Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/552 E. 2021/955 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/552 Esas
KARAR NO : 2021/955

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı ) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketini tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan … (… olacak)plakalı aracın, maliki müvekkil olan … plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, taraflarca düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında belirtildiği gibi, … plakalı aracın plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kaza ile ilgili meydana gelen zararın tespiti ve tanzimi amacıyla davalı yana başvurulduğu ve hasar dosyası açıldığını, kendisinden istenilen tüm belgeler gönderilmesine rağmen dosya kapsamında hasar tanziminden haksız ve gerekçesiz olarak kaçınıldığını, dava tarihine kadar müvekkilinin aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı zararının tanzim edilemediğini, bu nedenle dava açma zorunluluğunun doğduğunu belirterek 50,00 TL hasar zararına, 50,00 TL değer kaybı olmak üzere 100,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bu kazanın meydana gelmesinde müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı aracın herhangi bir kusurunun bulunmadığı için davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın ibraz ettiği deliller ve kaza tespit tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talep ettiği maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişiler tarafından hesap edilmesi gerektiğini, değer kaybı hesaplamasının ZMMS genel şartları kriterlerinin esas alınması ve hesaplama yapılırken aracın yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığını, km gibi hususların da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (hasar bedeli ve değer kaybı) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Poliçeler, Hasar dosyası,
-İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 16/10/2020 tarihli yazısı,
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin 10/11/2020 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 24/05/2021 tarihli kök raporu ve 29/09/2021 tarihli ek raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Kaza sonucu hasara uğrayan aracın değer kaybı ile hasarının ne kadar sürede tamir edileceği, bu süre içinde ikame araç kiralama bedelinin (yakıt v.s gibi zorunlu giderlerin mahsubundan sonra) tespitinin konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11175 Esas, 2016/1082 Karar sayılı İlamı ve benzer kararları).
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 15/01/2020 tarihinde …, … ve … plakalı araçların çok taraflı maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, taraflarca trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının işbu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak hasar bedeli ve değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalıdan tazminini istediği, davalı mahkememizin yetkisine itirazda bulunmuş ise de davacının yerleşim yerinin İzmir ili Buca İlçesi olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 16.maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu, yine davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş ise de davaya konu trafik kazasının 15/01/2020 tarihinde meydana geldiği, dava tarihi itibariyle yasal 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, mahkememizce otomotiv bilirkişisinden alınan kök ve ek kusur ve hesap raporuna göre … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıya ait aracın ön panel, ön panel ızgarası, sağ ön çamurluk, sağ ön alt ve üst salıncak, sol aks, komple sağ far, turbo ve motor radyatörü, klima radyatörü kısımlarının zarar gördüğü, meydana gelen hasar ile kazanın uyumlu olduğu, onarım, kaporta, boya ve işçilik toplamının kdv dahil 155.888,76 TL olduğu, aracın kullanım durumu ve yaşı dikkate alındığında değer kaybının meydana gelmediği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun davalı sigorta tarafından yapılan ekspertiz, davacı tarafından sunulan kaza ve hasara ilişkin fotoğraf ve kayıtlar ile diğer dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalı sigorta tarafından davaya konu hasarın teminat kapsamı dışında olduğu ve şüpheli kurmaca kaza olduğu savunulmuş ise de, sigorta ilişkisi kurulduktan sonra sigortanın oluşan rizikolardan sorumlu olduğu (6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca), rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın davalı sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği (6102 sayılı TTK’nın 1409/2. maddesi uyarınca), anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı sigortacının ispata yarar delil getiremediği, davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerektiği, davalının bu hususta herhangi bir somut delil sunamadığı bu nedenle … plakalı aracın 08/11/2019-08/11/2020 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri kapsamında davacının hasar zararından sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, davacı vekilinin dava değerini 13/10/2021 tarihinde değer artırım dilekçesi ile arttırdığı, davalı sigorta şirketinin dava ile temerrüde düştüğü, davacının bu tarih itibariyle faiz talep edebileceği, dava konusu aracın niteliğine ve davacının tacir olmasına ve talebin sigorta hukukundan kaynaklanmasına göre talep edilebilecek faiz türünün avans faiz olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, objektif, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalı sigortanın kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 41.000,00 TL olduğu davacının 41.000,00 TL hasar bedeli ve 50,00 TL değer kaybı talep ettiği, değer kaybına ilişkin talebin poliçe teminat limiti aşıldığından reddi gerektiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2021 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 1.080,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 4.080+1.080= 5.160 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 4.080-1.080= 3.000 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +1.080 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 4.080,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 1.080,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 41.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 09/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 2.800,71 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40TL peşin harç, 700,00 TL ıslah harcı toplamı olan 754,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.046,31 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 700,00 TL ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 68,20 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.377,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (41.000,00/41.050,00=0,99) 1.375,32 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 6.130,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2 fıkrası uyarınca 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-Davacının arabuluculuk aşaması için vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA