Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/581 E. 2021/752 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/581 Esas
KARAR NO : 2021/752 Karar

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı … plakalı araca, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile sigortalanan … plakalı araç tarafından 06/08/2020 tarihinde çarpılmış olup çarpışmanın etkisiyle, davacının da önünde seyreden … plakalı araca çarpmasıyla zincirleme maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra taraflarca kaza tespit tutanağı tutulduğunu, meydana gelen kazada, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç ve sürücüsü %100 oranında kusurlu bulunduğunu, araçta 17.141,91 TL hasar oluşmuşsa da davalı şirket tarafından 15/09/2020 tarihinde 7.281,62 TL ödeme yapılmış olup zararın tam olarak karşılanmadığını, bunun üzerine araçta oluşan bakiye 9.860,29 TL hasar tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketine 18/09/2020 tarihinde başvuru yapılmışsa da olumlu/olumsuz herhangi bir cevap verilmediği gibi ödeme de yapılmadığını, araç faturada belirtildiği şekli ile onarılmış olup müstakar Yargıtay içtihatları gereği iskonto yapılmayarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacının alacakları hakkında yasal işlem başlatabilmek adına zorunlu dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, arabulucu olarak … sicil numaralı …’in atandığını … Arabuluculuk numarası ile arabuluculuk görüşmelerine başlansa da, tarafların anlaşamaması üzerine arabuluculuk faaliyetine son verilmiş ve son tutanak 01/10/2020 tarihinde imzalandığını belirterek davanın kabülü ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile kısmi dava olarak şimdilik 100,00 TL hasar tazminatının sigorta şirketinin eksik ödeme yaparak temerrüde düştüğü 15/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlendiğini, anılan madde de; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. “denilmek suretiyle bu durumun açıklığa kavuşturulduğunu, net bir şekilde görüldüğü üzere, davası konusu trafik kazası anılan zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazlarımız doğrultusunda işbu davanın reddi gerekeceğini, 06.08.2020 tarihli trafik kazası sonucu davacı uhdesinde meydana gelen maddi zararların tazmini için davalı şirket tarafından 15.09.2020 tarihinde 7.281,62-TL tutarında ödeme yapıldığını, Yargıtay’ın kabul ettiği hesaplama yöntemleri dikkate alınarak yapılan ödeme sonucu davalı şirket sigorta poliçesi hükümlerinin tamamen yerine getirildiğini, davacı taraf, her ne kadar vuku bulan trafik kazası sonucu, aracının uğramış olduğunu iddia ettiği zararlara karşılık olmak üzere araç hasarı tazminatı bulunmaktaysa da, esasen davalı şirket tarafından davacı yana söz konusu zararlara ilişkin 7.281,62-TL ödeme yapılmış ve sigorta poliçesi hükümleri uyarınca davalı şirket üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, anılan ödemenin hesabında Yargıtay içtihatları uyarınca belirlenen hesaplama yöntemleri kullanıldığından bakiye herhangi bir ücret mevcut olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, dosyada kusur oranlarının tespiti için herhangi bir rapor alınmamış olduğundan, en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk arz ettiğini, öte yandan kazanın meydana gelmesine etki edebilecek Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kaynaklanan yol kusuru ve teknik arıza hususlarının da değerlendirilmediğini, davaya konu kazanın hangi sebeple meydana geldiği her durumda araştırılmalı, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığı ayrıca belirlenmesi gerektiğini, ancak kaza tespit tutanağında bu hususlara ayrıntılı olarak değinilmediğini, ayrıca sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığı, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı anlaşılmadığından bu konuya ilişkin de inceleme yapılması gerektiğini, davalı şirketin sigortalı araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkı doğuracağından sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkol ve/veya uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığının ve geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda yetkili mercii tarafından kusur durumunun gerçek değerinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafça sunulmuş olan ekspertiz raporu’nda belirtilen araç hasarına ilişkin tutarlar son derece fahiş olup işbu raporun tarafımızca kabulünün imkansız olduğunu, söz konusu araç hasarının uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, öte yandan ekspertiz raporu düzenlenmesi için ödendiği iddia edilen ve talep edilen miktarda fahiş olup kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için huzurda görülen davanın haklı olduğu varsayılsa bile, davalı şirket’in faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, bu nedenle davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhlerine hüküm kurulması halinde davalı şirket komisyonunuza dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır.
17.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda;”Davalı … Sigorta A.Ş.nezdinde … poliçe numarasıyla ZMMS trafik sigorta poliçesiyle sigortalı,… Finasal Kiralama A.Ş.‘nin maliki olduğu ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile meydana gelen kazanın oluşumunda trafik kural ihlallari zararlı sonuç üzerinde etken olup,bu davranışları:2918 sayılı KTK’nın madde 52/b“Hızlarını,kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine,görüş,yol,hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar”madde 56/1-c”Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.”ve madde 84 /d “Arkadan çarpma” hız,yakın takip kurallarını ihlal ettiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç malik ve sürücüsü … 2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanununu ve diğer trafik düzenlemelerini ihlal eden bir davranışının bulunmadığına, … plaka sayılı araç sürücüsü … kurallara aykırı kazaya katkı sağlayacak oluşum ve davranış faktörü görülmediği … plaka sayılı aracın meydana gelen kaza sonucunda,sigorta şirketinin eksik ödenen hasar bedeli için 9.860,29 TL daha ek hasar ödemesi yapması gerektiği,” şeklinde beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde;
Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına Thtar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız eylem, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için;
-Zarar verici bir fiil
-Bu fiilin hukuka aykırı olması
-Fiili İcra edenin kusurlu bulunması
-Fiil ve zarar arasında uygun illiyei bağının bulunması gerekir.
Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir,
Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir.
Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, üç durumda nedensellik bağı kesilebilir.
– Zorlayıcı neden
-Zarar görenin ağır kusuru
-Üçüncü kişinin ağır kusuru
Somut olayda davalının zorunlu mali mesuliyeti sigortalısı olduğu aracı kullanan şahsın 2918 sayılı yasanın 52/b, 56/1-c, ve 84/d maddelerini ihlal etmek suretiyle ağır kusurlu olduğu, haksız fiile karışan diğer araç sürücülerinin olayda kusursuz olduğu, bu hususun alınıan bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacının aracının onarımı için gerekli tamiratları yaptırdığı, bu bağlamda 17.141,91 TL fatura düzenlendiği, davalının sigortalısı olduğu aracın sürücüsünün kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile davalının aracında çarpmak suretiyle davacıyı maddi zarara uğrattığı, zarar ile davalının sigortalısı olduğu aracı kullanan şahsın kusurlu ve hukuka aykırı fiili arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, davalı sigorta şirketinin ise düzenlenen zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu, davacının sigorta şirketine yaptığı başvuru sonucunda sigorta şirketince bir kısım ödemenin yapıldığı, geri kalan zarar miktarı için ise alınan bilirkişi raporunun davacının faturada belirtilen tutar kadar hasar tazminatı alacaklısı olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ İLE,
-9.860,29-TL maddi tazminatın 15.09.2020 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 168,39 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harçtan bakiye 113,99-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. Maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, 166,69-TL ıslah harcı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 61,00-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 836,49-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı ve davacı vekillerine yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır