Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/398 E. 2021/1091 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/464 Esas
KARAR NO : 2021/1088

DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 05/07/2021 tarihli dava dilekçesinde; davacıların davalı şirketin ortağı ve yöneticileri konumunda olduğunu, anonim şirketin amacının kar elde edip bu karı pay sahipleri arasında paylaştırmak olduğunu, davalı şirket genel kurulu tarafından bu tarihe kadar kar payı dağıtımı yönünde bir genel kurul kararı alınmadığını, kar dağıtımı konusunda münhasır yetkilinin genel kurul olduğunu, kar dağıtımı yapılması teklifinde bulunma yetkisinin de yönetim kurulunda olduğunu, TTK’nun 410. Maddesinde ” Genel kurul süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir ” denilmekle yönetim kurulunun genel kurulu çağırma konusundaki yetkisinin açıkça düzenlendiğini, buna karşılık hissedarlara kar payı dağıtımı meselesinin gündeme alınması için yönetim kurulu tarafından da gerekli görevlerin yerine getirilmediğini, bu durumun yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunu doğuracak nitelikte pay sahipleri açısından telafisi imkansız zararlara sebebiyet verdiği gibi bu görevlerin halen yerine getirilmemesinin doğmuş zararları daha da arttırdığını, davacıların hissedar sıfatıyla kanunda yazılı yasal haklarını talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, TTK’nun 412. Maddesinde “Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme 7 iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse gündemi düzenlemek ve kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında kayyımın görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir . Zorunlu olmadıkça Mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir ” denildiğini, davacılar tarafından yönetim kuruluna ” hissedarlara kar payı dağıtımı konusunda genel kurula teklifte bulunmak, genel kurulu kar payı dağıtılması gündemi ile toplantıya çağırmak ” konusunda görevlerini yerine getirmek üzere Beyoğlu … . Noterliğinin 10/05/2021 tarih ve … yevmiye numarası ile başvuru yapıldığını, yönetim kurulunun başvuruyu yanıtsız bıraktığını, TTK’nun 412. Maddesinin başvuru reddedildiği veya isteme 7 iş günü içerisinde cevap verilmediği takdirde doğrudan mahkemeye müracaat hakkı tanıdığını, mahkemenin ortaklık hakkına sahip olunup olunmadığı ve daha önce yönetim kuruluna yazılı ve gerekçeli başvuru olup olmadığını, gündeme madde konulması talebi varsa bunun noter vasıtası ile yapılıp yapılmadığını araştırıp ona göre azınlığın başvurusu üzerine genel kurulun olağanüstü toplantıya davet edilmesine karar vermesi gerektiğini, davacıların şirket ortağı ve yöneticisi olduğunu, davacılar hakkında İzmir CBS’nin … numaralı soruşturma başlatıldığını, davacıların ortağı ve yöneticisi olduğu şirketlere İzmir … SCM’nin … D. İş sayılı dosyası ile kayyım atanmasına karar verildiğini, TMSF tarafından atanan kayyım heyetinin basiretli tacir sorumluluğuna uygun davranmadıklarını, kamu ve davacıların şahsi ve ortağı oldukları şirketlerin zarara uğradığını, kayyımın idare kayyımı olduğunu, davalı şirket üzerinde TMSF tarafından devir alınan şirketlerden biri olmadığı nedeniyle şirket hakkında esaslı kararlar alamayacağını, TTK’nun 410. Maddesi gereğince genel kurulun toplanması kararının alınması gerektiğini, TMSF ‘nin tek amacının şirketin içini boşaltmak ve zararları bulunan davacıların tüm mal varlığı olan şirketi ele geçirmek olduğunu, TMSF ‘nin şirkete zarar verdiğini, şirket mallarına ilişkin usulsüz tasarrufları bulunduğunu, bu nedenle genel kurulu toplantıya çağırma izninin verilmesi gerektiğini, TMSF tarafından atanan kayyım heyetinin yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibariyle korumak yükümlülüğünde olduğu belirtilerek, … AŞ’nin geçici yönetim kurulu tarafından genel kurula çağrı yapılması yönünde karar verilmesine, TMSF ‘nin şirkete zarar verdiğini, şirket mallarına ilişkin usulsüz tasarruflarının bulunduğu ve TTK’nun 412. Maddesindeki şartların gerçekleştiği de göz önünde bulundurularak davacı tarafa şirketin mefaatleri doğrultusunda genel kurul toplantısı yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 24/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde ; 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi ile ilgili, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sor.sayılı dosyasından başlatılan soruşturma sebebiyle, Cumhuriyet Başsavcılığının talebi ile; İzmir ….Sulh Ceza Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından verilen kararla, CMK.m.133 ve 674 Sayılı KHK m.19 hükümleri gereğince Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, TMSF ‘ nin kayyımlık görevini, TMSF Fon Kurulu tarafından atanan kayyımlar eliyle yürüttüğünü, davalı şirketin halen TMSF’nin kayyımlığı altında yönetildiğini, 674 Sayılı KHK.’nın 19 maddesinde ” (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Fonu atanır. 3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak basiretli tüccar gibi yönetir. Bu şirketlerin yöneticileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından atanır ve görevden alınır. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halinin sürdürebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271 sayılı kanunun 128 inci maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Tasarruf Mevduat Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilir. Satış ve tasfiye işlemlerine ilişkin yönetim kurulu veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir.
(8) Kayyımların yetkileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin ortaklarının şirkette sahip olduğu pay oranında yeni kurulacak şirketlerde pay sahibi olmaları koşuluyla şirket yönetim organının önerisi ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın onayıyla yeni şirket kurulmasına karar verilebilir. Bu halde şirket ortaklarının yeni şirket kurulmasına ilişkin izin ve muvafakati aranmaz. Kurulacak şirketin sermayesi kayyımların yetkileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirket tarafından ayni veya nakdi olarak karşılanır. Yeni şirket kuruluşuna ilişkin hususlar şirketlerin yönetim organlarınca hazırlanır ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın onayına sunulur. Bakanın onayıyla kuruluş gerçekleşir ve tescile tabi tüm hususlar her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olmak üzere ilgili ticaret siciline resen tescil ve ilan olunur. Bu fıkra uyarınca gerçekleştirilecek kuruluş işlemleri ilgili mevzuata tabi olmaksızın uygulanır. Yeni kurulan şirkette kayyımlık yetkisi mahkeme veya hakim kararına gerek olmaksızın Fona devredilmiş sayılır. (9) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri, 6102 sayılı Türk Ticaret kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabilir. 10) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan, bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanına veya Fon Kuruluna devredebilir. “ düzenlemesinin bulunduğunu ,674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin m.19/9 maddesindeki ” Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri, 6102 sayılı Türk Ticaret kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabilir.” düzenlemesi göz önüne alındığında davalı şirket için Genel Kurul yapılmasına ilişkin hususlarda,6102 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığını, genel kurul yetkisinin,674 Sayılı KHK’nın 19/10 maddesi hükmü gereğince, ilgili bakan tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kurulu’na devir edildiği için genel kurul yetkilerinin yasal düzenleme gereğince Fon Kurulu tarafından yerine getirildiğini , 675 sayılı Kanun hükmünde Kararname’nin Kayyım Atanması kenar başlıklı 9 maddesinde ” (1) FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan gerçek ve tüzel kişilerin yüzde elliden daha az ortaklık payı olduğu şirketlerde, bu payların yönetimi ve temsili amacıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca yetkili hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyım olarak atanır. ” düzenlemesinin bulunduğunu, 674 Sayılı KHK’nın 19/9. madde hükmü gereğince, genel kurul yetkileri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na tabi olmaksızın, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kurulu tarafından kullanıldığını, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi …E. … E. Sayılı kararında belirtildiği üzere Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan 674 Sayılı KHK m. 19 kanunlaştığı ve 7078 sayılı Kanunun 174. Maddesinde TMSF fonunun kayyumluk görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkilerinin 6102 Sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın TMSF’nin ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabileceği, bakanın bu yetkiyi kısmen veya tamamen TMSF başkanına veya fon kuruluna devretme yetkisinin bulunduğunun belirtildiğini ayrıca bu yetkinin kullanılmasına ilişkin çıkarılan yönergede; 10.11.2016 tarihli 6758 Sayılı Kanun m. 19 yetki devri önergesiyle Başbakanlık Müsteşarı … tarafından 11.10.2017 tarihinde Başbakanlığa sunulduğu ve Başbakan Binali Yıldırım tarafından olur verilmesiyle bu Yönergenin m.5/ç bendinde gerektiğinde 6102 Sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın genel kurul yetkilerini kullanabilme yetkisinin fon kuruluna devredildiğini, 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin kanunlaştığını, 6758 Sayılı Kanunun m. 19/9 hükmüne göre TMSF fonunun kayyumluk görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri 6102 Sayılı TTK hükümlerine tabi olmaksızın TMSF’nin ilişkili olduğu bakan tarafından kullanılabileceğinin yer aldığını, böylece bu maddenin 10. fıkrasıyla yetkinin fona devredildiği belirlenmiştir.” gerekçesi ile 6102 sayılı TTK hükümlerine tabii olmaksızın genel kurul yetkilerinin fon tarafından kullanılması söz konusu olacağından, TMSF’nin kayyumluk görevinin devam ettiğini, TTK hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı belirlendiğinden davanın reddine karar verildiğini, tüm bu nedenlerle, davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin sicil dosyası celb edilmiş, şirketin hissedarlarının …, …, …, …, … ve …, son yönetim kurulu üyelerinin …, …, …, … ve … olduğu ve şirketin halen … Mahallesi … Caddesi No … … İzmir adresinde faal olduğu belirlenmiştir.
İzmir …. ACM Başkanlığının … Esas … Karar sayılı ilamının incelemesinde; katılanların … Ltd Şti, … Ltd Şti, … AŞ., sanığın …, suçun örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, suç tarihinin 31/12/2016 olduğu, mahkemece 12/12/2019 tarihinde sanık …’nun üzerine atılı ve sabit bulunan silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 314/3 , 220/7 yollaması ile 314/2 , 220/7 son cümlesi 3713 sayılı TMK’nun 3. Maddesi delaleti ile 5/1 , TCK’nun 62/1, 53, 63 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, İzmir …. SCHM ‘nin 29/09/2016 tarih ve … Sayılı D. İş sayılı kararı ile kayyım atanan ve halen TMSF nin kayyımlığı bulunan şirketlerde sanığın … Şirketinde % 15 hissedar olduğu, diğer ortaklar hakkında verilen bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, sanığın ve hissedarı olduğu şirketlerin toplam mal varlığı değerleri içerisinde tespit edilen kaynağı belirsiz nakit varlıkların oranı sanığın şirketlerdeki pay miktarı, şirketlerin kuruluş tarihi ve aktif faaliyetleri ile gerçek şirket olması … nihai raporunun değerlendirmeye dayalı olması dikkate alınarak CMK 133/1 maddesi uyarınca … Ltd Şti’ne atanan yönetim kayyımının hükümle birlikte denetim kayyımlığı olarak değiştirilmesine karar verildiği yine mahkemece verilen 13/12/2019 tarihli ek kararda mahkeme kararının hüküm fıkrasının 9. Paragrafındaki kısmın CMK’nun 133/1 maddesi uyarınca … Ltd Şti’ne atanan yönetim kayyımının hükümle birlikte denetim kayyımı olarak değiştirilmesine, kararın sanık … ve bu sanığın şirketteki hisseleri ile ilgili olarak uygulanmasına karar verildiği, dosyanın İstinaf incelemesinde olduğu belirlenmiştir.
İzmir …. SCM ‘nin … D. İş sayılı kararın incelemesinde; … Ltd Şti ünvanlı Çakabey Vergi Dairesinin … vergi no ile kayıtlı şirket ve şubelerine CMK’nun 133/1 maddesi gereğince yönetim organının tüm yetkilerini kullanmak ve yeni yönetim kurulu oluşturmak üzere 31/08/2016 tarihinde yürürlüğe giren 674 Sayılı KHK ‘nın 19. Maddesi gereğince kayyım atanmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça davacıların ortağı olduğu davalı şirket ile ilgili genel kurul toplantı çağrılarının yerine getirilmediğinden bahisle genel kurulun toplantıya çağrılmasına karar verilmesine yönelik olarak Mahkememize müracaat edilmiş ise de ; davalı … Ltd Şti”ne İzmir …. SCH’nin … Sayılı Değişik İş sayılı dosyası ile kayyım ataması yapıldığı, TMSF kayyımlık görevinin TMSF Fon Kurulu tarafından atanan kayyımlar eli ile yürütüldüğü, davacılardan …’nun şirketin % 15 oranında hissedarı olduğu, İzmir …. ACM kararı ile …’nun hisseleri ile ilgili olarak yönetim kayyımlığının denetim kayyımlığına dönüştürüldüğü ancak … dışında şirketin yönetim kayyımlığının TMSF tarafından sürdürüldüğü, 7078 sayılı yasanın 174. Maddesinde 9. Fıkrasında ” Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyımlık görevini yürüttüğü şirketlerin genel kurullarının yetkileri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olunmaksızın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından kullanılabilir “, 10. Fıkrasında da ” Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan bu madde kapsamındaki yetkilerini kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Mevduatı Başkanına veya Fon Kuruluna devredebilir ” düzenlemesinin bulunduğu, söz konusu düzenlemeler göz önüne alındığında davalı şirketin genel kurullarının yetkilerinin TTK hükümlerine tabi olmaksızın TMSF tarafından kullanıldığı ve TMSF ‘nin kayyımlığının devam ettiği, genel kurul toplanması için TTK hükümleri uygulanamayacağından davacının genel kurulun toplanmasına izin verilmesine yönelik talebinin yasal şartların oluşmadığı incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair ; tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar Davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nun yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 02/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …