toplantıya çağırmaya yetkili olanların yönetim kurulu, tasfiye halinde tasfiye kurulu, azlık ve mahkeme olarak sayıldığını , genel kurulu “olağan” toplantıya davet etme görev ve yetkisinin kural olarak anonim şirket yönetim kuruluna ait olduğunu ancak yönetim kurulu usulüne uygun davranmadığı takdirde mahkeme kararıyla genel kurur kararı alınabileceğini ,TTK 410/2 maddesinin; “Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir.” hükmünü amir olduğunu ,…’nin tek amacının, şirketin içini boşaltmak ve zararlar bulunan davacının tüm malvarlığı olan şirketi ele geçirmek olduğunu ,… nin şirkete zarar verdiğini ,şirket mallarına ilişkin usulsüz tasarrufları bulunduğunu ,bu nedenle genel kurulu toplantıya çağırma izninin verilmesi gerektiğini , … tarafından atanan kayyum heyetinin yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibarı ile korumak yükümlülüğünde olduğunu ,bunun da göz önünde bulundurularak şirketin menfaatleri doğrultusunda genel kurul toplanması kararı verilmesini talep ettiklerini , taşınmazların 3. Kişi yada kurumlara devri/ satışı halinde şirketlerin geri dönüşü imkansız zararlara uğrayacağının açık olup bahse konu zararın giderilmesinin mümkün olmadığını, bu kapsamda ihale tarihinin 25/01/2020 tarihi olduğu gözetilerek ivedilikle tedbir kararı verilmesinin gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının yargılamanın esasını etkileyecek nitelikte olmayan bir hukuki koruma olduğunu belirtmiş ,… … Gıda ve Hayvancılık San ve Tic. A.Ş ‘nin satışına ilişkin tüm ihale evraklarının dosyaya ivedilikle celp edilmesini, celp edilen evrakların bağımsız bilirkişi heyeti tarafından incelenmesini, işlem dosyasının celp edileceği süre göz önünde bulundurularak satışının tedbıren durdurulmasını, usulsüz genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğu tespitine, … şirkete zarar verdiği göz önüne alınarak şirketin menfaatleri doğrultusunda genel kurul toplanmasını, … … Gıda ve Hayvancılık San ve Tic. A.Ş ‘nin satış kararının usule ve kanuna aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Gıda Tarım ve Hayvancılık San ve Tic AŞ. Vekili Mahkememize verdiği tarihli 04/01/2021tarihli cevap dilekçesinde ; davalı şirketin mobilya üretim, satış ve pazarlaması işi ile iştigal ettiğini , 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü sonrası, şirketin hissedar ve eski yöneticilerinin FETÖ/PDY Silahlı terör Örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları gerekçesi ile, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sor. sayılı dosyasından yapılan talep üzerine, İzmir … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasından verilen karar ile; CMK.m.133 hükmü gereğince kayyım tayinine karar verildiğini , kayyım olarak 674 sayılı KHK.m.19/1 hükmü gereğince …’nun atandığını , şirketin halen … … kurulu tarafından atanan Yönetim Kurulu üyeleri tarafından yönetildiğini, 674 sayılı KHK.m.19 hükmü ile, ilgili Başbakan Yardımcısı’na verilen yetkilerin, ilgili Başbakan yardımcısı tarafından,10.11.2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanunun 19.maddesi kapsamında Devredilen Yetkiler Yönergesinin 5.maddesi ile, …’na devir edildiğini , yönetim kurulu üyesi atama yetkisi ile, …’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin Genel Kurul yetkilerinin, … … Kurulu tarafından kullanıldığını , yasal düzenlemede sayılı olan suçlarla ilgili soruşturmalarda, 5271 sayılı CMK.m.133 hükmü gereğince, şirketlere kayyım tayini cihetine gidilmesine ilişkin yasal düzenleme yapıldığını ,15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sonrası çıkarılan 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirlerin Alınmasına İlişkin KHK m.7 hükmü ile; mahkemeler tarafından atanmış olan kayyımların yetkilerinin sona ermesi ve kayyımlık görevinin doğrudan …’na geçeceğinin düzenlendiğini ,674 sayılı KHM.m.19 hükmü ile, terör örgütüne aidiyeti ve iltisakı tespit edilen şirketlerin yönetimine …’nin kayyım olarak atanması ve bu atama gereği kayyımların yetki ve sorumlulukları ile, ilgili Başbakan Yardımcısının şirketlere ilişkin yetkileri ve bu yetkilerin devrine ilişkin esasların belirlendiğini ,10.01.2016 tarihli ve 6758 Sayılı Kanunun 19.maddesi kapsamında Yetki Devri Yönergesi’nin 5.maddesi ile, ilgili başbakan yardımcısına ait KHK hükmünde yer alan yetkilerin … … Kurulu’na devri hususunun düzenlendiğini ,17.01.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 10.11.2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanunun 19.maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslara İlişkin Düzenlemenin 4.maddesi ile; şirkete … tarafından atanan yönetim kurulu üyelerinin, şirket yöneticilerinin sahip olduğu tüm yetkilere sahip olduğu ve diğer hususlarda düzenleme yapıldığını ,Tebliğin m.8 hükmü ile; şirketin, şirket varlıklarının, mal varlığı değerlerinin satışına karar verilmesi durumunda, şirketin yönetim organı; satışa çıkan şirketin, şirket varlıklarının, malvarlığı değerlerinin korunması için basiretli bir tacir gibi gerekli önlemleri almakla ve satışı olabildiğince en kısa zamanda bitirmekle yükümlü olduğunu ,25.07.2018 tarih ve 7145 sayılı Bazı kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Geçici 1.maddesi ile; kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 6758 sayılı yasanın m.19 hükmü ile atanmasına ilişkin esasların kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süre ile uygulanacağı, 20.07.2016 tarihli ve … sayılı Bakanlar kurulu kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal döneminde yürürlüğe konulan ve … ile Fonun ilişkili olduğu Bakan ve Fonun kayyımlık yetkisi kapsamında atananlar veya görevlendirilenlerin görev, hak, yetki ve sorumluluklarını ve şirket ve mal varlığı değerlerine ilişkin, kefalet ve takip dahil tüm muafiyetleri düzenleyen kanun hükümleri, Fonun kayyım atandığı dosyalar bakımından ceza soruşturması veya kovuşturması kesinleşinceye ya da satış veya tasfiye işlemleri tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin düzenlendiğini ,667 sayılı KHK m.10 hükmü ile,668 sayılı KHK.m.38 hükümleri gereğince, Olağanüstü hal döneminde yayımlanan KHK’lar ve 667 sayılı KHK gereği yapılacak işlemlerle ilgili, yürütmenin durdurulması kararı alınamayacağının kararlaştırıldığını ,674 sayılı KHK.m.19/9 hükmü ile; …’nin kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurul yetkileri,6102 sayılı Türk ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın …’nin ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabileceği,19/10 hükmü ile bu yetkinin kısmen veya tamamen …. Başkanı veya … Kurulu’na devredilebileceğinin kararlaştırıldığını ,Anayasa Mahkemesi’nin … başvurusu (Başvuru Numarası …) sebebiyle verdiği 24.05.2018 tarihli kararı ile (R.G.22.06.2018 tarihli ve … sayılı nüshasında yayımlanmıştır) , kayyım tayininin Anayasa’nın m.35 hükmü ile ve uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkını ihlal etmediği karar altına alındığını ,6758 sayılı kanun (674 sayılı KHK) m.19/3 hükmü gereğince, satış yetkisinin kullanılması için müsadere kararının kesinleşmesine gerek bulunmadığını ,6758 sayılı Kanun m.20 maddesinde ” 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi … tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler, bu kanun ile … verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde … haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır.6755 sayılı Kanun m.37 hüküm gereğince, kayyım olarak atananlar ve onlar tarafından görevlendirilenler, görev ve fiilleri nedeniyle, hukuki, mali, idari ve cezai sorumluluğu doğmaz.7082 sayılı yasanın m.11 hükmü gereğince; kayyım olarak atananlar ile onların görevlendirdiği kişilerin şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.” düzenlemesinin bulunduğunu ,TTK.m.408/f nin önemli miktarda şirket varlığının satışı yetkisi kararını verme yetkisini şirket genel kuruluna tevdi etmiş bulunduğunu , bunun dışındaki varlık satışı için genel kurul kararına gerek bulunmadığını ,TTK.m.374 gereğince Yönetim Kurulunun kendisine bırakılan alanda yönetim, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurul yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkili olduğunu ,satış hususunda genel kurula tanınan tek yetkinin, şirketin önemkli miktarda varlığının toptan satışına karar verme yetkisinden ibaret olduğunu ,davacının dava dilekçesinin Sonuç ve İstem bölümünde; satış kararına ilişkin evrakların bağımsız bilirkişi tarafından incelenmesini, Usulsüz Genel Kurul’da alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespitini, şirketin satışının tedbiren durdurulmasını, şirket Genel Kurulunun toplanmasını, davalı şirketin satışının iptaline karar verilmesini talep ettiğini ,davacının “Satış kararına ilişkin evrakların bağımsız bilirkişi tarafından incelenmesi,” talebinin bir davada sonuç olarak isteyebileceği talep niteliğinde olmayıp, talep edilen bir hususun ispatına yönelik delil olarak dayanması olanaklı olan, delil niteliğinde olabilecek bir husus olduğunu bu nedenle, sonuç ve istem kısmında bilirkişi incelemesi yapılması talebinin ileri sürülmesinin hukuken olanaksız olduğunu ,“Şirket satışının tedbiren durdurulması ,” yönündeki talebin, yasal düzenlemeler karşısında kabulüne olanak bulunmadığını ,“Usulsüz Genel Kurul’da alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespiti ” talebinin dinlenmesine olanak bulunmadığını , 674 sayılı KHK.m.19 hükmü ve yetki devrine ilişkin yönerge gereğince, …’nin kayyım olarak atanmış olduğu şirketlerin Genel Kurul yetkilerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın … … Kurulu’na bırakıldığını ,bu nedenle davacının söz konusu talebi ileri sürmek suretiyle dava açmasının da olanaksız olduğunu ,öte yandan TTK.m.447 hükmü ile (… … kurulu yetkisinde olan Genel kurul Kararları 6102 sayılı Türk ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmamakla birlikte) butlan sebeplerinin sayılmış olduğunu , ortada alınmış bir genel kurul kararının da esasen bulunmadığını ,bu nedenle, davacının batıl olduğunu ileri sürdüğü genel kurul kararının da bulunmaması sebebiyle, davasının tümden konusuz bulunduğunu , “Şirket Genel Kurulunun toplanması ” talebinin yasal dayanağının bulunmadığını ,674 sayılı KHK.m.19 ve yetki devri yönergesi gereğince, yönetimine …’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin genel kurul yetkilerinin TTK hükümlerine tabi olmaksızın … … Kurulu’na bırakılmış bulunduğunu ,bu nedenle, davacının Genel Kurul toplanmasını talep hakkı bulunmadığını ,kaldı ki, bir an için 674 sayılı KHK bulunmasa bile; şirket genel kurul toplantısının paydaş tarafından talep edilmesini düzenleyen TTK.m.411 gereğince, gerekli prosedürün de işletilmediğini ,bu nedenle davanın dinlenmesine olanak bulunmadığını ,“Davalı şirketin satışının iptali ” talebi ile ilgili davacının dava açma ehliyeti bulunmadığını ,satışın , yasal düzenlemelere göre gerçekleştirildiğini ,yapılan satış işlemi ile davacı gibi paydaşların mülkiyet hakkının ihlal edilmediğini , satış bakiyesi tutarın bulunması halinde, paydaşlar adına açılan hesapta muhafaza edildiğini ,bu nedenle, davacının söz konusu taleple ilgili açtığı davanın dinlenmesine de olanak bulunmadığını ,davacının daha sonra tarihsiz olarak sunmuş olduğu, denetim raporlarının incelenmesine ilişkin talebinin de hukuksal bir dayanağı bulunmadığını , gerek Türk Ticaret Kanunu ve gerekse Olağanüstü Hal kanun Hükmünde kararnameleri, şirketlerin belirli dönemlerdeki farklı yöneticilerine ait dönemlerin mukayeseli denetim raporları mukayesesi konusunda dava açılmasına olanak tanımadığını ,TTK.m.448/3 hükmü gereğince, davanın dinlenmesi için davacının teminat göstermesi gerektiğini ,davacı tarafından açılan dava ile, şirkete ait muhtelif alacakların tahsili sürecinde edinilen ve şirketin hiçbir faaliyetinde kullanılmayan gayrimenkuller (7 adet) ve hakkında sürdürülemezlik kararı ve Ticari ve İktisadi Bütünlük Kararı (TİB) alınan davalı şirket için düzenlenen ihaleye, davacı tarafından açılan davanın etkisi ile katılımlar olmamakta, davacı ve diğer eski yöneticiler tarafından da alıcı adaylarına yönelik muhtelif tehditler yöneltildiğini ,bu nedenle, alınan kararların uygulanmasının fiilen engellendiğini , yasal dayanağı olmayan bu ve benzer davalar açılması suretiyle de, sanki satışa engel hukuksal ve yargısal bir husus varmış algısı yaratılmak istendiğini ,bu neviden davranışlardan şirketin zarara uğraması söz konusu olduğunu ,bu nedenle davacının şirket sermayesinin esas alınması suretiyle, toplam sermayeden kendi payı oranında teminat göstermesine karar verilmesinin talep edildiğini ,davanın … … kurulu tarafından alınan kararların iptali istemi ile açıldığını , … nin idari bir kurum olup, aldığı satış kararları idari işlem niteliğinde olduğunu , satış kararının 674 sayılı KHK m.19 hükmünde Genel kurul yetkisinin kullanımı niteliğinde olmayıp, Bankacılık Kanunu’na yapılan atıf gereğince, sürdürülemezlik ve Ticari İktisadi Bütünlük kararı sonrasında alınan satışa ilişkin idari bir karar olduğunu , bu nedenle görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu , …’nin merkez adresinin İstanbul’da olması sebebiyle de, yetkili idare mahkemesinin, İstanbul İdare Mahkemesi olduğunu belirtmiş , davanın görev yönünden reddi ile, görevli mahkeme’nin İdare mahkemeleri olduğuna , davanın yetki yönünden reddi ile, İstanbul İdare Mahkemeleri’nin yetkili bulunduğuna, davanın davacının dava açma/davada taraf olma sıfatı yokluğundan reddine, davanın davacının tüm talepleri açısından esastan reddine, davacının şirketin toplam sermaye miktarının %32’si oranında nakit veya banka teminat mektubu teminat göstermesine, davacının ihtiyati tedbire ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 08/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde; Resmi Gazete ‘nin 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı ikinci mükerrer nüshasında yayınlanan 674 sayılı KHK’nun 19. Maddesinin 1. Fıkrasında maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK’nun 133. Maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkilerinin hakim veya mahkeme tarafından davalı kuruma devredileceği, ikinci fıkrasında ise maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle CMK’nun 133. Maddesi uyarınca şirketlere ve bu KHK’nun 13. Maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde kayyım olarak davalı kurumun atanacağının hüküm altına alındığını, bu çerçevede İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 29/09/2016 tarih ve … soruşturma nolu yazıları ile 674 sayılı KHK’nun 19 vd. Maddeleri gereğince … ‘nin kayyım olarak atanmasının kabul edildiğini, İzmir … Sulh Ceza Hakimliğinin 29/09/2016 tarih ve … sayılı D. İş sayılı kararı ile talebin kabulüne karar verildiğini ve muhtelif başbakan yardımcılığı makamının kararları ve … kurulu kararları ile atamalar yapıldığını, davacının dilekçesinin tetkikinden asıl talebinin 6758 sayılı yasa ile 6758 sayılı yasanın 19. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların 7 ve 8. Maddeleri kapsamında … … Gıda Tarım ve Hayvancılık San ve Tic AŞ ‘ye ait varlıkların satışına ilişkin davalı kurum tarafından tesis edilen idari işlemlerin iptali olduğunun anlaşıldığı, davanın İdare Mahkemelerinde açılması ve görevsizlik sebebiyle reddinin gerektiğini ayrıca şirket genel kurulu henüz yapılmadığından dava konusu edilerek iptali talep edilebilecek genel kurul kararı da bulunmadığını, davalı fonun yasal düzenlemeler ile kendisine verilen görev ve yetkileri yine yasal düzenlemeler çerçevesinde ifa ettiğini, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ilgili hükümleri gereği süresinde içerisinde açılıp açılmadığının belirlenmesi, süre aşımı halinde davanın esasa girilmeden reddinin talep edildiğini, davacının şirket satışının tedbiren durdurulmasına dair talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 667 sayılı KHK ‘nin 10. Maddesinde ” Bu kanun hükmünde kararname kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez ” hükmü ve 668 sayılı KHK’nun 38. Maddesinde ” olağanüstü hal süresince yayınlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında alınan önlemler ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez ” hükmü bulunduğunu ayrıca 2577 sayılı yasanın 27/2 maddesinde de ” Danıştay veya İdari Mahkemeler idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması veya idari işlemin açıkça hukuka aykırı şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler ” hükmünün yer aldığını, dava konusu … kurulu kararının usul ve yasaya uygun olarak gerçekleştirildiğinden tedbir isteminin reddinin gerektiğini, eldeki davada görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunu, davalı … ‘nin kamu tüzel kişiliğine haiz idari bir kurum olduğundan davalı kurum tarafından tesis edilen işlemlerin de idari işlem niteliğine haiz olup idari işlemlerin ancak idari yargı mercilerinden talep edilebileceğini, davada yetkili mahkemenin İstanbul İdare Mahkemesi olduğunu ayrıca davacı tarafından davalı kurum ve şirket aleyhine dava ile aynı konuda İstanbul … ATM’nin … sayılı dosyasından dava açıldığını, mahkemece yetkisizlik kararı verildiğini, kararın İstinaf edildiğini, bu dava nedeniyle HMK’nun 114. Maddesi gereğince davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davalı şirketin ortaklarının …, …, …, … ve … olduğunu, davalı … ‘nin İzmir …. SCHM’nin 29/09/2016 tarih ve … sayılı D. İş sayılı kararı ile davalı şirkete kayyım atanmasına karar verildiğini, şirketin yönetim kurulu oluşturularak başkan ve üyeliklerine atamalar yapıldığını, … Kurulunun 03/01/2020 tarih ve 2020/14 sayılı kararı ile 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun ile yasalaşan 674 sayılı KHK kapsamında kayyımlık yetkisi fona devredilen … … Gıda Tarım ve Hayvancılık San ve Tic Ltd Şti tarafından davalı kuruma gönderilen 24/12/2019 tarihli talebe istinaden şirketin gayrimenkulleri, menkul malları, büyükbaş hayvanları, taşıtları ve nakit varlıkları ile bu varlıkların feri ve mütemmim cüzi niteliğindeki tarafı oldukları sözleşmeler ve bu sözleşmelerden doğan ancak başlı başına iktisadi değeri olmayanlarda dahil olmak üzere tüm mal, hak ve varlıklarının bir araya getirilerek ” … … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü ” nün oluşturulmasına karar verildiğini, şirketin mali durumuna ilişkin olarak 12/12/2019 tarihli … sayılı … Ltd Şti özel amaçlı mali durum tespiti raporu alındığını, … Kurulunun 03/01/2020 tarih ve … sayılı kararı ile ” 674 sayılı Olağanüstü hal kapsamında bazı düzenlemeler yapılması kapsamında KHK ‘ye istinaden fonun kayyım olarak görevlendirildiği … … Gıda Tarım ve Hayvancılık San ve Tic AŞ. tarafından gönderilen 24/12/2019 tarihli talep yazısı ile yazı ekinde yer alan şirkete ilişkin 12/12/2019 tarihli ve … sayılı Mali Durum Tespit Raporunda şirketin mali durumunun şirket faaliyetinin sürdürmesinin ekonomik ve teknik icaplara uygun olmadığı yönündeki tespit ve kanaatler dikkate alınarak 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmündü Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun ve olağanüstü hal kapsamında getirilen sair kanun hükmünde kararnameler 10/11/2016 tarih ve 6758 sayılı kanunun 19. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların 7 ve 8. Maddeleri kapsamında … … Gıda Tarım ve Hayvancılık San ve Tic AŞ ‘ye ait varlıkların ticari ve iktisadi bütünlük kapsamında … tarafından satışına karar verildiği ” … kurulunun 26/11/2020 tarih ve … sayılı kararı ile … … Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün muhammen bedelinin 6.200.000,00 TL olarak tespit edilmesine, ihale için tesis ziyaretinin 07/12/2020 / 22/01/2021 tarihleri arasında yapılmasına, son başvuru tarihinin 25/01/2021 tarihinin ihale tarihinin 26/01/2021 saat 11:00 ‘de yapılması halinde ise pazarlık tarihinin 29/01/2021 günü saat 11:00 olarak belirlenmesine ve ihale şartnamesinin onaylanmasına karar verildiğini, bu doğrultuda hazırlanan satış ilanının 09/12/2020 tarihli ve 30329 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak satış sürecinin başladığını, dava dilekçesinde şirketin satılması ile ilgili alınan usulsüz genel kurul kararlarının iptalinin talep edildiğini oysa 6758 sayılı kanunun 19/9. Maddesi ile … ‘nin kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin yetkilerinin 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olunmaksızın … ‘nin ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabileceğinin düzenlendiğini, 6758 sayılı kanunun 19/10. Maddesi ile bu madde kapsamındaki yetkilerin kısmen veya tamamen … ‘ye devredilebileceğinin hüküm altına alındığını, … ‘nin kayyım olarak atandığı şirketler hakkında yargılama süreçlerinin devam etmesi ayrıca yargılama kapsamında elde edilen / edilecek verilerin şirketin geçmiş dönem mali tabloları üzerindeki olası etkileri dikkate alındığında şirketlerin genel kurullarının henüz icra edilmediğini, dava konusunun 6758 sayılı kanun ve 6758 sayılı kanunun 19. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların 7 ve 8. Maddeleri kapsamında … … Gıda ve Hayvancılık San ve Tic AŞ ye ait varlıkların satışına ilişkin davalı kurum tarafından tesis edilen idari işlemlerin iptalini oluşturduğunu, şirket maliklerine yasal haklarının kullandırılmadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, davalı kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu, davacıların mülkiyet hakkı ihlali iddialarının da yerinde olmadığını, Anayasaya aykırılık iddialarının da haksız olduğunu, davalı kurum ve görevlendirilen kayyım ve temsilcilerinin yasalarla kendilerine yüklenilen görevleri en iyi şekilde yerine getirebilmek amacıyla kayyımlığını yürüttüğü şirketlerin haklarını korumak ve ekonomiye kazandırmak için üstün gayret sarfettiklerini, 6758 sayılı yasanın 19/3. Maddesi kapsamında satış için müsadere kararı aranmayacağını, … kurulu kararları uyarınca atanan yönetim kurulunun idari, mali, cezai sorumluluğu bulunmadığını ve şirketlerin özenli ve ticari teamüllere uygun olarak yönetildiğini belirtmiş , davacının tedbir talebinin reddine, davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, davanın görev yönünden reddine, davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın İstanbul İdare Mahkemesine gönderilmesine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Torbalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı … ‘nin sicil dosyası celb edilmiş, şirket ortaklarının …, …, …, … ve … , şirketin toplam hisse adedinin 100 , davacı …’nun hisse adedinin 29 olduğu, davalı şirketin en son yönetim kurulu üyelerinin …, …, …, …, …, …, … ve … olduğu, belirlenmiştir.
…’den dava dilekçesinde belirtilen satışa ilişkin ihale evrakları celb edilmiş, gelen evrakın incelemesinde ; …’ nin 03/01/2020 tarih 2020/14 sayılı kararı ile … … Ticari ve İktisadi bütünlüğü adı altında Ticari ve İktisadi bütünlük oluşturulmasına, oluşturulan … … Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün satışına, satışın kapalı zarf ve açık arttırma usullerinin birlikte uygulanması suretiyle gerçekleştirilmesine karar verildiği, yine … … Kurulunun 26/11/2020 tarih … sayılı kararı ile … … Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün muhammen bedelinin 6.200.000,00 TL olarak tespit edilmesine, … … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü satış komisyonu tarafından hazırlanan ihale şartnamesinin onaylanmasına, … … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü ihalesi için tesis ziyaretinden 07/12/2020 – 22/01/2021 tarihleri arasında yararlanılmasına, son başvuru tarihinin 25/01/2021 saat 17:00, ihale tarihinin 26/01/2021 saat 11:00, yapılması halinde ise pazarlık tarihinin 29/01/2021 saat 11:00 olarak belirlenmesine karar verildiği belirlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça davalı … ‘nin usülsüz genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, şirket menfaatleri doğrultusunda genel kurul toplanmasına , … ‘nin satış kararının usule ve kanuna aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesine yönelik olarak davalılar hakkında Mahkememize dava açılmış ise de ; davalı şirketin mobilya üretim, satış ve pazarlaması işi ile iştigal ettiği , 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü sonrası, şirketin hissedar ve eski yöneticilerinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları gerekçesi ile, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sor. sayılı dosyasından yapılan talep üzerine, İzmir …Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasından verilen karar ile; CMK.m.133 hükmü gereğince kayyım tayinine karar verildiği , kayyım olarak 674 sayılı KHK.m.19/1 hükmü gereğince …’nun atandığı , şirketin halen … … kurulu tarafından atanan Yönetim Kurulu üyeleri tarafından yönetildiği , 674 sayılı KHK.m.19 hükmü ile, ilgili Başbakan Yardımcısı’na verilen yetkilerin, ilgili Başbakan yardımcısı tarafından,10.11.2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanunun 19.maddesi kapsamında Devredilen Yetkiler Yönergesinin 5.maddesi ile, … Kuruluna devir edildiği , yönetim kurulu üyesi atama yetkisi ile, …’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin Genel Kurul yetkilerinin, … … Kurulu tarafından kullanıldığı, davacı tarafça davalı … ‘nin 26/01/2021 tarihinde yapılacak ihale ile satışının iptalinin talep edildiği , davalı … ile ilgili … … Kurulunun 03/01/2020 tarihli 2020/14 sayılı kararı ile … … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü adı altında ticari bütünlük oluşturulmasına karar verildiği, satış kararının davalı şirket veya yönetimi tarafından alınmayıp … tarafından alındığı, davacı tarafın talebinin … tarafından alınan satış kararının iptaline yönelik olup, … tarafından yapılan işlemin Resmi Gazetede yayınlanan satış ilanında belirtilen yasa ve yönetmelikler çerçevesinde alınmış idari bir işlem olduğu, bu nedenle iş bu kararın idari yargının denetimine tabi olduğu, 2577 Sayılı İYUK’ nin 2. maddesi uyarınca talep ile ilgili karar verme görevinin idari yargı yerine ait olduğu, HMK’ nin 114/b madddesi gereğince yargı yolunun caiz olması hususunun dava şartı niteliğinde olduğu, HMK’ nin 115/1. madddesi gereğince mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmasının ve HMK’ nin 115/2. mad. gereğince dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği,
Davacı tarafça davalı … tarafından alınan genel kurul kararının iptalinin talep edildiği ancak davalı şirketin satışına ilişkin şirket yönetim veya genel kurulu veya kayyumlar tarafından alınmış bir karar bulunmadığı ,ortada iptali talep edilebilecek genel kurul kararı olmadığından davacının davalı … hakkında Mahkememizde dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, HMK’ nun 114/h maddesi gereğince dava açmakta hukuki yararın bulunmasının dava şartı niteliğinde olduğu, dava şartlarının varlığının HMK’ nın 115/1 maddesi gereğince davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılmasının ve dava şartı noksanlığı halinde HMK’ nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği ,
Davacı tarafça davalı … genel kurulunun toplanması için çağrı yapılmasına izin verilmesinin talep edildiği , 6102 sayılı TTK’ nin 412. maddesinde ” Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında; kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir. ” düzenlemesinin bulunduğu, davacının davalı …nin ortaklarından olduğu, genel kurulun toplantıya çağrılması için öncelikle TTK 412 maddesi doğrultusunda yönetim kuruluna müracaat etmesi gerektiği ancak davacı tarafça yönetim kuruluna müracaat edilmeden direkt olarak Mahkememize müracaat edildiği , yönetim kuruluna müracaat hususunun talep yönünden dava şartı niteliğinde olduğu , HMK nun 114/2 maddesinde ” diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır ” düzenlemesinin bulunduğu , söz konusu düzenleme göz önüne alındığında TTK 412 maddesinde belirtilen dava şartının mevcut olmadığı , dava şartlarının varlığının HMK 115/1 maddesi gereğince davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmasının ve dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde HMK 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış , davalı … … Gıda Ve Hayvancılık San. Ve Tic. AŞ. nin satış kararının iptaline yönelik talep ile ilgili davalı … aleyhine açılan davanın, HMK’ nin 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, yargı yolu bakımından Mahkememizin görevsizliğine, usulsüz genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespitine yönelik talep ile ilgili davalı … … Gıda Ve Hayvancılık San. Ve Tic. AŞ. aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, davalı şirketin genel kurulunun toplanmasına yönelik talep ile ilgili açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı … … Gıda Ve Hayvancılık San. Ve Tic. AŞ. nin satış kararının iptaline yönelik talep ile ilgili davalı … aleyhine açılan davanın, HMK’ nin 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Yargı yolu bakımından Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- Usulsüz genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespitine yönelik talep ile ilgili davalı … … Gıda Ve Hayvancılık San. Ve Tic. AŞ. aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
3- Davalı şirketin genel kurulunun toplanmasına yönelik talep ile ilgili açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
4-Eksik kalan 4,90 TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına,
5-Davalı taraf kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan her bir davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ayrı ayrı davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar Davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … ile davalı … Tarım … AŞ vekili Av. …’ın yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.01/04/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır