Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/698 E. 2022/248 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/698
KARAR NO : 2022/248

MAHKEMEMİZİN 2020/698 ESAS SAYILI ASIL DOSYASINDA;
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020

BİRLEŞEN İZMİR 7 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
MAHKEMEMİZİN 2020/698 ESAS SAYILI ASIL DOSYASINDA;
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin oğlu …’ın … plakalı aracın sürücüsü iken 01/10/2007 tarihinde kaza yaptığını ve vefat ettiğini, müteveffanın kullandığı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, müteveffanın müvekkilinin hayattaki tek dayanağı olduğunu, murisin vefat ettiği zaman önemli bir gelire sahip olduğunu, müvekkilinin bütün ihtiyacının murisin karşıladığını, vefat etmeseydi müvekkiline hayatı boyunca bakmaya devam edeceğini, dava konusu kazada müteveffanın %100 kusurlu olduğunu, kusura karşı bir itirazlarının olmadığını ancak her ne kadar kusurlu olsa da müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkilinin tazminat almaya hakkı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatın kazanın olduğu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın karayolları trafik kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, müteveffanın kendisinin ölümüne sebep olduğundan, Ceza Hukuku anlamında herhangi bir suç unsuru bulunmadığını, işbu sebeple uzatılmış ceza zamanaşımından bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu olayın 01/10/2007 tarihinde meydana geldiğini, davanın 2020 yılında açıldığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İZMİR 7 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; özetle;müvekkilinin oğlu …’ın … plakalı aracın sürücüsü iken 01/10/2007 tarihinde kaza yaptığını ve vefat ettiğini, müteveffanın kullandığı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, müteveffanın müvekkilinin hayattaki tek dayanağı olduğunu, murisin vefat ettiği zaman önemli bir gelire sahip olduğunu, müvekkilinin bütün ihtiyacının murisin karşıladığını, vefat etmeseydi müvekkiline hayatı boyunca bakmaya devam edeceğini, dava konusu kazada müteveffanın %100 kusurlu olduğunu, kusura karşı bir itirazlarının olmadığını ancak her ne kadar kusurlu olsa da müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkilinin tazminat almaya hakkı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatın kazanın olduğu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın dava konusu sigortalı aracın sürücüsü olmakla kendi kusuru ile vefat ettiğini, kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müteveffanın davaya konu sigortalı aracın sürücüsü olduğundan başvuranın taleplerinin Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar gereği teminat dışı olduğunu, müteveffa kusurlu sürücü ve işleten yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını, hiçbir hukuk kuralının kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlemediği gibi bu faydayı koruyamayacağını, bir zararın doğmasın ya da artmasına neden olan kişinin sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğunu, müvekkilinin şirketin esas ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığından faiz, vekalet ücreti ve başkaca hiçbir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Asıl ve birleşen dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (destekten yoksun kalma) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kaza tespit tutanağı,
-SGK’nun 17/12/2020, 21/12/2020,23/12/2020 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 16/12/2020, 18/03/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş’nin 13/01/2021 tarihli yazısı,
-İzmir CBS’nin …/… sayılı soruşturma dosyası sureti,
-Bilirkişiler … ve …’nın 08/06/2021 tarihli kök raporu ve
12/10/2021 tarihli ek raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f)Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı KTK’nın 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Asıl ve birleşen dosyada davacılar, davaya konu kazada ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını iddia ederek tazminat isteminde bulunmaktadır. Davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatlarına dayanmaktadır.
Dolayısıyla, davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacılara yansıtılamayacak, sürücü desteğin tam kusurlu olması, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyecektir.(HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca)
Şu hale göre; işleten (veya sürücü) murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; müteveffa …’ın … plakalı araç ile 01/10/2007 tarihinde tek taraflı kaza yapması sonucu ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, asıl ve birleşen dosya davacılarının oğlu olan …’ın hayatını kaybettiği, davacıların müteveffanın ölümü nedeniyle maddi olarak zarara uğradığı iddiası ile iş bu asıl ve birleşen dava ile maddi (destekten yoksun kalma) tazminat talebinde bulunduğu, uğranılan zararların aracın zmms sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden tazmininin talep edildiği, asıl davada davalı vekilinin davalıya dava dilekçesinin 11/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 20/01/2021 tarihinde davaya cevap verdiği, davalının 25/01/2021 tarihinde ikinci kez cevap dilekçesi sunduğu ve zamanaşımı definde bulunduğu, davalı tarafından 20/01/2021 tarihinde davaya cevap verilmekle birlikte ikinci kez cevap dilekçesi sunulamayacağı, bu sebeple sunulan 25/01/2021 tarihli dilekçedeki zamanaşımı definin süresinde olmadığı reddi gerektiği, birleşen dosya yönünden ise dava dilekçesinin davalıya 08/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içerisinde 22/09/2021 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu, davacıların desteğinin ölümü ile neticelenen kazada TCK’nun 66 ve 85.maddelerine göre ceza zamanaşamı süresinin 15 yıl olduğu, buna göre birleşen dosya yönünden TBK’nun 72 ve KTK’nun 109 maddeleri uyarınca dava tarihi itibariyle 15 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği, davalının birleşen dosya yönünden de zamanaşımı definin yerinde olmadığı, mahkememizce müteveffanın kusur durumu ile davacıların zararlarının miktarlarına ilişkin olarak kusur ve aktüerya bilirkişilerinden rapor alındığı, bilirkişiler … ve …’nın bilirkişi kök ve ek raporuna göre, müteveffa sürücü …’ın kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğu, kazada hayatını kaybeden …’ın annesi olan davacı … ve babası … için yapılan hesaplamalar sonucunda anne … yönünden 265.103,89 TL destekten yoksun kalma tazminatı, baba … yönünden 196.145,65 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, kaza tarihinde geçerli Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi teminat limitinin 80.000,00 TL olduğu, poliçe teminat limiti her bir hak sahibine göre garameten paylaştırıldığında, poliçe teminatı kapsamında anne …’nun 45.600,00 TL, baba …’ın ise 34.400,00 TL davalı sigortadan talepte bulunabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; asıl ve birleşen davacıları … ve …’in desteği/oğulları … 01/10/2007 tarihinde tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş; davacılar destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuştur. Davacıların üçüncü kişi konumunda olduğu, işleten (veya sürücü) yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Asıl ve birleşen dosya davacılarının uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketi zararın tamamından sorumlu olacağından, davacılar davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK., 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas – 411 karar; YHGK., 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar; YHGK., 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar vs.).
Davaya konu kaza 01/10/2007 tarihinde meydana gelmiş olup, bu tarihte yürürlükte olan ve yukarıda açıklanan Yasa ve Genel Şartlar hükümleri ve konuya ilişkin Yargıtay’ın yerleşiklik kazanan içtihatlarına göre, asıl ve birleşen dosya davacılarının talebinin trafik sigortası teminatı kapsamında kaldığı, davacıların davalı sigorta şirketinden destek tazminatı talep etme hakkı bulunduğu, mahkememizce alınan kusur ve aktüerya kök ve ek bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davacıların uğradığı maddi zarardan davalı … Sigorta A.Ş’nin 04/06/2007-04/06/2008 tarihleri arasındaki dönemde ve kaza tarihi itibariyle kazaya sebebiyet veren aracın zmms sigortacısı olarak sorumluluğu bulunduğu, asıl dosya davacısı …’nin davalı sigortaya 07/10/2020 tarihinde başvuruda bulunduğu, birleşen dosya davacı …’in ise davacı sigortaya 28/10/2020 tarihinde başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonunda davacı … yönünden 20/10/2020, davacı … yönünden ise 07/11/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, davaya konu kazanın haksız fiilden kaynaklanması ve davacıların sıfatına göre davacılarca talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğu, davacılar vekilinin 15/10/2021 tarihinde davacı … yönünden ve 13/01/2022 tarihinde de birleşen dosya davacısı Hüsamettin yönünden dava değerini ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulmuş ise de, davacıların desteğinin ölümü ile neticelenen kazada TCK’nun 66 ve 85.maddelerine göre ceza zamanaşamı süresinin 15 yıl olduğu, buna göre asıl ve birleşen dosya yönünden TBK’nun 72 ve KTK’nun 109 maddeleri uyarınca ıslah tarihi itibariyle 15 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacıların maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
A-Mahkememizin 2020/698 Esas sayılı dava dosyası yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile, 45.600,00 TL’nin 20/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 3.114,93 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 101,35 TL ıslah harcı toplamı 155,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.959,18 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 101,35 TL ıslah harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 149,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.359,65 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 6.728,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
B- Birleşen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dava dosyası yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile, 34.400,00 TL’nin 07/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 2.349,86 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 58,20 TL ıslah harcı toplamı 117,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.232,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 58,20 TL ıslah harcı, 62,10 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 238,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 5.160,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)