Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/615 E. 2022/1040 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/615 Esas
KARAR NO : 2022/1040

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; Davalı aleyhine Gaziosmanpaşa 6.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile fatura cari alacağına ilişkin icra takibi başlatıldığı, ancak davalının itirazı nedeniyle takibin durduğu, davalının borca yapmış olduğu itirazın haksız, yasal dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olduğundan bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; davacı tarafça ibraz edilen irsaliyeli faturalarda malların müvekkili şirket tarafından teslim alındığına dair bir imzanın söz konusu olmadığı, bu durumun davacı tarafından ispat edilmesinin gerektiği, cari hesaba dayanak alınan bilirkişi raporuna dayanarak da iş bu davanın niteliği gereği hüküm kurulamayacağından bahisle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Davaya konu Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, incelenmesinden davacı tarafça davalı aleyhinde 276.335,00 TL asıl alacak ve 8.760,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 285.095,00 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimatla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 28.07.2021 tarihli raporda ; taraflar arasında TTK 89.maddesinde yazılı cari hesap sözleşmesine rastlanılmadığı, taraflar arasında hesap benzeri ticari bir münasebet bulunduğu, bu ticari münasebetin açık hesap ilişkisi olduğu, davalıya ait 2019 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu, ticari defterlerinde dava konusu olan ve davacı tarafından kesilen 2 adet faturanın kayıtlı olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalının davacıdan 40.000 TL EFT ve iki adet fatura nedeniyle 49.494,51 TL alacaklı olduğu ve bu alacağın davalıya ait yevmiye defterinin yıl sonu kapanış fişinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 02.03.2022 tarihli raporda ; davacının 2019 yılına ait yevmiye defterlerinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı, inceleme kapsamı ile sınırlı olmak üzere defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı, davacı defterinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 285.095 TL alacaklı olduğu, takip konusu faturaların üzerinde teslim alan bilgisinin bulunmadığı, fatura ve fatura içeriğinin davalıya teslimine ilişkin belge sunulmadığı ve takibe konu faturaların davalı defterlerinde BA bildiriminde kayıtlı olmadığı, takip tarihi itibariyle davalının defterlerinde davalının davacıdan 49.494,51 TL alacağının kayıtlı olduğu, bu alacak tutarının 8.522,51 TL’lik kısmı dışında kalan tutarın davacıya ödendiğine veya fatura ve fatura içeriğinin davacıya teslim edildiğine ilişkin belge sunulmadığı, taraf defterlerinde tek örtüşen kayıtların davalının davacıya düzenlediği 11.04.2019 tarihli 8.522,51 TL’lik fatura olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL:
Dava; İİK 67.maddesi gereğince açılmış olan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan takibe konu tutar kadar faturadan kaynaklı bakiye alacağının bulunduğu, iş bu alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının haksız itirazının iptaliyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, davacının davalıdan faturadan kaynaklı cari hesaptan dolayı takibe konu edilen tutar kadar bakiye alacağının bulunduğu yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, aksine davalının davacıdan alacaklı olduğundan bahisle açılan davanın reddine ve davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen faturalardan dolayı yine takibe konu edilen tutar kadar bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar dava dilekçesinde, dava tarihi itibariyle henüz 18 yaşını doldurmamış olan … doğrudan davacı olarak gösterilmiş ise de, dava dilekçesi ekindeki vekaletnamenin incelenmesinden vekaletnamenin davacı …’e velayeten annesi … tarafından verildiği ve mahkememizce yapılan yargılama sırasında da davacının velisi olan …’in 01.04.2021 tarihli duruşmada vekil tarafından davacı … adına yapılan işlemlere ve açılan iş bu davaya icazet verildiği bildirilmiştir. Bu kapsamda davanın …’e velayeten açıldığının kabulü gerekmiştir. Ayrıca mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının 18 yaşını doldurmuş olması nedeniyle davacı asil adına alınan vekaletname dosyaya ibraz edilmiş ve bu şekilde taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davalı şirkete ait 2019 yılı ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimatla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda göre; davacı tarafça takibe konu edilen 57.260 TL ve 276.335,00 TL’lik faturaların davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, incelenen 2019 yılı ticari defterlerine göre davalı tarafından davacıya toplamda 40.000 TL’lik EFT ile ödeme yapıldığı ve davalı tarafça davacı adına 11.04.2019 tarih 8.522,51 TL’lik 23.08.2019 tarih 972,00 TL’lik faturaların düzenlendiği ve davacı hesabına borç kaydedildiği, yapılan bu işlemler neticesinde davalı şirket defterlerine göre davalının davacıdan 2019 yılı sonu itibariyle 49.494,51 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yine davacıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan rapora göre; davacının yevmiye defter kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda 31.07.2019 tarih, 32 yevmiye madde numaralı ilk defter kaydında davacı tarafça davalı adına düzenlenen takibe konu 01.07.2019 tarih 276.335,28 TL bedelli ve 07.07.2019 tarih 57.260,52 TL’lik olmak üzere toplam 333.595,80 TL’lik faturaların davalı adına açılan 120.01.014 nolu hesaba borç kaydedildiği, 31.12.2019 tarih, 69 yevmiye numaralı 2.defter kaydında ise davalının 120.01.014 nolu cari hesabına “31.12 Dönem Sonu Mizan İşlemleri” açıklamasıyla 8.522,42 TL alacak kaydedildiği, bu işlemler sonucunda davacı defterlerinde 08.11.2019 takip tarihi itibariyle (333.595,80 TL – 8.522,42 TL=) 325.073,38 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olan toplam 40.000 TL’Lik ödemeye ilişkin davacı defterlerinde bir kaydın bulunmadığı, yine davalı şirket defterlerinde kayıtlı olan 23.08.2019 tarih 972,00 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraf defterlerindeki örtüşen tek kaydın davalı tarafça davacı adına düzenlenen ve davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilen 11.04.2019 tarih 8.522,51 TL’Lik fatura olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davaya konu icra takip dosyasının incelenmesinden takibe konu faturaların davacı tarafça davalı adına düzenlenen 01.07.2019 tarih 17983 seri nolu KDV dahil 276.335,28 TL bedelli faturanın tamamı ve yine 07.07.2019 tarih KDV dahil 57.260,52 TL’lik faturanın ise 8.760,00 TL’lik kısmına ilişkin olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, alınan raporlara göre ; davacı tarafça davalı adına düzenlenen ve takibe konu edilen her iki faturanın davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olmasına rağmen davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan takibe konu faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu hususunun davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Takip ve davaya konu faturaların incelenmesinden her iki faturanın irsaliyeli fatura olarak düzenlenmiş olmasına rağmen her iki faturadaki “Teslim Alan” bölümünün boş olduğu, herhangi bir imzanın bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davacı defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 40.000 TL’lik EFT işlemine ilişkin makbuzların bir örneği davalı taraftan istenilmiş olup, davalı tarafça sunulan 14.06.2022 tarihli dilekçe ekindeki makbuzların incelenmesinden takip ve davaya konu her iki faturaya ilişkin olduğuna dair herhangi bir kayda rastlanılmamıştır. Bu kapsamda davacının takip ve davaya konu her iki faturadan dolayı takibe konu edilen tutar kadar davalıdan alacaklı olduğu yönündeki iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır. Davacı tarafça açıkça yemin deliline de dayanılmamıştır. Anlatılan tüm nedenlerden dolayı davacının davasını ispatlayamadığı düşünülmekle yerinde görülmeyen davanın reddine karar verme gereği doğmuştur.
Yine her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesinde davanın reddi halinde davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de, İİK 67/2.maddesi gereğince davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğuna dair mahkememizde kanaat uyandıracak derecede ayrıca bir delil davalı tarafça sunulmadığından koşulları oluşmayan davalının kötüniyet tazminatı isteminin de reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
Davalının kötüniyet tazminatı isteminin de REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 3.443,23 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.352,53 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi gereğince hesaplanan 42.913,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır