Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/463 E. 2022/28 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/463 Esas
KARAR NO : 2022/28

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ltd.Şti tarafından işletilen … A.Ş. kiralanan ve sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüs ile olayın gerçekleştiği yol üzerinde park halinde duran … plaka sayılı araca çarpması sonucu müvekkili …’nin sağ yüzük parmağını kaybetmesi sonucu yaralandığını, kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısının … Sigorta A.Ş. olup maddi tazminattan poliçe kapsamında diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğunu, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’un aracı kullanırken gereken özen ve dikkati göstermeyerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, sorumlulara karşı başvuru, dava ve her türlü yasal hakları saklı ve diğer tazminat hakları ve bunlara ilişkin fazlaya dair talepler saklı kalmak kaydı ile davacı için şimdilik 1.000TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili, 200.000TL manevi tazminat kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta A.Ş. hariç tüm davalılardan tahsili, yargılamanın sonuna kadar … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 17.01.2020 tarihli araç kiralama sözleşmesi ile kazaya karışan aracı diğer davalı … Otobüsleri A.Ş. ‘ye kiraladığını, müvekkilinin kira sözleşmesi nedeni ile işleten sıfatı bulunmadığını, işleten sıfatının kira sözleşmesi gereği, … A.Ş.’ye geçtiğini, davalının işleten sıfatı bulunmadığından 6098 sayılı borçlar kanunu 66 vd. maddeleri gereğince kusursuz sorumluluğu bulunmadığını, iş bu davanın davalı acısından esasa girilmeksizin usulden reddine, davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbarı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, zaman aşımı itirazları yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin asli kusurlu olduğu iddialarını kabul etmediklerini, somut gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin ağır kusurlu fiili bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde diğer aracının park yasağı olan yerde park edilmesinin kazanın oluşumunda büyük rolü olduğunu, dava konusu taleplerin sigorta şirketlerinin sorumluluğunda olup davayı ilgili sigorta şirketlerine ihbar edilmesi gerektiği, maddi tazminat kalemleri net olmamakla birlikte tedavi ve iş göremezlik gibi taleplerin 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, kaza ile ilgili giderlerin SGK tarafından karşılandığını, davanın … Sigorta A.Ş.’ye, … Sigorta A.Ş’ye, ve … plakalı aracın sürücüsü ve işletenine ihbarı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili Mahkemelerin Bursa Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalı şirketin kazaya karışan … plakalı otobüsün maliki olmadığını, sürücüsü …’un ise işvereni olmadığını, davanın davalı şirket yerine otobüsün maliki olan ….Ltd.Şti yönetilmesi gerektiğini, davanın işleten ve işveren sıfatını haiz olmayan davalı şirket bakımından husumet yönünden reddine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin zaman aşımına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirketin kusuru olmadığını , davacının seyahat esnasında emniyet kemeri takmayarak meydana gelen neticeyi ağırlaştırdığı, davacının zararın varlığını ve miktarını kanıtlama yükümlülüğü bulunduğunu, davacı sağ yüzük parmağını kaybettiğini ispatlayacak belge sunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, zaman aşımı itirazları yönünden ve davacının genel şartlarda belirtili belgeler ile davalı sigorta şirketine resmi başvuru yapmaması ve eksik evrak ile başvuru yaptığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranı için dosya ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması, davacının aracının içinde yolcu konumunda olduğundan hatır taşıma indirimi yapılması, maluliyet oranı tespiti için ATK …. İhtisas kurulu tarafından rapor alınması gerektiğini, hüküm kurulması halinde müvekkilinin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak karar verilmesini, SGK tarafından yapılan ödemelerin davalı şirketin sorumluluğundan tenziline ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı … Otobüsleri A.Ş tarafından işletilmekte olan … plakalı araç ile Ankara ilinden İzmir iline şehirler arası yolcu otobüsü ile yolcu olarak seyahat ettiği, bu aracın Uşak ili Banaz ilçesinde kazaya karıştığı, kaza neticesinde davacının yaralandığı ve sağ yüzük parmağını kaybettiği, davacının sağlık personeli olduğu, kaza neticesinde sürekli iş göremezlik ve manevi zarara uğradığı iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, uğradığı zararların … plakalı aracın sürücüsü …, otobüs işletmecisi … A.Ş, aracın kayıt maliki … Ltd.Şti ve aracın zmms sigortacısı olan … Sigorta (… Sigorta) A.Ş’ den tazmini talebinde bulunduğu, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1. maddesindeki tanımlara göre tüketici işleminin; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, tüketicinin ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği, aynı Yasa’nın 73/1.maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği, davaya konu uyuşmazlığın yolcu taşıma, haksız fiil ve sigorta poliçesine dayalı maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olduğu, somut olayda yolcu olan davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi sebebiyle tüketici, davaya konu taşıma işleminin ise tüketici işlemi olduğu bu nedenle iş bu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu ve İzmir ilinde ayrı bir tüketici mahkemesi bulunduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17 H.D’nin 23/03/2016 tarih ve 2016/4230 esas, 2016/3639 karar; Yargıtay 11 H.D’nin 22/01/2019 tarih ve 2018/5725 esas, 2019/601 karar; İzmir BAM 17. H.D’nin 03/05/2018 tarih ve 2018/751 esas, 2018/648 karar; İzmir BAM 17. H.D’nin 25/03/2021 tarih ve 2018/2340 esas, 2021/554 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILDI),
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA