Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/532 E. 2021/586 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/532 Esas
KARAR NO : 2021/586

MAHKEMEMİZİN 2020/532 E. SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA :Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 3. ATM nin … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN

DAVA : Ticari Şirket ( Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin )
DAVA TARİHİ : 26/02/2018
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 3. ATM nin … ESAS SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 1.ATM.NİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN

DAVA :Ticari Şirket ( Yöneticilerin Azline İlişkin )
DAVA TARİHİ : 11/10/2017

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 4. ATM nin … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN

DAVA : Ticari Şirket ( Ortaklıktan Çıkma veya Çıkarılmaya İlişkin )
DAVA TARİHİ : 26/02/2018
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 07/04/2017 tarihli dilekçesinde ; davacı ile dava dışı … ve …’ in davalı …’ nin ortakları olduğunu, 250 payın davacıya 125′ er payında … ve …’ e ait olduğunu , dava dışı ortaklar … ve …’ in ortaklık konusu şirketi önceki ortakları … ve … ile birlikte 2 aile ortaklığı şeklinde kurduklarını ancak şirketin kötü yönetilmesi sonucunda davalı şirketin 2013 yılında kredilerini ödeyemez ve borca batık hale geldiğini , şirket aktifinde kayıtlı 3 adet üzüm bağı bulunduğunu, bunlardan … İlçesi … Mah. … ada … ve … parsellerin tapu malikleri … ve … tarafından önceki ortakları ile birlikte satışa çıkarıldığını ve önceki ortakları ile birlikte yaptıkları 16/12/2013 tarihli hisse devir protokolü ile tüm dava dışı ortakların hisselerini ve şirketin belirtilen aktiflerini davacının babası olan …’ e sattıklarını, devir protokolü doğrultusunda … ve …’ nun şirket hisselerini …’ e noterde, şirket aktiflerinden olan ancak tapusu … adına kayıtlı … ada … parseli de tapuda resmi şekilde devir ve temlik ettiklerini, 19/12/2013 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararı ile de şirkete müdür olarak … ve …’ in 50.000,00-TL kadar işlemlerde münferiden bunu aşan işlemlerde müştereken şirketi temsile ve ilzama yetkili müdür seçildiklerini, …’ in devraldığı 1/2 hisseyi dava dışı ortaklar … ve …’ in bilgisi dahilinde 20/03/2015 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile davacıya devir ve temlik ettiğini ancak davacının babasının İstanbul’ da yerleşik olmasından, davacının da hulus ve saffetinden yararlanan dava dışı ortaklar … ve …’ in hisse devir sözleşmesinin ticaret sicilinde ilanı, yeni müdürler tayini ve imza sirküleri çıkartılması sırasında hile ile davranarak davacının hissesini devraldığı babası yerine ve babası gibi şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür olarak atanması gerekirken saf dışı bırakıldığını, dava dışı ortakların …’ i tek başına şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür tayin edilmiş gibi ticaret siciline ilan ve tescil etmeye muvaffak olduğunu, davacının 20/03/2015 tarihinden bu yana şirkete sokulmadığını, kendisine bilgi ve hesap verilmediğini, davacının şirket muhasebecisi …’ e müracaat edip şirketin mizan ve bilançolarını aylık gelir gider tablolarını istediğini, muhasebecinin; davacının, şirket müdürü olmaması sebebiyle şirket müdürünün talimatı ve izni olmadan kendisine bilgi ve belge verilemeyeceğini bildirdiğini, bu olaya davacı vekili ile Yeminli Mali Müşavir …’ nin tanık olduğunu, şirket muhasebecisi tarafından hazırlanan ve Hasan Tahsin Vergi Dairesi’ ne verilen şirketin 2015 yılı ayrıntılı bilanço ve gelir tablosu incelendiğinde görüldüğü gibi dava dışı ortaklar tarafından şirketin esas sermayesinin 2/3′ nün karşılıksız bırakıldığını, TTK’ nın 376/2. Maddesi gereği işlemlerin yapılmadığını, şirketin kendiliğinden fesh edilmiş hale geldiğinin ortaya çıktığını, dava dışı ortaklar … ve …’ in İzmir Barosu’ na kayıtlı avukatlık mesleğini icra ettiklerini, avukatlık mesleğinin limited şirket müdürlüğü ile bağdaşmadığını tüm bu hususların dava dışı ortaklara İzmir … Noterliği’ nin 15/03/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini ve şirket ortaklar kurulunun toplanması için çağrıda bulunulduğunu, toplantıdan evvel şirketin 2013 yılı dahil faaliyetlerini, kar ve zarar durumlarını, mizanlarını ve bilançolarını gösterir resmi belge ve kayıtların incelenmek üzere birer örneğinin ibrazının istenildiğini , dava dışı ortakların Yasa’ lara aykırı tutum ve davranışlarına son vermeleri, hileye dayanarak Usul ve Yasa’ ya aykırı şekilde ele geçirdikleri şirket yönetiminden el çekmeleri, şirketin temsil ve ilzamının eskiden olduğu gibi davacı ile müştereken temsil ile gerçekleştirilmesinin istenildiğini, dava dışı ortaklardan yönetimde kalacak ortağın serbest avukatlık mesleği faaliyetine son vermesinin istenildiğini, şirketin fesih ve tasfiyesi için ve uğranılan mağduriyet için yasal yollara başvurularak fesih ve tazminat davaları açılacağının da ihtar edildiğini, dava dışı ortaklarca gönderilen İzmir … Noterliği’ nin 27/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı cevabı ihtarname ile şirketin kötü yönetimi ve borca batık olduğu iddiasının yalan ve yanlış olduğunun iddia edildiğini, davacının iş yeri ile ilişiğini kendisinin kestiği, davacının şirkete girişinin engellenmesi ve ona bilgi verilmemesi iddiasının doğru olmadığını, şirket müdürlüğü konusunda davacıya bir taahhütte bulunulmadığını, dava dışı ortaklardan Av. …’ in avukatlık faaliyetinde bulunmadığını, istenilen belgelerin davacıya gönderileceğini, 2017 yılı içerisinde genel kurul yapılacağını, şirketin fesih ve tasfiyesi için yasal sebeplerin bulunmadığını, şirkete zarar verici davranışlara devam edildiği takdirde TTK’ da yer alan ortaklıktan çıkarılma hükümlerinin davacı hakkında uygulanacağının bildirildiğini, ayrıca davacının, ayda bir veya iki defa şirkete uğrayarak nasıl faydalı olacağının anlaşılamadığını ve davacının şirket aleyhinde davranışlarda bulunduğunun iddia edildiğini ancak davacının şirkete sokulmadığı, kendisine müdürlük ve yöneticilik yetkisi verilmek istenilmediği, dava dışı ortakların davacıya danışmadan şarap imali konusunda davalı şirkete uzman olarak … isimli bir şahsı işe aldıkları ve bu şahsa davalı şirket adına maaşının dışında 50.000,00-TL yılda açıktan para ödendiğinin öğrenildiğini, dava dışı ortakların şirket yönetimini hile ile ele geçirdiklerini de inkar ettiklerini, dava dışı ortakların açıklanan eylemleri nedeni ile davacının dava dışı ortaklara güvenlerini yitirdiğini, ortaklığın davacı için çekilmez hale geldiğini, ortaklar arasındaki güven ve işbirliğini zedeleyen davranışların şirketin feshi için haklı neden oluşturduğunu belirtmiş , şirket ortaklarının birbirlerine karşı güvenleri kalmadığından şirket esas sermayesinin de 2/3′ nün karşılıksız kaldığından ve bu şartlar altında şirketin devamı mümkün olmadığından …’ nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye sonuçlanıncaya kadar iş ve işlemlerin aksamaması, çalışanlarının ve tedarikçilerinin mağdur olmaması için bu iş ve işlemlerin yapımını çalışanların ve tedarikçilerin ödemeleri ve şirket için alınması elzem kararların alınmasını sağlayacak yönetici bir kayyımın davalı şirkete atanmasına, atanan kayyım tek olduğu takdirde imza yetkisinin ortaklar ve kayyım tarafından müştereken kullanılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 28/04/2017 cevap dilekçesinde; davalının üzüm ve şarap üreticiliği ile şarap satışı ve pazarlaması işi ile iştigal eden 250.000,00-TL sermayeli bir şirket olduğunu, davacının % 50 pay sahibi olduğu kuruluştaki ortaklar … ve …’ nun 2013 yılında ekonomik sıkıntı içine girmeleri sebebiyle hisselerini önce davacının babasına, O’ dan da davacıya devri sonucu davalı şirkete ortak olduğunu, ilk ortakların hisse devir ihtiyacının kendi ekonomik sorunlarından kaynaklandığını, kötü yönetiminin söz konusu olmadığını, 2007 yılında kurulan şirketin 2012 yılına kadar üretim yatırımı yapması ve ilk ürünlerini 2013 yılının 2. yarısında satışa sunduğu kayıtlarda mevcut iken kötü yönetim iddiasında bulunmanın kabul edilemeyeceğini, ilk hisse devri sonucunda … ve …’ in 50.000,00-TL’ ne kadar münferit, bu miktarı aşan işlemlerde müşterek imza yetkilisi iken …’ in hissesini davacıya devrederek ortaklıktan ve müdürlükten ayrılması ile TTK’ nın 623. Maddesi gereği ortaklardan …’ in şirketi tek başına temsile devam ettiğini, davacının hiç bir aşamada imza yetkisi talep etmediğini, hisse devralmış olmasının temsil yetkiside vereceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığını, davacının hulus ve saffetine dayalı hile iddiası ile ortaklardan …’ in imza yetkisinin sanki usülsüzmüş gibi ileri sürülmesinin davaya sebep yaratmaya yönelik ve dayanaksız olduğunu, davalının faaliyetini … İlçesi … Köyü … parselde kain 17.223,80 m2 alanlı bağ ve 500 m2 kapalı alanlı üretim satış binasında gerçekleştirdiğini, davacının şirkete sokulmadığı, kendisine bilgi ve belge verilmediği iddiasının yalan ve kötü niyetli olduğunu, davacı talep etmese dahi sürekli satış ve şirket durumu ile ilgili bilgilendirme yapıldığını, davacının TTK’ nın 376. Maddesine göre sermayesinin 2/3′ nün kaybedildiği iddiasının da doğru olmadığını, 250.000,00-TL olan şirket sermayesinin 134.647,01-TL’ nin durduğunu, şirket sermayesinin arttırılması gerektiği husususun davacıya ve babasına iletildiğini ancak sermaye arttırımı yapmaktan kaçındıklarını, davalının 2007 yılında kurulduğu, ilk üretimini 2012 yılında yaptığı, ilk ürün satışına 2013 yılının 2. Yarısında başladığı, ürün satışlarının her yıl % 50 civarında artarak 2016 yılında darbe girişimi gibi şirketi direkt etkileyen olumsuz koşullara rağmen 11.600 adet şişeye ulaştığı, bu başarıda bağ ve şarap üretimi konusunda şirkete danışmanlık yapan …’ ın katkısının çok büyük olduğunu, bu kişi ile uzun süredir çalışıldığını, davacının bu kişinin kendisine ve ailesine danışılmadan işe alındığı iddiasının gülünç olduğunu, bu kişiye açıktan ödeme yapıldığı iddiasının da kötü niyetli olduğunu, şirketin açıktan ödeme yapabilmesi için açıktan para kazanması gerektiğini, bu boyuttaki alkol firmalarında böyle bir durumun olamayacağını, şirketin öz varlıklarının 4.000.000,00-TL’ nin üzerinde olduğunu, şirketin devam eden yatırımları sebebiyle kar dağıtamadığını ancak şirketin sürekli büyüyen bir ivme yakaladığını, bu aşamada şirketin fesih ve tasfiyesini talep etmenin iş bilmezlik olduğunu, davacıların iddialarının kabul edilmediğini ancak ortakların birbirlerine karşı güven duygularının yitirildiğine ilişkin davacı görüşüne katılındığını, TTK’ nın 636. Maddesi gereğince ve davacı dışındaki diğer ortakların şirketin fesih ve tasfiyesini istememesi sebebiyle davacının şirketten çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini, bu durumda karar tarihine en yakın tarihli bir bilirkişi raporu alınarak davacı payının tespit edilmesi, TTK’ nın 636/3. Maddesinde yer alan diğer önlemler kapsamında şirketin devamını sağlamak açısından davacıya ödenecek ayrılma akçesinin TTK’ nın 641/1 ve 642. Maddelerine göre davacının şirketten çıkarılma kararının kesinleşmesinde muaccel hale gelmesini talep ettiklerini, davacı tarafça şirkete yönetici kayyım atanması talebinde bulunulduğunu, öncelikle hiç bir çalışanın veya tedarikçinin vadesi geçmiş alacağı bulunmadığını, tüm ödemelerin düzenli yapıldığını, her hangi bir kişinin mağduriyetinin söz konusu olmadığını, şirket aleyhine başlatılmış dava ve icra takibi bulunmadığını, davacının talebinin şirket işleyişini bozmaya yönelik olduğunu, şirketin tüm işlerinin mevcut müdür tarafından yerine getirildiğini, şirket işlerinin yoğun bir dönemde olduğunu, yapılacak her hangi bir hatanın şirketin üretim belgeleri ve dolayısıyla işini kaybetmesi sonucuna sebep olabileceğini, mevcut müdürün ihmal ve suistimalinin ileri sürülmediğini, böyle bir iddiada bulunulmadığını, yetkili olmayan ellerde şirketin zarar görme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmiş, davacının kayyım atanması ve şirketin fesih ve tasfiyesi talebinin reddine, davacıya ödenecek ayrılma akçesinin karar kesinleştikten sonra davalı şirket tarafından davacıya ödenmesine, davacının şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … tarafından İzmir 3. ATM nin … Esas sayılı dosyasında , …. aleyhine şirket müdürünün azline yönelik açılan davada , davacı vekili İzmir 3. ATM’nin … sayılı dosyasına verdiği, 26/07/2017 tarihli dilekçesinde; davacı ve diğer ortaklar … ile …’in davalı şirketin ortakları ve hissedarları olduğunu, davalı şirketin 500 pay üzerinden 250 payının davacıya 125 şer payının da ayrı ayrı diğer ortaklar … ile …’e ait olduğunu, davacının payı devralmadan önce şirketin kötü yönetilmesi sonucunda davalı şirketin 2013 yılında kredilerini ödeyemez duruma geldiğini, ana iştigali şaraplık üzüm yetiştirmek ve şarap üretimi yapmak olan şirketin üç adet üzüm bağı bulunduğunu, üzüm bağlarının bulunduğu taşınmazların diğer ortaklar … ve … adına kayıtlı iken taşınmazları satışa çıkardıklarını, 16.12.2013 tarihli hisse devri protokolü ile mevcut ortaklar dışındaki ortakların hisselerini ve kendi adlarına olan şarap üretiminde kullanılan taşınmazları davacının babası olan …’e sattıklarını, ortaklar kurulu kararı ile ortaklardan … ile davacının babasının yetkili müdür seçildiğini, davacının babasının bu hisseyi … ‘ ya yerleşen kızı davacı için satın aldığını ve kızına devri için kendi üzerindeki mevcut 1/2 hisseyi dava dışı ortaklar … ve …’in de bilgisi dahilinde 20.03.2015 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacıya devir ve temlik ettiğini, davacının babasının İstanbul’da bulunmasından ve davacının hulus ve saffetinden yararlanan diğer ortakların sözleşmenin ticaret sicilinde ilanı ve yeni müdürlerin tayini ve imza sirküleri çıkartılması sırasında hileli olarak davranarak davacının saf dışı bırakılarak …’in tek başına yetkili müdür tayin edildiğini, diğer ortakların bu davranışları sonucunda davacının son derece mağdur olduğunu, davacının şirkete sokulmadığını, gelir ve giderler konusunda kendisine bilgi verilmediğini, diğer ortakların şirketin yönetimini ele geçirdiklerini inkar ettiklerini, uzun zamandan bu yana şirket genel kurulunun yapılmaması üzerine davacının birçok kez sözlü ve yazılı olarak genel kurul yapılmasını istediğini ancak davacının talebinin reddedildiğini, şirket müdürünün TTK’nun 617. Maddesini açıkça ihlal ettiğini, şirket müdürünün azlinin gerektiğini belirtmiş , TTK 630/2-3 maddesine göre şirket müdürünün azline, yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin yargılama sürecinde tedbiren, yargılama sonunda ise kesin olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili İzmir 3. ATM’nin … sayılı dosyasına verdiği 24/08/2017 tarihli cevap dilekçesinde; öncelikle davanın husumet yönünden reddini istediklerini, esasa ilişkin olarak da davacının kötü yönetim iddiasını kabul etmediklerini, …’in temsil yetkisinin diğer yetkili …’in hissesini devrederek ortaklıktan ve müdürlükten ayrılması ile doğan yasal bir sonuç olduğunu, davacının şirkete sokulmadığı, bilgi ve belge verilmediği iddiasının yalan ve kötü niyetli olduğunu, davacının dilediği zaman şirkete gelip gittiğini, davacının ortağı olduğu sektöre hiç bir zaman ilgi duymadığını, bu alanda çalışmak ve şirkete destek vermek istemediğini, davacıya e-posta ile sürekli satış ve şirket durumu ile ilgili bilgilendirme yapıldığını, TTK’nun 630 maddesinin 3. bendindeki haklı sebeplerin bulunmadığını, davacı tarafından aynı sebeplere dayalı olarak İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası ile tasfiye davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, davalı şirketin şarap üretim ve dağıtımı konusunda başarılı olduğunu, bu başarıda şirket müdürü … ve diğer ortak …’in özverili çalışmalarının katkısı olduğunu, davacı ile babasının şirketin menfaatine olacak hiçbir satış ve pazarlama faaliyetine destek olmadıklarını, şirkete kazandırdıkları tek bir satış noktasının dahi olmadığını, şirket müdürünün davacı tarafın bütün engellemelerine rağmen davalı şirketi tek kuruş menfaat sağlamadan büyütmeye devam ettiğini, davacının esas amacının şirket müdürünü yönetimden uzaklaştırarak rant kapısı olarak gördüğü şirketi satmak istediğini ileri sürerek, öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi görüşte ise esastan yapılacak inceleme sonucunda da davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı … tarafından İzmir 1. ATM nin … Esas sayılı dosyasında , … aleyhine şirket müdürünün azline yönelik açılan davada , davacı vekili Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına verdiği 11/10/2017 tarihli dava dilekçesinde; davacı ile dava dışı … ve davalı …’ in …’ nin ortakları olduğunu, 250 payın davacıya 125′ er payında … ve …’ e ait olduğunu, dava dışı ortak … ve davalı …’ in ortaklık konusu şirketi önceki ortakları … ve … ile birlikte 2 aile ortaklığı şeklinde kurduklarını ancak şirketin kötü yönetilmesi sonucunda davalı şirketin 2013 yılında kredilerini ödeyemez ve borca batık hale geldiğini, şirket aktifinde kayıtlı 3 adet üzüm bağı bulunduğunu, İzmir ili … ilçesi … köyü …, … ve … parsellerin tevhidinden oluşan … parselin şirket adına kayıtlı olduğunu, şirketin ayrıca şaraplık üzüm üreten İzmir ili … İlçesi … Mah. … ada … ve … parsellerde kayıtlı üzüm bağları bulunduğunu, şirket aktifinde bulunan bu taşınmazların tapu malikleri … ve … tarafından önceki ortakları ile birlikte satışa çıkarıldığını ve önceki ortakları ile birlikte yaptıkları 16/12/2013 tarihli hisse devir protokolü ile tüm dava dışı ortakların hisselerini ve şirketin belirtilen aktiflerini davacının babası olan …’ e sattıklarını, devir protokolü doğrultusunda … ve …’ nun şirket hisselerini …’ e noterde, şirket aktiflerinden olan ancak tapusu … adına kayıtlı … ada … parseli de tapuda resmi şekilde devir ve temlik ettiklerini, 19/12/2013 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararı ile de şirkete müdür olarak … ve …’ in 50.000,00-TL kadar işlemlerde münferiden bunu aşan işlemlerde müştereken şirketi temsile ve ilzama yetkili müdür seçildiklerini, …’ in devraldığı 1/2 hisseyi dava dışı ortak … ve davalı …’ in bilgisi dahilinde 20/03/2015 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile davacıya devir ve temlik ettiğini ancak davacının babasının İstanbul’ da yerleşik olmasından, davacının da hulus ve saffetinden yararlanan dava dışı ortak … ve davalı …’ in hisse devir sözleşmesinin ticaret sicilinde ilanı, yeni müdürler tayini ve imza sirküleri çıkartılması sırasında hile ile davranarak davacının hissesini devraldığı babası yerine ve babası gibi şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür olarak atanması gerekirken saf dışı bırakıldığını, davalı …’ i tek başına şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür tayin edilmiş gibi ticaret siciline ilan ve tescil etmeye muvaffak olduğunu, davacının 20/03/2015 tarihinden bu yana şirkete sokulmadığını, kendisine bilgi ve hesap verilmediğini, davacının şirket muhasebecisi …’ e müracaat edip şirketin mizan ve bilançolarını aylık gelir gider tablolarını istediğini, muhasebecinin; davacının, şirket müdürü olmaması sebebiyle şirket müdürünün talimatı ve izni olmadan kendisine bilgi ve belge verilemeyeceğini bildirdiğini, ortak … ve davalı …’ in İzmir Barosu’ na kayıtlı avukatlık mesleğini icra ettikleri, avukatlık mesleğinin limited şirket müdürlüğü ile bağdaşmadığını, dava dışı ortak … ve davalı …’ in davacıya danışmadan şarap imali konusunda davalı şirkete uzman olarak … isimli bir şahsı işe aldıklarını ve bu şahsa davalı şirket adına maaşının dışında 50.000,00-TL yılda açıktan para ödendiğinin öğrenildiğini, dava dışı ortakların şirket yönetimini hile ile ele geçirdiklerini de inkar ettiklerini, uzun süre şirket genel kurulunun yapılmaması üzerine davacı tarafından bir çok kez sözlü ve yazılı olarak genel kurulun yapılması için şirket müdüründen talepte bulunulduğunu, taleplerin reddedildiğini, son olarak Muğla … Noterliği’ nin 22/05/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamede TTK’ nin 617. Maddesi uyarınca olağan genel kurul toplantısının her yıl hesap dönemini sona ermesinden itibaren 3 ay içinde yapılması gerektiğinin belirtildiğini ancak davalı tarafından gönderilen İzmir … Noterliği’ nin 07/06/2017 tarih … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesinde genel kurulun yapılmayacağı, yalnızca bu yıl içinde uygun bir zamanda yapılabileceğinin belirtildiğini, şirket müdürünün TTK’ nin 617. Maddesini açıkça ihlal ettiğini, görevini kötüye kullandığını, başlıbaşına bu durumun dahi şirket müdürünün haklı sebeple azlini gerekli kıldığını, …’ nin … Sok. No: … … Mah. … İzmir adresinde mimari projeye ve imar kanuna aykırı olarak şarap mahseni oluşturulduğu, bu hali ile … Belediye Başkanlığınca mühürleme işlemi yapıldığı ve … CBS’ nca adli soruşturmanın başlatılmış olduğunun müvekkili tarafından tespit edildiğini, başlıbaşına bu vakanın dahi şirket müdürünün şirket menfaatlerine aykırı davrandığının kanıtı olduğunu, İzmir 3. ATM’ nin … E. sayılı dosyası kapsamında davalı şirket hasım gösterilmek suretiyle şirket müdürünün azli davası açıldığını, her iki dosyanın birleştirilerek yargılamanın yapılması gerektiğini belirtmiş, … müdürü davalı …’ nin TTK’ nin 630/2-3. Maddesi gereğince azline, yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin yargılama süresince tebdiren, yargılama sonunda ise kesin olarak kaldırılmasına, usul ekonomisi açısından dosyanın İzmir 3. ATM’ nin … E. sayılı dosyası ile birleştirilerek yargılamanın sürdürülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … sayılı dosyasında dosyanın 3 ATM’nin … Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle dosyanın İzmir 3. ATM’nin … sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, dosya İzmir 3 ATM’nin … Esas sayılı dosyasına gönderilmiş, İzmir 3 ATM’nin … sayılı dosyasında da dosyalar ile dosyamız arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle dosyanın dosyamızla birleştirilmesine karar verilmiş, dosya Mahkememize gönderilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı …’in davalı … hakkında İzmir 4. ATM’nin … Esas sayılı dosyasında dava açtığı belirlenmiş, söz konusu dava dosyasında davacı vekili 4 ATM’ye verdiği 26/02/2018 tarihli dava dilekçesinde ; müvekkili ve davalının … nin ortaklarından olduğunu, davalının İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla yalan yanlış iddialarla şirketin fesih ve tasfiyesini talep ettiğini, esasen şirketin fesih ve tasfiyesini gerektiren hukuki bir sebep bulunmamakla birlikte Yargıtay ilgili dairesinin görüşleri doğrultusunda ortakların bir arada şirketi devam ettirme ihtimalinin kalmadığını, davalının ortağı olduğu şirketin ve yetkilisini aslı olmayan iddialar ile suçladığını, kendi bilgisi ve eylemi ile yapılan mahsen sebebiyle belediyeye ve C. Savcılığına yetkilinin avukat olması sebebiyle baroya hijyen dışı üretim yapıldığı iddiasıyla … Bakanlığına usulsüz işlemler yapıldığı iddiasıyla maliyeye bandroller ve mahsen ile ilgili TAPDK ya şikayetlerde bulunduğunu, şirketin mahsen için proje tadilatı başlattığını, yetkili baro nezdinde savunmalarını yapmış olup şirkete yapılan denetimde hijyen kurallarına uyulduğunun tutanak altına alındığını ve vergi dairesinin usule aykırılık olmadığını tespit ettiğini, davalının hukuk dışı eylemlerinin şirkete zarar verecek boyutlara ulaştığını, bu arada şirketin devamlı geliştiğini, satış adetlerinin her yıl yaklaşık %50-%30 gelişme gösterdiğini, davalının fesih ve tasfiye talebinin kötü niyetli olduğunu belirtmiş iş bu dava ile aralarında fiili ve hukuki irtibat olması nedeni ile İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, öncelikle davalının … ndeki hissesinin devrinin önlenmesi amacıyla hisse üzerine tedbir konulmasına, davalının bu şirketten çıkarılmasına, davalı hissesinin müvekkili adına tesciline, davalının hisse pay bedelinin müvekkili tarafından ödenmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 4. ATM’nce dosyanın mahkememizin … sayılı dosyası ile arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğundan bahisle dosyanın dosyamızla birleştirilmesine karar verilmiş, yargılamaya Mahkememiz dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce asıl dava dosyası yönünden davanın vaki feragate binaen reddine, Mahkememiz dosyası ile birleşen 3 ATM’nin … sayılı dosyası yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, yine Mahkememiz dosyası ile birleştirilen 1 ATM’ nin … sayılı dosyası yönünden davanın vaki kabule binaen kabulüne, Mahkememiz dosyası ile birleşen 4 ATM’nin … sayılı dosyası yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığı’ nın … Esas, … Karar sayılı kararıyla ” Asıl dava, şirketin fesih ve tasfiyesi, birleşen … E sayılı dava şirkete karşı açılmış müdür azli, birleşen … E sayılı dava müdüre karşı açılmış müdür azli, birleşen … E sayılı dava ortaklıktan çıkarma istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince asıl davanın feragat nedeniyle reddine, şirkete karşı açılan müdür azline ilişkin birleşen … E sayılı davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, ortaklıktan çıkmaya ilişkin birleşen davanın şirketce alınmış ortaklar kurulu kararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, müdüre karşı açılan müdür azli davasının ise kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Birleşen … E sayılı dosyada davacı … vekili, istinaf dilekçesinde feragatten redle sonuçlanan şirketin feshi istemli asıl davadaki feragatin kötü niyetli olduğunu belirterek asıl davada kuluna hükme yönelik istinaf yoluna başvurmuş ise de asıl dava, şirket aleyhine açılmış olup ortak …’in davada taraf olmaması ve hakkında hüküm de kurulmamış olması nedeniyle asıl davada kurulan hükme yönelik istinaf hakkı bulunmamaktadır.
Birleşen … E sayılı dosyanın davalısı … vekilinin istinaf itirazlarına gelince; HMK’nın 311. maddesinde feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, irade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği düzenlenmiştir. Feragat ve kabulün şekli başlıklı HMK’nın 309. maddenin gerekçesinde yargılama sırasında taraf usul işlemi olarak ortaya çıkan feragat ve kabulün, davaya son veren işlem olarak hüküm ifade edebilmesi için, irade beyanlarında hiçbir tereddüdün bulunmaması gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda davacı ortağın müdür azline ilişkin açtığı birleşen davada mahkemece, davalı … (müdür) vekilinin 27.06.2019 tarihli celsede birleşen davayı kabul ettiği, 19.09.2019 tarihli celsede kabul beyanının bu dosyaya ilişkin değil de birleşen … E sayılı dosyaya ilişkin olduğunu beyan etmesinin sonuca etkili olmadığı, zira … E sayılı dosyada davalı sıfatı bulunmadığından kabul beyanının söz konusu olmayacağı, irade bozukluğu halinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabul nedeniyle kabulü ile davalı …’in müdürlükten azline karar verilmiştir. Dosyadaki duruşma tutanakları ve belgeler incelendiğinde kabul beyanını zapta geçtiği 27.06.2019 tarihli celsede birleşen dava(… E- ortaklıktan çıkarma) davacısı … vekili açıkca kendi davaları yönünden … vekilinin beyanının alınmasını beyan ettikten sonra hemen birleşen dosya ( … E) davalısı olan … vekilinden sorulmuş, birleşen dosya yönünden davayı kabul ettiklerini, kabul beyanı doğrultusunda işlem yapılmasını istemiştir. Görüldüğü üzere müdür azli konulu birleşen davada( … E) davalı … vekili kendisinin davalı olduğu dava yönünden açıkca kabul beyanında bulunmamış, şirket ortaklığından çıkarılmaya ilişkin birleşen … E sayılı davada şirket ortaklığından çıkma payının davacı tarafından ödenmesi, hissesinin davacıya verilmesi yönünde feri talepler de bulunduğu gözetildiğinde bu davaya ilişkin beyanda bulunduğu açıktır. Nitekim bir sonraki 19.09.2019 tarihli celsede kabul beyanının müvekkilinin davalı olduğu müdür azline ilişkin davaya ilişkin olmadığı açıkca belirtilmiştir. Buna göre kabul beyanı hiçbir tereddüte yer verilmeyecek şekilde olması, tereddüt halinde HMK’nın 31. maddesi uyarınca mahkemece açıklattırılması gerekirken geçerli bir kabul beyanı var sayılarak davanın kabul nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Birleşen … E sayılı dosyada davacı … vekilinin davalı ortak …’nın ortaklıktan çıkarılması istemli açtığı birleşen davaya yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde de; aktif dava ehliyeti yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir. TTK’da( madde 638/2) limited şirket ortağının haklı nedenle ortaklıktan çıkmak için dava açabileceği düzenlenmiş ise de bir ortağın haklı nedenle diğer ortağın şirket ortaklığından çıkarılmasını isteme hali kanunda öngörülmemiştir. Mahkemece öncelikle davacı ortağın aktif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı üzerinde durulması gerekirken ancak şirket tarafından açılacak davalarda söz konusu olabilecek şekilde bu yönde alınmış genel kurul kararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda İstinafa getirilen birleşen … E sayılı dosyada aktif husumet ehliyeti değerlendirilmesi gerektiğinden, birleşen … E sayılı davada da davalı tarafından usulünce bildirilmiş kabul beyanı bulunmadığınden mahkemece taraf delilleri toplanıp müdür azline ilişkin bilirkişi incelemesi de yapılarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle birleşen İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı davada davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü neticesinde birleşen İzmir 4 ATM’nin … E sayılı dosyasıyla ilgili olarak da resen İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.09.2019 tarih … Esas … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, daire kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş , dosya yeniden esasa alınarak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuştur.
… CBS’nin … sayılı dosyasının incelemesinde; şikayetçinin …, şikayet edilenin …, suçun imar kirliliğine neden olma olduğu belirlenmiştir.
İstinaf ilamı öncesinde ana dava dosyası yönünden şirketin TTK 636/3 maddesi gereğince haklı sebeple feshine veya davacı ortağın payının gerçek değeri ödenerek, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına ilişkin koşullarının oluşup oluşmadığı ile birleşen dosya yönünden şirket müdürünün azli koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine yönelik olarak bilirkişi incelemesi yaptırılması için Mahkememizce ara karar oluşturulmuş, alınan bilirkişi ön raporunda davanın konusu itibariyle şirketin feshi davası olduğu, yine davalı vekilince davacının şirketten çıkarılması iddiasında bulunulduğu tespitinden hareketle karar vermeye elverişli bir rapor tanzimi için öncelikle aktif kalemlerin değerlendirilmesi yönünde şirketin konusu şarap üretimi ve satışı olduğundan hareketle şirket stoklarının ve şirketin bir bütünlük içerisinde değerlendirilmesi yönünde şarap konusunda uzman sektörel bir bilirkişinin, taşınmazların değerlenmesi yönünde bir inşaatçı bilirkişinin yine tesis, makine, cihaz, taşıt ve demirbaşların değerlemesi yönünde bir makina mühendisinin atanmak suretiyle şirketin son bilanço dönemi olan 31/12/2017 tarihi itibariyle reel değerlemesinin yapılması halinde şirketin gerçek durumunu gösteren karar vermeye elverişli bir rapor tanziminin mümkün olabileceği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İstinaf ilamı öncesinde ön rapor doğrultusunda yeni bir heyet oluşturularak keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi kurulu raporunda mevcut değerlendirmeler dahilinde şirketin feshi ve tasfiyesini gerektirir, mali ve hukuki şartları sağlamadığı, şirket öz varlığının müspet ve hali hazırda şirketin çalışan faaliyet gösteren mevcut hali ile kar elde eden bir şirket konumunda olduğunun görüldüğü, şirketin öz varlığının 3.668.257,423 TL olarak tespit edildiği, davacı …’in öz varlıktaki payının 1.834.128,72 TL olarak hesaplandığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İstinaf ilamı öncesinde davacı … ve vekili Av. … Mahkememizin 08/11/2018 tarihli celsesinde haklı sebeple şirketin feshi ve tasfiyesine yönelik davadan feragat ettiklerini ancak ticari şirket müdürlüğünden azil davalarına devam ettiklerini beyan etmişler, bu beyanlarını imzaları ile tasdik etmişlerdir.
İstinaf ilamı öncesinde taraf vekillerince rapora itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmiş, ek bilirkişi kurulu raporunda şirket öz varlığının 3.733.257,73 TL olarak tespit edildiği, davacı …’in öz varlıktaki payının 1.834.128,75TL olarak hesaplandığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İstinaf ilamı öncesinde davalı … vekili Av. … Mahkememizin 27/06/2019 tarihli celsesinde birleşen dosya yönünden açılan davayı kabul ettiklerini, kabul beyanı doğrultusunda işlem yapılmasını istediklerini beyan etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
İstinaf ilamı öncesinde birleşen dosya davalısı … vekili Av. … Mahkememizin 19/09/2019 tarihli celsesinde mahkeme asıl dosyası ile birleşen 4 ATM’nin … sayılı dosyası yönünden açılan davayı kabul ettiklerini ancak önceki celse kabul beyanında dosya numarası belirtilmeksizin beyan alındığını, davacı … tarafından açılan dava ile ilgili herhangi bir kabul beyanları bulunmadığını, o dosya yönünden davanın reddine karar verilmesini istediklerini beyan etmiş bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
İstinaf ilamı doğrultusunda birleşen 1 ATM’nin … Esas sayılı dosya yönünden şirket müdürünün azli koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine yönelik olarak daha önce rapor düzenleyen Mali Müşavir bilirkişiden ek rapor istenilmiş alınan 20/05/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; taraflar arasında birleşen dosya kapsamındaki temel itiraz konusunun davacı …’in devraldığı hisseler ile sahip olduğu ortaklık payı karşılığında devreden eski ortak …’in devir öncesindeki şirket yöneticiliği hususundaki yetkilerinin de davacıya aynen devredilip devredilmediği ve dava dışı ortak …’in azlini gerektiren hususların var olup olmadığı olduğu, davacının eski ortak … ‘den devraldığı 250 paya tekabul eden hisseler ile birlikte devir eden …’in devir öncesinde sahip olduğu münferit ve müşterek temsil yetkilerinin yeni ortak davacı … ‘e devrine yönelik diğer şirket ortaklarını da kapsayan ve şirket ana sözleşmesinin 8 ve 9. Maddeleri kapsamında yer alan temsil ve ilzama yönelik hususların yeniden düzenlenip karar altına alınmadığı, devir sonrasında şirketin yönetiminde bulunan ve hali hazırda ticaret sicilinde de tescilli mevcut şirket ortağı / müdürü … ‘in münferiden şirket müdürlüğü görevinin 25/12/2013 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği şekli ile 10 yıl süre ile 25/12/2023 tarihine kadar devam ettiği, asıl ve ek raporlarda yer alan teknik ve mali yöndeki tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında davalı şirketin mali tabloları üzerinde ve yine şirketin faaliyet merkezi ve işletmesi üzerinde fiilen teknik bilirkişiler tarafından yapılan reel değerlemeler kapsamında şirketin karlı bir işletme olduğu muntazaman ticari faaliyetine devam ettiği tespitlerinden hareketle şirket müdürü olarak görevine hali hazırda devam eden …’in mali yönden azlini gerektirecek herhangi bir hususun tespit edilemediği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı evrakının incelemesinde ; müştekinin … , şüphelilerin … , … , … ve … , suçun gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapma , suç tarihinin 2019 olduğu , 25/11/2019 tarihinde şüphelilere isnat edilen suçun oluşmadığı , bilirkişilerin kendi uzmanlık alanları ile ilgili görüş bildirdikleri , bu görüşün mahkeme tarafından yeterli görülmemesi halinde yeni bir bilirkişi görevlendirilmesinin mümkün olduğu , bilirkişilerin taraflardan birisini zarara uğratmak amacıyla kasıtlı rapor hazırladıklarına dair hiç bir delil elde edilmediği anlaşıldığından şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirlenmiştir.
İstinaf bozma ilamından sonra …nin güncel sicil kaydı celb edilmiş, şirketin temsilcisinin … olduğu, yetki başlangıç tarihinin 08/02/2018 ve bitiş tarihinin 08/02/2028 olup … ‘in şirketi münferiden temsile yetkili olduğu belirlenmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı … tarafından … hakkında şirketin feshi ve tasfiyesine yönelik olarak dava açıldığı, davacı … tarafından İzmir 3. ATM’nin … Esas sayılı dosyasında … hakkında TTK 630/2-3 ‘e göre şirket müdürünün azline karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, yine davacı … tarafından Mahkememizin … sayılı dosyasında … hakkında …’in TTK 630/2-3 ‘e ye göre azline karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, Mahkememizin … sayılı dosyasının 3 ATM’nin … sayılı dosyası ile birleştirildiği, …’in İzmir 4. ATM’nin … Esas sayılı dosyasında … hakkında davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına yönelik olarak dava açıldığı, açılan tüm davaların Mahkememizin ana dosyasında birleştirildiği ve yargılamanın Mahkememiz ana dosyası üzerinden sürdürüldüğü,
Ana dosya yönünden davacı asil ve vekilinin açmış oldukları şirketin feshi ve tasfiyesine yönelik davadan feragat ettikleri, feragatin davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, ana dosya yönünden davanın feragate binaen reddinin gerektiği,
Birleşen 3 ATM’nin … Esas sayılı dosyası yönünden açılan davanın şirket müdürünün azline yönelik bir dava olduğu ve davalı olarak … şirketinin gösterildiği, ancak şirket müdürünün azli davalarında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesinin gerekli ve yeterli olup ayrıca şirketin dava edilmesi zorunluluğu bulunmadığı, birleşen 3 ATM’nin … Esas sayılı dosyanın bu sebeple husumet yokluğundan reddinin gerektiği,
Birleşen İzmir 4 ATM’nin … sayılı dosyası yönünden davacı … tarafından davalı ortak …’un ortaklıktan çıkarılması istemli dava açıldığı , TTK nun 638/2 maddesinde limited şirket ortağının haklı nedenle ortaklıktan çıkmak için dava açabileceğinin düzenlendiği ancak bir ortağın haklı nedenle diğer ortağın şirket ortaklığından çıkarılmasını isteme halinin kanunda öngörülmediği , bu husus göz önüne alındığında davacı ortak … ‘ in aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı ve birleşen davanın davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiği ,
Birleşen Mahkememizin … sayılı dosyası yönünden davacı tarafça davalı … hakkında …’in TTK 630/2-3 ‘e ye göre azline karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı şirketin mali tabloları üzerinde ve yine şirketin faaliyet merkezi ve işletmesi üzerinde fiilen teknik bilirkişiler tarafından yapılan reel değerlemeler kapsamında şirketin karlı bir işletme olduğu, muntazaman ticari faaliyetine devam ettiği , şirket müdürü olarak görevine hali hazırda devam eden …’in mali yönden azlini gerektirecek herhangi bir hususun tespit edilemediği bunun yanında birleşen dosya dava açılış tarihinden sonra davalı … ‘in 08/02/2018 tarihi itibariyle yeniden şirket temsilcisi olduğu ve yetki bitiş tarihinin de 08/02/2028 olarak belirlendiği tüm bu hususlar göz önüne alındığında birleşen davanın da reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, asıl dava dosyası yönünden davanın vaki feragate binaen reddine, Mahkememiz dosyası ile birleşen 3 ATM’nin … sayılı dosyası yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, Mahkememiz dosyası ile birleşen 4 ATM’nin … sayılı dosyası yönünden davanın davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, yine Mahkememiz dosyası ile birleştirilen 1 ATM’ nin … sayılı dosyası yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A-MAHKEMEMİZİN 2020/532 E. SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:
1-Davacı taraf davadan feragat ettiğinden vaki feragate binaen davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 8,13 TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına,
3- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
B-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ NİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
1- Davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2- Alınması gerekli 27,90 TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına ,
3- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
C-MAHKEMEMİZİN … E. SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 3. ATM’ NİN … E. … K. SAYILI DOSYASINDA BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 1. ATM’ NİN … E. … K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
1- Davanın REDDİNE ,
2- Alınması gerekli 27,90 TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına ,
3- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
D-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ NİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
1-Davanın davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gerekli 8,50 TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına ,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar ana dosya davacı vekili Av. … ile Birleşen 3 ATM … Esas sayılı dosya davalısı … vekili Av. … ‘nın yüzüne karşı diğer taraflar ve vekillerinin yokluğunda açıkça okunup anlatıldı. 24/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır