Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/447 E. 2022/213 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/447 Esas
KARAR NO : 2022/213 Karar

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının sebze meyve ticareti yapan bir esnaf olduğundan bahisle yaklaşık 16 ton 800 kasa limon alarak çiftçiye müstahsil makbuzu verdiği daha sonra … … ile anlaşıp 30/08/2010 tarihinde nakliyeci …… ile anlaşarak… plakalı araca sevk irsaliyesi ile birlikte yüklettiği, 31/08/2010 tarihinde hale aracın inişinin yapıldığı, 87 nolu malı almayacağını … …..rin beyan etmesi üzerine 60 nolu ……….Ticarete giderek malı indirdiği, nakliye ücretini alıp çıkış işlemlerini yaparak İzmir halinden ayrıldığı, davacının … …….. adına düzenlenen irsaliyeler ile ilgisi bulunmayan…Ltd Şti ye indirilen malların hukuka aykırı olduğu, davacının mallarının peşinden koşmasına rağmen sonuç alamadığı, savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ve neticede İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin……Esas sayılı dosyası ile davanın derdest olduğu, bu sebeple davalılardan mal bedeli olan 30.400,00 TL ile 10.000,00 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsilinin talep edildiği görüldü. okundu, dosyasına konuldu.
CEVAP :
Davalı … Kardeşler Ltd Şti vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının iddia ettiği sevk irsaliyesi ve faturada malın teslimine dair müvekkil şirket çalışanlarının imzasının bulunmadığı, ayrıca şirketin ticari defterlerine işlenmiş davacı ile ilgibi bir faturanın da bulunmadığı ve teslimatın gerçekleşmediği, davacının iddiasının aksine limonların müvekkil şirketin işyerine indirilmediği ve teslim alınmadığı, İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasında yargılanan sanığın müvekkil şirketin yetkilisi olmadığı, konu ile hiçbir ilgisi bulunmayan müvekkil şirketi yönünden davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile hem mahkememiz dosyası hem de birleşen dosya yönünden görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın Usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ OLDUĞUNA,
3-6100 sayılı yasanın 20.maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra 2 haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, 2 hafatlık kesin süre içerisinde talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,(davacı vekiline ihtarat yapıldı.)
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır