Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/495 E. 2021/282 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/495 Esas
KARAR NO : 2021/282

DAVA : İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı şirketten, 03/09/2018 tarihinde KDV dahil, 54.461,20 TL karşılığında, … Marka … Model binek araç satın aldığını, davacının vergi mükellefi olduğunu ve İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına … oda sicil numarası, …. esnaf sicil numarası ile kayıtlı ticari taksi işleteni olduğunu, dava konusu aracın davacının ticari işletmesi için, ticari taksi olarak kullanıldığını, 23/06/2019 tarihinde, dava konusu araç seyir halinde iken, aracın motor kısmında yangın çıktığını ve kullanılamaz hale geldiğini, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından, 23/06/2019 tarihinde düzenlenen Yangın Raporunda yangının çıkış sebebinin motor enstalasyon kablolarında meydana gelen elektrik kısa devre sonucu çıkan kıvılcımların kolay yanabilen yakıt, yağ ve kabloları tutuşturması neticesinde yangın çıkmış olabileceği kanaatine varıldığının belirtildiğini davacının kendi iradesi dışında gerçekleşen bu olay nedeni ile ilk ve öncelikli olarak aracı satın aldığı davalı şirkete başvurduğunu, aracın yaklaşık bir hafta davalı şirkette kaldığını ve incelendiğini, davalı şirketin, aracın, aracın daha önce tramer kaydını gerekçe göstererek, davacının zararını karşılamak istemediğini, dava konusu aracın daha önce hiçbir kazaya karışmadığını, yangının çıkış tarihinde henüz 58.000 km de olan dava konusu aracın 28/09/2018 tarihinde trafiğe çıktığını, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş sayılı dosyasıyla yapılan tespitte, yangının, motorun iç tesisat kablolarındaki kısa devre sonucu oluşabileceği kanaatine varıldığını, davacının yangın nedeni ile oluşan zararını giderebilmek için, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasıyla 03.10.2019 tarihinde davalı aleyhine icra takibine başlattığını, davalının bu takibe aynı gün itiraz ettiğini, belirterek davacının satın almış olduğu, … plakalı , … şase nolu … marka … model araçta üretimden kaynaklanan gizli ayıp nedeni ile aracın misliyle değiştirilmesine, mahkemece bu talebin yerinde görülmemesi halinde, davalı borçlu tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davada yetkili mahkemenin davalı şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının kullanımdaki aracın üreticisinin müvekkili … A.Ş olmadığını, müvekkilinin yalnızca distiribütörlüğünü üstlenen firma olduğunu, davacının ihbar ve muayene yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, araçta yangına sebebiyet veren kullanıcı tarafından ön tampon traversinin delinerek gprs ve taksimetre montajı yapıldığını, kullanıcı kaynaklı çıkan yangının müvekkilini şirkete yönetilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava satım sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiası ile satım bedelinin iadesine ilişkin alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile Asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalı şirketin İzmir bayisinden 2018 model … marka … model otomobil satın aldığı, satın aldığı bu otomobilin motorunda 23/06/2019 tarihinde meydana gelen yangın sebebiyle aracın kullanılamaz hale geldiği, araçta üretim hatası bulunduğu, bu hatanın ayıp oluşturduğu, bu nedenle satım bedelinin iadesi gerektiği iddiası ile davacının davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğu, davacının iş bu dava ile itirazın iptali talebinde bulunduğu, her ne kadar davacı iş bu davayı aracın ticari taksi olarak kullanıldığından bahisle mahkememizde dava konusu etmiş ise de, mahkememizin görevli kabul edilebilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlığın satım sözleşmesinden kaynaklandığı, satım sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunun’ da düzenlendiği, ayrıca İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabı yazısına göre davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, İzmir Vergi Dairesinin cevabı yazısına göre de davacının basit usulde vergi mükellefi olduğu, yani tacir sayılan kimselerden olmadığı, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durum karşısında, satım sözleşmesinden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILMADI),
Dair verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile ya da tarafların bulundukları yer Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA