Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/403 E. 2021/334 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/403 Esas
KARAR NO : 2021/334

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinde zmms poliçesi ile sigortalı sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait sürücü … idaresindeki … plakalı araca çarparak hasarlandırdığını, davalı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açıldığını, 2.482 TL parça, 1.750 TL işçilik olmak üzere KDV hariç 4.232 TL hasar tespit edildiğini, ancak bu bedele KDV ilave edilmediği gibi parçaların orjinal olarak tedarik edilmediğini, davalı sigorta şirketi tarafından servise 10/06/2020 tarihinde 4.232 TL ödendiğni ancak servisin parça ve işçilik iskontosunu kabul etmediğini aradaki farkın müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin talebi üzerine sigorta eksperi tarafından rapor düzenlendiğini, raporda hasar tutarının KDV dahil 10.553,10 TL olarak tespit edildiğini, ayrıca 300 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 4.232 TL ödeme düşüldükten sonra kalan 6.321,11 TL davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğini, Yargıtay’ın bu konuda kararları olduğunu belirterek şimdilik 10 TL’nin 05/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı taleplerinin belirsiz alacak davası olarak yönetilmesinin hukuken mümkün olmadığını, talep belli olduğundan belirsiz açılmasında hukuki menfaat yokluğu olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa ödeme yaparak yükümlülüğünü yerine getirdiğini, bu nedenle davanın haksız açıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşunda kusursuz olduğunu bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, hasar tazminatının genel şartlara göre hesaplanması gerektiğini, davacı aracının kasko sigortacısının herhangi bir ödeme yapıp yapmadığının tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (bakiye hasar bedeli ) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin 25/08/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Kaza tespit tutanağı, ekspetiz faturası, fatura, ödeme beyanı, ödemeye ilişkin makbuz, hasar fotoğrafları, sigorta başvuru evrakı
-… Sigorta A.Ş nin 10/0/2020 ve 08/02/2021 tarihli yazısı ve eki poliçe ve hasar dosyası
-Bilirkişi … ve …’ın 18/01/2021 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 08/05/2020 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, taraflarca trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının işbu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak bakiye hasar bedeli talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı tarafından tazminini istediği, davalı sigorta şirketi tarafından mahkememizin yetkisine itirazda bulunulmuş ise de, davaya konu trafik kazasının İzmir ili Karabağlar ilçesinde meydana geldiği, yine davacının İzmir ili Karabağlar ilçesinde ikamet ettiği, HMK’nun 16. maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde taraf sürücüleri ile üçüncü kişilerin kusur durumu ve davacının aracında meydana gelen hasarın kapsamına ve hesaplanmasına ilişkin olarak mahkememizce bilirkişi incelemesi yapıldığı, bilirkişi heyetinden alınan 18/01/2021 tarihli bilirkişi raporda, davalı sigorta sürücüsünün asli ve tam kusurlu olarak kural ihlalinde bulunduğu, davacının sürücüsünün herhangi bir kural ihlali olmadığı, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, davacıya ait araçta kdv dahil toplam 9.449,68 TL hasar meydana geldiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre gerçek zararın ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle sağlanacağı, orijinal parçalara göre hasar bedelinin belirlenmesi gerektiği, ayrıca bu zararın giderilmesi halinde zarar görenin hasar bedelini kdv’si ile birlikte ödemek zorunda olduğu, bu nedenle davacının hasar bedelini orijinal yedek parça, işçilik bedeli ve kdv toplamı üzerinden talep edebileceği, buna göre davacının zararının kdv dahil 9.449,68 TL olduğu, davalı sigorta tarafından davacıya dava öncesinde 4.232,00 TL ödeme yapıldığı, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca davalı tarafından yapılan ödemenin zarardan güncellenmeksizin mahsubu gerektiği, davacının karşılanmayan bakiye 5.217,68 TL zararının bulunduğu, … plakalı aracın 24/09/2019-24/09/2020 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri kapsamında kalan davacının bakiye zararından sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, davacı vekilinin dava değerini 09/02/2021 tarihinde değer artırım dilekçesi ile arttırdığı, dava konusu aracın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu ve davalının başvuru tarihi olan 12/06/2020 tarihinden itibaren işleyen kanuni 8.iş günlük süresinin sonu olan 25/06/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, mahkememizce alınan 18/01/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, objektif, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının dava öncesinde yaptırmış olduğu ekspertiz masrafının 6100 sayılı HMK’nun 323 maddesi uyarınca yargılama gideri olarak talep edebileceği mahkememizce değerlendirmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2021 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 1.080,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 4.080+1.080= 5.160 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 4.080-1.080= 3.000 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +1.080 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 4.080,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 1.080,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 5.217,68 TL’nin 25/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 356,41 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harç ile 89,00 TL ıslah harcı toplamı olan 143,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 213,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 89,00 TL ıslah harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 71,50 TL müzekkere-tebligat gideri ve 300,00 TL ekspertiz ücretinden oluşan toplam 1.569,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2 fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA