Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/551 E. 2021/511 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/551 Esas
KARAR NO : 2021/511

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; 01.07.2019 günü müteveffa …’ın yanında yolcu olarak bulunduğu, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken araç sürücüsünün tedbirsizliğinden ve dikkatsizliğinden dolayı direksiyon hakimiyetini kaybederek kanala düşmesi sonucu müteveffanın önce ağır yaralandığı ve hastanede yapılan tüm tedavilere rağmen vefat ettiği, meydana gelen trafik kazasında sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, müteveffanın ölümüyle eşi ve çocuklarının destekten yoksun kaldığı, davalı sigorta şirketi ile davacılar … ve …’ın destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze masrafları ve defin giderleri olmak üzere … için 123.789,00 TL, … için 30.658,00 TL olmak üzere toplam 154.447,00 TL net bedelin ödenmesi hususunda 03.01.2020 tarihinde anlaşıldığı ve ibraname imzalanmış ise de davalı sigorta şirketi ölçüsüz tazminat ödemesi gerçekleştirdiğinden bahisle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat tutarının olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasının bir sureti getirtilerek dosyamıza eklenilmiştir.
2-Yine davalı sigorta şirketinden hasar dosyasının bir sureti getirtilerek dosyamız arasına eklenilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin bir sureti getirtilmiş olup, dosya içerisinde bulunan Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 19.12.2020 tarihli raporun incelenmesinden ilgili raporda ; dava konusu kazanın meydana gelmesinde … plakalı sigortalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
4-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında tazminat hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, aktüer bilirkişi … ve makina mühendisi … tarafından düzenlenen 15.04.2021 tarihli raporda sonuç olarak; dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün hatalı doğrultu değiştirme manevrası kural ihlali ile olaya sebebiyet verdiği, kazanın oluşumunda kusurlu hareketinin tamamen etken olduğu, bu araçta yolcu olarak bulunan müteveffa …’ın trafik kazasının oluşumunda etken herhangi bir kural ihlalinin tespit edilemediği, davacılara sigorta şirketi tarafından yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda varılan anlaşma gereki 06.01.2020 tarihli anlaşma tutanağından anlaşıldığına göre sigorta şirketi tarafından DYKT ve cenaze gideri olarak toplam 154.447,00 TL ödeme yapıldığı, bu bağlamda arabuluculuk süresince anlaşmaya varılan konular hakkında dava açılamayacağına dair HUAK hükümlerinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere ödeme tarihindeki veriler ile yapılan hesaplamalar sonucunda davacı eş için 209.304,10 TL, davacı çocuk için 48.535,81 TL olmak üzere toplam 257.839,91 TL DYKT tazminatının hesaplandığı, sigorta şirketinin ise arabuluculuk süreci sonucunda davacı … için 123.789,00 TL, … için 30.658,00 TL olmak üzere toplam 154.447,00 TL ödediği aradaki farkın 103.392,91 TL ‘ye tekabül ettiği, 2021 yılı verileriyle yapılan hesaplama sonucunda ve sigorta ödemesi güncellenerek mahsup edildikten sonra davacı eş … için 178.498,84 TL, davacı çocuk … için 34.091,92 TL olmak üzere toplam 212.590,76 TL bakiye DYKT tazminatının hesaplandığı, cenaze ve defin giderlerinin 2.000,00 TL olarak tespit edildiği, toplam maddi tazminat alacağının 214.590,76 TL olduğu ve davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limiti içerisinde kaldığı, sigortacının talep gibi 16.07.2020 tarihinden itibaren sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davacıların murisi …’ın yolcu olarak bulunduğu ve dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç sürücüsünün tamamen kendi kusuruyla direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde 13.09.2019 tarihinde yaşamını yitirmesi nedeniyle davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıkları davalı sigorta şirketi tarafından davacıların desteğinin ölümü nedeniyle davacı … için 123.738,00 TL, … için 30.658,00 TL olmak üzere toplam 154.447,00 TL tazminatın 03.01.2020 tarihinde arabulucu … nezdinde karşılıklı anlaşarak ibraname niteliğinde arabuluculuk belgesi imzalanmak suretiyle ödendiği, ancak davacılara yapılan iş bu ödemenin 2918 Sayılı Yasa’nın 111.maddesi kapsamında yetersiz ve ölçüsüz bir ödeme olduğu, bu nedenle bu yöndeki anlaşmanın iptali gerektiğinden bahisle trafik kazasında ölüm nedeniyle destekten yoksun kalan davacılara sigorta şirketinin “yetersiz ödemesi”ne yönelik arabuluculuk anlaşma belgesinin 2918 Sayılı KTK’nın 111/2.maddesi uyarınca iptaliyle 6100 Sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminat tutarının olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinden faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili tarafından her ne kadar esasa cevap süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış ise de, bilirkişi raporuna karşı dosyaya daha sonradan sunulan 03.05.2021 tarihli dilekçede bilirkişi raporuna ve davanın esasına yönelik itirazlar yanında davacının zararının 06.01.2020 tarihli arabuluculuk anlaşma belgesi gereğince giderildiği, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5.maddesindeki düzenlemeye göre arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” hükmü karşısında davanın dava şartı sebebiyle usulden reddinin gerektiği savunulmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafça talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının yerinde olup olmadığı, davalı sigorta şirketinin talep edilen tazminattan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesine eklenen 5/A maddesiyle “Bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Dosyanın incelenmesinden iş bu davanın açılmasından önce ilgili yasa kapsamında davacılar tarafından arabuluculuğa başvurulduğu ve 30.09.2020 tarihli “Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı”nın imzalandığı ve dosyaya bir suretinin sunulmuş olduğu görülmüştür.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5.maddesine göre “Arabuluculuk faaliyeti sırasında anlaşmaya varılması halinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Yine dosyanın incelenmesinden dava konusu ihtilafla ilgili olarak davalı …’nin 03.01.2020 tarihindeki başvurusu neticesinde taraflar arasında Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Anlaşma Belgesi’nin düzenlendiği, iş bu anlaşma belgesi içeriğine göre taraflarca anlaşmaya varıldığı ve tarafların desteği olan …’ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı cenaze ve defin giderleriyle ilgili olarak davacı … için 123.738,00 TL, davacı … için 30.658,00 TL olmak üzere toplamda 154.447,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği ve iş bu tutarın davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödenmiş olduğu dosya kapsamı belgelerle sabittir.
Bu kapsamda davalı sigorta şirketinin başvurusu ile taraflar arasında 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu çerçevesinde ihtiyari arabuluculuk sürecine başvurulduğu, tutanak içeriğine göre arabulucu tarafından taraflara arabuluculuk anlaşma belgesinin hukuki ve mali yönden bütün sonuçları hakkında bilgi verildiği, tarafların müzakere sonucunda anlaşmaya vardıkları ve tarafların anlaştıklarını beyan etmeleri üzerine anlaşma belgesinin düzenlenmesine geçildiği belirtilmiş olup, arabulucu tarafından düzenlenen 03.01.2020 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Anlaşma Belgesi içeriğinde de davalı sigorta şirketi tarafından herbir davacıya ödenecek tazminat tutarının tek tek belirtildiği ve bu nedenle tarafların anlaşmaya vardıkları ve tutanağın düzenlendiği anlaşılmakla 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5.maddesi uyarınca anlaşılan konularda tekrardan dava açılamayacağından Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5.maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verme gereği doğmuştur.
Her ne kadar davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olması nedeniyle 2918 Sayılı KTK’nın 111/2.maddesi uyarınca taraflar arasındaki anlaşmanın iptali talep edilmiş ise de, HUAK’nın 18/5.maddesindeki yasal düzenleme kapsamında bu talebi yerinde görülmemiş olup, HUAK 18/5.maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5.maddesi gereğince davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta yatırılan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekili yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır