Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/390 E. 2021/973 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/390 Esas
KARAR NO : 2021/973

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Taraflar arasında uzun süreden beri süre gelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğu ve her iki şirketin cari hesap usulüne göre çalışmakta olduğu, bu çalışma şekline göre davacı şirket tarafından davalıya makine siparişinin verildiği ve davalıya verilen sipariş karşılığında da avans olarak davacı tarafça davalıya 15.10.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 15.11.2019 tarihli 40.000 TL bedelli, 15.12.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 15.01.2020 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli ve 15.02.2020 tarihli 40.000 TL bedelli 5 adet senet verildiği, bu senetlerden 15.10.2019 vade tarihli senedin ödendiği, ancak daha sonra davacı tarafça davalıya siparişi verilen makinanın taraflar arasındaki anlaşmaya ve standartlara uygun şekilde imal edilerek teslim edilmediği, bu nedenle davacı şirketin başka bir firmaya bu makinayı yaptırmak zorunda kaldığı, buna rağmen davalı tarafça bedelsiz kalan senetlerin iade edilmediği ve icra takibine konu edildiğinden bahisle davaya konu İzmir … icra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına konu 27.03.2019 düzenleme, 15.11.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 27.03.2019 düzenleme 15.12.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 27.03.2019 düzenleme 15.01.2020 vade tarihli 40.000 TL bedelli ve 27.03.2019 vade tarihli ve 15.02.2020 vade tarihli 40.000 TL bedelli senetler ve takipten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; davalının karşı taraftan alacağına ilişkin olarak 15.02.2020 vade tarihli 40.000 TL, 15.01.2020 vade tarihli 40.000 TL, 15.12.2019 vade tarihli 40.000 TL ve 15.11.2019 vade tarihli 40.000 TL senedi aldığı, iş bu senetler incelendiğinde bedelinin “nakden” alındığı ibaresinin görüleceği, dolayısıyla davacı tarafça iddia edildiği şekilde dava konusu senetlerin bir mal karşılığı veya teminat olarak alınmadığı, bu nedenle davacı tarafın dava dilekçesindeki iddiasının yerinde olmadığı, davaya konu bonoların sebepten mücerret borç senetleri olduğu, HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince senede karşı senetle ispat mecburiyetinin bulunduğu, dolayısıyla davacı tarafın senetle ispat edilen bir hukuki işleme karşı ileri sürülecek senedin gücünü azaltacak, senedin ispat gücünü ortadan kaldıracak her çeşit iddiasının da senetle ispatlamasının zorunlu olduğu, bu kapsamda karşı yanın soyut ve dayanaktan yoksun iddialarının senede karşı senetle ispat zorunluluğu gereğince iddialarını yazılı delille ispat etmesinin gerektiği, bu kapsamda davacının soyut ve dayanaktan yoksun iddialarının kabulünün mümkün olmadığından bahisle açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir … icra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, incelenmesinden davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhinde 17.06.2020 tarihinde 27.03.2019 tanzim, 15.12.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 27.03.2019 tanzim, 15.11.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 27.03.2019 tanzim, 15.01.2020 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 27.03.2019 tanzim, 15.02.2020 vade tarihli 40.000 TL bedelli olmak üzere 4 adet senede dayalı olarak faiz ve fer’ileriyle birlikte toplam 170.255,08 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu senetlerin taraflara ait ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı hususunun tespiti açısından mali müşavir bilirkişi marifetiyle her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir … tarafından düzenlenen 18.01.2021 tarihli kök raporda sonuç olarak : Taraflara ait 2018-2019-2020 yılı ticari defterlerinin incelemesinde açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içinde yapıldığı, taraflar arasında 2018 yılında başlayan cari hesaba dayalı ticari ilişkinin var olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde takip ve dava konusu 4 adet senetten sadece bir tanesinin kayıtlı olduğu, kayıtlı olan senedin 15.11.2019 , 15.12.2019 , 15.01.2020 , 15.02.2020 vadeli senetlerden hangisinin olduğu kaydın açıklama bölümüne düşülen “ senet “ ifadesinden anlaşılamadığı ,yalnız kayıt edilen hesap kodundan 2020 vadeli iki senetten biri olabileceğinin anlaşıldığı ayrıca davacı şirket tarafından dava konusu 4 adet senet ile aynı düzenleme tarihinde verilen ve vadesinde tahsil edilen dava dışı 15.10.2019 vade tarihli senedin de davalı ticari defterlerinde kaydının olmadığının tespit edildiği, takip ve davaya konu 27.03.2019 tanzim tarihli 15.11.2019 vade tarihli 40.000,00.-TL.bedelli, 15.12.2019 vade tarihli 40.000,00.-TL.bedelli , 15.01.2020 vade tarihli 40.000,00.-TL.bedelli,15.02.2020 vade tarihli 40.000,00.-TL.bedelli 4 adet senedin davacı şirketin ticari defterlerinde 28.03.2019 tarihinde kayıt altına alındığı , ayrıca aynı tarihte düzenlenip davalıya ödenen 15.10.2019 vade tarihli 40.000,00.-TL.bedelli takip ve dava konusu dışında bir senedin daha 28.03.2019 tarihinde davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olan takip ve dava konusu senetlerin davalı şirkete verildiği tarihte davalı şirkete cari hesaptan borcunun olmadığı tam tersine alacaklı konumda olduğu, takip ve dava konusu senetlerin davalı şirkete verildiği tarihte, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirkete ait cari hesaptan alacaklı olduğu, muhasebe tekniği gereği, mal veya hizmet alımı yapan bir firmanın mal veya hizmet karşılığı tedarikçi firmaya yapılan ödemeleri kaydı, borcundan mahsup edilmesi amacıyla tedarikçi firmanın cari hesabının borcuna kayıt edildiği, karşı taraf/tedarikçi firmaya borcu yok iken yapılan ödemenin ise satın alınmak üzere siparişe bağlanan hammadde, stok, demirbaş vs.ile ilgili olarak yapılan avans niteliğinde ödeme olduğu , avans mahiyetinde olan ödemenin tek düzen hesap planın da verilen sipariş avanslarına kayıt edilmesi gerektiği ancak uygulamada yıl içinde karşı tarafa yapılan sipariş avansı mahiyetindeki ödemelerin cari hesaba kaydedilip yıl sonunda verilen sipariş avanslarına virmanlandığının sık görülen bir uygulama olduğu, takip ve dava konusu senetlerin davacının ticari defterlerinde yıl içinde davalı şirketin cari hesabına borç olarak kayıt edildiği, yıl sonun da ise verilen sipariş avanslarına virmanlandığı bu kapsamda davalı şirkete takip ve dava konusu verilen 4 adet senedin, davacı şirketin ticari defterlerindeki kayıt şekli itibari ile sipariş avansı olarak verildiğinin anlaşıldığı, davacı şirketin defterlerinde takip ve dava konusu senetlerin sipariş avansı olarak davalı tarafa verildiğine dair kayıtların olmasına karşılık, davalı defterlerinde bahsi geçen senetlerden biri dışında diğerlerinin kaydına rastlanmamıştır. Davalı tarafından kayıt altına alınan bu bir adet senette cari hesaptan olan alacağına karşılık kaydedilmiştir. Dosya kapsamı belgeler ve sundukları delillerin incelenmesinde, dava konusu senetlere atıf yapılarak senetlerin sipariş edilen mala karşılık sipariş avansı olarak verildiğinin belirlenebilir olmasını sağlayacak, davalı şirket ile yapılan yazılı bir sözleşmenin veya belgenin bulunmadığı tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişiden ek rapor alınmış olup, düzenlenen 17.08.2021 tarihli ek raporda sonuç olarak bilirkişi kök rapordaki görüşlerini muhafaza etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL :
Dava ; Davaya konu İzmir … icra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına konu senetlerden ve takipten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, taraflar arasında uzun süreden beri süregelen ticari ilişki sırasında davacı tarafça davalıya siparişi verilen makinalar karşılığında takip ve davaya konu 15.10.2019 vade tarihli 40.000 TL, 15.11.2019 vade tarihli 40.000 TL, 15.12.2019 vade tarihli 40.000 TL, 15.01.2020 vade tarihli 40.000 TL ve 15.02.2020 vade tarihli 40.000 TL bedelli 5 adet senedin davacı tarafça düzenlenerek avans olarak davalıya verildiği, iş bu senetlerden 15.10.2019 vade tarihli senedin davalıya ödendiği, ancak davalı tarafça taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kararlaştırıldığı şekilde makinaların anlaşma ve standartlara uygun şekilde imal edilerek davacıya teslim edilmediği, bu nedenle davacı tarafça davalıya verilen her biri 40.000 TL bedelli 4 adet senedin karşılıksız kaldığı, buna rağmen davalı tarafça iade edilmeyerek icra takibine konu edildiğinden bahisle davaya konu senetler ve icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise, davacı iddialarının yerinde olmadığı, davalının, davacıdan olan alacağına karşılık 15.02.2020 vade tarihli 40.000 TL, 15.01.2020 vade tarihli 40.000 TL, 15.12.2019 vade tarihli 40.000 TL ve 15.11.2019 vade tarihli 40.000 TL dava konusu senetleri davacıdan aldığı, senetlerin tamamında “nakden” ibaresinin bulunduğu, bu nedenle davacı tarafça iddia edildiği şekilde iş bu senetlerin bir mal karşılığı veya teminat olarak davalıya teslim edildiği yönündeki davacı iddiasının yerinde bulunmadığı, davaya konu bonoların sebepten mücerret borç senetleri olduğu, bu nedenle HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince senede karşılık senetle ispat kuralı gereğince davacı tarafın bu yöndeki iddiasını yazılı delillerle ispatlamasının gerektiği, bu kapsamda davacı tarafın soyut ve dayanaktan yoksun bu yöndeki iddialarının yerinde olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu İzmir … icra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibine konu senetlerin incelenmesinden her birinin davacı şirket tarafından davalı şirket lehine düzenlenmiş 27.03.2019 düzenleme tarihli 15.11.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 15.12.2019 vade tarihli 40.000 TL bedelli, 15.01.2020 vade tarihli 40.000 TL bedelli ve 15.02.2020 vade tarihli 40.000 TL bedelli bonolar olduğu ve bonoların tamamında senet metninde “bedeli nakden alınmıştır.” ibaresinin bulunduğu, iş bu senetlerden dolayı faiz ve fer’ileriyle birlikte davacı tarafça davalı hakkında 17.06.2020 tarihinde toplam 170.255,08 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinin başlatıldığı dosya kapsamı belgelerle sabittir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip ve davaya konu senetlerin, taraflar arasındaki ticari ilişki sırasında davacı tarafça davalıya verilen makina siparişi karşılığında avans olarak düzenlenip davalıya verilip verilmediği, dava konusu senetlerin bedelsiz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dava konusu senetlerin her iki tarafa ait ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ne şekilde kayıtlı olduğunun tespiti açısından mali müşavir bilirkişi marifetiyle her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen kök raporda davacı şirketin incelenen 2018 ve 2019 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre 2018 yılında davalı tarafça davacı adına 53.100 TL tutarlı “S2448 kömür eleği çelik konstrüksiyon imalatı” açıklamalı 1 adet ve yine “2,4 x 6,00 mt. elek imalatı” açıklamalı toplam 649.000 TL tutarlı 1 adet olmak üzere toplamda 702.100 TL tutarlı 2 adet faturanın düzenlendiği ve her iki faturanında davalı hesabına alacak olarak kaydedildiği, ayrıca 2018 yılı içerisinde davacı tarafça davalıya toplamda 590.000 TL’lik ödemenin kaydedildiği, bu ödemeler düşüldüğünde 2018 yılı itibariyle davacı defterlerine göre davalı şirketin 112.100 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, yine davacı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defterlerine göre ise 2018 yılından devreden 112.100 TL’lik davalı alacağı ile başladığı ve 2019 yılı içerisinde yine davalı şirket tarafından “elek çelik kontrüksiyon imalatı” açıklamalı olarak düzenlenen 116.784,60 TL’lik faturanın davalı şirket hesabına alacak olarak kaydedildiği, takip ve davaya konu 27.03.2019 tanzim tarihli ve her biri 40.000 TL bedelli olan 15.11.2019, 15.12.2019, 15.01.2020 ve 15.02.2020 vadeli senetlerin 28.03.2019 tarihinde davacı şirket defterlerine davalı şirkete olan borçlarından mahsup edilmek üzere davalı cari hesabına borç olarak kaydedildiği, yine aynı tarihte dava konusu olmayan 15.10.2019 vadeli 40.000 TL’lik senedi de davalı olan cari hesaptan mahsup etmek üzere davalı hesabına borç olarak kaydettiği, davaya konu senetlerden 15.11.2019 ve 15.12.2019 vade tarihli olan senetlerin daha sonradan karşılıksız çıkması nedeniyle tekrardan davalı cari hesabına alacak kaydettiği ve 2019 yılı içerisinde davalı şirket kayıtları ile birebir uyuşan davalı hesabına borç kaydedilen 2.200,00 TL, 50.000 TL, 50,00 TL, 80.000 TL, 50.000 TL, 10.000 TL, 50.000 TL, 22.957,62 TL hesap hareketleri neticesinde 2019 yılı ticari defterlerine göre 2019 yılının 153.323,02 TL davalıya borç kaydı ile kapatıldığı, daha sonradan 2020 davacı ticari defterlerinin 2019 yılından devreden davalı borç bakiyesi olan 153.323,02 TL ile başladığı ve davaya konu senetlerden daha öncesinde davalı cari hesabına borç olarak kaydedilen 15.01.2020 ve 15.02.2020 vade tarihli senetlerin karşılıksız olması nedeniyle tekrardan davalı cari hesabına alacak olarak kaydedildiği ve bunun neticesinde de 2020 yılı davacı ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 73.323,02 TL cari hesaptan alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu alınan bilirkişi raporu ve rapor içeriğindeki tabloların incelenmesinden anlaşılmıştır.
Yine alınan kök bilirkişi raporunda davalı şirketin incelenen 2018 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre yıl sonu itibariyle davalının davacıya cari hesaptan 112.100 TL borcunun kayıtlı olduğu, bu yıl içerisindeki tüm hesap hareketlerinin davacı şirket defterleri ile aynen uyumlu olduğu, davalı şirketin incelenen 2019 yılı ticari defter ve kayıtlarına göre ise 2018 yılından devreden 112.100 TL ‘lik davalı borcunun açılış kayıtlarında mevcut olduğu ve 2019 yılı içerisinde davalı tarafça davacı adına düzenlenen 116.784,60 TL’lik faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve yine davacı şirket defterlerinde de aynen kayıtlı olan ve davacı cari hesabına alacak olarak kaydedilen 2.200 TL, 50.000 TL, 50,00 TL, 80.000 TL, 50.000 TL, 10.000 TL ,22.957,52 TL, 50.000 TL’lik ödemeler ile 40.000 TL’lik senet ödemesinin davalı defterlerinde aynen kayıtlı olduğu ve 2019 yılı itibariyle davalı defterlerine göre davalının davacıya 73.323,02 TL cari hesaptan borcunun bulunduğunun kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan kök rapora göre takip ve davaya konu olan her biri 27.03.2019 düzenleme tarihli ve 40.000 TL bedelli 15.11.2019 vade, 15.12.2019 vade, 15.01.2020 vade, 15.02.2020 vadeli 4 adet senet ile takip davaya konu olmayan 15.10.2019 vade tarihli 40.000 TL’lik senedin davacı şirket defterlerinde davalının cari hesabında, cari hesap borcuna mahsuben borç olarak kayıtlara alındığı, daha sonradan takip ve davaya konu 4 adet senedin karşılıksız çıkması neticesinde tekrardan davalı cari hesabına alacak olarak kaydedildiği, bu şekilde davalı tarafça düzenlenen faturalar ve davacı tarafça yapılan diğer ödemeler mahsup edildiğinde davacı şirket defterlerine göre netice olarak davacı taraf ticari defterlerine göre davacının davalıdan 73.323,02 TL’lik cari hesaptan alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu 4 adet senedin davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak davalı şirket defterlerinde 27.03.2019 tarihinde “senet” açıklamasıyla tek bir adet 40.000 TL’lik senedin davacı şirketin cari hesabına alacak olarak kaydedildiği ve bu senette dahil olmak üzere davalı tarafça düzenlenen faturalar ve davacı tarafça yapılan diğer ödemeler mahsup edildiğinde davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre dava konusu edilen 4 adet senet haricinde cari hesaptan davacının davalıdan 73.323,02 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, bu şekilde dava konusu 4 adet senet haricinde taraflara ait ticari defter ve kayıtlardaki cari hesap hareketlerinin birbiriyle uyum içerisinde olduğu görülmüştür.
Alınan ek raporda da, iş bu senedin davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği ödemesi yapılan dava dışı 15.10.2019 vadeli senet olabileceği, davalı defterlerinde kayıtlı senedin 15.10.2019 vadeli senet veya dava konusu 2020 vadeli senetlerden biri olduğu hususunun davalı kayıtlarında tespitinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sırasında oluşturulan ara kararı gereğince davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 26.03.2021 tarihli dilekçede ise davalı şirket defterlerinde kayıtlı olan senedin 23.03.2019 tanzimli ve 15.10.2019 vadeli senet olduğu bildirilmiştir. Davalı defterlerindeki 40.000 TL’lik senetle ilgili açıklamanın sadece “senet” şeklinde olması nedeniyle ve taraflar arasındaki ticari ilişki sırasında davacı tarafça davalıya dava konusu 4 adet senet dışında 15.10.2019 vadeli 40.000 TL’lik başka bir senedin daha verildiği ve bu senedin de davalı tarafa ödendiği belirtildiğinden davalı şirket defterlerinde kayıtlı olan iş bu senedin dava konusu senetlerden biri olduğu hususunun davacı tarafça ispatlanmasının gerektiği, ancak davacı tarafça bu hususu ispatlar nitelikte yazılı bir delilin dosyaya sunulmaması karşısında davalı şirket ticari defterlerinde davacı cari hesabında kayıtlı olan 40.000 TL’lik senedin dava konusu olmayan ve davacı tarafça davalıya ödendiği belirtilip her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olan 15.10.2019 vadeli senet olduğunun kabulü gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davaya konu senetlerin tamamında senet metninde “bedeli nakden alınmıştır.” ibaresinin bulunduğu görülmüştür. Bu kapsamda dava konusu senetlerin davacı tarafça davalıya verilen siparişler karşılığında davalı tarafça imal edilerek davacıya teslim edilecek makinalara istinaden avans olarak verildiği ve davalı tarafça teslim edilmesi gereken makinaların teslim edilmemiş olması nedeniyle senetlerin bedelsiz kaldığı yönündeki iddianın davacı tarafça yazılı delillerle ispatlanması gerekmektedir. Her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde 4 adedi davaya konu edilen ve davacı tarafça davalı lehine düzenlenerek verilen 5 adet senedin davacı şirkete ait ticari defterlerde kayıtlı olmasına rağmen davaya konu 4 adet senedin davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava konusu olmayan 1 adet senedin davalı şirket defterlerinde davacı cari hesabında kayıtlı olduğu, dava konusu 4 adet senet haricindeki cari hesap ilişkisi kapsamında davacının davalıdan 73.323,02 TL alacaklı olduğu konusunda taraf defterlerinin birbiriyle mutabık olduğu görülmüştür. Ancak dava konusu senetlerin davalı şirket ticari defterlerinde davacı cari hesabında kayıtlı olmaması nedeniyle davacının taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı tarafça davacıya imal edilip teslim edilecek mallar nedeniyle dava konusu 4 adet senedin davalıya avans olarak verildiği yönündeki davacı iddiasının taraflara ait ticari defterdeki kayıtlarla kanıtlanamadığı, ayrıca dava konusu senetlerin sipariş edilen mallar karşılığında avans olarak davalıya verildiği yönündeki davacı iddiasını kanıtlayacak nitelikte yazılı bir sözleşme veya davalının kabulünde olan başkaca bir yazılı belge davacı delilleri arasında bulunmadığından davacı tarafın her birinde “bedeli nakden alınmıştır” ibaresi yazılı olan dava konusu senetlerin sipariş edilen makinalar karşılığında avans olarak davalıya verildiği ve makinaların teslim edilmemiş olması nedeniyle bedelsiz kaldığı yönündeki davacı iddiasının yazılı delillerle ispatlanamadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı delilleri arasında ayrıca yemin deliline dayanıldığından mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafa yemin deliline dayanılıp dayanılmayacağı hatırlatılmış olup, davacı vekili tarafından mahkememizce yapılan yargılama sırasında 12.10.2021 tarihli celsede yemin deliline dayanmadıklarını bildirdiğinden bu kapsamda davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
İİK 72/4.maddesi gereğince mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 2.907,54 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.848,24 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 20.124,23 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/11/2021

Katip …

Hakim …