Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/544 E. 2021/958 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/544 Esas
KARAR NO : 2021/958

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı ve sürücü … idaresindeki … plakalı araca davalı sigorta şirketi tarafından ZMM Sigortası ile sigortalanan … plakalı araç tarafından 09.01.2020 tarihinde çarpılması ile meydana gelen trafik kazasında trafik ekipleri tarafından tutulan kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün tali, … plakalı araç sürücüsünün ise asli kusurlu olarak tespit edildiğini, davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında hasardan sorumlu olduğunu, müvekkiline ait araç hasarının KDV dahil 33.369,00 TL onarım bedeli ile onarılabileceğini, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olunan 25.027,24 TL hasar tazminatının ödenmesi için davalı … Sigorta A.Ş’ne 23.03.2020 tarihinde başvurulduğunu, başvuruya rağmen davalı sigorta şirketinden herhangi bir ödeme yapılmadığını, başvurunun ardından davalı şirket ile müvekkil şirket arasında 7.500,00 TL hasar tazminatının ödenmesi ve araç üzerindeki ağır hasar kaydının kaldırılması yönünde bir mutabakat imzalandığını ancak davalı şirketin mutabakat kapsamında herhangi bir ödeme yapmadığını, ayrıca aracın pert-total sayılacağını bildirildiğinden taraflarınca mutabakattan dönüldüğünü, mutabakattan dönme iradesinin ve tazminat talebinin devam ettiğinin davalı şirkete 15.07.2020 tarihinde bildirilmesine rağmen ödeme yapılmadığını ve araçtaki ağır hasar kaydının kaldırılmadığını, aracın eksper raporunda belirtildiği şekilde onarımının yapıldığını bu nedenle Yargıtay içtihatları gereği iskontosuz olarak hesaplanması gerektiğini, dava öncesinde başlatılan arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını ifade ederek dava tarihi itibarı ile 100,00 TL hasar tazminatının sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 08.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, ekspertiz raporu için ödenen 294,00 TL nin makul gidere olarak kabul edilerek … Sigorta A.Ş. den tahsilini, araçtaki ağır hasar kaydının kaldırılarak dava sonunda hükmedilecek tazminat tutarındaki hasar kaydının tramer kayıtlarına işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu aracın piyasa rayiç değerinin 70.000,00 TL olarak tespit edildiğini, ve yapılan eksper incelemesinde araçtaki hasar onarım bedelinin 20.384,72 TL olacağının belirlendiğini, aracın tamir tutarının yüksek tespit edilmesi nedeni ile aracın hasarlı olarak ihaleye çıkarıldığını ve aracın sovtajına 62.500,00 TL teklif verildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere pert işlemi neticesinde aracın70.000,00 TL lik rayiç değerinden 62.500,00 TL sovtaj değeri düşüldükten sonra davacı tarafa 7.500,00 TL ödenmesi konusunda anlaşma sağlandığını, ancak davacı tarafın Sigorta Genel Şartlarının B.2.2.3. maddesindeki “Onarım masrafları zarar gören aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşsın veya aşmasın, ağır hasarlı aracın onarımının mümkün olduğunun eksper raporu doğrultusunda tespit edilmiş olması durumunda aracın ilgili mevzuat doğrultusunda trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi sigortacıya ibraz edilmeden tazminat ödenmez” hükmü gereğince davacının tazminatı alabilmesi için çekme belgesi getirmesi gerektiğini, davacının bu belgeyi getirmemesi nedeni ile kendisine mevzuat gereği ödeme yapılmadığını, davacının belgeyi getirmesi durumunda müvekkil şirketin 7.500,00 TL hasarı kusur oranında ödemeye hazır olduğunu, davacının araçtaki ağır hasar kaydının kaldırılmasını talep edemeyeceğini, davacı tarafın hem yüksek miktardaki onarım giderini hem de araçtaki ağır hasar kaydının kaldırılmasını talep ettiğini bu iki talebin kendi içinde çelişkili olduğunu, davacının bu taleplerden birini kullanabileceğini ağır hasar tazminatı talep etmesi durumunda ağır hasar kaydından, ağır hasar kaydının kaldırılmasını talep etmesi durumunda ağır hasar tazminatından vazgeçmesi gerektiğini bu nedenle davacının hangi talebi dava ettiğinin açıklaması gerektiğini, davacının davaya konu aracı kiraya verdiğini ve araç kirada iken sürücünün alkollü olması nedeni ile gerekli işlemlerin yapıldığını müvekkil şirkete bildirdiğini bu konunun aracı kiralmış olan … isimli kiralayana sorulması gerektiğini ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (hasar bedeli) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir Emniyet Müdürlüğünün 14/10/2020 ve 06/11/2020 tarihli yazısı ve eki
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin 10/11/2020 ve 02/02/2021tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 20/11/2020 tarihli yazısı ve eki poliçe ve hasar dosyası,
-… Sigorta A.Ş nin 07/07/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’in 13/09/2021 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 09/01/2020 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kolluk tarafından trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının işbu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak hasar bedeli talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı tarafından tazminini istediği, mahkememizce bilirkişiden alınan 13/09/2021 tarihli raporda davacı tarafından yapılan ekspertiz ile davalı sigorta tarafından yapılan ekspertizin hasar bedeli ve aracın piyasa rayici yönünden birbirinden farklı olmakla birlikte tespit edilen hasar bedellerinin kaza tarihi itibariyle aracın rayiç değerinin %30’unu aşmadığı, bu nedenle öncelikle aracın kaza tarihi itibariyle rayiç değerinin belirlenmesi gerektiği, yapılan piyasa araştırmalarına göre aracın kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayicinin 81.000,00TL olduğu, aracın ön tampon, ön panel, motor kaput, sağ sol ön çamurluk, sağ sol ön kapı, sağ sol ön farlar, radyatör ve ön şase kollarının hasarlandığı, buna göre kdv ve işçilik dahil hasar onarım bedelinin 34.014,16 TL olduğu, bu bedelin aracın rayicinin %50’sine ulaşmadığı, bu sebeple aracın tamirinin ekonomik olduğu, pert kabul edilemeyeceği, davacı sürücüsünün meydana gelen kazada %25 oranında tali kusurlu kabul edilmesi halinde davacı tarafından talep edilebilecek hasar bedelinin 25.510,62 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre gerçek zararın ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle sağlanacağı, orijinal parçalara göre hasar bedelinin belirlenmesi gerektiği, ayrıca bu zararın giderilmesi halinde zarar görenin hasar bedelini kdv’si ile birlikte ödemek zorunda olduğu, bu nedenle davacının hasar bedelini orijinal yedek parça, işçilik bedeli ve kdv toplamı üzerinden talep edebileceği, her ne kadar davalı sigorta tarafından dava konusu aracın pert kabul edilmesi, piyasa rayicinden sovtaj bedelinin mahsup edilerek davacının zararının giderilmesi gerektiği savunulmuş ise de, davalı sigortanın yaptırmış olduğu ekspertizde de hasar onarım bedelinin aracın piyasa rayicinin %50’sini aşmadığı, hasar onarım bedeli miktar olarak yüksek olarak değerlendirilebilecek ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre onarım bedeli araç rayicinin %50’sini aşmadığı müddetçe aracın tamirinin ekonomik olduğu ve zarar görenin hasar bedelini yedek parça, işçilik, kdv dahil olmak üzere serbest piyasa rayiçleri ve orjinal parça bedelleri üzerinden talep edilebileceği, ancak bu şekilde gerçek zararın karşılanabileceği, bu nedenle davalı sigortanın daha az hasar bedeli ödenmesi ve aracın dava konusu kaza nedeniyle pert kabul edilmesi gerektiği konusundaki savunmasının meydana gelen hasar, dava konusu aracın niteliği ve özellikleri itibariyle yerinde olmadığı, yine bilirkişi tarafından saptandığı üzere davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, kontrolsüz kavşakta sağdan gelen davacı aracına yol vermemek suretiyle kazaya sebebiyet veren davalı sigorta sürücüsünün asli %75 kusurlu olduğu, davacı sürücünün ise kontrolsüz kavşağa yaklaşırken hızını yavaşlatması, tedbirli ve kontrollü geçiş yapması gerekirken buna uymaması sebebiyle tali%25 kusurlu olduğu, bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere davalı sigortalı sürücüsünün kusuruna karşılık olarak davacının uğradığı zararın 25.510,62 TL olduğu, … plakalı aracın 08/11/2019-08/11/2020 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri kapsamında kalan davacının hasar zararından sorumlu olduğu, davanın kısmi alacak davası olarak ikame edildiği, davacı vekilinin dava değerini 21/09/2021 tarihinde ıslah dilekçesi ile arttırdığı, davacının tacir olmasına göre talep edilebilecek faiz türünün avans faiz olduğu, davacının davalı sigorta şirketinin 23/03/2020 tarihinde müracaat ettiği, davalının dava konusu hasar bedeli yönünden sigorta başvuru tarihinden 8. iş günü sonrası olan 08/04/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının zararının dava dışı üçüncü kişi tarafından karşılandığı savunulmuş ise de davalının bu savunmasını destekler herhangi bir yazılı delil sunmadığı, bu nedenle mahkememizce bu savunmasına itibar edilmediği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, objektif, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafından dava öncesinde yapılan ekspertiz gideri mahkememizce yargılama gideri ile birlikte hüküm altına alınmıştır.
Davacı, dava konusu trafik kazası nedeniyle davalı sigorta şirketinin dava konusu aracın tramer kaydına ağır hasar kaydı işlediğini belirtmiş ve bu kaydın kaldırılmasını talep etmiş ise de, Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezinin taraf olarak yer almadığı somut uyuşmazlıkta mahkememizce bu kurum yönünden bağlayıcı olacak şekilde hüküm kurulmasının yasal olarak olanaklı olmadığı değerlendirilmiş ve davacının bu talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 25.510,62 TL’nin 08/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Alınması gerekli 1.742,63 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç, 433,95 TL ıslah harcı toplamı olan 488,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.254,28 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 433,95 TL ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 294,00 TL ekspertiz ücreti, 52,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.388,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA