Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/59 E. 2022/784 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/59
KARAR NO : 2022/784

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile davalılar … Matbaacılık Form Ve Kağ. San. Ltd. Şti.’nin asıl borçlu, … Bilgi İşlem Mal. San. Ltd .şti., …, …’ın müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, 02.04.2017 tarih 550.000.-TL bedelli Genel Kredi Taahhütnamesine istinaden davalılara Ticari Kredi kullandırıldığı, kredi geri ödemelerinin kesilmesi ve alacağın riske girmesi üzerine borçlular hakkında Gebze 3.Noterliği’nin 07.06.2019 tarih, ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek hesabın kat edildiği ve alacağın 1 gün içinde ödenmesinin ihbar edildiği, ihtarname konusu borcun süresi içinde ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, icra takibine karşılık itirazda bulunulduğunu, icra takibinin durdurulduğunu, beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı …, … Matbaacılık Form ve Kağıtçılık Sanayi Limited Şirketi ve … Bilgi İşlem Malz. San.Limited Şirketi Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkeme ve icra dairelerinin Karşıyaka Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu, davalı şirketin merkezinin bulunduğu yerin İzmir ili Çiğli İlçesinde bulunduğunu, arabuluculuk son tutanağının dosyaya ibraz edilmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettiklerini, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davalıların davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından Sayın Mahkeme’ye sunulan cevap dilekçesinde özetle; avalının krediye kefaletinin bulunmadığını, davalının diğer borçlular ile şirket ortaklığı yaptığını ve daha sonra şirket hissesini 28.02.2017 tarihinde diğer hissedara ve hissedarın eşine devrettiğini, yapılan bu devir işleminin de ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, davalının bu tarihten önce şirket tarafından kullanılan krediye imza attığını, daha sonra kullanılan kredi sözleşmelerine kefil olmadığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Bilirkişi raporu,
-İzmir 22.İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı icra dosyası,
-Akbank Genel Müdürlüğü’nün 10.02.2022 tarihli yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Bankacı Bilirkişi ……….un 20/05/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda; BCH’ dan 16.530,87 TL (14.535,80 TL Asıl Alacak, 1899,12 TL Faiz 94,95 TL %5 BSMV), kredi kartından taleple bağlı kalınarak 4.748,43TL(4.231,83 TL Asıl Alacak, Faiz 90,73 TL, 4,54TL %5 BSMV, 421,33TL İhtarname Masrafı) alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereğince itirazın mahkemede iptali için alacaklının adi(ilamsız genel) haciz yoluyla takibe veya kambiyo senetlerine dayanan haciz yoluyla takibe ya da taşınır yahut taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişmiş olması gerekir.
İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun itiraz etmiş olduğu takip konusu alacağın tahsiline yönelik bir eda davasıdır. Mahkemenin dava sonucunda vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmediği, itiraz sebeplerini de itirazın iptali davasında ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasının açılacağı; itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre, dava şartlarından ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, resen dikkate alınması ve 2004 sayılı yasanın 19. Maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekir.
İtirazın iptali davasında davalı borçlu dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde evvelce ödeme emrine itiraz ederken ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı, ödeme emrine itiraz ederken mevcut olduğu halde ileri sürmediği itiraz sebeplerini de ilk defa itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz.
Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. İcra inkar tazminatı, anapara üzerinden hesaplanır. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.
Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür.
Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Son olarak davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının cevap dilekçesinin talep sonucunda icra inkar tazminatı talep etmeli, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt ise bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında birlikte değerlendirildiğinde, davalılardan … MATBAACILIK FORM VE KAĞITÇILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ nin asıl borçlu diğer davalıların müteselsil kefil olduğu ticari kredinin davacı banka tarafından kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiği, borcun hala ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibine itiraz ettikleri ve takibin durduğu, mahkememizde itirazın iptalinin ve icra inkar tazminatının talep edildiği, ticari krediye verilen müteselsil kefaletlerin 6098 sayılı yasanın aradığı şartları taşıdığı, davalıların herhangi bir ödeme belgesi sunmadıkları, bankacılım mevzuatı çerçevesinde davacı bankanın alacağının bankacı bilirkişi tarafından hesaplandığı davalı tarafın iddialarını ispata yarar bir belge sunmadığından banka kayıtlarına göre incelemenin yapıldığı ve kredi kartı borcundan dolayı davalılardan …’ ın borçlu olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
2-İzmir 22. İcra Dairesi ………. esas sayılı dosyasına davalılarca yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
3-Cari hesap kredisi için davalılar …, …, … MATBAACILIK FORM VE KAĞ. SAN. TİCARET LTD. ŞTİ., … BİLGİ İŞLEM MAL. SAN. TİCARET LTD. ŞTİ. yönünden takibin 16.530,87 TL (14.535,80 TL asıl alacak, 1899,12 TL faiz, 94,95 TL%5 BSMV) alacak miktarı kadar DEVAMINA,
4-Kredi kartından kaynaklanan alacak için davalılar …, … MATBAACILIK FORM VE KAĞ. SAN. TİCARET LTD. ŞTİ., … BİLGİ İŞLEM MAL. SAN. TİCARET LTD. ŞTİ. yönünden takibin 4.748,83 TL ( 4.231,83 TL asıl alacak, 90,73 TL faiz, 4,54 TL BSMV) alacak miktarı kadar DEVAMINA,
5-Hüküm altına alınan alacağın %20’ si oranında icra inkar tazminatının (21.279,70 TL x 20/100 = 4.255,94 TL (davalı … 3.306,17 TL ilk kısımdan sorumludur))davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Alınması gerekli olan 1.453,61 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 368,20 TL peşin harcın mahsubu ile 1.085,41 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Davacı tarafından yatırılan toplam 368,20 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 272,50 TL tebligat gideri olmak üzerek toplamda 1.495,10 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre (21.279,70 / 21.560,36 = 0,98) 1.465,19 TL’sinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Davalı taraflar kendilerini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 280,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
10-Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
11-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2019/6915 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır