Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/45 E. 2021/617 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/45 Esas
KARAR NO : 2021/617

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıdan ticari ilişkiye dayanan faturalar nedeniyle alacaklı olduğu, davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalının haksız ve kötü niyetli olarak yetkiye ve borca itiraz ettiğini, davacı alacaklının yerleşim yerinde takip başlatabileceğini belirterek davalının itirazının iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemelerin davalının yerleşim yeri mahkemeleri olduğunu, davacının alacağının likit olmadığını, yargılamayı gerektirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Manisa … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası sureti,
-Bilirkişi …’in 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporu,
-İzmir vergi dairesinin 25/01/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Manisa vergi dairesinin 25/01/2021 tarihli yazısı
-İzmir .. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası
-Bilirkişi …’ün 18/05/2021 tarihli raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağına istinaden 11.431,43 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 03/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 10/12/2019 tarihinde yasal süresi içerisinde, icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın takibe dayanak faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, fatura bedelinin ödenip ödenmediği hususunda olduğu, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak davalı ticari defter ve kayıtlarının smmm bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, talimat mahkemesince alınan bilirkişi … ün 18/05/2021 tarihli raporuna göre, davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davalının takip tarihi itibariyle davacıya 11.431,12 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, ayrıca dava dilekçesi ekinde sunulan takibe dayanak faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davalı tarafından icra dairesi ile mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de yapılan bilirkişi incelemesine göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, 6098 sayılı TBK nun 89 ve 6100 sayılı HMK’nun 10.maddesi uyarınca para alacağından kaynaklanan somut uyuşmazlıkta davacı alacaklının yerleşim yeri olan İzmir icra ve mahkemelerinin yetkili olduğu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, 6100 sayılı HMK’nun 222/2,3 maddesi uyarınca kural olarak ticari defter ve kayıtların ilgilisi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için defter kayıtlarının birbirini doğrulaması, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya kesin delille ispatlanmamış olması gerektiği, yine diğer tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, ancak somut olayda takibe dayanak faturalar usulüne uygun tutulan davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan ve davalı defterlerine göre davalı borçlu göründüğünden davalı defter ve kayıtlarının kendisi aleyhinde delil olarak kabul edilebileceği, ayrıca davacı defter ve kayıtlarının incelenmesine yargılamaya hakim ilkelerden biri olan 6100 sayılı HMK’nın 30.maddesindeki usul ekonomisi ilkesine göre de lüzum bulunmadığı, takibe dayanak faturaları defterine işleyen davalının söz konusu faturalara konu mal ve hizmeti teslim aldığının kabulü gerektiği, bu halde davalının fatura bedellerini ödediğini ispat etmesi gerektiği, kendi defterlerine göre davacıya borçlu görünen davalının ödeme olgusuna ilişkin herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, dosya kapsamı itibariyle davacının iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, davalının itirazında kısmen haksız olduğu, mahkememizce alınan 18/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 11.431,12 TL asıl alacak ve asıl alacağı takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2- 11.431,12 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.286,22 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 780,85 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 138,07 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 642,78 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 138,07 TL peşin harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 184,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 876,97 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (11.431,12/11.431,43=0,99) 876,94 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 450,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (0,31/11.431,43=0,00027) 0.012 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 0,31 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
9-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
10-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının merciine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA