Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/476 E. 2022/6 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/476
KARAR NO : 2022/6

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 05/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete ait Subaru marka … plakalı aracın site girişinde park halinde olduğunu, davalı şirket çalışanfarınca yapıları parkın çimlerinin biçilmesi hizmeti sırasında çim biçme aletinden fırlayan bir taşın aracın sağ ön camına çarparak kırılmasına neden olduğunu, ayrıca taşın araç içine düşmesi sebebiyle aracın sağ ön kapı iç malzemesi üzerinde ve sağ ön koltuğun cama yakın olan kısmında deformasyon, çizik ve yırtıklar meydana geldiğini, buna ilişkin karakol tutanağı olduğunu, müvekkili şirkete ait aracın 04.01.2018 tarihinde sıfır olarak alındığını, araçta meydana gelen hasarın Karşıyaka … Asliye Hukuk Mahkemesinin
…/… D.İş sayılı dosyası ile tespitinin yapıldığını, araçta yetkili servis yolu ile yapılacak tamir için 12.213,91 TL hasar tespit edildiğini, davalı taraftan hasarın ödenmesinin istendiğini ancak da davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.213,91 TL hasar ve giderim bedelinin olayın meydana geldiği 18,04.2019 tarihinden itibaren işleyecek faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin İzmir Büyükşehir Belediyesinin şirketlerinden olduğunu, kamu hizmeti görevi sunduğunu, Karşıyaka … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… D.lş sayılı dosyası ile düzenlenen raporu kabul etmediklerini, davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketçe önlem alınmadığına ilişkin iddialarının varit olmadığını, müvekkili şirketin dava konusu olayda herhangi bir ihmali veya kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, uyuşmazlığın meydana gelen davalının işçilerinin haksız fiilinden kaynaklandığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde 6100 sayılı yasanın 20.maddesi uyarınca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.05/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır