Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/569 E. 2022/900 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/569 Esas
KARAR NO : 2022/900

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkilinin fotokopi makinası kiralama ve hizmeti verilmesi işi ile uğraştığı, müvekkili ile davalı arasında tam bakım ve servis sözleşmeleri imzalandığı, pandemi sürecine kadar taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde yürüdüğü, pandemi süreci ile birlikte müvekkili şirketin kopya bedellerinde indirim fırsatı sunduğu, davalının da bu indirimden faydalandığını, davalı şirkete özel 01.06.2020-30.06.2020 döneminde de bu durumun devam ettirildiğini, karşılıklı yazışma ve maillerle de indirim sürecinin sona ereceğini bildirdiğini, davalının ısrarı üzerine yine sadece davalıya özel olacak şekilde 2 ay daha indirim teklif edildiği, davalı tarafın bu süreç içerisinde fatura bedellerini süresinde ödemediğini, ekipmanlarını şirket adresi dışına çıkartarak sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğini, davalı şirketin 07.08.2020 tarihli ihtarnamesi ile hiçbir neden olmaksızın sözleşmeyi tazminatsız şekilde feshettiğini bildirdiğinden bahisle sözleşme hükümlerine aykırılık nedeniyle 15.000 Euro + KDV cezai şart bedelinin sözleşmenin fesih tarihi olan 13.08.2020 tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının bu yabancı para ile açılmış 1 yıl vade mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek olan faizi ile fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanarak TL olarak davalıdan tahsiline, Bornova 6.Noterliği’nin 13.08.2020 tarihli ihtarnamesinin masrafı olan 305,73 TL ve yine Bornova 6.Noterliği’nin 24.09.2020 tarihli ihtarname masrafı olan 463,43 TL’nin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Müvekkili, sözleşme ile üzerine düşen yükümlükleri yerine getirdiği ve bu husus davacının dava dilekçesinde açıkça belirtildiği, müvekkilinin tarafların iş ilişkisi içerisinde olduğu süre zarfında tarafına düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmiş, ödemelerini aksatmadan davacı hesabına gerçekleştirildiği, dolayısıyla müvekkili, sözleşmeden doğan fesih hakkını sözleşme şartlarına ve hukuka uygun olarak kullandığını, her ne kadar davacı yan dava dilekçesinde sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini ve bu sebeple müvekkilinin cezai şart ödemekle yükümlü olduğu iddia etmiş olsa da, Sözleşmeyi usulüne uygun olarak ilk fesheden tarafın müvekkili olduğu ve davacı hiçbir surette cezai şarta hak kazanamadığı, müvekkilinin kurumsal firmalara çağrı merkezi hizmeti sunduğunu, dolayısıyla çalışanların aynı ortamda bulunmasının zorunlu olduğu bu sektörde COVID-19 sebebiyle işleyiş tamamen değişmek zorunda kaldığını ve buna uygun olarak işlerin devamlılığı sağlayabilmek ve müşterilerine olan yükümlülükleri yerine getirilebilmek adına müvekkili, çalışma koşullarında köklü değişiklikler yapmamış tüm çalışanlarını uzaktan çalışmaya aldığını, davacının hizmetine olan ihtiyacının da azalmasıyla sözleşme ile kendisine tanınan haklar dahilinde sözleşmeyi feshetme zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasında belirlenen cezai şart belirlenen süre zarfında Türk Lirası olarak kararlaştırılmadığı gibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla; cezai şart kapsamında belirlenecek Türk Lirası tutarı fiili ödeme tarihindeki kur baz alınarak hesaplanmasının hukuka aykırı olduğu, kaldı ki fiili ödeme tarihini sayın mahkemenin belirleyebilmesinin mümkün olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 15.12.2021 tarihli raporda; davacının ve davalının incelemeye ibraz edilen ticari defterlerinin 6102 Sayılı TTK’nın 64/3.maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defter kayıtlarında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılında başladığı ve 2020 yılında sona erdiği, dava tarihi itibariyle tarafların defter kayıtlarında cari hesap bakiyesi bulunmadığı, sözleşmelerin 3.2.maddesinde geçen 8 günlük ödeme süresine göre yapılan hesaplama listesine raporun III.2.nolu bölümünde yer verildiği, faturaların çoğunlukla vadesinden sonra ödendiği ve ödenmeyen faturanın bulunmadığı, davalı şirketin dava tarihinden önceki 3 yıl ve dava yılına ait mali durumunda zarar elde etmediği, kar elde ettiği ve özvarlığının artıda olduğu, davalının 31.12.2019 tarihi itibariyle borç-alacak durumuna göre 484.356,77 TL artıda alacaklı, 31.12.2020 tarihi itibariyle 1.830.677,42 TL artıda alacaklı olduğunun görüldüğü, taraflar arasındaki sözleşmenin kira sözleşmesi niteliğinde olduğu bildirilmiştir.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 14.04.2022 tarihli ek rapor bilirkişi heyeti kök rapordaki görüşlerini muhafaza etmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı ve davalı tarafça tanık olarak isimleri bildirilen şahısların tanık olarak beyanları alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL:
Dava; Davalının, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı iddiasıyla sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, taraflar arasında 01.11.2018, 01.07.2018 ve 01.09.2018 tarihli Tam Bakım ve Servis Sözleşmelerinin imzalandığı, 13 Mart pandemi sürecine kadar taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde sürdürüldüğü, pandemi süreciyle birlikte davacı tarafça kopya bedellerinde indirim fırsatının sunulduğu ve bu durumun 01.07.2020 tarihine kadar devam ettiği, bu tarihten sonra davalı şirketçe teklifin kabul edilmemesi nedeniyle sözleşme şartlarının uygulanmasına devam edildiği, bu süreç içerisinde davalı şirket tarafından faturaların süresi içinde ödenmediği gibi yazıcı ve ekipmanların davacı şirketin muvafakatı olmaksızın şirket adresi dışına çıkartıldığı ve sözleşme hükümlerinin davalı tarafça ihlal edildiği ve yine Temmuz ayı kopya kullanımına ilişkin olarak davacı tarafça düzenlenen 11.943,74 TL’lik faturanın davalı şirket tarafından İzmir 15.Noterliği’nin 07.08.2020 tarihli ihtarnamesiyle iade edildiği, sonrasında İzmir 15.Noterliği’nin 07.08.2020 tarihli ihtarnamesiyle hiçbir gerekçe gösterilmeksizin sözleşmenin feshedildiğinin davacıya bildirildiği, davalı tarafın bu haksız tutum ve fatura bedelini ödememesi üzerine Bornova 6.Noterliği’nin 13.08.2020 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin karşı tarafa bildirildiği, zira davalı şirketin sözleşme hükümlerini yerine getirmediği ve sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı, davalı şirketin sözleşmeyi feshetmesini gerektirir haklı bir nedenin bulunmadığı, bu nedenle sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenlere dayalı olarak feshedildiğinden bahisle taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde kararlaştırılan cezai şart bedellerini davalının ödemesinin gerektiği bahisle taraflar arasında düzenlenen 01.07.2018, 01.09.2018 ve 01.11.2018 tarihli Tam Bakım ve Hizmet Sözleşmeleri nedeniyle hizmet sözleşmeleri hükümlerine davalının aykırı davranması nedeniyle toplam 15.000 Euro + KDV cezai şart bedelinin sözleşmenin fesih tarihi olan 13.08.2020 tarihinden itibaren dava dilekçesinde belirtildiği şekilde faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, davacı taraf iddialarının yerinde olmadığı, davalının taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, ancak ihtarname tarihi itibariyle sözleşmelerin devamının davalı şirket için artık mümkün olmadığının anlaşılması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi uyarınca ilgili ihtarnamenin tebliğini takip eden 30 gün sonra geçerli olmak üzere sözleşmenin feshedildiğinin sözleşme hükümleri gereğince davacı tarafa usulüne uygun olarak bildirildiği, bu nedenle davacı tarafın iddia ve taleplerinin yerinde olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında 01.07.2018, 01.09.2018 ve 01.11.2018 tarihli “Tam Bakım ve Servis Sözleşmesi” başlıklı sözleşmelerin imzalandığı konusunda taraflar arasında ihtilafın bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranıp davranmadığı, davalı tarafça sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilip edilmediği, bu nedenle davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri gereğince davalı taraftan cezai şart talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmelerin incelenmesinden, her üç sözleşmenin 1.sayfasında cezai şart bedelinin 5.000 Euro + KDV olarak belirlendiği, taraflar arasındaki sözleşmelerin “Fiyatlar ve Ödemeler” başlıklı 3.2.maddesinde “Ödemeler fatura tarihi itibari ile 8 (sekiz) iş günü içerisinde yapılır. Gününde yapılmayan ödemeden kaynaklanan kur farkı kayıplarının … Büro’nun ayrıca fatura etme hakkı bulunduğunu müşteri peşinen kabul eder.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Yine davaya konu sözleşmelerin “Anlaşmanın Sona Ermesi” başlıklı 5.maddesinde “Sözleşme, sürenin sona ermesi ile kendiliğinden, yahut taraflardan birinin yine bu sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmemesi dolayısıyla haklı nedenle fesih ile sona erebilir. Müşteri üzerine tüm yükümlülükleri ispat etmek koşuluyla, ancak noter kanalıyla ihtarname çekmek suretiyle ve ihtarnameyi takip eden 30 (otuz) gün sonra geçerli olmak üzere fesh edebilir…” hükmünün bulunduğu, yine sözleşmenin “Cezai Şart” başlıklı 6.maddesinde ise “Taraflar karşılıklı yükümlülüklerden doğan yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle yapılacak haklı fesih nedeniyle bu sözleşmeden doğan her türlü zarar ve ziyan tazminat hakkı dışında sözleşmenin ön tarafında gösterilen cezai şart bedelini, cezai şart olarak ödemeyi ve bunun fahiş olmadığını beyan ve taahhüt eder.” hükmünün bulunduğu görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, davalı tarafça davacıya keşide edilen İzmir 15.Noterliği’nin 07.08.2020 tarihli ihtarnamesiyle davalının ihtarname tarihine kadar sözleşmelerdeki tüm yükümlülükleri yerine getirdiği ve sözleşmenin devamının davalı şirket için artık mümkün olmadığından taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi uyarınca iş bu ihtarnameyi takip eden 30 gün sonra geçerli olmak üzere taraflar arasındaki 01.07.2018, 01.09.2018 ve 01.11.2018 tarihli sözleşmelerin feshedildiğinin davacı tarafa bildirildiği, iş bu ihtarnamenin davacıya 10.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yine davalı tarafça davacıya keşide edilen İzmir 15.Noterliğinin 07.08.2020 tarihli ihtarnamesiyle davacı tarafça davalı adına düzenlenen 04.08.2020 tarihli ve 11.943,74 TL bedelli faturaya itiraz edildiği davacıya bildirilmiş olup, iş bu ihtarnamenin davacı tarafa 10.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Yine davalı şirket tarafından davacıya keşide edilen İzmir 15.Noterliği’nin 09.09.2020 tarihli ihtarnamesiyle taraflar arasındaki sözleşmelerin 07.08.2020 tarihli ihtarname ile ihtarnameyi takip eden 30 gün sonra geçerli olmak üzere feshedildiğinden ve fesih bildirimi 10.08.2020 tarihi itibariyle davacıya tebliğ edildiğinden ihtarname tarihi itibariyle sözleşmeye konu araç gereçlerin davalı tarafça hiçbir şekilde kullanılmadığını beyanla söz konusu ürünlerin en geç 2 gün içerisinde teslim alınmasının davacıya tebliğ edildiği, iş bu ihtarnamenin davacı tarafa 11.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
Yine dosyanın incelenmesinden davacı tarafça davalıya keşide edilen Bornova 6.Noterliği’nin 13.08.2020 tarihli ihtarnamesiyle taraflar arasında imzalanan 01.07.2018, 01.09.2018, 01.11.2018 tarihli sözleşmelerin davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranmış olması nedeniyle haklı nedenle feshedildiğinin ve her üç sözleşmede kararlaştırılan cezai şart maddeleri gereğince toplam 15.000 Euro+ KDV cezai şartın tebliğden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesinin istendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15.12.2021 tarihli kök raporda; her iki tarafa ait incelenen 2018,2019 ve 2020 yılı ticari defter ve kayıtların TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılında başladığı ve 2020 yılında sona erdiği, dava tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defter ve kayıtların cari hesap bakiyesinin bulunmadığı belirtilerek bilirkişi kök raporunun 8.sayfasında taraflar arasındaki sözleşmenin 3.2.maddesinde geçen 8 günlük ödeme süresine göre davacı tarafça düzenlenen her bir faturanın ödeme tarihlerinin ve gecikme günlerinin listelendiği, bilirkişi raporunda listelendiği üzere davalı tarafça faturaların çoğunlukla vadesinden sonra ödendiği, ancak ödenmeyen bir faturanın bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça davaya konu sözleşme gereğince düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafça gecikmeli olarak ödendiği, bu nedenle davalının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı iddia edilmiş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan kök ve ek rapordaki mali tespitlere ilişkin kayıtların incelenmesinden dava tarihi itibariyle her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlara göre davalı tarafça ödenmemiş bir faturanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmelerin 3.2.maddesinde belirtilen “ödemelerin fatura tarihi itibariyle 8 iş günü içerisinde yapılacaktır.” şeklindeki hüküm dikkate alındığında kök bilirkişi raporunun 8.sayfasında listelendiği üzere bir kısım faturaların 8 günlük sürenin geçirilmesinden sonra ödenmiş olduğu tespit edilmiş ise de, davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturaların tamamının gecikmeli de olsa davacı tarafa ödenmiş olduğu, davalı tarafça yapılan ödemelerin gecikmeli olarak yapıldığına dair ödemeler alınırken davacı tarafın herhangi bir itirazi kayıt koymadığı, bu yönde itirazi kayıt koyulduğuna veya davacı tarafça davalıya ihtarname çekildiğine dair yazılı bir belgenin dosya kapsamı deliller arasında yer almadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu şekilde süre geldiği ve davalı tarafça davacıya gönderilen 07.08.2020 tarihli ihtarnameden önce en son düzenlenen 04.08.2020 tarih ve 11.948,74 TL’lik fatura ile ilgili olarak ise sözleşmelerin 3.2.maddesindeki 8 günlük süre henüz dolmadan 07.08.2020 tarihli ihtarname ile itiraz edildiği ve daha sonrasında bu faturanın da davalı tarafça davacıya ödendiği ve bu kapsamda ihtarname tarihi itibariyle davacı tarafça davalı adına düzenlenen ödenmemiş bir faturanın bulunmadığı anlaşılmakla, bu nedenle davacı tarafın bu yöndeki iddiası yerinde görülmemiştir.
Yine her ne kadar davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmeye konu yazıcıların davalı şirket tarafından davacının muvafakatı olmaksızın şirket merkezi dışına çıkartıldığı, bu nedenle sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı iddia edilmiş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında dinlenen davacı ve davalı tanıklarının beyanları ve yine davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan taraflar arasındaki mail yazışmalarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde pandemi koşulları nedeniyle yaşanan süreçten dolayı evde çalışma yönteminden dolayı zaman zaman davacı tarafa verilen bilgi dahilinde şirket merkezinden çıkartıldığının kabulü gerekmiş olup davacının bu yöndeki davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı yönündeki iddiası da mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı tarafın, davalının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiği yönündeki iddiası mahkememizce yerinde görülmemiş olup, taraflar arasındaki her üç sözleşmenin “Anlaşmanın Sona Ermesi” başlıklı 5.maddesi gereğince davalının ihtarname tarihinden itibaren 30 gün sonra geçerli olmak üzere sözleşmenin kendisine vermiş olduğu yetkiyi kullanarak usulüne uygun olarak İzmir 15.Noterliği’nin 07.08.2020 tarihli ihtarnamesiyle taraflar arasındaki sözleşmeyi usulüne uygun olarak feshettiği kabul edildiğinden davacı tarafın ispatlanamayan davasının reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 2.404,59 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.323,89 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır