Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/363 E. 2021/912 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/363 Esas
KARAR NO : 2021/912

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; Müvekkili firma ile davalı şirket arasında müvekkili şirketin dağıtım yaptığı bir kısım meşrubatlar için sözleşme imzalandığı, iş bu sözleşmeyi 80.000 TL’ye kadar her türlü alacak için davalı şahsında kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı şirketin sözleşmeye aykırı hareket ettiği, sözleşme hükümlerinin açık olduğu, bu nedenle müvekkili şirket tarafından davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalıların borca haksız olarak itiraz ettiklerinden bahisle davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Öncelikli olarak davanın yetkili mahkemede açılmadığı, yetkili mahkemelerin Antalya Mahkemeleri olduğu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafça müvekkili şahıs olan …’ya gönderilen herhangi bir ihtarnamenin bulunmadığı, bu nedenle bu müvekkili yönünden takibin yapılamayacağı, ayrıca müvekkili şirket yönünden ise müvekkili şirketin sözleşmeye aykırı hareket etmediği, ayrıca müvekkili şirketin sözleşmede belirtilen adresten taşındığı, ancak şirketin devredilmediği ve faaliyet alanını değiştirmediğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacı tarafça davalılar hakkında 04.03.2020 tarihinde 55.111,50 TL pazarlama faaliyetine katkı payı bedelinden ibaret asıl alacak, 944,10 TL delil tespit giderleri, 755,00 TL delil tespiti vekalet ücreti, 24,80 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 56.835,40 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlular vekili tarafından icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı delilleri arasında yer alan Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasının aslı getirtilerek delil olarak dosyaya eklenmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davacı şirket kayıtları ile dosya kapsamı belgeler üzerinde talimat ile rapor alınmış olup, mali müşavir … tarafından düzenlenen 01.09.2021 tarihli raporda sonuç olarak; davacı şirketin ibraz ettiği 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerin açılışlarının zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı ile davalı şirket arasında 11.04.2018 başlangıç tarihli Direk Satış Noktası Sözleşmesi’nin akdedildiği, iş bu sözleşmede davacının şirket, davalının işletmeci sıfatında olduğu, ilgili sözleşme üzerinde davalı şirketin kaşe ve imzasının görüldüğü, sözleşmenin Genel Hükümler başlıklı, Kefalet başlıklı 13.maddesine göre kefil olunan miktarın 80.000 TL olarak belirlendiği ve müşterek borçlu mütelselsil kefil sıfatıyla davalı …’nın da imzasının bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Genel Hükümler başlıklı 3. maddesine göre ve Özel Hükümler başlıklı maddelerine göre … hesabının … (KDV hariç) olarak tanzim edildiği, davalı şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmenin Özel Hükümler maddesine göre 30.04.2018 tarih ve … numaralı “Pazarlama Faaliyetlerine Katılım Bedeli” açıklamasıyla 79.999,28 TL (KDV dahil) tutarında faturayı düzenlediği, ilgili faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve faturanın davalı şirkete ödendiğine dair dekontun dosyada mevcut olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin Genel Hükümler başlıklı 3.maddesine göre davacı şirket tarafından davalı şirkete toplam 500 koli miktarında ve Özel Hükümlerde belirtilen ürünleri davalı tarafından davacıdan satın almak suretiyle müşterilerine satmayı planladığı ve sözleşmenin herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın iş bu satış miktarının tamamlanması ile birlikte kendiliğinden sona ereceği şeklinde düzenlenmiş olduğu, ancak dosya kapsamında bulunan Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında bulunan 31.01.2021 tarihli bilirkişi raporuna istinaden ve taraflar arasında akdedilen sözleşmenin özel hükümlerinde bulunan maddelerine göre davacı şirketin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin mahkemece kabul edilmesi halinde davacı şirketin davalı şirketten bilirkişi raporunun tespit ve değerlendirmeler kısmında açıkça hesaplandığı üzere 55.039,50 TL kıstalyevm talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL/
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış bulunan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili, davacı ve davalı şirket arasında, davacı şirketin dağıtımını yaptığı ve sözleşme içeriğinde belirtilen meşrubatların münhasır satıcılığı için Direkt Satış Noktası Sözleşmesi’nin imzalandığı, iş bu sözleşmeden doğacak 80.000 TL’ye kadar olan her türlü alacak için diğer davalı …’nın sözleşmeyi müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı şirketin davacının onayını almaksızın sözleşme içeriğinde belirlenen satış mahallini sözleşmeye aykırı olarak kapatmak suretiyle sözleşmenin 7.maddesi ve ürün alımına ilişkin 3.maddesini ihlal ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin “Özel Hükümler” bölümünün 1.maddesine göre davacı tarafça davalıya KDV hariç 67.796,00 TL katkı bedelinin bir defaya mahsus olmak üzere ödendiği, yine sözleşmenin aynı maddesinde davalı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı davranması halinde iş bu tutarın ödeme gününden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kıstalyevm usulü belirlenecek olan kısmını KDV’si ile birlikte davacı tarafa iade edileceğinin kararlaştırıldığı, yine diğer davalı …’nın da taraflar arasındaki sözleşmenin “Kefalet” başlıklı 13.maddesine göre 80.000 TL’ye kadar müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, davalı şirketin davacının onayını almaksızın sözleşmeye aykırı olarak satış mahallini kapattığının Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiği, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme kapsamında KDV dahil toplam 79.999,28 TL olarak davalı tarafa ödenen pazarlama faaliyetlerine katkı bedelinin kıstelyevm hesabı gereği hesaplanan 55.039,50 TL’sinin delil tespitine ilişkin dosya masrafları ile beraber davalıdan talep edilmesine rağmen ödenmediğinden bahisle sözleşme gereği belirlenen bu alacağın tahsili için davacı tarafça davalılar hakkında başlatılan icra takibine vaki davalıların itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, HMK 10.maddesi gereğince ifa yerinin Antalya olması nedeniyle iş bu davada Antalya Mahkemeleri’nin yetkili olduğu, yine şirket merkezinin de Antalya’da bulunması nedeniyle yetkili mahkemelerin Antalya Mahkemeleri olduğu, ayrıca TBK 584.maddesi gereğince davalı …’nın kefaleti ile ilgili olarak eş muvafakatının alınmamış olması nedeniyle kefaletinin geçersiz olduğu, TBK 586.maddesi gereğince asıl borçluya gidilmeden kefile müracaat edilemeyeceği, iş bu davada asıl borçlunun ifada gecikmesinin söz konusu olmadığı, davacı tarafça davalılara gönderildiği iddia olunan ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği, diğer davalı açısından ise sözleşme hükümlerinin TBK 20 ve devamı maddesi gereğince genel işlem koşulu niteliğinde olduğu, bu nedenle geçersiz olduğu, ayrıca davalının sözleşmede belirtilen adresten sadece taşındığı, yani satış noktasını taşıdığı, satış noktasını kapatmadığı, devretmediği, faaliyet alanını değiştirmediği, satış noktasının devam ettirilmesine etki edebilecek herhangi bir değişiklik yapmadığı, bu nedenle davacının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesinin haklı bir nedene dayanmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı ve davalı şirket arasında 11.04.2018 tarihli “Direkt Satış Noktası Sözleşmesi”nin imzalandığı, sözleşmede iş yeri adresinin “… Mahallesi, … Caddesi No:… …” olarak belirlendiği, sözleşmenin Genel Hükümler başlıklı 3.maddesinde “İşletmeci haksız bir nedenle şirkete iade etmemek koşuluyla toplam 500 (beşyüz) koli miktarında ve Özel Hükümlerde belirtilen ürünü şirketten satın almak suretiyle müşterine satmayı planlamaktadır. Sözleşme herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın iş bu satış miktarının tamamlanması ile birlikte kendiliğinden sona erecektir.” hükmünü içerdiği, yine Genel Hükümler’in 7.maddesinde ise “İşletmeci, şirketin yazılı onayını almadan bu sözleşme ve oluşmuşsa eklerindeki hak veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresinde satış noktasında sözleşmenin devam edilmesine etki edecek hiçbir değişiklik (satış noktasını kapatmak, devretmek, faaliyet türünü değiştirmek vb.) yapmamayı kabul ve taahhüt eder.” şeklinde hüküm mevcut olduğu, iş bu sözleşmenin diğer davalı … tarafından 80.000 TL kefalet limiti ile müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, yine taraflar arasındaki sözleşmenin “Özel Hükümler” başlıklı maddesinde ise şirket, işletmecinin satış noktasında şirket ürünlerinin etkin bir şekilde satışını sağlamak amacıyla yapacağı her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için ve bir defaya mahsus olmak üzere iş bu sözleşme kapsamında verilecek metni şirket tarafından belirlenecek kefalet sözleşmesi, teminat mektubu, senet yahut sair teminat belgesinin şirkete teslim edilmesini takiben fatura mukabilinde KDV hariç 67.796,00 TL ödeyecektir. Ancak işletmeci, sözleşmenin iş bu sözleşmede ön görülen yükümlülüklerine aykırı davranması neticesinde süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi üzerine, bu meblağın ödeme gününden itibaren işletilecek faizi ile birlikte kıstalyevm usulü belirlenecek olan kısmını ve KDV’sini şirkete derhal iade edecektir…” hükmünün mevcut bulunduğu ve yine davalı şirket tarafından davacı adına “Pazarlama Faaliyetlerine Katkı Bedeli” açıklamalı KDV dahil 79.999,28 TL’lik faturanın düzenlendiği, davacı tarafça davalılara keşide edilen 06.02.2020 tarihli ihtarname ile davalıların sözleşme hükümlerine aykırı davrandıklarından bahisle sözleşme hükümleri gereğince pazarlama faaliyetlerine katkı bedelinden kıstelyevm usulü ile hesaplanan 55.115,50 TL ve sözleşme aykırı davranışın tespit edilmesi amacıyla Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından sarf edilen masrafların tebliğden itibaren en geç 8 gün içerisinde ödenmesinin istendiği ve aynı ihtarname ile sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğinin davalı tarafa bildirildiği dosya kapsamı belgelerden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, yine taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin davalı şirket tarafından ihlal edilip edilmediği, davacının sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı, sözleşme hükümleri gereğince sözleşmenin başlangıcında davacı tarafça davalıya ödenen pazarlama faaliyetlerine katkı bedelinin sözleşmenin ilgili hükümleri gereğince kıstelyevm usulü hesaplanan tutarının davalı tarafça davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, ayrıca diğer davalı …’nın kefaletinin geçerli olup olmadığı, davalı şirket ile birlikte sözleşme hükümleri gereğince davacıya karşı sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar davalılar vekili tarafından davalılardan …’nın TBK 584.maddesi gereğince kefaletinin, eş muvafakatının alınmaması ve yine TBK 586.maddesi koşullarının yerine getirilmemiş olması nedeniyle geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de; mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirketin Antalya Ticaret Sicil’den getirtilen ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinden, davalı …’nın davaya konu sözleşmenin imzalanmış olduğu 11.04.2018 tarihinde davalı şirkette hissedar iken 25.12.2018 tarihli karar ile şirketteki hisselerini …’ya devrettiği ve bu devrin ardından davalı şirketin tek ortağının … olduğu, bu şekilde sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı …’nın davalı şirket hissedarı olduğu görülmekle TBK’nın 584.maddesine 28.03.2013 tarih 6455 Sayılı Yasa’nın 77.maddesi eklenen ek fıkra uyarınca davalı …’nın kefaletinin geçerli olabilmesi için ayrıca eş muvafakatına gerek bulunmadığı, bunun dışında taraflar arasındaki sözleşmedeki kefalete ilişkin bölümün incelenmesinden TBK 583.maddesindeki şekil şartlarının yerine getirilmiş olduğu, ayrıca fesih ihtarı ile beraber davaya konu pazarlama katkı bedeline ilişkin tutarın davalılardan tahsilinin talep edildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan ihtarnamenin tebliğine ilişkin belgelerin incelenmesinden her ne kadar davalı kefil … adına çıkan tebligat adres yetersizliğinden bila tebliğ iade edilmiş ise de, davalı şirket adına çıkan tebligatın 15.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu şekilde kefile müracaat için TBK 586/1.maddesi koşullarının da takipten önce yerine getirilmiş olduğu görülmüştür.
Her ne kadar davalılar vekili, davalı şirket merkezi ve ayrıca sözleşmenin ifa yeri gereğince yetkili mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirterek mahkememiz ve icra dairesinin yetkisine karşı yetki itirazında bulunmuş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 14.maddesinde iş bu sözleşmeden doğan ihtilaflarda İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri, İstanbul Anadolu Mahkemeleri, Ankara Mahkemeleri, İzmir Mahkemeleri ve Mersin Mahkemeleri’nin yetkili olacağının kararlaştırıldığı, davaya konu Direkt Satış Sözleşmesi davacı şirket ve davalı şirket arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan HMK’nın 17.maddesi uyarınca sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğu, kefaletin fer’iliği ilkesi ve sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 7.maddesindeki ticari teselsil karinesi uyarınca sözleşmedeki iş bu yetki şartının dava konusu sözleşmeyi 80.000 TL kefalet limiti ile davalı asıl borçlu şirketle birlikte müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan diğer davalı …’yı da bağlayacağı, bu kapsamda davalılar vekilinin mahkememiz ve icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu yetki itirazının, taraflar arasındaki sözleşmenin 14.maddesinde yetkili kılınan mahkemeler arasında İzmir Mahkemeleri de bulunduğundan ve bu yetki şartı geçerli olduğundan ve davalıları bağladığından reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/2410 Esas, 2020/1183 Karar, 2016/7550 Esas, 2017/2233 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.)
Ayrıca davalılar vekili tarafından taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin TBK’nın 20 ve devamı maddeleri gereğince genel işlem koşulu niteliğinde olduğu iddia edilmiş ise de, tarafların tacir olduğu ve sözleşmenin birlikte imzalandığı ve yine sözleşmede taraflara ilişkin özel hükümlerin yer aldığı görülmekle davalı vekilinin bu yöndeki savunmasının yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Yine dosya içerisinde bulunan ve davacı delilleri arasında yer alan Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinden davacı tarafça 23.01.2020 tarihinde yapılan talep üzerine davaya konu sözleşme adresinde keşfen yapılan inceleme neticesinde sözleşme adresinde dava dışı başka bir işletmenin bulunduğu, iş bu işletmeninde yaklaşık 6,5 ay kadar önce açıldığı ve yapılan tespit sonucunda bilirkişi tarafından düzenlenen 31.01.2020 tarihli raporda sonuç olarak sözleşme adresinde aleyhine tespit istenen şirketin keşif tarihinde faal bir işletmesinin bulunmadığı, keşif adresinde dava dışı başka bir işletmenin bulunduğunun tespit edildiğinin bildirilmiş olması karşısında, taraflar arasındaki sözleşmenin Genel Hükümler bölümünün 7.maddesinde yer alan ve davalı işletmeci şirketin davacı şirketin yazılı izni olmaksızın satış noktasını kapattığı, bu şekilde sözleşmenin iş bu hükmüne aykırı davrandığı ve bu nedenle davacı şirketin sözleşmeyi fesihte haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde davalı şirketin sözleşmede belirtilen adresten sadece taşındığı, satış noktasını kapatmadığı, bu nedenle davacı tarafın bu yöndeki iddiasının yerinde olmadığı ileri sürülmüş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesinde davalı işletmecinin davacı şirketin yazılı onayı olmaksızın sözleşme süresinde satış noktasında sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik yapmamayı kabul ve taahhüt etmiş olması karşısında bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimatla bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, mali müşavir tarafından düzenlenen raporda; incelenen davacı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre taraflar arasındaki cari hesaptan karşılıklı olarak alacak borç bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin Özel Hükümler başlıklı maddesi gereğince davacı şirketin davalıya pazarlama faaliyetlerine katkı bedeli olarak KDV hariç 67.976,00 TL ödeyeceği, ancak davalı şirketin iş bu sözleşmeye aykırı hareket etmesi halinde bu tutarın ödeme gününden itibaren işletilecek faizi ile birlikte kıstelyevm usulünün belirlenecek olan kısmının KDV’si ile birlikte şirkete iade edileceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı şirketin 30.04.2018 tarihli “Pazarlama Faaliyetlerine Katılım Bedeli” açıklamalı KDV dahil 79.999,28 TL’lik faturayı düzenlediği, iş bu faturanın davacı şirkete ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu ve fatura bedelinin davalı şirkete bilirkişi raporu ekinde sunulan … A.Ş’ye ait dekont kapsamında 11.05.2018 tarihinde davacı şirket tarafından davalı şirkete ödendiğinin sabit olduğu, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı şirketin davacı şirketten 156 koli ürün satın aldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin Genel Hükümler başlıklı 3.maddesi gereğince davalı işletmecinin toplamda 500 koli miktarında ve Özel Hükümlerde belirtilen ürünü şirketten satın almak suretiyle müşterilerine satmayı planladığı, sözleşmede herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın iş bu satış miktarının tamamlanması ile birlikte sözleşmenin kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırıldığı, dosya içerisinde bulunan Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İŞ sayılı dosyası içerisinde bulunan bilirkişi raporu kapsamında davacı şirketin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin mahkemece kabul edilmesi halinde taraflar arasındaki sözleşme gereğince gerçekleşen satış miktarı, sözleşmede kararlaştırılan satış miktarı dikkate alındığında kıstelyevm hesabı ile davacının davalıdan sözleşmenin başlangıcında davacı şirket tarafından davalı şirkete ödendiği sabit olan KDV dahil 79.999,28 TL’lik pazarlama faaliyetlerine katkı bedelinin KDV dahil 55.039,50 TL’lik kısmını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle, davalı şirketin, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesi gereğince davacı şirketin yazılı onayını almaksızın sözleşmede belirtilen satış noktasını kapatmış olduğu dosya içerisinde bulunan Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası üzerinden yapılan delil tespiti ile sabit olduğundan bu kapsamda davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı hareket ettiği ve bu nedenle davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesi gereğince sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme yetkisine sahip olduğundan davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, ayrıca yine sözleşmenin Özel Hükümler başlıklı bölümünde kararlaştırıldığı üzere davalı şirketin sözleşmede ön görülen yükümlülüklere aykırı davranması halinde davacı şirket tarafından davalıya ödenmesi kararlaştırılan pazarlama faaliyetlerine katkı bedelinin ödeme gününden itibaren işletilecek faizi ile birlikte kıstelyevm usulü olarak belirlenecek kısmını KDV’si ile birlikte iade edeceğinin kararlaştırılmış olması ve diğer davalı …’nın da 80.000 TL limitle sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olması nedeniyle mahkememizce geçerli olduğu kabul edilen iş bu kefaleti kapsamında asıl borçlu şirketle birlikte davacıya karşı bilirkişi tarafından hesaplanan ve kefalet limit içerisinde kaldığı anlaşılan 55.039,50 TL’den ve takibe konu edilen delil tespitine ilişkin masraflardan sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olmakla, davanın kısmen kabulüne, davalı borçluların İzmir … icra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptali ile, 55.039,50 TL katkı payı, 944,10 TL delil tespit giderleri, 24,80 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 56.008,40 TL üzerinden, takip tarihinden itibaren 55.039,50 TL asıl alacağa davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek, bakiyesi olan 968,90 TL’ye de takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faizi işletilerek takip talepnamesindeki diğer koşullarla takibin devamına, fazlaya ilişkin asıl alacak ve takip talepnamesinde talep edilen 755,00 TL delil tespiti vekalet ücretine ilişkin talebin ise dosya içerisinde bulunan Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası üzerinden oluşturulan delil tespitine ilişkin kararda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görülmekle bu taleple ilgili fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine, likit olduğundan kabul edilen 55.039,50 TL’lik asıl alacak üzerinden hesaplanan 11.061,90 TL %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçluların İzmir … icra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptali ile, 55.039,50 TL katkı payı, 944,10 TL delil tespit giderleri, 24,80 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 56.008,40 TL üzerinden, takip tarihinden itibaren 55.039,50 TL asıl alacağa davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek, bakiyesi olan 968,90 TL’ye de takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faizi işletilerek takip talepnamesindeki diğer koşullarla takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen 55.039,50 TL’lik asıl alacak üzerinden hesaplanan 11.061,90 TL %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.825,93 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 686,43 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.139,50 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 748,63 TL harç ile, tebligat ve posta gideri 173,30 TL, bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 773,30 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 757,83 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.081,09 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 827,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/10/2021

Katip …

Hakim …