Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 E. 2021/356 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/358 Esas
KARAR NO : 2021/356

DAVA : İtirazın İptali (Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, yapılan itirazın haksız ve kötüniyetle olduğunu, itirazın alacağı sürüncemede bırakma amacına yönelik olduğunu, davacının İzmir ilinde ithalat ve ihracat yapan büyük bir firma olduğunu, takibe konu senedin dava dışı …’ a yapılan susam satışı neticesinde bu kişiden ciro yoluyla alındığını, takibe konu bonoların vadesinin ödenmediğini, bu bonoların davacının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğunu, takibe konu bonoların zamanaşımına uğraması nedeniyle ilamsız takibe konu edildiğini, ispat külfetinin davalıda olduğunu belirterek davanın kabulüne davalını takibe itirazını iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senet bedellerinin dava dışı lehtar ve ciranta …’a ödendiği, ödemeye ilişkin belgelerin cevap dilekçesi ekinde sunulduğu, davalının söz konusu senetler nedeniyle herhangi bir borcu olmadığı, davalının yapmış olduğu ödemeyi davacıya karşı ileri sürebileceği, davacının mükerrer tahsilat maksadı ile hareket ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, takip tarihi itibariyle zaman aşımına uğramış ancak ilamsız icra takibine konu edilen bonodan dolayı başlatılan takibe davalı tarafın itirazının iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 12/08/2020 tarihli yazısı,
-Ödemiş vergi dairesi müdürlüğünün 05/08/2020 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalı ve dava dışı … aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 29/08/2019 tarihinde ilamsız takip başlattığı, takip dayanağının 26/03/2016 keşide tarihli, vadesi 30/07/2016, meblağı 11.000,00 TL, keşidecisi …, lehtar ve cirantası … olan bono ile 21/04/2016 keşide tarihli, vadesi 18/06/2016, meblağı 6.000,00 TL, keşidecisi …, lehtar ve cirantası … olan iki adet bono olduğu, ödeme emrinin 17/10/2019 tarihinde borçlu …’a tebliğ edildiği, davalının 23/10/2019 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takip dayanağı senetlerin tüm yasal unsurları taşıdığı, davacının hamil olup davalı tarafın ise keşideci olduğu ve taraflar arasında temel ilişki bulunmadığı, TTK’nun 732 maddesine dayanılan somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, takip her ne kadar ilamsız olarak başlatılmış ise de takip dayanağı olarak bonoya dayanıldığı, dava konusu somut olayda takibe dayanak yapılan belge bono olup zaman aşımına uğrasa bile zaman aşımı süresinden itibaren bir yıl içerisinde davacı alacaklı tarafından takibe konu edildiği, bonolarda da uygulanması gereken TTK’nun 732.maddesi gereğince zaman aşımına uğrasa bile keşidecinin ve cirantaların bononun hamiline karşı onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalacağı, TTK 732/4 maddesi gereğince bonolar zaman aşımı tarihini takip eden bir yıl içerisinde takibe konu edildiğine göre davalı tarafın takibe ilişkin zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı ve davalının söz konusu bonolar nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerektiği, davalı tarafından söz konusu senet bedellerinin dava dışı ciranta …’a ödendiğinin savunulduğu ve buna ilişkin 3 ayrı … imzalı “ibradır” ve “ibranamedir” başlıklı belge sunulduğu, davacının ciranta …’ın tanık olarak dinlenilmesini talep ettiği, bunun üzerine mahkememizce adı geçenin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazıldığı, davaya konu uyuşmazlık ile davalı tarafından sunulan belgelere ilişkin olarak adı geçenin dinlenilmesinin istenildiği, talimat mahkemesince davacının bildirmiş olduğu adrese … adına çıkartılan tebligatın adres yetersizliği sebebiyle iade edildiği, bu nedenle talimatın bila ikmal iade edildiği, davacı vekilinin 10/02/2021 tarihli celsede adı geçenin tanık olarak dinlenilmesinden vazgeçtiği, davalı tarafından buna muvafakat edildiği, davalı tarafından asıl ve örnekleri sunulan 11/07/2016-28/07/2016 ve 29/07/2016 tarihli ibranamelere göre her iki bono bedeli olan toplam 17.000,00 TL tutarında davalı keşidecinin dava dışı lehtar ve ciranta …’a elden ödeme yaptığı, davalı tarafından sunulan söz konusu ödemelere ilişkin ibranamelerin belge niteliğine sahip olduğu, bu nedenle somut uyuşmazlıkta davalının sebepsiz zenginleşmediği ve senet bedellerini ödediği savunmasını yazılı delil ile ispat ettiğinin kabulü gerektiği, böylece ispat külfetinin yer değiştirdiği ve davacının, davalının sebepsiz zenginleştiğini ispat etmesi gerektiği, davacının davalı tarafından sunulan belgeleri hükümden düşürecek mahiyette herhangi bir delil sunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı davacının kötüniyetli olduğunu savunmuş ve kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş ise de davacının kötüniyetli olduğunun davalı tarafından ispatlanmadığı anlaşılmakla kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 205,32 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 146,02 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra isteği halinde davacıya İADESİNE,
4-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA