Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/470 E. 2022/99 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/470
KARAR NO : 2022/99

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.05.2018 tarihinde …’ın idaresindeki … plakalı otobüsün, …’ın idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpıştıklarını, kaza neticesinde otobüsün içinde koltukta oturan davacı yolcu …’ın yaralandığını, kaza nedeni ile davacının kafasına dikiş atılmış olup bilek ve omuzunda yaralandığını, 07.07.2020 tarihinde davacının zararının tahsili için davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketinin cevap vermediğini, davacının uğradığı tüm maddi zarardan sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 200.00TL tazminat bedelini sigorta şirketlerine başvuru tarihinden itibaren sigorta şirketlerine başvuru tarihinden işleyecek yasal faizi ile poliçe limitleri ile sınırlı olmak şartı ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirkete yapılan başvurunun KTK m. 97 kapsamında geçerli başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, … plaka sayılı aracın ZMMS poliçesi ile sigortalı aracı olduğunu, sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarar nispetinde sorumlu olup kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının hesaplanması TRH 2010 yaşam tablosu ve 91.8 teknik faiz oranı esas alınması davacının talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı davalı şirketin sorumluluğunda olmadığı sorumluluk SGK olduğu, davacının SGK kurumuna bağlı olup olmadığı araştırılmalı yapılan ödemeler mükerrer ödemeden imtina amacı ile tespiti gerektiğini, davacının geliri somut veriler ile tespiti edilememesi halinde asgari ücret esas alınarak hesap yapılmasını, faiz dava tarihinden itibaren yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş’ye dava dilekçesi tebliğ edilmiş davalı davaya cevap vermemiş duruşmalara da katılmamıştır.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik) tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir CBS’nin …/… sayılı soruşturma dosyası sureti,
-İzmir Emniyet Müdürlüğünün 07/10/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Dokuz Eylül Üniversitesi tedavi evrakları,
-SGK’nun 30/10/2020 ve 09/11/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Poliçe ve Hasar dosyası,
-İstanbul ATK nun 24/05/2021 tarihli ön raporu,
-Katip Çelebi Üniversitesi Hastanesinin bila tarihli yazısı ve eki
-İstanbul ATK’nun 12/07/2021 tarihli raporu,
-Bilirkişiler … ve …’ın 24/12/2021 havale tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 05/05/2018 tarihinde şehir içi belediye otobüsünde yolcu olarak bulunan davacının yolcusu olduğu … plakalı araç ile … plakalı araçların karıştığı çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı kaza neticesinde davacının yaralandığı ve iş bu dava ile geçici ve sürekli iş göremez hale geldiği iddiası ile maddi tazminat talep ettiği, bahse konu kazaya ilişkin olarak ceza soruşturması yürütülmüş ve soruşturma neticesinde davacı ile dava dışı sürücüler uzlaşmış ise de davacının uzlaşma raporunda sigorta şirketleri yönünden haklarını saklı tuttuğu bu nedenle iş bu davayı ikame edebileceği, davacının kaza sonrası gördüğü tedavilere ilişkin belgelerin dosyaya kazandırıldığı, ayrıca ATK ön raporu doğrultusunda davacının hastaneye sevk edilerek son sağlık durumuna ilişkin belgelerin de temin edildiği, dosyanın mahkememizce ATK’ya gönderildiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun 12/07/2021 tarihli raporuna göre meydana gelen kazada davacının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadan iyileşme olduğu, sürekli maluliyet tayinine lüzum bulunmadığı, ayrıca geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar taraflarca bu rapora itiraz edilmiş ve yeniden rapor alınması talep edilmiş ise de tarafların rapora ilişkin beyan ve itirazlarının soyut beyanlara dayandığı, iddia ve savunmalarını destekler somut herhangi bir delil sunmadıkları, davacının kaza sonrası gördüğü tüm tedavilere ilişkin kayıtlar ile son sağlık durumunun bir arada değerlendirilerek rapor düzenlendiği, ayrıca Yargıtay’ın 2021 yılı ve sonrasında vermiş olduğu yerleşik içtihat kararlarına göre davacının maluliyetinin kaza tarihi itibariyle yürürlükte ve geçerli olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, bu nedenle mahkememizce tarafların yeniden maluliyet raporu alınmasına ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı, meydana gelen kazada davalı sigorta sürücülerinin kusurlu olup olmadığı, ayrıca davacı tarafından talep edilebilecek tazminat miktarının ne olduğu hususunda bilirkişi heyetinden rapor istenildiği, bilirkişi heyetinin 24/12/2021 tarihli raporuna göre, meydana gelen kazada davalı … Sigorta A.Ş’nin sigortalısı olan otobüs sürücüsünün kontrolsüz kavşakta sağdan gelen diğer davalı … Sigorta A.Ş’nin sigortalısı olan sürücüye geçiş üstünlüğü tanıması gerekirken bu kurala riayet etmediği, kazanın meydana gelmesinde davalı … Sigorta sürücüsünün %75, davalı … Sigorta sürücüsünün ise %25 kusurlu olduğu, ayrıca davacının 4 ay geçici iş göremezlik süresine göre talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 5.803,64 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce alınan kusur raporu ile kaza tutanağının birbirleri ile uyumlu olduğu, meydana gelen kazada davalı … Sigorta sürücüsünün %75, davalı … Sigorta sürücüsünün ise %25 kusurlu kabul edilmesinin somut olaya uygun olduğu, davacının maluliyet raporuna göre 4 aylık iyileşme süresinde elde edemediği ve mahrum kaldığı kazancın yani geçici iş göremezlik zararını davalılardan talep edebileceği, 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 4 ve 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, kazaya sebebiyet veren ve mahkememizce alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde %75 kusurlu olan … plakalı aracın 18/06/2017-18/06/2018 tarihleri arasındaki dönemde kaza tarihi itibari ile zmms sigortacısı olan davalı … Sigorta ile kazanın meydana gelmesinde %25 kusurlu olan … plakalı aracın 18/10/2017-18/10/2018 tarihleri arasındaki dönemde kaza tarihi itibari ile zmms sigortacısı olan davalı … Sigortanın poliçe teminat limiti kapsamında kalan davacının 5.803,64 TL geçici iş göremezlik zararından sürücülerinin kusuru oranında sorumlu olduğu, davacı vekilinin belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği iş bu davada 28/12/2021 tarihli dilekçesiyle değer arttırım dilekçesi sunduğu ve talebini toplam 5.803,64 TL olarak bildirdiği, değer arttırım dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı tarafından dava öncesinde … sigorta A.Ş’ye 07/07/2020, davalı … Sigorta A.Ş ye ise 08/07/2020 tarihinde müracaat edildiği, davalı … Sigorta A.Ş’nin 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 21/07/2020, diğer davalı … Sigorta A.Ş’nin ise 22/07/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, ayrıca meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, her ne kadar davalı … Sigorta A.Ş tarafından değer arttırım dilekçesine karşı zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de, adı geçen davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmadığı, bu nedenle savunmasını genişletemeyeceği, aksi düşünülse dahi davanın belirsiz alacak davası olduğu, dava tarihi itibariyle zamanaşımının kesildiği, 05/05/2018 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin KTK’nun 109, TBK’nun 72.maddeleri uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, dava tarihi itibariyle taksirli yaralama suçuna vücut veren olayda 8 yıllık ceza dava zamanaşımının gerçekleşmediği, bu nedenle davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, mahkememizce alınan kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından sürekli maluliyet tazminatı talep edemeyeceği anlaşılmakla davacının geçici iş göremezlik talebinin kabulüne, sürekli iş göremezlik talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, 20/11/2021 tarihinden itibaren yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2022 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 9.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.350,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.350,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 1.350,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 5.100,00+1.350,00= 6.450,00 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 5.100,00-1.350,00= 3.750,00 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +1.350,00 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 5.100,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 1.350,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ ile;
-1.450,91 TL’nin 21/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
-4.352,73 TL’nin 22/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 396,44 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 20,00 TL ıslah harcı toplamı 74,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 322,04 TL karar ve ilam harcının 80,51 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş’den bakiye 241,53 TL’sinin ise davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 20,00 TL ıslah harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 820,00 TL ATK maluliyet rapor ücreti ve 228,70 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.177,50 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (5.803,66/5.903,66=0,98) 2.133,95 TL’sinin 533,48 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş’den bakiye 1.600,46 TL’sinin ise davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca takdir edilen 1.450,91 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş’den, 4.352,73 TL’sinin ise davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalılar kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca takdir edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Davacı vekilinin arabuluculuk vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA