Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/601 E. 2022/238 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/601
KARAR NO : 2022/238

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile davalı borçlular arasında 13/10/2017 tarihinde … sıra nolu … nolu 1.000.000 TL tutarında kredi limiti tespit edilmesi için Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davacı banka tarafından … Kalıp Aparat Makina San. Tic. Ltd. Şti.’ye kredi kullandırıldığını, davalı … Kalıp Aparat Makina San. Tic. Ltd. Şti’nin müdür sıfatı ile temsilcileri diğer davalılar … ve … olup şirketi müştereken temsile yetkili olduklarını, davalılar … ve …’in sözleşmede her sayfada imzası bulunmakta olup aynı zamanda müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatını taşıdıklarını, borçluların kredi bedellerini geri ödememesi üzerine müvekkil banka tarafından 29/04/2019 tarihinde davalı taraflara ihtarname keşide edilerek, sözleşme hükümlerine dayanarak kredi hesabının kat edildiği, verilen süre içinde borcun ödenmesi gerektiği bildirildiğini, Söz konusu ihtara rağmen verilen süre içinde davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, borcun tahsili için çekilen ihtarın da etkisiz kalması neticesiyle davalı borçlu aleyhine İzmir 5. İcra Dairesi …/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlular tarafından 29/05/2019 tarihinde icra takibine, ödeme emrine, yetkiye, borca, imzaya, faize, faiz oranına ve sair tüm ferilerine ilişkin itiraz edilmiş ve takip durdurulduğunu, borçlunun itirazları hiçbir haklı nedene ve belgeye dayanmamakta olup, hukuka aykırıdır ve itirazlarının iptali gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekinde bulunan davalıların gıyabında davalıların haberi olmadan yapılan arabuluculuk toplantısı sonucunda düzenlenen 17/07/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağı usule ve hukuka aykırı olduğundan iş bu davanın reddi gerektiği, arabuluculuk daveti usulsüz tebligat nedeniyle davalılara ulaşmadığını, davalıların arabuluculuk toplantısından haberi olmadıklarını, bu sebeple müvekkillerinin gıyabında yapılmış olan iş bu arabuluculuk toplantısı sonucunda düzenlenen 17/07/2019 Tarihli Arabuluculuk Son Tutanağı geçersiz olduğundan bu arabuluculuk son tutanağına dayanak olarak açılan iş bu davanın da usulden reddi gerektiği, alacaklı banka tarafından, alacaklı banka ile müvekkilleri arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi dayanak alınarak, müvekkilleri aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, öncelikle gerek takibe gerekse de işbu davaya dayanak alınan sözleşmeyi ve içeriğini kesinlikle kabul etmediklerini, zira Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri; gerek hacimli yapıları, gerekse son derece karmaşık düzenlemeleri ile ancak konunun uzmanlarınca anlaşılır durumda olduğunu, sözleşmenin düzenlenmesi esnasında, düzenleyenin genel işlem koşulları açısından karşı tarafa açıkça bilgi vermesi, içeriğini öğrenme imkânı sağlaması ve karşı tarafın ancak bu öğrenmeden sonra koşulları kabul etmesi bir zorunluluk olduğunu, borcu kabul anlamına gelmemek ihtirazi kaydı ile, ödeme emrinde tahsili talep edilen miktarların müvekkillerinden istenemeyeceğinin sabit olduğu, müvekkilleri aleyhine başlatılan işbu takibe dayanak alınan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinde müvekkiller taraf olmayıp, sadece hukuka aykırı olarak müteselsil kefil adı altında haklarında takip başlatıldığını, borcu ve işbu davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; ödeme emrinde belirtilen işlemiş faiz ve sonrası için istenen faiz ve faiz oranını kabul etmediklerini, zira muaccel bir alacaktan bahsedilemeyeceğinden işlemiş faiz hesaplaması kabul edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, İzmir 5.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
İzmir 5.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Bilirkişi … 05/09/2021 Tarihli Raporunda; Davacı ile davalı borçlu … Kalıp Aparat Makina San Tic Ltd Şti ve davalı kefiller … ve … arasında akdedilmiş bulunan Genel Kredi Sözleşmesi ile davalı borçluya krediler kullandırıldığı, Davalı kefiller … ve …’in ilgili sözleşmeyi 6098 Sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda el yazısı ile kefalet türü, kefalet limiti ve kefalet tarihi belirtilmek suretiyle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, Davalı borçlunun ödenmeyen kredilerinden dolayı 29.04.2019 tarihinde ihtarname ile ihtar edildiği, hesaplarının kat edildiği ve sözleşme hükümleri gereği temerrüde düşürüldükleri, İhtarnameye rağmen borçların ödenmemesi üzerine 24.05.2019 tarihinde İzmir 5. Müdürlüğü …/… E. Sayılı dosyası ile takip açıldığı, davalıların itirazı ile takibin durdurulduğu, Açılan iş bu itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan hesaplamalar sonucunda, takip tarihi itibariyle talep edilen alacaklardan işbu davaya konu edilen krediler ile ilgili davalı borçlu … Kalıp Aparat Makina San Tic Ltd Şti ve davalı kefil …’den 9.276,15 TL Asıl alacak, 997,28 TL İşlemiş faiz, 13,19 TL BSMV, 763,90 TL Masraf olmak üzere toplam 11.050,52 TL olarak talepte bulunabileceği, takip tarihi itibariyle talep edilen alacaklardan işbu davaya konu edilen krediler ile ilgili davalı kefil …’dan 9.276,15 TL Asıl alacak, 976,41 TL İşlemiş faiz, 13,19 TL BSMV, 763,90 TL Masraf olmak üzere toplam 11.029,65 TL olarak talepte bulunabileceği, Davacı alacaklının davaya konu kredilerden kaynaklı Asıl Alacak tutarı olan 9.276,15 TL’sine takip tarihinden tahsil tarihine kadar TCMB hükümlerine göre % 31,80 oranında Temerrüt faizi talep edebileceği tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
İtirazın iptali davaları niteliği gereği, icra takibine bağlı, takibin devamına ya da iptaline yol açacak davalardır. İtirazın iptali davalarında takip talebinde takip dayanağı olarak gösterilen belgeye, takip dayanağı borcun sebebine bağlı olarak yargılama yapılmalıdır. Davanın, icra takibine bağlı olmasının bir başka doğal sonucu ise davacının icra takibine konu edilen alacağın varlığını kanıtlamasının zorunlu olmasıdır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.07.2021 tarihli ve 2017/19-3085 E., 2021/902 K. sayılı kararında da değinilmiştir. 2004 sayılı yasanın 67/1 maddesi, YHGK 27.11.2013 tarih 2013/11-360 esas 2013/1605 karar sayılı ilamı, Y7HD 22.01.2013 tarih 2012/6063 esas 2013/302 karar sayılı ilamları gereği, itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması zorunludur. İcra takibine itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliği sağlanmadan 2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlaması mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile davalılar arasında genel kredi sözleşmesine dayalı bir ilişkinin bulunduğu, davacı bankanın aradaki genel kredi sözleşmesi gereği davalılardan … Kalıp Aparat Makine Sanayi Tic. LTD ŞTİ’ ye kredi kullandırdığı diğer davalıların ilgili kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla borçlu oldukları, bankanın sunduğu kredi sözleşme evrakları ve diğer belgeler ile davalılar ile aralarındaki hukuki ilişkiyi ve borcun varlığını ispat ettiği, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçmeden açıldığı, davalıların borçlu olmadıklarına dair herhangi bir ispata yarar delil sunamadıkları, davalılar her ne kadar genel işlem koşulları yönünden itirazda bulunmuşta olsalar, kendilerine genel işlem koşullarına dair bilgilendirme notlarının verildiği ve davalılarca imza edildiği anlaşılmakla davalıların bu yöndeki itirazlarının 6098 sayılı yasanın genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerine aykırı olduğu, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin uzmanlık gerektiren bir alan olduğu, borcun miktarına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, yapılan bilirkişi incelemesi ile birlikte davalıların raporda yazılı olduğu miktar kadar davacı bankaya borçlu olduklarının tespitiyle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
-Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-İzmir 5.İcra müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasında davacının davalıdan 9.276,15 TL asıl alacak, %31,80 temerrüt faizi işletilmek suretiyle 976,41 TL işlemiş faiz, 13,19 TL BSMV, 763,90 TL masraf olmak üzere toplamda 11.029,65 TL alacaklı olduğunun TESPİTİ İLE TAKİBİN BU MİKTAR YÖNÜYLE DEVAMINA, İTİRAZIN BU MİKTAR KADAR İPTALİNE,
2-Alınması gerekli toplam 753,44-TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 550,00 TL bilirkişi ücreti, 208,20 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 758,20-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar davalılar vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır