Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/617 E. 2021/516 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/617 Esas
KARAR NO : 2021/516

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında vinç kiralama ve operatör işçilik temini hususunda ticari ilişki kurulduğunu, 04/01/2019 tarihli … nolu vinç çalışma formları ile sunulan kiralama/hizmet karşılığı 29/01/2019 tarihli … sıra nolu fatura tanzim edilerek davalıya teslim edildiğini, fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı yana sözleşme ilişkisi, fatura/cari hesaptan kaynaklanan hiçbir borcunun bulunmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile davacının haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili aleyhinde icra takibi başlatıldığının belli olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası
-Fatura, Vinç çalışma formu sureti
-Aliağa Vergi Dairesinin 25/11/2020 tarihli dilekçesi,
-Bilirkişi …’in 15/03/2021 tarihli bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin 3.835,00 asıl alacak ve 20,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.855,49 TL alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 03/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 06/01/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın takibe dayanak faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, fatura bedelinin ödenip ödenmediği hususunda olduğu, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak davalı ticari defter ve kayıtlarının smmm bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, talimat mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde davalının defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takibe dayanak faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı defterine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu asıl alacak tutarı olan 3.835,00 TL alacaklı olduğuna dair kayıt bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, 6100 sayılı HMK’nun 222/2,3 maddesi uyarınca kural olarak ticari defter ve kayıtların ilgilisi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için defter kayıtlarının birbirini doğrulaması, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya kesin delille ispatlanmamış olması gerektiği, yine diğer tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, ancak somut olayda takibe dayanak fatura usulüne uygun tutulan davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan ve davalı defterlerine göre davalı borçlu göründüğünden davalı defter ve kayıtlarının kendisi aleyhinde delil olarak kabul edilebileceği, ayrıca davacı defter ve kayıtlarının incelenmesine yargılamaya hakim ilkelerden biri olan 6100 sayılı HMK’nın 30.maddesindeki usul ekonomisi ilkesine göre de lüzum bulunmadığı, dosya kapsamı itibariyle davacının iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, davalının kendisine gönderilen ve 02/12/2019 tarihinde tebliğ edilen ihtarname uyarınca 06/12/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2-3.835,00 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 767,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 261,96 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 207,56 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 134,60 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 743,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 3.855,49 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının mercine İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/06/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA