Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/657 E. 2021/611 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/657 Esas
KARAR NO : 2021/611

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 24/11/2020 tarihli dava dilekçesinde; Davalı … AŞ’nin 59.800.000 TL sermayeli bir şirket olup davacının 5.980.000 TL sermaye karşılığı 5.980.000 TL adet payına sahip hissedar olduğunu, davalı şirketin 01/04/2019-31/03/2021 faaliyet dönemine ilişkin olağan faaliyet toplantısının 29/09/2020 günü saat 10:00 ‘da … Mahallesi … Caddesi No … …. İzmir adresinde yapıldığını, davacının 3,4,5,6,7,8,9,10,11 nolu gündem maddelerinde olumsuz oy kullanarak muhalefetini tutanağa geçirdiğini, 29/09/2020 tarihli toplantıda şirket ortağı …’nun yönetim kurulu tarafından yanıtlanması ve bilgi istemi ile yöneltmiş olduğu sorulara 1 ay içerisinde yanıt verileceğinin ifade edildiğini, yönetim kurulu tarafından 30/10/2020 tarihli yanıtın sunulduğunu, davalı şirketin 29/09/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısının 3,7,8 gündem maddeleri gereğince alınan 3,7ve 8 nolu kararlarının TTK’ya, ana sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle bu kararların iptali isteminin zorunlu olduğunu, gündemin 3. Maddesinde yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşüldüğünü, faaliyet raporunun 13.066.300 red oyuna karşılık 46.733.700 kabul oyu ve oy çokluğu ile onaylanmasına karar verildiğini, davacı ile dava dışı …’nun karara muhalefet ettiğini, faaliyet raporunda şirketin 4.530.689,00 TL tutarında sabit kıymetler yatırımı yaptığı bilgisinin yer aldığını, 30/10/2020 tarihli yanıtta ” yapılmış olan yatırımlar şirketin idamesi için gerekli olan yatırımlardır ” açıklaması bulunduğunu, faaliyet raporunun onaylanabilmesinin mümkün olmadığıNI, 30/10/2020 tarihli yanıtta da herhangi bir açıklama bulunmadığını, faaliyet raporunda … Ticaret AŞ.’nin … ünvanlı şirketin %50 oranında ortağı olduğu bilgisinin yer aldığını, 01/04/2018-31/03/2019 özel hesap dönemine ilişkin faaliyet raporunda ise … ünvanlı şirketin … Ticaret isimli şirketin bağlı ortaklar arasında olmadığının görüldüğünü, bu hususta ayrıntılı bilgi talebinde bulunulduğunu, 30/10/2020 tarihli yanıtta … hakkında bilgi verildiği ancak bu şirkete % 50 oranında ortak olunması hususunda alınan yönetim kurulu kararının mevcut olup olmadığı konusunda bilgi verilmediğini, genel kurulda … hakkında ayrıntılı bilgi talep edildiğini, 30/10/2020 tarihli yanıtın şekli bilgiler içerdiğini, özel denetçi talebinin uygun görülmesi halinde gerçek bilgilere ulaşılabileceğini, pay sahiplerinin bilgilenmemesi anlayışıyla düzenlenmiş yönetim kurulu faaliyet raporunun onaylanmasının mümkün olmadığını, faaliyet raporunda Nisan 2019- Mart 2020 yılı hedeflerine ulaşılmış olduğunun belirtildiğini, hedefler hakkında bilgi yer almadığını, şirket karının düştüğü bir dönemde hedefin tutturulduğundan söz edilemeyeceğini, şirketin … Organize Sanayi Bölgesinde bulunan 15.000 m2 alanlı arsasının 31/08/2019 tarihinde satılmasına rağmen satım bilgisinin faaliyet raporunda yer almadığını, genel kurulda bu hususta bilgi talep edildiğini, 30/10/2020 tarihli yanıtta söz konusu taşınmaza 2011 yılından bu yana yatırım yapılamadığını, organize sanayi bölgesinde bulunan arsalara kanun gereği edinildikten sonraki 2 yıl içinde yatırım yapılması gerektiği için ve uygun yatırım şartları oluşmaması nedeniyle taşınmazın 31/08/2019 tarihinde ve 1.552.364,00 TL bedelle satıldığı bilgisinin mevcut olduğunu, bu hususların kayıtlar getirtilerek incelenmesi gerektiğini, faaliyet raporunun TTK ile Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkındaki Yönetmelikte yer alan kriterlere uygun olmadığını, raporda pay sahiplerine bilgi ve hesap verilmekten imtina edildiğini, faaliyet raporunda şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere ilişkin bilginin yer almadığını, faaliyet raporunda imtiyazlı pay olmadığı yönünde açıklama bulunduğunu, şirkette bir bölüm paylara yönetim kurulunun seçimi, toplanması ve karar alması ile genel kurulun toplanma ve karar alma mekanizmaları ile ilgili oy imtiyazının tanındığını, faaliyet raporunun bu yönde de gerçeği yansıtmadığını, faaliyet raporunda finansal duruma ilişkin bölümün mevzuata uygun olmadığını, faaliyet raporunun hesap döneminin bitimini izleyen 2 ay içinde hazırlanmadığı gibi sadece 2 yönetim kurulu üyesi tarafından imzalandığını, raporun bu yönden de mevzuata uygun olmadığını, yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açma hakkı saklı kalmak kaydı ile yönetim kurulu faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin kararın iptalinin talep edildiğini, 7. Gündem maddesinde 8.120.504,00 TL toplam brüt temettü ödemesine oy çokluğu ile karar verildiğini, kar dağıtım ödemesinin TTK ‘ya, ana sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle davacının olumsuz oy kullandığı ve muhalefetini tutanağa şerh ettirildiğini, ticari ortaklıklarda pay sahibinin amacının şirkete koyduğu sermaye karşılığı kar payı elde etmek olduğunu, davalının uzun yıllardır elde ettiği kar payı ile orantılı kar payı dağıtmadığını, bu durumun pay sahibi davacının müktesep haklarının ihlali olduğunu, 17/05/2020 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Ticaret Bakanlığı tebliği ile TTK’nun geçici 17. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiğini, 31/12/2020 tarihine kadar 2019 yılı faaliyet döneminde elde edilen net karın dağıtımına %25 oranında sınırlama getirildiği ancak dava konusu kar payı dağıtım kararının sınırlamaya tabi olmadığının düşünüldüğünü, bunun kabulü halinde de genel kurul kararı ile net karın %25 oranındaki karşılığının dağıtılmasına dahil karar verilmediğini, şirketin dağıtabileceği kar payının tespiti ile dava konusu genel kurul kararının iptalinin talep edildiğini, 8. Gündem maddesinde 01/04/2020-31/03/2021 faaliyet döneminde yönetim kurulu üyelerine ödenen ücret ve huzur hakkı tutarının %10,10 oranında arttırılarak ödenmesinin önerildiğini, önerinin oy çokluğu ile kabulüne karar verildiğini, gündemin 7. Maddesinde kar payının dağıtılmama gerekçesi olarak yaşanan ekonomik zorlukların beyan edilerek şirketin daha güçlü olması hedeflendiği için kar dağıtılmadığı ifade edilmiş, 01/04/2019-31/03/2020 döneminde şirketin karlılığı azaltılmış olmasına rağmen yönetim kurulu üyelerine ödenen ücret ve huzur hakkı tutarının %10,10 oranında arttırılmasının haksız ve fahiş olduğunun düşünüldüğünü, söz konusu bedellerin örtülü kar payı dağıtımı niteliğinde olduğunu, haksız ve kötü niyetli TTK ‘ya, ana sözleşmeye, dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı bu kararın iptalinin gerektiğini, olağan genel kurul toplantısında pay sahibi … tarafından özel denetçi atanması hususunun olağan genel kurul toplantısında hazır olan paydaşlar ile birlikte görüşülmek üzere toplantı gündemine eklenmesinin talep edildiğini, özel denetçi atanması yönünde gündeme madde eklenmesi talebinin 13.066.300 kabul oyuna karşılık 46.733.700 red oyu ile reddedildiğini, 29/09/2020 tarihli toplantıda şirket ortağının …’nun yönetim kurulu tarafından yanıtlanması ve bilgi istemi ile yönelttiği sorulara da usulen yanıt verildiğini, yanıtların herhangi bir esaslı bilgi içermediğini, bilanço ve gelir tablosu, şirketçe yapılan harcamalar, dağıtılan primler, şirketin ticari faaliyetleri, şirket karının bir önceki özel hesap dönemine kıyasla azalmasının nedenleri, şirketin genel yönetim giderleri, şirketin diğer giderleri şirketin maliki bulunduğu malların satışı, bağlı ortaklıklar ile gerçekleştirilen işlemler, doğrudan iştirakler ile gerçekleştirilen işlemler, genel kurulda yanıtlanması istenilen sorular hakkında inceleme yapılabilmesi için özel denetçi atanması gerektiğinin düşünüldüğünü, davacının şirketteki payının onda 1 olup şirket ortaklarının kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirket ve pay sahiplerini zarara uğrattıklarının düşünüldüğünü, bu sebeple bir veya birden fazla özel denetçi atanması gerektiğini belirtmiş ,davalı … AŞ.’nin 01/04/2019-31/03/2020 Özel hesap dönemine ilişkin 29/09/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısının 3,7,8 nolu kararının iptaline, özel denetçi atanması ile ilgili olarak gündeme madde eklenmesi talebinin oy çokluğu ile reddine yönelik kararın iptali ile davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 23/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde ;davacının davalı şirketin 29/09/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3,7 ve 8 numaralı kararlarında alınan ve özel denetçi atanması ile ilgili olarak gündeme madde eklenmesi talebinin reddine yönelik kararının iptali ile şirkete özel denetçi atanmasını talep ettiğini, TTK’nun 446/1-a maddesi uyarınca toplantıda hazır bulunup ta karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibinin iptal davası açma hakkına sahip olduğunu, davacının iptalini talep ettiğini, 3 ve 8 numaralı kararlara karşı olumsuz oy kullandığını, kararın alınmasından sonra muhalefet şerhi koymadığını, davacının yalnızca 7 numaralı kararın alınmasından sonra karara muhalif kaldığını açıkça belirttiğini, buna ilişkin tutanağa eklenmek üzere muhalefet şerhi sunduğunu, gerek toplantı tutanağında gerek ise davacının sunduğu yazılı muhalefet şerhinde 7 nolu karar dışında alınan diğer kararlara muhalif kalındığının beyan edilmediğini, davacının 7 numaralı karar dışındaki kararların iptalini talep edebilmesi için dava şartının bulunmadığını, davacının paydaşlardan …’nun şirkete özel denetçi atanması yönünde gündeme madde eklenmesi talebinin oy çokluğu ile reddine ilişkin verilen karara muhalif kaldığını hiç beyan etmediğini, davacının bu yönde muhalefet şerhi bulunmadığını, toplantı tutanağının en sonunda ihtirazi kayıtlar başlığı adı altında dahi davacının bu karara muhalif kaldığını belirtmediğini, davacının bu kararın iptalini talep etme hakkı bulunmadığını, bu sebeplerle 3 ve 8 nolu kararlar ile özel denetçi atanması ile ilgili olarak gündeme madde eklenmesi talebinin reddine yönelik kararın iptali taleplerinin öncelikle dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesinin talep edildiğini, 3 nolu kararın iptali talebine karşı dava konusu genel kurul toplantısı için davacıya gönderilen davet mektubunda ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan çağrıya ilişkin ilanda davalı şirketin 01/04/2019-31/03/2020 faaliyet dönemine ilişkin faaliyet raporunun toplantı tarihinden 15 gün öncesinde şirket merkezinde incelemeye hazır bulundurulacağının davacıya bildirildiği ayrıca faaliyet raporunun genel kurul toplantı tarihinden 15 gün önce davacıya e- posta yolu ile gönderildiğini, davacının genel kurul toplantısına vekili aracılığıyla katıldığını, davacı vekili …’ın faaliyet raporuna toplantıdan önce vakıf olmasına rağmen gerek toplantı öncesinde ve gerek ise toplantı sırasında buna ilişkin hiçbir soru sormadığını, davacının şirket ortaklarından … vekili tarafından toplantı sırasında sorulan ve davalı şirket vekili tarafından toplantıdan sonra yazılı olarak cevap verileceği beyan edilen soruların ve cevapların kendisine de gönderilmesinin talep edildiğini, davacının bu talebinin de yerine getirildiğini, davacının başka bir paydaş tarafından sorulan sorulara davalı şirket tarafından verilen cevapları gerekçe göstererek eldeki davada faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin maddenin iptalini talep ettiğini, bu durumun davacının kötü niyetle hareket ettiğinin göstergesi olduğunu, davacının faaliyet raporunun yeterince açık olmadığı iddiasıyla dava dilekçesinde sorduğu soruların ancak TTK’nun 437. Maddesindeki usule uygun olarak ikame edilecek bilgi edinme talepli davanın konusu olabileceğini, davacının genel kurul toplantısı sırasında şirketin işleri konusunda bilgi istemediğinden bilgi edinme talepli dava açma hakkı olmadığını, şirketin 4.530.689 TL tutarında sabit kıymetler yatırımlarına ilişkin bütün detayların davacıya genel kurul toplantısından önce teslim edilen KPMG tarafından hazırlanmış bağımsız denetim raporunda yer aldığını, davalı şirketin iştiraklerinden … ‘ye %50 oranında ortak olunması hususunda alınan yönetim kurulu kararında mevcut olup olmadığına yönelik davalı şirket ortaklarından … tarafından sorulan sorulara cevap verilmemiş olmasının davacıya faaliyet raporunun iptalini talep etme hakkı vermeyeceğini, … Organize Sanayi Bölgesinde yer alan ve 31/08/2019 tarihinde satılan arsa ile ilgili sorulan soruların da ancak usulüne uygun olarak açılmış bilgi edinme talepli davanın konusu olabileceğini, faaliyet raporunda şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere ilişkin bilginin yer almamasının nedeninin şirketten kaynaklanan görünen bir riskin olmaması olduğunu, yönetim kurulunun seçimi, toplanması ve genel kurul toplanması ve karar alma mekanizmaları ile ilgili bazı paydaşlara oy imtiyazları tanınmış olmasına karşılık faaliyet raporunda imtiyazlı pay olmadığına yönelik yapılan açıklamanın raporun hesap döneminin bitimini takip eden 2 ay içinde hazırlanmaması yada raporun 2 yönetim kurulu tarafından imzalanmış olmasının esasa etki eden ve faaliyet raporunun onaylanmasına engel olacak bir durum olmadığını, toplantıda aynı zamanda paydaş olan yönetim kurulunun tamamının faaliyet raporunu onayladığını, faaliyet raporunun mevzuatta ön görülen kriterlere uygun olmadığı yönündeki iddianın soyut ve gerekçesiz olduğunu, kar payı dağıtımına ilişkin 7 numaralı kararın iptali talebine yönelik olarak davalının yürürlükteki esas sözleşmesine uygun olarak kar payı dağıtımı yaptığını, davanın haksız bir dava olduğunu, davalı şirketin uzun yıllar elde ettiğini, kar ile orantılı kar payı dağıtmadığına ilişkin iddianın gerçek olmadığı gibi soyut ve dayanaksız olduğunu, şirketlerin mümkün olan düzeyde kar dağıtması gerektiği ancak bunu yapabilmek için kendi varlıklarını tehlikeye atmaktan kaçınmaları gerektiğini, şirketler açısından önemli bir noktanın sürdürülebilir olmak olduğunu, Covid 19 salgınının ekonomideki olumsuz etkileri dikkate alınarak şirketlerin bünyelerini güçlü tutmalarını sağlamak amacıyla TTK’ya eklenen geçici 17. Madde ile kanun koyucu tarafından kar payı dağıtımına % 25 oranında sınırlama getirildiğini, yalnızca bu düzenlemenin dahi davacının iddiasının aksine davalı şirketin iyi niyet kurallarına aykırı davrandığını değil TTK 18/2 maddesi uyarınca bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş insanı gibi hareket ettiğini gösterdiğini, davalı şirketin bu güne kadar her zaman dağıtılabilecek en yüksek tutarda kar dağıtımı yaptığını, geri kalan miktarın da şirket bünyesinde olağanüstü yedek akçe olarak tutulan şirket bünyesinin mevcut ve olabilecek ekonomik darlıklara karşı kuvvetli tutulduğunu, davacıya 09/07/2009 yılından 30/07/2017 yılından davacı şirkette icra kurulu başkanı görevi ile yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemde kar payları dağıtıldığını, davacının icra kurulu başkanlığı görevinin ve yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesinden sonraki dönemde de kar paylarının dağıtıldığını, davacının 8 faaliyet dönemi boyunca icra kurulu başkanı görevi ile yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde 3 faaliyet döneminde hiç kar dağıtımının yapılmadığını, davacının bu görevleri sona erdikten sonra her yıl kar dağıtımı yapıldığını, davacının icra kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyesi olduğu 8 faaliyet dönemi boyunca paydaşlara ödenen toplam kar payı tutarının brüt 14.083,750,00 TL iken davacının bu görevleri sona erdikten sonra 3 faaliyet döneminde paydaşlara toplam 20.112.096,00 TL tutarında kar payı dağıtımı yapıldığını, davacının icra kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyesi olduğu 8 faaliyet dönemi boyunca aldığı kar payı toplamının 1.197.119,00 TL iken bu görevleri sona erdikten sonra 3 faaliyet döneminde davacıya toplam 1.709.528,00 TL kar payı ödendiğini, davacının yönetim kurulu üyesi iken daha az tutarda kar dağıtıldığı halde buna itiraz etmediğini, davacının görevleri sona erdikten sonra daha yüksek tutarda kar elde etmeye başlamasına rağmen eldeki davayı açmasının kötü niyetli olduğunun delili olduğunu, davacının hangi gerekçe ile TTK’nun geçici 13. Maddesinde kar payı dağıtımı için ön görülen %25 oranında sınırlamaya tabi olunmadığı iddiasının dava dilekçesinden anlaşılamadığını, davacının bu iddiasına dayanak göstermediğini, hükmün emredici nitelikte olduğunu, davalının maddenin 2. cümlesinde sayılan istisnalar arasında olmadığını, yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücret ve huzur hakkına ilişkin 8 numaralı kararın iptaline ilişkin yapılan artışın fahiş nitelikte olmadığını, 01/04/2019-31/03/2020 faaliyet döneminin sona erdiği 2020 yılı Mart ayında enflasyon oranının 11,86 olduğunu, yapılan artışın enflasyon oranının 1,76 puan daha altında olduğunu, davalı şirketin paydaşlarına dağıttığı kar payı göz önüne alındığında yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinde yapılan %10,10 oranındaki artışların makul bir artış olduğunu, başka bir paydaş tarafından özel denetçi atanması hususunun görüşülmesi için gündeme madde eklenmesi talebinin reddine ilişkin kararın iptali ve davalı şirkete özel denetçi atanması taleplerine karşı genel kurul toplantısı sırasında paydaşlardan … vekili tarafından şirkete özel denetçi atanması hususunun görüşülmesi için gündeme madde eklenmesinin talep edildiğini, davacının toplantı sırasında bu yönde bir talebi olmadığını, davacının davalı tarafından usulen yanıt verildiğini iddia ettiği soruların davacı tarafından değil ortaklardan … tarafından sorulduğunu, davacının davalı şirketten şirkete özel denetçi atanması yönünde bir talebi olmadığını, bu sebeple bu talebin esasa girilmeksizin reddinin gerektiğini, bir paydaşın mahkemeye başvurarak şirkete özel denetçi atanmasını talep edebilmesinin ön koşulunun bunun genel kuruldan talep edilmesi olduğunu, davacının genel kuruldan bu yönde bir talebi olmadığını, davacının ortaklardan …’nun şirkete özel denetçi atanması yönünde gündeme madde eklenmesi talebinin oy çokluğu ile reddine ilişkin verilen karara muhalif kaldığını beyan etmediğini, bu nedenle iptal davası açma hakkı bulunmadığı ayrıca alınan kararda usule, yasaya ve şirket esas sözleşmesine aykırı bir yön bulunmadığını, davacının şirkete özel denetçi atanması gerektiği yönündeki düşüncesini desteklemeye yönelik somut hiçbir delil göstermediği gibi herhangi bir hukuki gerekçe de belirtmediğini, davacının hangi gerekçe ile şirkete özel denetçi atanması gerektiğini düşündüğünün dava dilekçesinden anlaşılamadığından bu talebe karşılık olarak davacının bu talebine cevaben şirkete özel denetçi atanmasını gerektirecek bir durum olmadığını, davalı şirketin kurumlar vergisi yönünden tam tasdik denetimine, kamu gözetim kurumu açısından da bağımsız dış denetime tabi olduğu ve tüm kayıtlarının yasalara ve mevzuata uygun olduğunun denetimlerde tespit olunduğunu, davalı şirketin 2016 yılına ilişkin olarak 2018 yılında vergi dairesi tam denetiminden geçtiği ve herhangi bir usulsüzlük tespit edilmediğinin davacının bilgilerine sunulduğunu, ortaklardan … tarafından şirkete özel denetçi atanması talebi ile 2019 yılında dava açıldığını , İzmir .. ATM’nin … sayılı dosyasında kayıtlı davanın davacının özel denetçi atanması hususunun gündeme eklenmesi talebinin reddine ilişkin verilen karardan sonra muhalefet şerhi koymadığı gerekçesi ile özel dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiğini belirtmiş ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 25/05/2021 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin İzmir .. ATM’nin … Esas sayılı dosyası ile yönelttiği taleplerinden ve davadan feragat ettiğini belirtmiş, feragate binaen davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili Mahkememizin 01/07/2021 tarihli celsesinde de vermiş oldukları dilekçe içeriğini tekrar ettiklerini, ana dosya yönünden davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini, karşı tarafa da vekalet ücreti ve yargılama gideri vermeyeceklerini beyan etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 11/06/2021 tarihli dilekçesinde; davacı …’den yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını belirtmiş, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili Mahkememizin 01/07/2021 tarihli celsesinde de feragati kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini beyan etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafça davalı … AŞ’nin 29/09/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısının 3-7-8 nolu kararlarının iptaline, özel denetçi atanması ile ilgili olarak gündeme madde eklenmesi talebinin oy çokluğu ile reddine yönelik kararın iptali ile davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesine yönelik olarak davalı hakkında Mahkememize dava açıldığı, davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 25/05/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiği , davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, feragatin davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, vaki feragate binaen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Vaki feragate binaen davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 14,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … ‘ın yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır