Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/336 E. 2021/933 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/336 Esas
KARAR NO : 2021/933

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sürücüsü ve … Şti’ nin işleteni olduğu … plakalı araç 09.03.2019 tarihinde Bornova … sokak üzerinde seyir halinde iken davacı sigorta şirket nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araca çarparak hasara uğranmasına sebep olduğunu, kaza tutanağında karşı taraf araç sürücüsü asli ve tam kusurlu olduğunu, aracın onarımı için anlaşmalı servise 20.05.2019 tarihinde 13.872.80 TL ödeme yapıldığını, bu ödemeden sonra davalıya ait aracın trafik sigorta poliçesi davalı sigorta şirketinden talep edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, aynı talebin aracın malikinden de talep edildiğini ödeme yapılmadığını, davalı sürücü Borçlar Kanunu 49.m gereği gerçekleşen haksız eylemi nedeni ile araç maliki ise K.Y.T kanunun 85.m gereği işleten sıfatı ile ve sürücüsünün kusuru oranında kaza ve hasardan sorumlu olduğunu, davacı sigorta şirketi kaza nedeni ile ortaya çıkan ver tahsil edilemeyen 13.872.80TL tediyesi için rücu mektupları yazılmış olmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek 13.872.80TL rücuen tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.05.2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: yetkili mahkemenin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu yetki itirazlarının kabulü ile kaza davalı şirketin sigorta poliçesi vadesi içerisinde gerçekleşmediğini, yapılan incelemede olay yeri fotoğrafları 08.03.2019 tarihinde kaza olduğunu, kaza tutanağının ise 09.03.2019 tarihinde düzenlendiğini, kazanın gerçek meydana geldiği tarihte davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, davalı sigorta poliçeli araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olup davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun olmadığını, kusur durumun tespiti için ATK Trafik İhtisas dairesine sevki, hasar tazminatı genel şartlara göre hesaplama yapılması davalı şirketin temerrüt tarihi esaslara uygun belirlenmesi ve faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar … ve … Ltd Şti’ye dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalılar davaya cevap vermemiştir.
DAVA:
Dava, davacı tarafından kasko poliçesi kapsamında zarar gören üçüncü kişilere yapılan ödemenin halefiyete istinaden davalı sürücü, işleten ve kusurlu araç zmss sigortacından rücuen tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kasko poliçesi, kaza tutanağı, ödeme bilgisi,
-Adana Emniyet Müdürlüğünün 26/11/2020 tarihli yazısı,
-İzmir Emniyet Müdürlüğünün 26/11/2020 tarihli yazısı,
-… Sigorta Şirketinin 22/01/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …, …, …’in 09/02/2021 tarihli raporu,
-… Sigorta A.Ş nin 08/02/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 24/06/2021 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sigorta rücu davalarının TTK’nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle TTK’nın uygulanmasından bahisle, aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu tür davaların Ticaret Mahkemesinin görev alanında olduğu düşünülebilir ise de, davanın TTK 1472. maddeden kaynaklanmış olması, halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre, davada Ticaret Mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz bir şekilde kabul edilmektedir. Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki dava, ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahkemesinde bakılacak, böyle değilse yani esas uyuşmazlık ticari nitelikte değilse böyle bir dava da Ticaret Mahkemesi görevli olmayacaktır.
Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalılardan …’ın sürücüsü olduğu diğer davalı … Ltd Şti’ye ait olan … plakalı aracın 09/03/2019 tarihinde davacı sigorta şirketi nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigortalısına 13.872,80 TL hasar ödemesi yapıldığı, yapılan ödemenin kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü, işleteni ve zmms sigortacısı olan davalılardan rücuen tazmini gerektiği iddiasıyla eldeki davanın ikame edildiği, davanın TTK’nın 1472. maddesinden kaynaklandığı, halefiyet ilkesi uyarınca sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre davada mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, davacı sigorta şirketinin sigortalısı ile kazaya karışan davalı sürücü, işleten ve aracın zmss sigortacısı olan diğer davalı arasında doğrudan ilişki bulunmadığı, sorumluluğun zorunlu trafik sigortası ile haksız fiil hükümlerinden kaynaklandığı, bu nedenle somut uyuşmazlıkta ihtiyari dava arkadaşı olan davalılar yönünden mahkememizin görevli olduğu, davalı sigorta tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de davaya konu hasarın İzmir ili Bornova ilçesinde meydana geldiği, 6100 sayılı HMK’nun 16.maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu, kazaya karışan … plakalı aracın 26/05/2018-26/05-2019 tarihleri arasında davacı sigorta nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, davacı sigorta tarafından davaya konu kaza nedeniyle dava dışı … A.Ş’ye 20/05/2019 tarihinde 13.872,80 TL hasar ödemesi yapıldığı, mahkememizce bilirkişiler …, … ve …’den oluşan heyetten rapor alındığı, alınan 09/02/2021 tarihli raporda kazanın meydana gelmesinden davalı sürücünün % 75, dava dışı davacı sigortalı sürücüsünün %25 kusurlu olduğu, davacı sigorta tarafından yapılan ödemenin kasko poliçesi teminatı kapsamında olduğu, sigortalısının zararını karşılayan davacının halefiyet hükümlerince davalılardan talepte bulunabileceği, davalı … Sigorta A.Ş yönünden hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirildiği, mahkememizce dosyanın otomotiv bilirkişiye tevdi edildiği, otomotiv bilirkişisi …’den alınan 24/06/2021 tarihli raporuna göre, … plakalı araçta kaza sonucunda eksper raporuyla tespit edilen hasarın olabileceği, kaza ile hasarın uyumlu olduğu, değişmesi gereken parça sayıları ve işçilikler ile tutarlarının o tarihteki piyasa rayiç fiyatları ile uygun olduğu, dava dışı sigortalıya davacı tarafından ödenmesi gereken hasar bedelinin kdv dahil 13.872,80 TL olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği, TTK’nun 1472 maddesi ve Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre sigortalısının zararını karşılayan davacı kasko şirketinin sigortalısının halefi olarak zarara sebebiyet veren üçüncü kişilerden uğradığı zararı talep edebileceği, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarına göre davacı sigortanın kasko sigortalısına yapmış olduğu ödemenin meydana gelen hasar ve kaza ile uyumlu olduğu, kazanın kontrolsüz kavşakta meydana geldiği, davalı sürücünün sağından gelen davacı sigortalısına yol vermemek suretiyle sebebiyet verdiği kazada %75 oranında asli kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, buna göre davacı sigortanın davalı sürücüden haksız fiil faili ve diğer davalı … Ltd Şti’den ise işleten olarak kusurlarına karşılık 10.404,60 TL(13.872,80 TL X %75=10.404,60 TL) talepte bulunabileceği, her ne kadar kaza tespit tutanağında davacı sigortalısı ve davalı sürücü tarafından kaza tarihi 09/03/2019 günü saat 08:15 olarak belirtilmiş ve davacı tarafından bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş den zmms sigortacısı olarak talepte bulunulmuş ise de davalı … Sigorta A.Ş’nin cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu kaza mahalline ilişkin fotoğraflar ve bu fotoğrafların çekim özelliklerine (fotoğrafın çekim tarihi, genişliği, yüksekliği, boyutu, fotoğrafın çekildiği cihazın model bilgisi, dıyafram pozlama süresi v.s) ilişkin kayıtlara göre kazanın 08/03/2019 günü saat 08:20’de meydana geldiği ve bu tarih itibariyle davalının zmms poliçesinin yürürlükte olmadığı (davalı … plakalı aracın sigorta poliçesinin 08/03/2019 tarihinde düzenlendiği ve genel şartlara göre poliçe başlangıç saatinin 12:00 olduğu) savunulduğuna göre, taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanağına karşılık yazılı belge mahiyetindeki delile dayanan bu savunma karşısında ispat külfetinin yer değiştirdiği ve davacı sigorta tarafından hasarın teminat kapsamında olduğunun başka yazılı delillerle ispatlanması gerektiği, ancak davacı sigortanın, davalı sigortanın savunmasını çürütecek mahiyette herhangi bir yazılı delil sunmadığı, bu kapsamda davalı sigortanın sorumlu olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının usul ve yasaya uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, davacının ödeme tarihinden itibaren davalılar sürücü ve işletenden faiz talebinde bulunabileceği ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün avans faizi olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 10.404,60 TL’nin 20/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş yönünden davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 710,73 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 236,92 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 473,81 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 236,92 TL peşin harç, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 231,60 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.522,92 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (10.404,60/13.872,80=0,75) 1.892,19 TL’sinin davalılar … ve … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2 fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı … Sigorta A.Ş dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 3/2 ve 13. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalılar … ve … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA