Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/321 E. 2022/249 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/321
KARAR NO : 2022/249

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Sigorta Reasürans Brokerliği vasıtasıyla davalı adına Taşıyıcının Sorumluluğu Blok Sigorta Poliçesi tanzim edilmiş olup, davalı tarafından işbu prim borcunun ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü …/… E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibi davalının itirazı üzerine durdurulmuş olup, davalının haksız itirazı sebebiyle duran takibin iptali ile takibinde devamına karar verilmesi için işbu davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğu, müvekkili şirketin muhtemel rizikoları sigorta ettirmek için sigorta sözleşmesi yapmak isteyenler ile sigorta şirketlerini bir araya getirmek ve sigorta sözleşmesinin akdedilmesine ilişkin işlemleri yapmak ve gerektiğinde bu anlaşmaların uygulanması ve hasarların ödenmesinde sigortalılara yardım etmek amacıyla faaliyet göstermekte ve yapmış olduğu aracılık işlemleri karşısında komisyon ücretleri aldığı, davalı şirket adına müvekkili şirket aracılığı ile … Sigorta A.Ş.’nin sigortacı davalının sigortalı olduğu 70.000,02 TL prim bedeli karşılığında 26.12.2018-26.12.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Taşıyıcının Sorumluluğu Blok Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği, davalı tarafından 70.000,02 TL prim bedelinin 20.000,00 TL.si 18.03.2019 tarihinde çek vasıtasıyla müvekkili şirkete ödendiği, bununla birlikte 10.05.2019 tarihinde davalının talebi üzerine bahse konu poliçe iptal edildiği ve davalının 70.000,00 TL prim bedelinin 30.000,00 TL sinin iptal edildiği ve bu hususa ilişkin zeyil tanzim edildiği ancak bakiye 20.000,02 TL prim borcunun davalı tarafından ödenmediği, söz konusu bakiye prim borcuna istinaden davalıya İzmir … Noterliği 12.06.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği, davalı şirketçe davacı müvekkili şirket tarafından gönderilen ihtarnameye herhangi bir cevap verilmemesi üzerine davalı aleyhine İzmir 2.İcra Müdürlüğü …/… Sayılı dosyasından icra takibinin başlatıldığı, ancak bu icra takibi davalı itirazı üzerinde durdurulduğunu belirterek borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın lojistik taşıma ticareti yaptığı, bu faaliyet sırasında oluşabilecek zararların karşılanması için de ilgili sigorta firmaları ile sigorta sözleşmesi yaptığı, bu anlamda, … Sigorta A.Ş. ile bu anlaşmayı yaptığı, bu sözleşmenin yapılması için de davacı firma acente olarak aracılık yaptığı, müvekkili firma sigortalı olarak … Sigorta A.Ş. ile 26.12.2018 başlangıç ve 26.12.2019 bitiş tarihli … poliçe nosu ile 70.000,02 TL bedelli sözleşmeyi … acente numaralı davacı firma aracılığı ile imzaladığı, anılan bedelin 20.000,00 TL. Bedelinin müvekkili firma tarafından ödendiği, 08.02.2019 tarihinde müvekkili firmanın taşıma esnasında meydana gelen hırsızlık ve sonucunda oluşan zararın sigorta firması tarafından karşılanması için … Sigorta A.Ş.’ne …, … nolu dosya ile hasar başvurusunda bulunulduğu ancak anılan firma taraflar arasındaki sözleşmeye rağmen oluşan hasarı ödemediği, bu durumda müvekkili firma da sigorta sözleşmesinden beklediği hizmeti alamadığından sözleşmeyi çok daha önce bildirmesine rağmen ancak 10/05/2019 tarihinde poliçeyi iptal edebildiği, iptal işleminden sonra bakiye borç/alacak hesaplanmış ve herhangi bir borcun olmadığı sonucuna varıldığı, ancak buna rağmen bu kez davalı acente nasıl hesaplandığı anlaşılamayan bir şekilde müvekkili firmaya 20.000,00 TL borç çıkardığı, bu aşamada davacı acente bu kez İzmir 2.İcra Müd…./… sayılı icra takibi yaptığı ve takibe süresi içinde takip konusu miktarın yargılamaya muhtaç olması nedeniyle itiraz edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-Türkiye Sigortanın 16/01/2021 ve 20/01/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’un 28/05/2021 tarihli raporu,
-Bilirkişi …’nin 31/12/2021 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağına istinaden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 16/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 20/11/2019 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının sigorta brokerliği yaptığı, davalı adına taşıyıcının sorumluğu blok sigorta poliçesi düzenlediği, davalının poliçeye ilişkin prim borcunu kısmen ödediği, davalının istemi üzerine poliçenin daha sonra iptal edildiği, ancak poliçenin geçerli olduğu dönem yönünden davalı bakiye prim borcu olduğu ve ödemediğini iddia ettiği, davalının ise davacıya 20.000,00 TL ödeme yaptığı, poliçe döneme içerisinde meydana gelen hasarın dava dışı sigorta tarafından karşılanmaması üzerine poliçenin iptal edildiği, davacının iptale rağmen bakiye prim alacağı talebinde bulunduğu ve borçlu olmadığını savunduğu, taraflar arasında davacının davalı adına sigorta poliçe düzenlediği, sigortacılık işlemlerine aracılık ettiği hususu ihtilafsız olup, uyuşmazlığın poliçeden kaynaklı olarak davalının prim borcunun bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususunda olduğu, mahkememizce bu kapsamda tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, öncelikle davalı defterlerine yönelik yapılan incelemede 28/05/2021 tarihli rapora göre davalı tarafın defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takip tarihi itibariyle davalının cari hesap kayıtlarına göre davacıdan 49.700,00 TL alacaklı olduğu ancak dava konusu edilen poliçeye ilişkin olarak davalı tarafından davacıya sadece 20.000,00 TL ödeme yapıldığı, takip ve dava konusu alacağın dayanağını oluşturan poliçenin 26/12/2018- 26/12/2019 tarihleri arasındaki dönem için 70.000,02 TL prim karşılığında düzenlendiği, poliçenin 10/05/2019 tarihinden itibaren iptal edildiği, iptale ilişkin zeyilname düzenlendiği, poliçenin yürürlükte olduğu, 26/12/2018-10/05/2019 tarihleri arasındaki dönem için 40.000,02 TL tutarında sigorta priminin ödenmesi gerektiği, davalı tarafından poliçeye ilişkin yapılan ödeme miktarının 20.000,00 TL olduğu dikkate alındığında davacının bakiye 20.000,02 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede ise 31/12/2021 tarihli rapora göre davacının defterlerinin usulüne uygun olduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takip ve dava konusu poliçe ile zeyilname ve davalı tarafından yapılan 20.000,00 TL’lik ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının kendi defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 20.212,73 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, … Sigorta A.Ş’nin 20/01/2022 tarihli cevabı yazısına göre poliçe primlerinin tamamının davacı tarafından dava dışı … Sigortaya ödendiği, davalı tarafından doğrudan sigortaya yapılan herhangi bir ödemenin olmadığı, davalı tarafından 26/12/2018-10/05/2019 tarihleri arasındaki döneme ilişkin poliçenin geçerli olduğu ve söz konusu poliçeye istinaden davacıya sadece 20.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edildiğine göre davalının zeyilname sonrası oluşan duruma göre toplam 40.000,02 TL prim borcu olduğu, bu borçtan davalı tarafından yapılan 20.000,00TL ödeme mahsup edildiğinde davacının davalıdan bakiye 20.000,02 TL alacaklı olduğu, borçlu olmadığını savunan ve ödeme yaptığını bildiren davalının ödeme olgusunu ispat etmesi gerektiği, poliçe için tahakkuk eden prim tutarına ilişkin davalı savunmalarının davacıya yöneltilemeyeceği, davacı şirketin takip ve dava konusu poliçeye acenta olarak aracılık ettiği, alacağın tahsili için yetkili olduğu, davalının husumet itirazının bu nedenle yerinde olmadığı, tüm dosya kapsamı itibariyle davacının alacağının varlığını ve miktarını ispat ettiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2-20.002,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 4.000,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 1.366,33 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 241,58 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.124,75 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 241,58 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 184,30 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.480,28, TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasının merciine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)