Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/371 E. 2022/372 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/371
KARAR NO : 2022/372

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 04/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı maliki … ve 04.07.2019 kaza tarihinde sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracın, Buca ilçesinde ara sokaktan çıkarken … plakalı araca çarptığını, bu aracında çarpma sonrası direksiyon hakimiyetini kaybederek müvekkilinin maliki olduğu … plakalı araca çarptığını, kaza sonrası müvekkili aracında maddi hasar meydana geldiğini, taraflarca tanzim edilen kaza tutanağında kazanın ifade edildiğini, beyanlardan anlaşılacağı üzere kazada tam kusurlu olan … plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta tarafından … poliçe no ile trafik sigortalı olduğunu, hasar tespiti amacıyla İzmir 8. SHM …/… D.İş dosyası bilirkişi raporunda hasarın 48.000,00 TL tespit edildiğini, müvekkili aracında onarım süresince araç mahrumiyet zararı oluştuğunu, hasarın karşılanmadığını, zararın teminat dışı kaldığının ispatının sigortaya ait olduğunu, sigortanın gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu ZMMS trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, davanın haksız olduğunu, usulüne uygun başvuru yapılmadığını, yapılan incelemede onarım yapan servisin yetkili servis olmaması nedeniyle piyasa realitesini yansıtmadığı sonucuna varıldığını, değişik iş raporunu kabul etmediklerini, karara esas alınamayacağını, bu raporun tek taraflı beyanla düzenlendiğini, kaza ile hasar arasındaki illiyet bağının ispatı gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (hasar bedeli) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir CBS’nin …/… soruşturma sayılı dosya sureti,
-İzmir 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… Değişik İş sayılı dosyası,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 04/01/2021 ve 11/08/2020 tarihli yazısı,
-Kaza tespit tutanağı, hasar fotoğrafları,
-Aydın İl Emniyet Müdürlüğünün 07/08/2020 tarihli yazısı,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 30/11/2020 tarihli yazısı,
-… Sigorta Şirketinin 13/01/2021 tarihli yazısı eki hasar dosyası,
poliçe
-… Sigorta A.Ş’nin 08/03/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 15/03/2021 tarihli kusur raporu,
-… Sigorta A.Ş nin 22/06/2021 tarihli yazası eki poliçe ve hasar dosyası,
-… Sigorta A.Ş’nin 02/07/2021 tarihli yazısı eki hasar dosyası,
-… Sigorta A.Ş’nin 29/09/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 14/11/2021 tarihli kök raporu ve 26/01/2022 tarihli ek
raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının 04/07/2019 tarihinde …, … ve … plakalı araçların karıştığı çok taraflı, maddi hasarlı trafik kazasında kendisine ait … plakalı aracın hasarlandığı ve kazaya tali yoldan gelen … plakalı aracın sebebiyet verdiği iddiası ile hasar bedeli talebinde bulunduğu ve bu talebini … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalı sigortaya yönelttiği, davalı sigortanın ise dava öncesinde usulüne uygun başvuru bulunmadığı, dava şartının gerçekleşmediği, delil tespitinin yokluklarında yapıldığı, mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınması ve kaza ile hasar arasındaki illiyet bağının da davacı tarafından ispatlanması gerektiğini savunduğu, taraflar arasında davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirip getirmediği, davacıya ait aracın hasarlanıp hasarlanmadığı, kaza ile meydana gelen hasarın uyumlu olup olmadığı, kaza ve hasar uyumlu ise davacının zararının olup olmadığı, zararı varsa miktarının ne kadar olduğu ve davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belgelere göre davalı sigortaya dava öncesinde başvuruda bulunduğu,bu nedenle davalı sigortanın dava şartının gerçekleşmediğine ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, mahkememizce davacı tarafından yapılan delil tespiti, davacıya ait aracın sicil kayıtları, kaza nedeniyle oluşturulan hasar dosyası ve geçmiş hasar kayıtları dosyaya kazandırıldığı, dosyanın kusur yönünden bilirkişiye tevdi edildiği, kusur bilirkişisinin 15/03/2021 tarihli raporunda, davalı sigorta şirketi sürücüsünün T Kavşağa yaklaşırken hızını yavaşlatmadığı, geçiş önceliğine uymadığı ve %75 kusurlu olduğu, dava dışı … plakalı aracın sürücüsü olan
…’ın ise yine kavşağa yaklaşırken hızını yavaşlatmadığı ve %25 kusurlu olduğu, davacının ise kazanın meydana gelmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı ve kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacının bu rapora karşılık olarak 01/04/2021 tarihli beyan dilekçesinde davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı ve davalı sürücüsü ile dava dışı sürücünün birlikte zarardan müteselsil sorumlu olduğu, bu halde davacının zararının tamamını müteselsil borçlulardan herhangi birinden talep edebileceğini ileri sürdüğü görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın otomotiv bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiden davacının aracında meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olup olmadığı, kaza ve hasar uyumlu ise hasar ve onarım bedelinin ne kadar olduğu yönünde rapor istenildiği, bilirkişinin 14/11/2021 tarihli raporunda, kazanın oluş şekline göre aracın ön, yan ve alt kısmından hasar alması gerektiği, davalı sigorta tarafından aracın görülemediği ve onarım için gerekli belgelerin sunulmadığı gerekçesi ile tespit yapılamadan ekspertiz işlemlerinin kapatıldığı, davacı tarafından yapılan delil tespitinde onarım bedelinin yedek parça, işçilik, kdv dahil olmak üzere 62.658,00 TL, aracın rayicinin 80.000,00 TL, sovtaj bedelinin 32.000,00 TL olarak belirlendiği, pert total değerlendirilmesi yapıldığı ve davacının zararının 48.000,00 TL olarak tespit edildiği, davaya konu aracın kaza tutanağındaki şekilde gerçekleşen bir kazada bu hasarı alabileceği, hasarlanan parçaların gerçekten bu kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi için aracın bizzat görülmesi yada çok ayrıntılı fotoğrafları ve iş onarım emirlerinin bulunması gerektiği, dosyada bu yönde bir belge bulunmadığı, mevcut belgelere göre yapılan değerlendirmede onarımı düşünülen parçaların kaza ile ilgili olduğu, dosya içerisinde bulunan mevcut belgeler ile kaza ile hasarın uyumsuz olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı, delil tespit raporundaki parça, işçilik bedellerinin kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçlerine uygun olduğu, aracın yaşı ve modeli düşünüldüğünde onarım bedelinin yüksek olması sebebiyle pert total değerlendirilmesine lüzum görüldüğü, bu kapsamda aracın dava konusu kaza öncesi ikinci el serbest piyasa bedelinin 77.500,00 TL, sovtaj bedelinin 38.000,00 TL olarak belirlendiği, aracın tamir bedeli aracın kaza öncesi bedelinin %50’sini aştığından aracın onarımının ekonomik olmadığı, bu halde davacının pert total işlemine göre gerçek zararını talep edebileceği, 39.500,00 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce davacıya ait aracın 04/02/2019- 31/10/2018- 09/01/2018- 22/01/2019 ve 09/05/2019 tarihlerinde kazaya karıştığı ve bu kazalarda hasar aldığı tespit edildiği halde aracın piyasa rayicinin kaza tarihi itibariyle belirlenmesinde bu hususların nazara alınmadığı ve aracın hasarsız olarak bedelinin belirlendiği ve buna göre davacının zararının hesaplandığı böylece raporda çelişkiye sebebiyet verildiği dikkate alınarak bu hususlarda çelişkiyi giderir denetime ve hükme esas alınmaya elverişli ek rapor düzenlenmesinin bilirkişiden istenildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 26/01/2022 tarihli ek raporda, geçmiş hasar kayıtlarının çoğunlukla mekanik parça hasarı içerdiği, bu kapsamda yeniden yapılan değerlendirmede aracın tamirinin ekonomik olmadığı şeklindeki görüşün devam ettiği, geçmiş hasar kayıtları dikkate alındığında aracın kaza öncesi bedelinin 74.500,00 TL, sovtaj bedelinin 38.000,00 TL olarak belirlendiği, buna göre davacının 36.500,00 TL zararının bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın1409/1. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Kanun’un 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi hâlinde ise bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hâllerden olması gerektiği, 6102 sayılı TTK’nın 1446. Maddesi uyarınca sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı olacak şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan rizikonun teminat içinde imiş gibi ihbar ederse, ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçeceği, görüldüğü gibi, rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını sigortalı ispatlamak zorunda olduğu, davacı davaya konu 04/07/2019 tarihli kaza nedeniyle aracında hasar oluştuğunu ve bu hasarın davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini ileri sürmüş ve mahkememizce alınan kusur ile otomotiv bilirkişi kök ve ek raporunda dava konusu kaza ile meydana gelen hasarın uyumlu olduğu bildirilmiş ve davalı sigorta sürücüsü %75 kusurlu olarak tespit edilmiş ise de, davacı ile kazaya karışan diğer araç sürücüleri … ve … hakkında karıştıkları başka trafik kazaları nedeniyle İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dava dosyasında sigorta şirketleri aleyhinde örgütlü dolandırıcılık iddiası ile açılan dava bulunduğu, söz konusu soruşturma ve davada kazaların benzer nitelikte olduğu, kazaya karışan sürücü, araç sahipleri ve onarım yapılan servisler arasında süreklilik arz eden ilişkilerin bulunduğu, araçlarda fiziken hasar bulunmakta ise de söz konusu hasarların bir kurguya dayalı olarak gerçekleştirilen kazalar sonucu oluşturulduğunun tespit edildiği ve yargılamanın halen devam ettiği, yine davacının dava konusu aracı kayıtlarda 22/02/2019 tarihinde devraldığı görülmekte ise de davacının dava konusu araç ile bu tarihten önce 31/10/2018 tarihinde kendi adına kayıtlı olmadığı dönemde başka bir kazaya karıştığı, 31/10/2018 tarihli kaza tarihi itibariyle aracın davacının birlikte yargılandığı ve … oto onarım servisi sahibi olan ve ceza yargılamasında örgüt kurucusu ve yöneticisi olarak yargılanan … aile üyelerinden biri olan … adına kayıtlı olduğu, davacı ile iş bu kazaya karışan diğer sürücüler … ve …’ın karıştığı diğer kazalarda tüm araçların onarım işlemlerinin … ailesine ait … Oto Servisinde gerçekleştirildiği, somut olayda olduğu gibi benzer kaza ve olaylarda kazaya karışan araç sürücülerinin başvuruda bulundukları sigorta şirketlerine aracın incelenmesine izin vermedikleri, aracın haricen onarıldığını bildirdikleri, teknik olarak meydana gelen olayda kazanın oluş biçimi dava konusu hasarları oluşturmaya elverişli ise de çekici ve onarım hizmet ve işlemlerini yürüten davacı ile dava dışı üçüncü kişilerin kazaları gerçek bir kazaymış gibi göstermesinin sigorta şirketlerine başvurmak ve tazminat alabilmek için zorunlu koşul olduğu, bu nedenle bilirkişinin kaza ile hasarın uyumlu olduğuna dair görüşünün başlı başına bağlayıcı olduğundan bahsedilemeyeceği, kazaya karışan sürücülerin birbirini tanımadığından ve kazanın tesadüfen meydana geldiğinden bahsetmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, hal böyle iken hasarın teminat dışı olduğuna dair ispat yükü davalı sigortaya ait ise de davacının da çelişkili davranmaması, TMK’nın 2. maddesi uyarınca doğruluk ve dürüstlük kuralına uygun hareket etmesi gerektiği, hakkın kötüye kullanılmasının hukuken korunamayacağı, buna göre davalı nezdinde sigortalı olan aracın sebebiyet verdiği iddia olunan söz konusu hasarın bu kazadan kaynaklandığı ve hasarın teminat kasamında kaldığı hususunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı, iddianın ileri sürülüş biçimi ile mahkememizce yapılan incelemenin kapsamına göre başka bir araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı, davaya konu kaza nedeniyle yürütülen soruşturma olmadığından ceza davasının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmediği anlaşılmakla davanın reddi gerektiği vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 504,22 TL ıslah harcı toplamı 558,62 TL harçtan mahsubu ile bakiye 477,92 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 maddesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 8 Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… değişik iş sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır