Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/474 E. 2021/916 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/474 Esas
KARAR NO : 2021/916 Karar

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/01/2019
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.11.2017 tarihinde davacının maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın davalılardan … sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, diğer davalı … Ltd. Şti.’ye ait …plaka sayılı araçla trafik kazasına karıştığı, söz konusu trafik kazasından dolayı aracın hasara uğradığı ve bundan dolayı 50,00 TL değer kaybı ve 50,00 TL mahrumiyet zararı olmak üzere toplam 100,00 TL ‘nin belirsiz alacak davası olarak maddi tazminat davasının açıldığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç kaza tarihi itibariyle … Şirketi’nin kiralaması altında olduğu, … ile müvekkil şirket arasında kaza tarihini kapsar şekilde geçerli bir Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi bulunması nedeniyle işleten sıfatının müvekkil şirkette olmadığı, ve dolayısıyla dava konusu talepler bakımından kaza tarihinde işleten sıfatına haiz olmayan müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı hususunun sabit olduğu, Sözleşmenin 9.7. maddesinde de açıkça, “İŞLETENİN, Kiracı olduğu, Araç İşletmenin Sorumluluğuna İlişkin tüm borç ve yükümlülüklerin aracın teslimini müteakip İŞLETEN KİRACI’ya intikal edeceği, araçların üçüncü kişilere vereceği ve/veya motorlu taşıtlara ve/veya çevreye vereceği tüm maddi ve manevi zararlardan İŞLETEN-KİRACI’nın tek başına sorumlu olacağı” belirtildiği, Karayolları Trafik Kanununa göre, aracı “uzun süreli kiralayan” araç maliki zarardan sorumlu tutulamayacağı, … plakalı araç kaza tarihinde … kiralamasında olduğundan, Sözleşme ve ilgili yasal mevzuat hükümleri uyarınca kaza tarihinde aracın işleteni sıfatına haiz olmayan müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceği hususu izahtan vareste olduğu, dava konusu talep bakımından müvekkil şirkete husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Kazaya karışan … plakalı müvekkilin maliki bulunduğu araç, 36 ay süre ile dava dışı … Ltd. Şti.’ye kiralanmıştır. İşbu nedenle, işleten olarak bulunan kişi müvekkil olmadığından, davanın müvekkil şirkete yöneltilmesinin haksız olduğunu beyan ederek davanın husumet yokluğu nedeni ile davanını reddini talep etmiştir.
Davanın; İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.01.2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği, söz konusu kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın 09.09.2020 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşıldı.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde;Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticare işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
-Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ OLDUĞUNA, 6100 sayılı yasanın 20.maddesi gereğince karar kesinleştğinde talep halinde dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3-Mahkememiz kararı ile İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.01.2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı doğrultusunda iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair iki haftalık kesin süre içerisinde istinaf yargı yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.27/10/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır