Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/488 E. 2021/834 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/723 Esas
KARAR NO : 2021/806

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :16/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. A.Ş ne ait işyerinin müvekkil sigorta şirketi tarafından … poliçe numaralı … Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, bu işyerinde davalı … şirketinin kusuru sonucu yaşanan voltaj dalgalanması sonucu oluşan kısa devre neticesinde hasar meydana geldiğini, işyerindeki hasar ile ilgili olarak hazırlanan 26/02/2019 tarihli ekspertiz rapora ile … marka … model kombi tipi gazlı fırının hasar gördüğünün belirlendiğini, sigortalı işyerinde meydana gelen hasarı için müvekkil şirketin gerekli ödemeyi yaptığını, oluşan zarar davalının kusuru ile voltaj dalgalanması sonucu meydana geldiğinden davalıya rücu edilmesinin gerektiğini, sigortalıya yapılan ödemenin davalıdan tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmemekle birlikte açılan davanın yasanın öngördüğü sürelerde açılmadığının davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, davacı … tarafından sigortalı … Mah. Sanayi Cad No:… Bornova adresindeki … isimli işyerinden 31/01/2019 tarihinden yaşanan voltaj dalgalanması nedeniyle hasar gören cihazların onarım ücretinin davacı … tarafından ödendiğini belirterek müvekkili şirket aleyhine dava açıldığını, söz konusu hasarla ilgili olarak işyeri yada sigorta şirketi tarafından müvekkil şirkete herhangi bir hasar başvurusunda bulunulmadığını, müvekkil şirket görevlilerince yapılan inceleme neticesinde 31/01/209 tarihinde sigortalı işyerinin adresinde yada civarında müvekkilinin elektrik şebesinden söz konusu hasarı oluşturabilecek nitelikte herhangi bir arıza kaydına rastlanmadığını, ayrıca bu bölgedeki başka abonelerden benzer hasar şikayetlerinin de gelmediğini, söz konusu işyerinin enerji aldığı … nolu trafodan herhangi bir arıza ihbarı gelmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, halefiyet hükümleri uyarınca dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
-Faturalar, poliçe, hasar dosyası, ödeme dekontu
-… A.Ş’nin 22/05/2021 tarihli yazısı
-Bilirkişiler …, …, …’ın 13/08/2021 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Sigorta rücu davalarının TTK’nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle TTK’nın uygulanmasından bahisle, aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu tür davaların Ticaret Mahkemesinin görev alanında olduğu düşünülebilir ise de, davanın TTK 1472. maddeden kaynaklanmış olması, halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre, davada Ticaret Mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz bir şekilde kabul edilmektedir. Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki dava, ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahkemesinde bakılacak, böyle değilse yani esas uyuşmazlık ticari nitelikte değilse böyle bir dava da Ticaret Mahkemesi görevli olmayacaktır.
Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı ile dava dışı …. A.Ş arasında 27/12/2018-27/12/2019 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan … paket sigorta poliçesi bulunduğu, bu poliçe kapsamındaki … marka … model kombi tipi gazlı fırının 31/01/2019 tarihinde meydana gelen voltaj dalgalanmasına bağlı olarak zarar gördüğü, poliçe kapsamında teminat altına alınan eşyaya ilişkin olarak dava dışı sigortalıya ödeme yapıldığı, elektrik dağıtım hizmetini üstlenen davalı şirketin hizmeti ayıplı olarak yerine getirmesi nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, TTK 1472 maddesi hükümlerine göre sigorta tarafından yapılan ödemenin davalı tarafından tazmini gerektiği iddiası ile davacının davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacağına ilişkin 4.505,21 TL asıl alacak, 498,79 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.004,00 TL asıl alacak üzerinden 16/06/2020 tarihinde icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 23/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 30/06/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davanın TTK’nın 1472. maddesinden kaynaklandığı, halefiyet ilkesi uyarınca sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre davada mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, davacı … şirketinin sigortalısı ile davalı arasında doğrudan ilişki bulunmadığı, sorumluluğun haksız fiilden kaynaklandığı bu nedenle temel ilişki bakımından her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan nispi ticari uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, sigortalıya ait elektronik eşyanın zarara uğramasında davalı tarafından yürütülen hizmetin etkisinin olup olmadığı, hizmetin ayıplı olarak yerine getirilip getirilmediği, davalı ve dava dışı sigortalının meydana gelen zararda kusurlarının bulunup bulunmadığı, dava dışı sigortalının elektrik tesisatının mevzuata uygun olup olmadığı hususlarında inceleme yapılmak üzere mahkememizce mahallinde bilirkişi refakatinde keşif yapılmasına karar verildiği, yapılan keşif sonrası düzenlenen 13/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının sigortaladığı …. A.Ş’ye ait işyerinde arızalanan … marka endüstriyel fırında meydana gelen hasarın, … A.Ş sorumluluğundaki elektrik dağıtım şebekesinden kaynaklanmadığı, fırının arızalandığı tarihte sigortalı işyeri civarında elektrik kesintisi olmadığı gibi ilgili trafo bölgesinden herhangi bir arıza ihbarının da alınmadığı, fırındaki arızanın sigortalı işyerinin kendi elektrik iç tesisatındaki bir arızadan ya da bu cihazın iç yapısındaki bir hatadan veya fırının kullanım ömrünün dolmuş olmasından kaynaklanmış olabileceği yönünde görüş ve kanaatinin bildirildiği, her ne kadar davacı tarafından sigorta eksperi tarafından düzenlenen eksper raporuna istinaden davalının kusurlu olduğu ileri sürülmüş ise de, meydana gelen hasarın voltaj dalgalanmasından kaynaklandığına dair davacının soyut iddiası dışında (örneğin servis tespit raporu, servis kayıtları v.s gibi) herhangi bir somut delil bulunmadığı, uzmanlık alanı eksper raporundan anlaşılamayan eksperin tespitinin hangi maddi vakıalara dayandığının saptanamadığı, mahkememizce alınan 13/08/2021 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, objektif ve denetime elverişli olduğu, tarafların iddia ve savunmalarını karşıladığı, dosya kapsamına göre meydana gelen zararın davalının verdiği hizmetten kaynaklandığı hususunun davacı tarafından ispatlanmadığı, ayrıca davalının kusursuz sorumlu olduğu ileri sürülebilecek ise de, bu halde dahi davalının sorumluğundan bahsedilebilmesi için meydana gelen zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağının bulunması gerektiği buna göre meydana gelen zarar ile davalının yürüttüğü hizmet arasında illiyet bağı bulunmadığından davalının sorumluluğunun somut olayda söz konusu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 60,44 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1,14 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra isteği halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının merciine İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA