Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 E. 2021/416 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/599 Esas
KARAR NO : 2021/417

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankaya ait çekin dava dışı … yetkilisi tarafından müvekkili adına keşide edildiğini, çekin ibraz süresi içerisinde davalı bankaya ibraz edildiğini, ancak imzaların uyumsuz olduğu gerekçesiyle çek bedeli ve çek yaprak bedelinin ödenmediğini, çeki keşide eden kişinin şirketin tek yetkilisi olduğunu, davalının çek yaprak bedelini ödemesi gerektiğini belirterek çek ibraz tarihi itibariyle 2.225,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın çek üzerinde yer alan imzaların doğruluğunu ve ciro silsilesinin düzgün olup olmadığını araştırma ve değerlendirme yetkisinin bulunduğunu, bu yetkinin kanundan kaynaklandığını, aksi halde sahte ve tahrip edilmiş çeke ilişkin ödeme yapılması halinde müvekkilinin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, davaya konu çekte yer alan keşideci imzasının müvekkili banka nezdindeki dava dışı şirket yetkilisine ait imzalarla uyuşmadığını, bankaca ödeme yapılmamasının davacının ciranta ve keşidecilere karşı başvuru yapmasına engel olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 5941 sayılı Çek Kanununun 3. maddesi uyarınca süresinde ibraz edilen ve karşılıksız olduğu tespit edilen çeke ilişkin olarak banka sorumluluk bedelinin ödenmesi talebini içerir alacak davasıdır.
DELİLLER:
-… A.Ş nin 12/03/2021 ve 13/03/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Çerkezköy Ticaret Sicil Müdürlüğünün 10/03/2021 tarihli yazısı ve eki,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı eTTK) kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (6102 sayılı TTK) da aynı esas benimsenmiştir.
Çek, 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabı ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. 6102 sayılı TTK’nın 670 vd. düzenlemelerine göre çek de poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedidir. 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabında 780-823. maddeleri arasında düzenlenen çeke 818. maddenin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir (Bozer, A. /Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 2018, s:221, 6102 sayılı TTK’nın 778. ve 6762 sayılı eTTK’nın 690, 730. maddeleri).
Çek, TTK’da tanımlanmamıştır. Çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, kanunun öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir (Tuna., E./ Göç Gürbüz, D.: Ticaret Hukuku Prensipleri Kıymetli Evrak, Ankara 2018, s.268).
Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Diğer kambiyo senetlerinde olduğu gibi çekte de sıkı sıkıya şekle bağlılık esası geçerlidir. Zorunlu unsurlardan birinin bile eksikliği çekin bu niteliğini ortadan kaldırır. Çekin zorunlu unsurları, mülga 6762 sayılı eTTK’nın 692-693. maddelerinde gösterilmiştir (6102 sayılı TTK m.780, 781).
Bu kapsamda, mülga 6762 sayılı TTK’nın 707. maddesi; “Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir.
Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.”;
Aynı Kanun’un “Ödeme için ibraz” başlıklı 708. maddesinin 1. fıkrası ise “… Bir çek, keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir…”hükümlerini içermektedir (6102 sayılı TTK m.795, 796).
Bankalar için öngörülen her bir çek yaprağı için kabul edilen kanunî sorumluluğa değinmek gerekirse; Bu hususa ilişkin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun “İbraz, ödeme, çekin karşılıksız olduğunun tespiti ve gecikme cezası” başlıklı 3. maddesi:
” ( 1 ) Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
( 2 ) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
( 3 ) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
( a ) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
( 1 ) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,
( 2 ) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
( b ) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
( 1 ) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
( 2 ) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını,ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır.”şeklinde düzenlenmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun üçüncü maddesinin ikinci fıkrasının ( b ) bendinde; çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını bankanın ödemekle yükümlü olduğu; bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğu öngörülmüştür.
Karşılıksız çıkan çeklerde yaprak başına bankaya yüklenen sorumluluk, sözleşmesel değil yasal bir gayri nakdî kredi niteliğindedir. Buna göre banka, çekin karşılıksız kalması hâlinde, Kanunda öngörülen diğer şartların da yerine getirilmesi suretiyle hamile, Kanunda öngörülen tutarı ödemek zorundadır ( Çek K. m.3 ). Bu haliyle karşılıksızlık bankanın Kanun gereği yüklendiği bir sorumluluk niteliğindedir ve hamile yapılan ödeme ile nakdî krediye dönüşerek istenebilir hâle gelir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 27.12.2017 tarihli ve 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 4. ve 5. fıkralarına göre ise; hamilin talepte bulunması hâlinde, karşılıksızdır işlemi çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dâhil, kısmî ödemenin hamil tarafından kabul edilmemesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi hâlinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.
Aynı Kanun’un 3. maddesinin 6. fıkrası ise “muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.” düzenlemesini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava dışı …’nin keşidecisi, lehtarı …, cirantaları …, … ve hamili davacı …, keşide tarihi 12/02/2020, keşide yeri Çerkezköy, meblağı 150.000,00TL olan … A.Ş … Şubesine ait … seri nolu çekin davacı tarafından yasal ibraz süresi içerisinde davalı bankaya 12/02/2020 tarihinde ibraz edildiği, davalı banka tarafından keşide imzaların yetkili imzalar olmadığı gerekçesiyle çeke işlem yapılmadığı, davacının davalı bankanın çek yaprak bedelini ödemesi gerektiği iddiası ile iş bu alacak davasını ikame ettiği, davacı vekilinin 16/04/2021 tarihli beyanına göre çek aslının davacıda kaldığı, yine … A.Ş’nin 12/03/2021 tarihli cevabı yazısına göre çek ibraz işlemlerinin yapılmadığı ve çek aslının davacıda bulunduğu, çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi hâlinde de uygulama alanı bulan 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen prosedürün gerçekleştirilmesi için hamilin talepte bulunmasının şart olduğu, davacı hamil çeki ibraz ettiği 12/02/2020 tarihinde sorumluluk bedelinin ödenmesini talep etmediği gibi aynı Kanun’un 3. maddesinin 5. ve 6. fıkraları gereğince sorumluluk bedellerinin ödenmesi için çek aslının da davalı bankaya bırakılmadığı, bankanın sorumluluk tutarını ödeme yükümlülüğünün çek aslının bankaya bırakılması halinde söz konusu olabileceği yönündeki Yargıtayın yerleşik uygulaması dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 16/09/2014 tarih ve 2014/10359 esas, 2014/13520 karar sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/10/2020 tarih, 2017/11-1638 Esas 2020/763 Karar sayılı ilamı.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
5-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 2.225,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/04/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA