Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/349 E. 2022/1184 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/349 Esas
KARAR NO : 2022/1184
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/04/2018 tarihinde davalı sürücü …’in idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı sürücü …’ün idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazada davalı sürücünün asli kusurlu olduğu, davacı ve dava dışı sürücünün kusuru olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinde işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle;
davalı şirkete kanunda belirtili evraklar ile müracaat edilmediği, … plaka sayılı aracın davalı şirkette zmms poliçesi ile sigortalı olduğu, davalı şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kusur oranlarının tespiti gerektiği, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması, hesaplamada TRH 2010 mortalite tablosu esas alınması gerektiği, davalı şirkete yapılan başvurunun usulüne uygun yapılmadığı ve davalı şirketin temerrüde düşmediği için davacının faiz isteme hakkı doğmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş, duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, kazanç kaybı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacıya ait tedavi evrakları,
-İzmir CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası sureti,
-Sigorta Tahkim Komisyonunun 30/12/2020 tarihli yazısı ve eki uyuşmazlık
dosyası
-Konak İlçe Emniyet Müdürlüğünün 21/12/2020 tarihli eki ve yazısı,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 07/12/2020 ve 30/09/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 12/01/2021 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir SGK’nın 14/01/2021 tarihli yazısı,
-İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 03/03/2021 tarihli yazısı,
-Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğünün 04/03/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 15/03/2021 tarihli raporu,
-İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 21/06/2021 ve 24/01/2022 tarihli ön raporu,
-İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 30/05/2022 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının, yolcusu olduğu … plakalı motorsiklet ile ile davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçların 17/04/2018 tarihinde çift taraflı, yaralamalı trafik kazasına karıştığı, kaza neticesinde davacının bedeni ve manevi zarara uğradığı iddiası ile söz konusu aracın zmms sigortacısı olan davalı sigorta şirketi, aracın sürücüsü olan davalı … ve aracın işleteni olan davalı …’den iş bu dava ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, mahkememizce 25/11/2020 tarihli ara karar ile davacı vekiline maddi tazminat taleplerini/kalemlerini açıklamak, ayrıştırmak ve somutlaştırmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekilinin 06/12/2020 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini tedavi gideri, kazanç kaybı, bakıcı gideri, sürekli iş göremezlik tazminatı ve geçici iş göremezlik tazminatı olarak açıkladığı, davalı sigortanın sorumluluğunun poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, mahkemece zarar ve maluliyete ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini savunduğu, davalı …’in davaya cevap vermediği, duruşmalardaki beyanında ise davanın reddini talep ettiği, diğer davalı …’in açık kimlik bilgileri ile adresinin dava dilekçesinde davacı tarafından gösterilmediği, mahkememizce davacı vekiline 6100 sayılı HMK’nun 119.maddesi uyarınca adı geçenin tebliğe elverişli adresini bildirmek üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, davacının kendisine verilen kesin süre içerisinde adı geçen davalı …’in tebliğe elverişli adresini bildirmediği, mahkememizce 17/02/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında adı geçen davalı yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, iş bu davanın davacı ile davalı sigorta ve davalı sürücü … arasındaki uyuşmazlık olarak sürdürüldüğü, taraflar arasında davacının dava öncesi davalı sigortaya başvuru koşulunu yerine getirip getirmediği, davacının söz konusu kaza nedeniyle bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, kazanç kaybı, tedavi gideri, bakıcı gideri ile manevi tazminat talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edilebilecek miktarın ne olduğu, davalı sürücünün kusurlu olup olmadığı ve davalıların söz konusu zararlardan sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın davalı sigorta yönünden sorumluluk sigortasından kaynaklandığı, diğer davalı yönünden ise haksız fiilden kaynaklandığı ve davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, bu halde tüm davalılar yönünden davanın birlikte yürütülmesi gerektiği ve mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Davacının iş bu dava öncesi aynı kazadan kaynaklanan maddi zararlarına ilişkin olarak davalı sigorta şirketi aleyhinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunduğu, komisyon tarafından davacının gerekli bilgi ve belgeler ile sigorta şirketine müracaat etmeksizin tahkim yoluna başvurduğu gerekçesi ile başvurunun usulden reddine karar verildiği, söz konusu kararın usule ilişkin bir karar olması nedeniyle iş bu dava yönünden hukuki engel oluşturmadığı değerlendirilmiştir.
Davacının iş bu dava öncesinde davalı sigorta şirketine 22/11/2018 tarihinde başvuruda bulunduğu, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının eksik belge ile başvuruda bulunduğu, dava şartını yerine getirmediği ve davanın usulden reddi gerektiği savunulmuş ise de, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre davacının mahkemeye erişim hakkının sağlanması için yapılan başvurunun yeterli olduğunun ve dava şartının yerine getirildiğinin kabulü gerekmiştir.
Dava konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, soruşturma kapsamında kusur raporu alındığı, kusur raporunda hangi sürücünün ışık ihlali yaptığı tespit edilemediği gerekçesi ile ihtimalli kusur dağılımı yapıldığı, soruşturma kapsamında uzlaşma işleminin yapıldığı, davacı …’ın sigorta şirketine maddi ve manevi tazminat davasını açma hakkını saklı tutmak suretiyle davalı … ile edimsiz uzlaştığı, soruşturma neticesinde uzlaşma nedeniyle davalı sürücü … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 07/12/2018 tarih, … soruşturma ve … sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada davacı, davalı sürücü ve dava dışı üçüncü kişilerin kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için dosyanın mahkememizce kusur bilirkişisine tevdi edildiği, kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen 15/03/2021 tarihli raporda, kazanın … Caddesi ile … Sokak kavşağında meydana geldiği, mahalin bölünmüş, üç yönlü T kavşak çeşitli yol olduğu, sürücü beyanlarından iki sürücünün de yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiği, kaza anını gören kamera kaydının bulunmadığı, tanıkların yeşil ışıkta hangi sürücünün geçtiğini belirtmedikleri, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasında 07.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda alternatif kusur dağılımı yapıldığı, mahalde sürücülerin istikametlerine yanan yeşil ışıkta geçmeleri halinde kazanın meydana gelmeyeceği, kazanın meydana gelmesi için sürücülerden birinin kırmızı ışık ihlali yapmış olmaları gerektiği, kusurun değerlendirilmesinde tehlike yaratan ilk davranışta bulunan, kendisinden diğer tarafa göre daha fazla özen beklenen ve birden fazla emredici trafik kuralını ihlal eden tarafın ağır ya da tamamen kusurlu olacağı, dikkatli kişilerin göstermesi gereken özeni göstermeyenin ise tali kusurlu olacağı ilkesinden yararlanılarak somut olayda, dava dosyasındaki mevcut verilerle hangi sürücünün kırmızı ışığı ihlali yaptığının belirlenemediği bu nedenle alternatif kusur dağılımı yapılması gerektiği, buna göre 1. ihtimalde dava dışı … plakalı araç sürücüsü olan …’ün kırmızı ışık ihlali yapmış olması halinde %100 kusurlu olacağı, … plakalı araç sürücüsü davalı …’in ise kusursuz olacağı, 2.ihtimalde … plakalı araç sürücüsü olan davalı …’in kırmızı ışık ihlali yapmış olması halinde %100 kusurlu olacağı, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ün kusursuz olacağı, 3.ihtimalde ise Yargıtay uygulamasına göre hangi sürücüsünün ışık ihlali yaptığının belirlenememesi durumunda her iki sürücünün eşit kusurlu kabul edilmesi yönünde görüş ve kanat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce öncelikle davacının zararının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla maluliyetinin belirlenmesi yoluna gidildiği, bu kapsamda davacının dava konusu kaza sonrası tedavi gördüğü hastane kayıtlarının dosyaya kazandırıldığı, mahkememizce dosyanın İstanbul ATK ya gönderildiği ve davacının maluliyet durumunun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilmesinin istenildiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun 30/05/2022 tarihli raporunda, davacının tüm vücut engellilik oranının %0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta olduğu, başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, Davacının dava konusu kazaya ilişkin olarak ceza soruşturmasında davalı … ile edimsiz uzlaştığı, davalı sigorta şirketi yönünden ise uzlaşmada maddi ve manevi haklarını saklı tuttuğu, 5271 sayılı CMK’nun 253/19. maddesindeki uzlaşmanın sağlanması nedeniyle soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz ve açılmış olan davadan feragat etmiş sayılır hükmü nazara alındığında, davacının davalı sigorta şirketi yönünden haklarını saklı tutması nedeniyle trafik kazası nedeniyle bedensel zarara uğradığı iddiası ile davalı sigorta aleyhinde tazminat davası açma hakkı bulunduğu, ancak davalı … yönünden yapılan değerlendirmede ise manevi tazminat davası belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceği gibi davacının adı geçenle edimsiz uzlaşmış olması nedeniyle anılan hüküm uyarınca maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği değerlendirilmekle davalı … yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Benzer yöndeki kararlar için bkz.Yargıtay 17 H.D’nin 12/05/2016 tarih, 2014/9058 esas, 2016/5900 karar, 30/03/2017 tarih ve 2014/21330 esas, 2017/3470 karar, 15/02/2021 tarih ve 2020/12932 esas, 2021/1337 karar sayılı ilamları).
Mahkememizce alınan ATK 2. İhtisas Kurulunun 30/05/2022 tarihli raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta ve başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığının bildirildiği, Yargıtay 4 ve 17(Kapatılan). Hukuk Dairelerinin 2021 yılı ve sonrasındaki yerleşik içtihatlarına göre maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihine göre 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, buna göre kaza tarihi olan 17/04/2018 tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyetinin tespit edilmesi gerektiği, mahkememizce yargılama aşamasında davacının kaza sonrası görmüş olduğu tüm tedavilerine ilişkin kayıtların dosyaya kazandırıldığı, ayrıca ATK’nın 21/06/2021 ve 24/01/2022 tarihli ön raporları doğrultusunda davacı asilin hastaneye sevk edildiği ve son sağlık durumunun tespit edildiği, ayrıca ATK tarafından davacı için randevu günü belirlendiği, davacının bizzat ATK tarafından 20/04/2022 tarihinde bizzat muayene edildiği, açıklanan nedenlerle ATK maluliyet raporunun denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, buna göre somut olayda davacının maluliyetinin % 0 sürekli iş göremezlik, 3 hafta geçici iş göremezlik, bir başkasının sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı şeklinde kabul edilmesinin gerçek zarar ve hakkaniyete uygun olduğu, davacının sürekli maluliyeti saptanmadığından kazanç kaybı ve sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, davacının kaza tarihinde polis memuru olduğu, İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 30/09/2021 tarihli cevabı yazısına göre kaza nedeniyle davacının maaşından kesinti yapılmadığı, bu halde her ne kadar anılan ATK raporu ile 3 haftalık geçici iş göremezlik süresi saptanmış ise de davacının geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, yine davacının bakım ihtiyacı oluşmadığından bakıcı gideri talep edemeyeceği, davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olduğunu dosya kapsamı ile ispat edemediği, davacının iddiasının ileri sürülüş biçimi ile mahkememizce yapılan incelemenin kapsam ve mahiyetine göre başkaca araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı, mahkememizce alınan kusur ve maluliyet raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacının maddi tazminat talebinin davalı sigorta yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı … Sigorta A.Ş dava ve duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4 maddesine göre hesap ve takdir edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-Karşıyaka Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2022

Katip
E İMZA

Hakim
E İMZA