Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/699 E. 2021/1221 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/699 Esas
KARAR NO : 2021/1221

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatif tarafından, İzmir/ …’de, 1. Etap ve 2. Etap adı altında konutlar inşa edildiğini 2014/Eylül ayında başlanan 1. Etapta 56 konut bulunduğunu ve konutların yapımının 2016/Eylül ayında tamamlandığını; Ana Sözleşmenin 61. maddesi uyarınca konutların kesin maliyetlerinin çıkartıldığını ve yaptıkları ödemeler ile kesinleşen maliyetler arasındaki farkları ödeyen ortaklara, 2016/Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında tapularının verildiğini, 1. Etaptaki konutlardan birisine müştereken ortak olan davalılar tarafından yapılan ödemelerin tutarı ile kesinleşen maliyet bedeli arasındaki farkın 447.723,94 TL olduğunu, 09.12.2016 tarihinde, davalıların adına, bedelleri 49.460,62 TL ve 1.350.836,83 TL olan … ve … nolu faturaların düzenlendiğini, davalıların, 447.723,94 TL tutarındaki borçlarını banka kredisi kullanarak ödeyeceklerini beyan ettiklerini, … Bankasına yaptıkları kredi başvurusunun olumlu karşılandığını, kooperatifin bu kredileri kullanabilmesi için önce konutun tapusunun ortaklara devredilip, bilahare banka lehine ipotek tesis edilmesi gerektiğini; davalıların, ferdileşme ve ipotek tesisi işlemlerini yapmak üzere kooperatif görevlisi …’ya vekalet verdiklerini; 09.12.2016 tarihinde tapu devrinin gerçekleştirilmesi üzerine davalıların, kredi işlemlerini iptal edip, …’yu da azlettiklerini, böylece davalıların, kendi üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediklerini, ortaklıktan doğan kooperatif alacağının tahsil edilebilmesi için İzmir … icra Müdürlüğü, … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ancak itiraz edilerek durdurulduğu için sonuç alınamadığını, 26.06.2016 tarihinde yapılan genel kurulda, zamanında ödenmeyen ortaklık borçlarına aylık 01 gecikme faizi uygulanması yönünde karar alındığını, dava konusu icra takibinde talep edilen gecikme faizinin bu karara göre hesaplandığını, belirterek davalının itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatıfın henuz amacına ulaşmadığını ve halen faal olduğunu, 1. Etabın tamamlandığını ancak 2. Etap arsa için açılan ortaklığın giderilmesi davasının kesinleşmesinin beklendiğini, 1. Etapla ilgili kesin hesapların hatalı yapılması ve hesapların kontrolü için Genel Kurulca oluşturan Hesap Tetkik Komisyonunun haksız ve usulsüz olarak feshedilmesi nedeniyle, huzurdaki dava tarihi itibariyle açıldığını ayrıca … Asliye Hukuk Mahkemelerinde ve İzmir Ticaret Mahkemelerinde davalar açıldığını ve bu davaların derdest olduğunu müvekkillerine teslim edilen evin yapımının tamamlanmadığını, eksik ve ayıplı imalatları, müvekkillerinin kendi imkânları ile yaptırdıklarını, yapılmayan imalatların bedelinin de müvekkillerinden tahsil edilmeye çalışıldığını, dayanak olarak gösterilen kesin hesapların, hatalı ve ana sözleşmenin 61. maddesine uygun olmadığını, müvekkillerinin 1.071.284,00 TL ödeme yaptığını, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları … Esas sayılı menfi tespit davasının 21 .06.2019 tarihinde karara çıktığını ve “usulüne uygun bir borç belirlemesi yapılmadığı için müvekkiller açısından doğmuş bir borcun varlığından söz edilemeyeceği” gerekçesiyle davanın kabul edilmesinin akabinde, 01.07.2019 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden, yerinde inceleme yapılmaksızın, alelacele bir rapor hazırlattırıldığını ve 06.0.8.2019 tarihinde İzmir … Noterliği (… yev.) kanalı ile müveklerine tebliğ edildiğini, Hesap Tetkik Komisyonu tarafından tespit edilen usulsüzlüklere rağmen halen aynı rakamda ısrar edildiğini, gerek huzurdaki dava ve gerekse diğer davalarda ileri sürdükleri aşağıdaki itirazlarına cevap verilemediğini, talep edilen faturalar ile dosyadaki mevcut faturaların uyumsuz olduğunu, kesin hesapların yanlış olduğunu, davalılara ait ev için yapılan incelemeler sonucunda davacı tarafın maliyet hesaplarına dahil ettiği bazı imalatların hiç yapılmadığının, bazı imalatların ise eksik ve ayıplı olduğunun tespit edildiğini belirterek gerek müvekkilinin gerekse diğer üyelerin kesin hesaba yönelik itirazlarının sistematik olarak görmezden gelindiğini, müvekkiline karşı bir yandan tapu iptali ve tescil davası açılırken diğer yandan da alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını ve dava açıldığını, bahsedilen hususların davacının kötü niyetli olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-… Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya sureti,
-… Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosya sureti,
-İzmir … ATM’nin … esas sayılı dosyası,
-İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosya sureti,
-Bilirkişi …’in 18/11/2021 tarihli raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde kooperatifin tanımı yapılmış ve tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek kişilerle kamu tüzel kişileri tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar olarak ifade edilmiştir.
Kooperatiflerde ortaklık sıfatının kazanılması beş hâlde söz konusu olabilir. İlk olarak kooperatifin kuruluşunda kurucu ortaklar, kuruluşun gerçekleşmesiyle ortak sıfatını aslen kazanırlar. Daha sonraki evrede ise giriş talebinin kabulü yoluyla veya payın bir başkası tarafından devir alınmasının yönetim kurulu tarafından kabulüyle ortaklık gerçekleşir. Bir diğer ihtimal olarak ortaklığın taşınmaz mülkiyetine veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlandığı durumlarda, taşınmazın veya işletmenin devir alınması hâlinde ortaklık sıfatı kazanılır. Son olarak ise ana sözleşmede hüküm bulunması durumunda miras ile kooperatif paydaşlık hakkı kazanılır.
Kooperatiflerde ortaklar arasında hak ve borçlar bakımından eşitlik esastır. Nitekim Kooperatifler Kanunu’nun “hak ve vecibelerde eşitlik” başlıklı 23. maddesinde ” Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.” şeklinde emredici bir kural öngörülmüştür. Bu kural uyarınca aynı durumda olan ortaklar arasında ayrım yapılamaz.
Yargısal kararlarda eşitlik ilkesi “mutlak” ve “nispi” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Mutlak eşitlik, ortaklar arasındaki farklılıkları göz önüne almadan ve değerlendirmeden tanınan eşitliktir; ortakların kooperatife katkıları ne olursa olsun, her ortağa genel kurulda bir oy hakkı tanınmasında olduğu gibi. Nispi eşitlikte ise ortakların çeşitli nedenlerden doğan farklı durumları göz önüne alınarak değerlendirme yapılmakta ve sonuçta eşit olacak biçimde bir ölçüt uygulanmaktadır.
Uyuşmazlıkta sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için kooperatif organlarından olan “genel kurul” ile “yönetim kurulu” hakkındaki hükümlere de değinmek gerekmektedir.
Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca genel kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel kurul kooperatifin karar organı olup, belirli koşullarda toplanıp kanun ve anasözleşme uyarınca belirli konularda karar alabilen ortaklar topluluğudur. Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesinde genel kurulun toplantı şekli, zamanı, nisabı, ilgili bakanlığa ve mülki idare amirliğine yazılı bildirim zorunluluğu, genel kurulun sevk ve idaresi hususları düzenlenmiştir.
Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren altı ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur. Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunması zorunludur. Toplantı çağrısına ve ilana gündemin yazılması zorunludur. Kooperatifler Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca, kural olarak gündemde olmayan hususlar genel kurulda görüşülemez.
Yine Kooperatifler Kanunu’nun 51. maddesinin birinci fıkrasında “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” denilerek, ikinci fıkrasındaki kararlar dışında gerekli toplantı yeter sayısı sağlanarak yapılmakta olan bir genel kurulda oyların yarıdan bir fazlası karar yeter sayısı olarak belirlenmiştir.
Genel kurulda usulüne uygun olarak alınan kararlar bütün ortakları bağlayıcı niteliktedir. Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, genel kurul kararlarının kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile iptali istenebilir.
Yönetim kurulu ise, anasözleşme ve kanun hükümleri içinde kooperatif faaliyetlerini yöneten ve onu temsil eden icra (yürütme) organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Kooperatifi resmî dairelerle, mahkemeler ve üçüncü kişilere karşı yönetim kurulu temsil eder.Yönetim kurulu kooperatifi basiretli bir tacir gibi yürütmekle görevlidir.
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak talebi ile davalılar aleyhinde İzmir … icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 03/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluların 05/10/2020 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, davacının iş bu davayı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalıların takibe itirazının iptalini talep ettiği, davacının, davalıların kooperatif üyesi olduğu, yükümlülüklerini eksik olarak yerine getirdiği, taahhüt edilen villa teslim edildiği halde davalıların kesin hesap sonucu bakiye borcu ödemediği, bu nedenle davalılar aleyhinde takibe girişildiği ile davalıların takibe haksız ve kötü niyetli itirazda bulunduğunu iddia ettiği, davalıların ise kooperatif üyesi olduklarını kabul ettikleri, ancak kanun ve ana sözleşmeye uygun olarak kesin hesap yapılmadan kendilerinden talepte bulunulduğu, kooperatif yönetim ve genel kurulunun almış olduğu kararların iptal edildiği, aleyhlerinde tahakkuk ettirilen alacağın muaccel olmadığı, ayrıca davacı kooperatifin tüm yükümlülüklerini yerine getirmediği, eksik teslim yaptığı ve hesaplarda usulsüzlük bulunduğunu savunduğu, taraflar arasındaki ihtilafın takibe konu kooperatif üyelik aidat ve alacağının kesinleşip kesinleşmediği ve talep edilebilir olup olmadığı ile miktarı hususlarında olduğu, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak davalıların ortaklık yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, davacı kooperatifin davalılardan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne olduğu ve söz konusu alacağın talep edilebilir olup olmadığı hususlarında davacı kooperatifin kayıtlarının bilirkişi aracılığı ile incelenmesine karar verildiği, bilirkişi tarafından yapılan incelemede 18/11/2021 tarihli rapora göre, davacı kooperatifin 2013 yılında kurulduğu, kooperatif kapsamında 56 bağımsız bölümün inşa edildiği, bazı bağımsız bölümlerin bölünerek 2 konut haline getirildiği, böylece konut sayısının 61’e yükseldiği, inşaat imalatlarının 2016 yılında tamamlandığı, konutların ortaklara teslim edildiği, ferdi mülkiyete geçildiği, konutların mülkiyetinin ortaklara devredildiği, davacı kooperatifin ferdi mülkiyete geçmesi ile amacına ulaştığı, tasfiye edilmesi gerektiği, ancak davacı kooperatifin bir başka arsa üzerinde ikinci etap inşaatların yapımına başladığı, davalıların 61 ortaklı ilk etabın üyesi oldukları, 10 nolu bağımsız bölümün davalılara tahsis ve teslim edildiği, davalıların aynı bağımsız bölüm için ortak oldukları, ortaklık borçlarının davalılar adına müştereken tahakkuk ettirildiği, 2014 yılında kooperatif ortaklarının tahmini maliyet konusunda bilgilendirildiği, 02/10/2016 tarihinde yapılan genel kurulda inşaat maliyetlerinde artış olduğunun açıklanmasından sonra ortaklarca hesap tetkik komisyonu kurulmasının önerildiği ve genel kurulca bu önerinin kabul edildiği, bu kapsamda inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alındığı, bu rapora göre eksik imalata rağmen kooperatif tarafından inşaat firmasına fazladan ödeme yapıldığı, sonraki süreçte hesap tetkik komisyonun feshedildiği, 2019 yılında yönetim kurulu tarafından ana sözleşmenin 61. maddesi gereğince tüm konut ve ortak alanların kesin maliyetlerini hesaplamak üzere 3 kişilik teknik heyet oluşturulduğu, bu heyetin tüm konutların maliyetlerini ayrı ayrı hesapladığı, teknik heyetin yönetim kuruluna sunduğu bu raporda davalılara ait ortaklık maliyetinin 1.519.070.47 TL olarak hesaplandığı, bu raporun ortaklara tebliğ edilip edilmediğinin kayıtlardan anlaşılamadığı, kooperatif yönetiminin teknik raporu esas almak ile birlikte bazı düzeltmeler yaparak tüm ortaklara borç bildiriminde bulunduğu, bu kapsamda davalılardan öncelikle ihtarname ile bakiye 518.219.94 TL (inşaat maliyeti olarak hesaplanan 1.509.007.94 TL – davalılar tarafından yapılan 990.788.00 TL ödeme arasındaki fark) talep edildiği, davalıların bu ihtarnameye bildirilen borç miktarının eski bildirimler ile çeliştiği, konutta eksik ve ayıplar bulunduğu, hesap tetkik komisyonunun çalışmalarının tamamlanmadığı gerekçesi ile cevap verdiği, bunun üzerine davacı kooperatifin 447.723.94 TL asıl alacak ve 35.916.05 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 483.639.99 TL alacak üzerinden davaya konu takiple talepte bulunduğu ve bu miktar üzerinden iş bu davayı ikame ettiği, davacı kooperatif defter ve kayıtlarına göre 1.519.007.94 TL ödeme yapmak ile yükümlü olan davalıların yapmış olduğu 1.071.284.00 TL’lik ödeme mahsup edildiğinde 447.723.94 TL’lik eksik ödemenin söz konusu olduğu, davacının da bu miktar üzerinde talepte bulunduğu, kooperatif genel kurulunun 26.06.2016 tarihinde yapılan toplantısında gecikme faizinin aylık %1 olarak belirlendiği, buna göre takip tarihi itibari ile davacı kooperatifin 35.916.05 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, davacı kooperatifin üyelerinden tahmini maliyet hesaplarına göre büyük ölçüde peşin tahsilat yaptığı, konutların yapımı ve teslimi gerçekleştikten sonra ise görevlendirilen teknik heyet tarafından düzenlenen rapor ile ortaklardan fark talep ettiği, yapılan uygulamanın ana sözleşmenin 61. maddesine uygun olmadığı, kooperatif defter ve kayıtlarına göre ortaklara teknik heyet tarafından yapılan hesaplamaya itiraz hakkı tanınmadığı, rapor ortaklara tebliğ edilmiş olsa bile itirazlar üzerine yeni bir heyetin oluşturularak itirazların değerlendirilmediği, bu haliyle takibe dayanak alacağın kesin maliyet ve alacak olarak nitelendirilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, bu kapsamda mahkememizce takibe dayanak alacağın kesin maliyete dönüşüp dönüşmediğinin tespiti için davacı vekiline 15/12/2021 tarihli duruşma ara kararı ile 01/08/2019 tarihli inşaat mühendisleri …, … ve mimar … tarafından düzenlenen ve davacı kooperatif tarafından kesin hesaba ve takibe esas alınan hesap raporunun davalılara tebliğ edildiğine, itiraz imkanı tanındığına ve davalılarca yasal süresi içerisinde itiraz haklarının kullanılıp kullanılmadığına dair bilgi ve belgeleri sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin yerine getirilmemesi halinde dosya mevcuduna göre değerlendirme yapılacağının ihtar edildiği, davacı vekilince bu ara karar doğrultusunda 29/12/2021 tarihli dilekçe ile ekinde 01/08/2019 tarihli inşaat mühendisleri …, … ve mimar … tarafından düzenlenen ve davacı kooperatif tarafından kesin hesaba esas alınan hesap raporunun davalılara tebliğine, itiraz hakkı tanındığına, davalılarca itiraz hakkının kullanıldığına ve itirazların değerlendirilmesine ilişkin kararların sunulduğu, bu kayıtlara göre teknik heyet komisyonunun 01/08/2019 tarihli raporunun davalılara 10/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların İzmir … Noterliğinin 23/08/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile itirazda bulunduğu, itirazlar üzerine davacı kooperatif tarafından ana sözleşmenin 61. maddesine göre 3 kişilik itirazları değerlendirme komisyonu oluşturulması ve bu kurulda yönetim kurulunu temsilen … ve teknik heyeti temsilen ise inşaat mühendisi …’ın görevlendirilmesine karar verildiği, itiraz edenlere ise itirazları inceleme kurulunun 3. üyesini seçmek üzere İzmir … Noterliğinin 08/11/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihbarnamesi ile bildirimde bulunulduğu, davalılar adına çıkartılan bu tebligatın bila ikmal iade döndüğü, ancak davalıların İzmir … Noterliğinin 22/11/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihbarnamesi ile itiraz edenler adına …’nın seçildiğine dair davacı kooperatife bildirimde bulunduğu, bu şekilde teşekkül eden itirazları inceleme kurulunun 14/01/2020 tarihinde toplantı yaptığı, bu toplantıda daha önce yapılan hesaplamaların doğru olduğu ve yeniden inceleme yapılmasına lüzum görülmediği gerekçesi ile davalılar ve diğer itiraz edenlerin temsilcilerinin muhalefeti ve oy çokluğuyla itirazların reddine karar verildiği, böylece hesaplamaların kesinleştiği gerekçesiyle takibe geçildiği, ancak davacı kooperatifin ana sözleşmesinin konut bedellerinin tespiti başlıklı 61. maddesine göre öncelikle konutların geçici maliyetlerinin hesaplanacağı, sonrasında yönetim kurulu kararı ile oluşturulacak en az 3 kişilik bir teknik heyet tarafından konutların yeri, yapı durumu ve sair özelliklerine göre kıymetlerinin takdir edileceği, teknik heyet kararının rapora bağlanarak yönetim kuruluna tevdii edileceği, bu raporun yönetim kurulunca noter vasıtasıyla ortaklara tebliğ edileceği, ortakların tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde bu hesaba itiraz edebileceği, bu sürede itiraz etmeyenlerin itiraz haklarının düşeceği, itiraz halinde teknik heyet ile yönetim kurulunun kendi üyeleri arasından birer üye ile itirazda bulunan ortaklar tarafından seçilecek bir kişiden oluşan 3 kişilik yeni bir kurul marifetiyle tekrar kıymet takdir edileceği, bu heyet tarafından takdir olunan farkın geçici maliyet bedeline ekleneceği veya indirileceği, geçici maliyet tespitinden sonra yapılan masrafların kesinleşen kıymet taktiri ile orantılı olarak kesin maliyetin bulunacağı, buna göre kendilerine tebliğ edilen teknik heyet komisyonu raporuna yasal süresi içerisinde itirazda bulunan davalılar ve dava dışı diğer ortakların itirazlarının ana sözleşmeye göre oluşturulan itirazları değerlendirme komisyonu tarafından değerlendirilmesi ve yeniden kıymet taktiri yapılması gerekirken ana sözleşmede itirazları inceleme kuruluna itirazları doğrudan reddetme hakkı tanınmadığı halde bu itirazlar incelenmeksizin ve yeniden hesaplama yapılmaksızın davalılardan talep edilen alacağın kesinleştiğinden ve kesin maliyete dönüştüğünden bahsedilemeyeceği, davalıların üyelik statülerinin taksitli ödeme esasına dayanmadığı, ana sözleşmenin 61/3. maddesinin somut olayda uygulanamayacağı, bu halde takip tarihi itibari ile takibe konu üyelik borçlarının muaccel olmadığı ve davalılardan talep edilemeyeceği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalılar davacı kooperatifin takibe girişmesinde haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürmüş ve bu nedenle kötü niyet tazminatı talep etmişse de davacı kooperatif tarafından davalılara taahhüt edilen konutun teslim edildiği ve tapusunun devredildiği, defter ve kayıtlar ile 01/08/2019 tarihli hesap raporuna istinaden takibe girişen davacının kötü niyetli olduğunun davalılar tarafından ispat edilemediği anlaşılmakla davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan 8.259,37 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.200,07 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 41.232,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerini yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA