Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/33 E. 2021/453 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/33 Esas
KARAR NO : 2021/453

A- MAHKEMEMİZİN ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2013

B-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 5. ATM’ NİN 2014/162 E. 2014/102 K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2014
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 17/05/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın nükleer tıp alanında faaliyet gösterdiğini, hizmet vermek üzere, SGK ile anlaşması bulunan bazı hastahane, tıp merkezleri ve dal merkezleri ile sözleşme yapıldığını, buna istinaden SGK’lı ve özel hastaların sintigrafi dahil görüntülemeli tetkiklerini yapmakta olduğunu, hastaların tamamının kimlik dahil tüm resmi kayıtlarının tutulduğunu, bu kayıtlarla birlikte hastalara ait raporların birer nüshasının anlaşma yapılan kurumlara teslim edildiğini, sözleşme kapsamında yapılan tetkiklerin sözleşme gereği SGK’nun belirlediği SUT ve BUT rakamları üzerinden +KDV olmak üzere anlaşma yapılan kurumlara faturalandırıldığını, davalı şirkete verilen hizmet karşılığı olarak takip tarihine kadar 185.923,32-TL, takip tarihinden sonra 225.066,99-TL bedelli faturalar tanzim edildiğini, davalı firmanın müvekkili firmaya takip tarihine kadar 25.000,00-TL ödeme yaptığını, İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla yapılan takibe dayanak alacağın halen ödenmediğini, davalı şirketin hissedarı ve müdürü hakkında savcılığa nitelikli dolandırıcılık konusunda suç duyurusunda bulunulduğunu belirtmiş , davalı şirketin hisselerinin devrinin önlenmesi amacıyla hisselerin üzerine tedbir ve devir yasağı konulmasına, davalı şirketin SGK Kurumundan alacakları bedellere ihtiyati haciz konulmasına, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 inkar ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve davalı şirket hisselerinin devrinin önlenmesi amacı ile davalı şirket ortağı ve müdürünün hisselerinin üzerine tedbir ve devir yasağı konulmasına, davalı şirketin mal kaçırma kastı sabit olduğundan SGK kurumundan alacağı bedellere ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 02/09/2013 tarihli cevap dilekçesinde özetle: davalı firmanın nükleer tıp alanında faaliyet gösterdiği, ancak görüntü merkezi olarak direkt olarak SGK ile anlaşma yapamaması sebebiyle müvekkilleri gibi SGK ile anlaşması bulunan sağlık kuruluşlarının sintigrafi dahil görüntülemeli tetkiklerini yaptığını, davacı tarafın suiniyetli olarak sintigrafi görüntülemelerinin bedellerinin tamamını müvekkilinden tahsil etme gayretine düştüğünü, davacı ile müvekkili şirketin kurulduğu günden beri çalıştığını ve karşılıklı güvene dayalı ticaretlerinin olduğunu, müvekkili şirketin hastalarının sintigrafi işlemlerinin davacı firmada yapıldığını, ancak SGK ile anlaşması olmadığı için bu işlemlerin müvekkili şirket tarafından SGK’ya fatura edildiğini ve taraflar arasındaki sözleşme gereğince alınan sintigrafi bedellerinin %20’sinin davacı firmaya ödendiğini, davacı tarafın taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesini davaya dayanak yaptığını, söz konusu sözleşmede hizmet bedelleri hususunda herhangi bir ücretlendirme yapılmadığını, sözleşme SGK ile anlaşması olmayan davacı şirketin kuruma verilmesi zorunlu belgelerden olması nedeniyle düzenlenmiş bir sözleşme olduğunu ve hiç bir maddesinde ücretlendirmeye gidilmediğini, davacının tamamen haksız ve kötü niyetli hareket ettiğini, müvekkilinin SGK ile yapmış olduğu sözleşmenin sadece kendisi ve SGK arasında olduğunu, bu sözleşme gereğince Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen SUT-BUT fiyatlandırmalarının da müvekkili ile SGK arasındaki hizmet sözleşmesinin fiyatlandırması olduğunu, davacının bu bedelin tamamını müvekkilinden talep edemeyeceğini, Medeni Kanunun 2.maddesine göre bu durumun hakkın kötüye kullanılması olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere faturalandırma şekli kabul edilse bile bunun gerçeği yansıtmadığını, hak, nefaset ve sağlık sektöründeki teamül ve adetlere aykırı olduğunu belirtmiş ,davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Aşamada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/162 esas sayılı dosyasının Mahkememiz dosyası ile birleştirilerek Mahkememiz dosyasına gönderilmiş, birleştirilen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sintigrafi alanında hizmet verdiğini ve bunun için SGK ile anlaşması bulunan diğer hastane tıp merkezleri ve dal merkezleri ile sözleşme yaparak kendi sahibi olduğu adreste SGK’lı ve özel hastaların sintigrafi dahil görüntülemeli tetkiklerini yaptığını, söz konusu hastaların tüm kayıtlarının tutularak bunlar ile birlikte hastalara ait raporların birer nüshasının anlaşma yapılan kuruma teslim edildiğini, sözleşme kapsamında yapılan bu tetkiklerin sözleşme gereği SGK’nın belirlediği SUT ve BUT rakamları üzerinden + KDV olmak üzere anlaşma yapılan kurumlara faturalandırıldığını, sözleşme yapılan kurumların müvekkilinin yapmış olduğu görüntüleme bedelinin SUT ve BUT rakamlarının tamamının KDV’li olarak SGK’dan tahsil ettiğini ve tahsil edilen bu bedelin de fatura karşılığı müvekkili firmaya ödemek zorunda olduğunu, müvekkili firmanın 20/11/2007 tarihinden itibaren her yıl devam etmek üzere … ile hizmet alım sözleşmesi yapmış iken aynı yerde 2012 yılında ….’nin kurulduğunu ve bu şirket ile hizmet alım sözleşmesinin yapıldığını, verilen hizmetin karşılığı olarak faturaya dayalı alacağının mevcut olduğunu ve İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kalan alacakları yönünden icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın itirazları üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu belirtmiş , itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına hükmedilmesine ve davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mallarıyla 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiği belirlenmiştir.
Mahkememizce asıl dava dosyası yönünden davanın kabulüne, birleşen dosya yönünden kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/8482 Esas 2019/4489 Karar sayılı ilamı ile ” 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
a) Asıl davaya yönelik davalı vekilinin tüm,
b) Birleşen davaya yönelik taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Birleşen dava yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; asıl davada, takip konusu edilen 31.01.2013 tarihli 37.890,72 TL ve 28.02.2013 tarihli 32.259,60 TL bedelli 2 adet fatura alacağı mahkemece karar altına alınmasına rağmen, birleşen davada da karar altına alınan işbu 2 adet fatura bedelinin mahsubu yapılmaksızın mükerrer olacak şekilde tekrar hüküm altına alınmasında isabet görülmemiştir.
3- Birleşen davada, alacak likit olduğuna göre İİK’nın 67/2 maddesine aykırı şekilde birleşen davada davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya yönelik taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ” karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuştur.
İncelenen İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 31/10/2012 tarihli 20.827,77 TL, 30/11/2012 tarihli 31.612,86 TL, 31/12/2012 tarihli 63.330,08 TL, 31/01/2013 tarihli 37.890,72 TL, 28/02/2013 tarihli 32.259,60 TL bedelli faturalara dayalı olarak 160.921,03 TL üzerinden ilamsız takip yoluyla yapıldığı, davalı tarafın itirazı üzerine icra takibinin durduğu belirlenmiştir.
İncelenen İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 30/04/2013 tarihli 225.066,99 TL, 29/06/2013 tarihli 46.739,38 TL ve 31/05/2013 tarihli 73.749,42 TL bedelli faturalara dayalı olarak toplam 345.555,79 TL üzerinden ilamsız takip yoluyla yapıldığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu belirlenmiştir.
Bozma ilamı öncesinde taraf delilleri dosyaya ibraz edilmiş, taraflar arasındaki 12/10/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesinin 2. maddesinde “taraflardan …’ın, SUT’un 1.2 maddesi kapsamına giren hastalar için hastane tarafından istenecek nükleer tıp (sintigrafi) tetkiklerinin SUT hükümlerine uygun olarak yapmayı kabul ve taahhüt etmektedir. Ayrıca özel sağlık sigortaları kapsamındaki hastalar, kendinde ücretli hastalar, özel kurum ve kuruluşların mensubu olan hastalar v.s. diğer hastalar da hastane tarafından istenecek tetkikleri kendi statüleri içinde yapmayı kabul ve taahhüt eder” şartının bulunduğu 5.maddesinde bilgi için başlıklı bölümün 7.8.1 kısmında “SHS, SUT’ta yer alan tetkik ve tahlillerden bir veya daha fazlasını gerçekleştiremediği hallerde, bu hizmetleri temin edecek SHS’nin görüntüleme merkezinin ve/veya labaratuarın ruhsat/faaliyet izin belgesi örneği ile alınacak hizmetleri ayrıntılı olarak gösterir hizmet alım sözleşmesinin sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 5(Beş) gün içerisinde kuruma iletmek zorundadır. Hizmet alınan SHS’nın kurumla sözleşmesi yok ise hizmet alım sözleşmesinin kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihten itibaren 15(Onbeş) gün içerisinde kurumca hizmet alımı yapacak SHS’ye bildirimde bulunulur. Eğer bildirim olumlu ise bildirim tarihinden itibaren hizmet alımı başlamış sayılır. Ancak hizmet alınan SHS’nin hizmet alımı yapılan branşta kurumla sözleşmesi var ise kurumca uygunluk bildirimine gerek olmaksızın, hizmet alımı sözleşmesinin kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihten itibaren bu hizmetleri alabilir. Kuruma iletilmeyen veya kurumca uygunluğu bildirilmeyen SHS’lerden hizmet alınması ve/veya bu hizmetlerin kuruma fatura edilmesi halinde bu işlem bedelleri ödenmez.” açıklamasının bulunduğu belirlenmiştir.
Bozma ilamından önce dosyaya gelen İzmir SGK İl Müdürlüğünün 08/01/2014 tarihli yazısı ekindeki 06/01/2014 tarihli İzmir SGK Hukuk Birimine hitaben gönderilen yazıda kurumda … tesis kodu ile işlem gören …nin 2008 temmuz ayından 2013 nisan ayı sonuna kadar … tesis kodlu …inin 2013 nisan sonuna kadar kuruma fatura ettiği işlemlerin GSS Genel Müdürlüğünden alınan ve kurum Medula veri tabanında kayıtlı olan işlemler üzerinden ödemelerin hesaplandığı bildirildiği ve … ile Özel …inin kuruma fatura ettiği nükleer tıp işlemlerinin toplam tutarlarının tablolarda gösterilerek yapılan işlemlere ait isim ve tarih listesinin CD halinde gönderildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Dosya içindeki İzmir Ticari Sicil Müdürlüğüne ait sicil kayıtlarında ….’nin yetkilisinin …, dava dışı ….’nin ortağının … ve ….’nin ortakları arasında …’nın bulunduğu ve hissesini …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığı belirlenmiştir.
Bozma ilamı öncesinde tarafların iddia ve savunmalarının irdelenmesi yönünden taraf kayıtları da incelenmek suretiyle nükleer tıp anabilim dalı üyesi ve mali müşavir bilirkişilerden rapor alınmış, bilirkişiler dosyaya verdikleri 26/12/2014 tarihli raporlarında; davacı şirketin 2012-2013 yılları yasal ticari defterlerinde (2012 yılı envanter hariç) noter açılış onayları ile dönem sonu noter kapanış onaylarına ilişkin vecibelerin yerine getirilmiş olduğu ve delil olma kabiliyetinin bulunduğunu, davacı şirketin yasal defterlerinde davalı şirket ile arasındaki ticari işlemlerin 120.99.103-alıcılar alt hesabında izlendiği ve 31/12/2012 itibariyle 115.770,71 TL, 31/12/2013 tarihi itibariyle 506.476,82 TL davalı firmadan alacaklı gözüktüğünü, davalı şirketin 2012-2013 yılları yasal ticari defterlerinde (2012-2013 yılları envanterleri hariç) noter açılış onayları ile dönem sonu noter kapanış onaylarına ilişkin vecibelerin yerine getirilmiş olması sebebiyle yasaya uygun tutulma koşulunu sağlandığını ve kanıt olma vasfının bulunduğunu, yasal ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında 2012 yılında başlayan faturaya dayalı ticari ilişki gözlemlendiğini, İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından çıkarılan ödeme emrinde 160.921,03 TL asıl alacağın dayanağı olarak 5 adet fatura gösterildiğini, 16/04/2014 tarihli ihtiyati haciz kararının ardından takip borçlusu tarafından icra dosyasına 160.921,00 TL’nin yatırıldığını, birleşen dava dosyasında verilen 18/04/2014 tarihli ihtiyati haciz kararı ile İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında 21/05/2014 tarihinde 4.195,09 TL tahsilat yapıldığını, davalı defterlerinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı takibine dayanak 5 adet 31/10/2012 tarih … seri nolu 20.827,70 TL, 30/11/2012 tarih … seri nolu 31.612,86 TL, 31/12/2012 tarih … seri nolu 63.330,08 TL, 31/01/2013 tarih … seri nolu 37.890,72 TL, 28/02/2013 tarih … seri nolu 32.259,60 TL bedelli faturaların kayıtlı olduğunu, İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı takibine dayanak 3 adet 30/04/2013 tarih … seri nolu 225.066,99 TL, 31/05/2013 tarih … seri nolu 73.749,42 TL, 29/06/2013 tarih … seri nolu 46.739,38 TL bedelli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacı … A.Ş.’nin Mart 2013 ayı ayakta sintigrafi bedeli olarak düzenlediği 30/03/2013 tarih 24900 seri nolu %8 KDV dahil 30.698,44 TL’lik takip dışı faturanın tarafların defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı şirketin 03/04/2013 tarihinde davacı şirkete 25.000,00 TL havale gönderdiğini ve bu hususun tarafların ticari defterleri ve banka dekontu ile sabit olduğunu, davacı şirketin verdiği sintigrafi hizmetleri için keşide ettiği %8 KDV dahil yukarıda belirtilen 8 adet faturada toplam 185.921,03 TL bedelli 5 tanesinin davalı ticari defterlerinde aynen kayıtlı olduğu ve davalının 03/04/2013 tarihinde ödemesi düşüldüğünde davacının Ekim 2012 – Şubat 2013 döneminde verdiği sintigrafi hizmetlerinden dolayı bakiye 160.921,03 TL alacağı kaldığının davalı kayıtları ile sabit olduğunu, birleşen dosyada takip konusu yapılan 3 adet fatura davalı defterlerinde kayıtlı değil ise de taraflar arasındaki temel ticari ilişkinin varlığının tartışma dışı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede sintigrafi birim fiyatının ne olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, taraflarca ibraz olunun emsal sözleşmelerdeki birim fiyatlarının birbirinden oldukça farklı olduğu, nizalı faturalardaki sintigrafi hizmet bedellerinin hangi fiyatlarla değerlendirileceği hususunda emsal sözleşmelerden yola çıkılarak sağlıklı bir sonuca ulaşılamadığını, taraflar arasında teati edilen ve hem davacı hem davalı şirketlerin yasal ticari defterlerinde kayıtlı olan toplam 185.921,03 TL bedelli 5 adet faturadaki sintigrafi hizmetleri ile alakalı olarak davalı şirketin SGK’dan tahsil ettiği bedelleri hangi oranda davacıya yansıttığı olgusuna göre hesaplama yapılacağını, İzmir SGK İl Müdürlüğünün 08/01/2014 tarihli yazısı ekindeki CD ve Kemeraltı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 06/01/2014 tarihli yazısına göre SGK’da … tesis kodu ile işlem gören … ve … tesis konu ile işlem gören …sinin Nisan 2013 sonu kadar fatura ettiği işlemlerin Medula veri tabanında kayıtlı olan işlemler üzerinden hesaplandığını, bu tıbbi işlemlerin … SUT kodlu Myokard Pefüzyon Spect, … SUT kodlu Myokard Pefüzyon Spect Gated Spect ve … SUT kodlu Farmakolojik Stress İşlemleri olduğu, fatura edilen işlem tutarlarına ait icmallerin 2 tablo halinde gösterildiği ve yapılan tüm işlemlerin ise isim ve tarih olarak 1 adet CD’de toplandığını, İzmir SGK İl Müdürlüğünün, Kemeraltı Sağlık Merkezinin söz konusu yazısında belirtilen ödeme icmallerine göre …nin 2008 yılında toplam işlem tutarının 144.883,00 TL, toplam Radyo Farmasötik ilaç tutarının 68.210,00 TL, kesinti tutarının 6.321,00 TL, ödenen tutarın 208.772,00 TL, 2009 yılında toplam işlem tutarının 43.170,00 TL, toplam Radyo Farmasötik ilaç tutarının 8.047,00 TL, kesinti tutarının 6.526,00 TL, ödenen tutarın 44.691,00 TL, 2010 yılında toplam işlem tutarının 293.958,00 TL, toplam Radyo Farmasötik ilaç tutarının 25.853,00 TL, kesinti tutarının 7.390,00 TL, ödenen tutarın 312.421,00 TL, 2011 yılında toplam işlem tutarının 302.122,00 TL, toplam Radyo Farmasötik ilaç tutarının 0,00 TL, kesinti tutarının 324,00 TL, ödenen tutarın 301.798,00 TL olduğunu, 2012 yılında toplam işlem tutarının 266.892,00 TL olduğunu ilaç ve kesinti tutarının bulunmadığını, ödenen tutarın 266.892,00 TL, 2013 yılında toplam işlem tutarının 82.953,00 TL olduğunu ilaç ve kesinti tutarının bulunmadığını, ödenen tutarın 82.953,00 TL olduğunu ve sonuçta toplamda işlem tutarının 1.133.978,00 TL, toplam Radyo Farmasötik ilaç tutarının 102.110,00 TL, kesinti tutarının 18.561,00 TL, ödenen tutarın 1.217.527,00 TL olduğunu, …nin 2012 yılı toplam işlem tutarının 186.922,00 TL olduğunu, ilaç tutarı ve kesinti tutarının bulunmadığını, ödenen tutarın 186.922,00 TL, 2013 yılında işlem tutarının 293.250,00 TL olduğunu, ilaç tutarı ve kesinti tutarının bulunmadığını, ödenen tutarın 293.250,00 TL ve toplamda işlem tutarının 480.172,00 TL olduğunu ilaç ve kesinti tutarının olmadığını, ödenen tutarın 480.172,00 TL olduğunu, buna göre davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayıp çekişmeli olan 3 adet fatura bedeli toplamı 345.555,79 TL tutarındaki faturalardaki sintigrafi hizmetlerinin bedellerinin davacı şirketin 2012 yılında fatura ettiği nizasız tetkik bedellerinin davalı şirketin SGK’dan tahsil ettiği bedellere oranına göre % 61,93 hesabıyla davalının 2013 yılında tahsil ettiği miktara oranlaması sonucu 181.609,72 TL olduğunu bildirmişler, 27/11/2015 tarihli ek raporlarında ise önceki raporlarını tekrarlamışlardır.
Bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmiş, alınan 09/02/2021 havale tarihli bilirkişi kurulu ikinci ek raporunda; Mahkemece yapılan yargılama sonucu 21/01/2016 tarih 2014/1489 Esas, 2016/35 Karar sayılı kararla asıl davanın tümü ile kabulü birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verildiği, kararın asıl ve birleşen davada davalı …, birleşen davada ise davacı … vekili tarafından temyiz edildiği ,Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin bozma ilamı ile asıl davaya yönelik davalı vekilinin tüm birleşen davaya yönelik taraf vekillerinin aşağıdaki bendler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının yerine görülmediği, davacı … ‘nin 2012-2013 yıllarında düzenlediği toplam 185.921,03 TL bedelli 5 adet faturadan kaynaklanan bakiye 160.921,03 TL alacağın tahsili için İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyası ile 03/05/2013 tarihinde başlattığı icra takibine davalı …nin borçlu sıfatı ile yaptığı itirazın iptali istemi ile açılan asıl dava kapsamında Yargıtay 23. HD’nin 04/11/2019 tarih 2016/8482 Esas 2019/4489 Karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin asıl davaya ilişkin itirazlarının tümü yerinde görülmeyip asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiş olduğundan asıl davaya ilişkin önceki sonuç ve hesaplarda herhangi bir değişiklik olmadığı, davacı … ‘nin Nisan – Mayıs – Haziran 2013 aylarına keşide edilmiş 3 adet faturadan doğan toplam 345.555,79 TL alacağın tahsili için İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyası ile 10/07/2013 tarihinde başlattığı icra takibine davalı …’nin borçlu sıfatı ile yaptığı itirazın iptali için İzmir 5. ATM’de açılan 2014/162 sayılı birleşen dava kapsamında davalı vekilinin temyiz itirazları bağlamında Yargıtay 23. HD ilamı bağlamı ile birleşen dava yönünden asıl davada takip konusu edilen 31/01/2013 tarihli 31.890,72 TL ve 28/02/2013 tarihli 32.259,60 TL bedelli 2 adet fatura alacağı Mahkemece karar altına alınmasına rağmen birleşen davada da karar altına alınan bu iki adet fatura bedelinin mahsubu yapılmaksızın mükerrer şekilde tekrar hüküm altına alınmasında isabet görülmediği, dolayısıyla bozma gerekçesi göz önüne alınarak birleşen davaya konu takip bakımından alacak miktarı bahis konusu 2 adet fatura bedeli düşülmek suretiyle yeniden hesaplandığı, buna göre davacı … ‘nin takip tarihi olan 10/07/2013 tarihi itibariyle takip borçlusu davalı …’nden 111.459,40 TL alacağı bulunduğu, farklı bir anlatımla davalının İzmir … İcra Müd’nün … sayılı takip dosyasında 345.555,79 TL asıl alacağa yaptığı itirazın 111.459,40 TL lik kısım bakımından yerinde olmadığının mütalaa edildiği, öte yandan İzmir … İcra Müd’nün … sayılı icra dosyasında davalı takip borçlusu …’nden takip sonrası 21/05/2014 tarihinde 4.195,09 TL lik tahsilat yapıldığı, Yargıtay 23. HD’nin ilamı ile alacak likit olduğuna göre İİK’nun 67/2 Maddesine aykırı şekilde birleşen davada davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru bulunmayarak davacı vekilinin bu husustaki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına karar verildiği, bu konunun bilirkişi heyetinin uzmanlık ve görev alanı dışında bulunduğu ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Dosyaya toplanan deliller alınan bilirkişi rapor ve ek raporları ile tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; taraflar arasındaki 12/10/2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi gereğince davalı şirketin hastalarının nükleer tıp sintigrafi tetkiklerinin davacı tarafından yapıldığı, davacı tarafın SGK ile anlaşması bulunmadığından söz konusu tetkikler için davalı tarafça SGK’dan tahsil edilen görüntüleme bedellerinin SUT ve BUT rakamlarının fiyatlandırılması konusunda sözleşmede bir hüküm bulunmadığı, taraflar arasında iş bu dava konusu olan ve İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip konusu olan toplam 5 adet faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ….’nin 2012-2013 yıllarında düzenlediği toplam 185.921,03 TL bedelli 5 adet faturadan kaynaklanan bakiye 160.921,03 TL alacağın tahsili için İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyası ile 03/05/2013 tarihinde başlattığı icra takibine davalı …nin borçlu sıfatı ile yaptığı itirazın iptali istemi ile açılan asıl dava kapsamında Mahkememizce verilen 21/01/2016 tarihli karar bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiği ve asıl dosya yönünden karar verilmesine yer olmadığı , birleşen dava dosyası yönünden asıl davada takip konusu edilen 31/01/2013 tarihli 31.890,72 TL ve 28/02/2013 tarihli 32.259,60 TL bedelli 2 adet fatura alacağının Mahkememizce asıl dava dosyası kapsamında karar altına alındığı ,söz konusu bu iki adet fatura bedeli değerlendirilmeksizin yapılan hesaplama sonucu davacı … ‘nin takip tarihi olan 10/07/2013 tarihi itibariyle takip borçlusu davalı …’nden 111.459,40 TL alacağı bulunduğu, farklı bir anlatımla davalının İzmir … İcra Müd’nün … sayılı takip dosyasında 345.555,79 TL asıl alacağa yaptığı itirazın 111.459,40 TL lik kısım bakımından yerinde olmadığı, bu miktar üzerinden davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğu , takip konusu edilen alacak likit alacak niteliğinde olduğundan davacı taraf lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, birleşen dosya yönünden Mahkememizin kısa kararının 1 nolu bendinin 3. paragrafında ” Takibin devamına karar verilen bölüm üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” düzenlemesinden hemen sonra maddi hata sonucu sehven ” REDDİNE ” şeklinde ibare eklendiği , maddi hatanın İİK 304. Maddesi kapsamında düzeltilmesinin gerektiği ve gerekçeli kararda söz konusu düzeltmenin yapıldığı , birleşen dosya yönünden 18/04/2014 tarihinde 345.555,79 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğinden hüküm altına alınan111.459,40-TL dışında kalan 234.096,39-TL’ lik’lik bölüm üzerinden Mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış ,asıl dava dosyası yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
A-ASIL DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:
Asıl dava dosyası ile ilgili Mahkememizce verilen 21/01/2016 tarihli karar bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden asıl dava dosyası ile ilgili YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR 5. ATM’ NİN 2014/162 E. 2014/102 K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İzmir … İcra müd. … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 111.459,40-TL asıl alacak ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işletilecek ve % 13,75 oranı aşılmayacak şekilde ticari avans faizi ile birlikte devamına,
Takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödemenin icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
Takibin devamına karar verilen bölüm üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının 234.096,39-TL’ lik bölüm üzerinden KALDIRILMASINA,
2-Alınması gerekli 7.615,79-TL harç , peşin alınan 4.173,55-TL ile Mahkememizce çıkartılan 22/02/2016 tarihli Harç Tahsil Müzekkeresi ile tahsil edilmiş 4.202,55 TL harcın davacı tarafa , 587,42 TL harcın da davalı tarafa karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine ,
3-Kabul edilen miktar üzerinden davacı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 14.539,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine,
4-Reddedilen miktar üzerinden davalı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 24.837,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiliyle davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça bozmadan sonra yapılan 10 davetiye bedeli 95,50 TL ,bilirkişi inceleme ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 895,50 TL yargılama giderinin red ve kabule göre 289,00 TL lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine , kalan bölümünün davacı üzerinde bırakılmasına ,
Dair tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekilleri davacı vekilleri Av. … ve Av. … ile davalı vekili Av. …’nın yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.29/04/2021

Başkan …
E – İMZA

Üye …
E – İMZA

Üye …
E – İMZA

Katip …
E – İMZA