Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/379 E. 2021/1019 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/379 Esas
KARAR NO : 2021/1019

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı ) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maliki ve kaza anındaki sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile 12.07.2019 tarihinde … Caddesinde seyir halinde iken müvekkiline ait olan ve sürücü … idaresindeki … plakalı araca çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, düzenlenen kaza tespit tutanağında kazanın oluş şeklinin anlatıldığını, kazada kusuru ile kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … şirketine ZMMS sigortalısı olduğunu, kaza ve hasar için davalı tarafa başvurulduğunu, hasar dosyası açıldığını, hasarın belirlenmesine rağmen karşı tarafça haksız ve sebepsiz olarak ödemenin yapılmadığını, hasar ve değer kaybı tazminatının karşılanmaması nedeniyle dava açıldığını, zararın teminat dışı kaldığının ispatının sigortaya ait olduğunu, sigortanın gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, açıklanan gerekçelerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … plakalı araç için 50 TL bakiye değer kaybı bedeli ve 50 TL hasar miktarı tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, dava dilekçesinde adı geçen … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili şirket nezdinde ZMMS trafik sigortası kapsamında teminat limiti (36.000) dahilinde sigortalı olduğunu, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, gerçek zararın tespiti gerektiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, kusur oranına yönelik tespiti kabul etmediklerini, kazanın geç saatte olması, alkol muayenesi yapılmaması, çarptığı belirtilen ağaçta iz olmaması, kazanın örtüşmemesi, uyumsuz olması nedeniyle tazminatın reddedildiğini, hasar tespitinin ZMMS genel şartlarına uygun yapılması gerektiğini, sigorta şirketinim eş değer parça kullanımı hakkı olduğunu, hesaplamada göz önüne alınması gerektiğini, değer kaybı için aracın hasar geçmişi, modeli, km, trafiğe çıkış tarihi, değişen parçalar vb gibi vs. Hususların değerlendirilmesi gerektiğini, değer kaybı mevcutsa gerçek değerinin tespiti gerektiğini, faiz talebinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (hasar bedeli ve değer kaybı) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Poliçeler, Hasar dosyası,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 12/08/2020 tarihli yazısı,
-Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğünün 12/08/2020 tarihli yazısı,
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin 25/08/2020 tarihli yazısı,
-… Sigorta A.Ş’nin 11/05/2021 tarihli cevabı yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 21/06/2021 tarihli cevabı yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’in 09/09/2021 tarihli raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Kaza sonucu hasara uğrayan aracın değer kaybı ile hasarının ne kadar sürede tamir edileceği, bu süre içinde ikame araç kiralama bedelinin (yakıt v.s gibi zorunlu giderlerin mahsubundan sonra) tespitinin konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11175 Esas, 2016/1082 Karar sayılı İlamı ve benzer kararları).
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 12/07/2019 tarihinde … ve … plakalı araçların çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, taraflarca trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının işbu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak hasar bedeli ve değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalıdan tazminini istediği, davalı mahkememizin yetkisine itirazda bulunmuş ise de davalı sigortanın İzmir ilinde bölge müdürlüğü bulunduğu yerleşik Yargıtay uygulamasına göre KTK’nun 110.maddesi uyarınca davacının davalı sigortanın bölge müdürlüğünün bulunduğu İzmir ilinde davasını ikame edebileceği, mahkememizin yetkili olduğu, mahkememizce otomotiv bilirkişisinden alınan kusur ve hesap raporuna göre … plakalı davalı … araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıya ait aracın ön ve sol tarafı ile alt kısımlarından zarar gördüğü, meydana gelen hasar ile kazanın uyumlu olduğu, davaya konu kaza nedeniyle hasar onarım bedelinin işçilik ve kdv dahil olmak üzere 81.566,69 TL olduğu, ancak dava konusu aracın daha önce başka kazalara karıştığı ve pert kaydının bulunduğu, bu nedenle aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının da değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan değerlendirmede aracın geçmiş hasar kayıtlarına göre kaza öncesi serbest piyasa değerinin yapılan araştırmalara göre 36.000,00TL olduğu, yine söz konusu aracın sovtaj bedelinin belirlenmesine ilişkin olarak yapılan araştırmada da sovtaj bedelinin 12.500,00TL olarak tespit edildiği, buna göre dava konusu aracın tamirinin ekonomik olmadığı, davacının gerçek zararının 23.500,00TL (dava konusu aracın kaza öncesi bedeli olan 36.000,00 TL- kaza sonrası sovtaj bedeli 12.500,00TL) olduğu, aracın geçmişte pert kaydı bulunduğundan dava konusu kaza nedeniyle değer kaybı zararının oluşmayacağı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun davalı … tarafından yapılan ekspertiz, davacı tarafından sunulan kaza ve hasara ilişkin fotoğraf ve kayıtlar ile diğer dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalı … tarafından davaya konu hasarın teminat kapsamı dışında olduğu ve şüpheli kurmaca kaza olduğu savunulmuş ise de, sigorta ilişkisi kurulduktan sonra sigortanın oluşan rizikolardan sorumlu olduğu (6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca), rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın davalı sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği (6102 sayılı TTK’nın 1409/2. maddesi uyarınca), anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı sigortacının ispata yarar delil getiremediği, davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerektiği, davalının bu hususta herhangi bir somut delil sunamadığı bu nedenle … plakalı aracın 19/10/2018-19/10/2019 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmss sigortacısı olan davalı … şirketinin poliçe teminat limitleri kapsamında kalan davacının hasar zararından sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, davacı vekilinin dava değerini 16/09/2021 tarihinde değer artırım dilekçesi ile arttırdığı, davalı … şirketinin hasar başvurusunu reddettiği 24/09/2019 tarihi itibari ile temerrüde düştüğü, davacının bu tarih itibariyle faiz talep edebileceği, dava konusu aracın niteliğine ve davacının sıfatına göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, dava konusu aracın tamirinin ekonomik olmadığı bu nedenle davacının değer kaybı talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2021 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 1.080,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 4.080+1.080= 5.160 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 4.080-1.080= 3.000 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +1.080 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 4.080,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 1.080,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE
1-Davacının hasar bedeli talebinin KABULÜ ile, 23.500,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 24/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacının değer kaybı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.605,28 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40TL peşin harç, 401,00 TL ıslah harcı toplamı olan 455,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.149,88 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 401,00 TL ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 117,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.127,30 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (23.500,00/23.550,00=0,99) 1.124,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2 fıkrası uyarınca 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-Davacının arabuluculuk aşaması için vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
9-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA