Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/69 Esas
KARAR NO : 2021/711
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2020
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ürün satışına ilişkin ticari ilişki olduğunu, davalı müvekkilinden aldığı ürünlerin bedelini ödemediğini, açık faturalardan kaynaklı olarak bakiye borcu olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde takibe girişildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, para borçlarında müvekkilinin yerleşim yerinindeki icra dairelerinin yetkili olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesinde alacağın varlığının ve miktarının tespit edileceğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili yargılamalar aşamasındaki beyanlarına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-Bilirkişi …’in 07/03/2021 tarihli bilirkişi raporu,
-Bilirkişi …’un 29/06/2021 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında cari hesap alacağına ilişkin 99.903,83 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 31/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/01/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün gösterilmediği, sadece davalı şirketin işyeri adresinin İstanbul olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulduğu, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazının bulunmadığı, yetki itirazının usulüne uygun olduğu kabul edilse dahi davacı şirketin merkezinin İzmir ilinde bulunduğu, mahkememizce yapılan ticari defter incelemesinde saptandığı üzere taraflar arasında ticari satıma ilişkin cari hesap ilişkisi bulunduğu, 6098 sayılı TBK nun 89, 6100 sayılı HMK’nun 10 ve 2004 sayılı İİK’nun 50. Maddeleri uyarınca davacı şirketin yerleşim yeri olan İzmir icra dairelerinin takibe konu alacak yönünden yetkili olduğu, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak tarafların ticari defter ve kayıtlarının smmm bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, davalının defter ve kayıtları üzerinde talimat yoluyla yapılan bilirkişi incelemesinde, davalının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalı defterlerine göre taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu bu ilişkinin 2019 yılı öncesinde başladığı, takip dayanağı faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, ayrıca BA formu ile ilgili vergi dairesine bildirildiği, takip tarihi itibariyle davalının davacıya 108.436,15 TL borçlu göründüğü yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise, davacının defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 99.903,82 TL alacaklı olduğuna dair kayıt bulunduğu, davacı defterleri ile davalı defterleri arasında davalı aleyhinde 8.532,33 TL farklılık bulunduğu, bu durumun davacı tarafından davalıya düzenlenen 4 adet fatura ile iade edilen senet ve düzenlenen 1 adet iptal faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, buna göre davacı ile davalı arasında ticari satım ilişkisi bulunduğu, taraf defterlerinin davalının davacıya takip konusu asıl alacak miktarı olan 99.803,82 TL tutarda borçlu olduğu konusunda uyuştuğu, bu nedenle davacıdan mal ve hizmet satın alan ve buna ilişkin faturaları defterlerine işleyen davalının faturalara konu mal ve hizmeti teslim aldığının kabulü gerektiği, ispat külfetinin yer değiştirdiği, davalıya geçtiği, bu mal ve hizmete ilişkin olarak borçlu olmadığını savunan davalının takibe konu cari hesap borcunu ödendiğini ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, bu nedenle dosya kapsamına göre davacının iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, davalının takibe itirazının yerinde olmadığı ve itirazında haksız olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2- 99.903,83 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 19.980,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 6.824,43 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 1.206,59 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.617,84 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.206,59 TL peşin harç, 950,00 TL bilirkişi ücreti ve 211,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.422,49 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 13.440,86 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2021
Katip …
E-İMZA
Hakim …
E-İMZA