Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/464 Esas
KARAR NO : 2021/1191
DAVA : İtirazın İptali(Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali(Bankacılık İşleminden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Hatay /İzmir Şubesi ile dava dışı …. Ltd. Şti. arasında 23.05.2014 tarih ve 1.000.000.-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye dayanılarak dava dışı şirkete krediler kullandırıldığını, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredilerin zamanında ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, ihtar sonrası alacağın tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takibe başlandığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasındaki beyanında; dosyaya konu olan borcun İzmir … ATM … E. sayılı konkordato dosyasında alacak olarak davacı banka tarafından bildirildiğini ve mahkemece tasdik edilen konkordato projesine uygun olarak ödemelerinin yapıldığını, davacı bankanın aynı alacağı ikinci kez mükerrer olarak tahsil etmek istediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kredi Sözleşmesi ve ekleri,
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası sureti,
-… nin 09/11/2020 tarihli yazısı,
-Bilirkişiler … ve …’nun 31/05/2021 tarihli kök ve
04/11/2021 tarihli ek heyet raporu,
-İzmir … ATM’nin … sayılı dosya sureti.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden davalı … ve dava dışı …. Ltd Şti ve …. Ltd. Şti. aleyhinde İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlattığı, ödeme emrinin davalı …’e 24/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu ile dava dışı borçlu şirketler vekilinin 04/08/2020 tarihinde tüm borçlular yönünden borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının, davacı bankanın İzmir/Hatay şubesi ile dava dışı borçlu … Ltd. Şti. arasında 23/05/2014 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi bulunduğu, dava dışı şirkete kredi kullandırıldığı, davalının da bu sözleşmeye müşterek ve müteselsil kefil olmak suretiyle sorumluluk altına girdiği, dava dışı borçlu ile davalı kefilin borcunu zamanında ödememesi üzerine hesapların kat edildiği, ihtar gönderildiği, ancak ihtara rağmen ödeme yapılmaması sebebiyle takibe girişildiği ve davalının haksız olarak takibe itiraz ettiği gerekçesiyle iş bu dava ile itirazın iptali talebinde bulunduğu ve yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, öncelikle davalı tarafından yapılan borca itirazın süresinde olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede 30/07/2020-03/08/2020 tarihleri arasındaki sürenin 2020 yılı Kurban Bayramı tatili olduğu, 2004 sayılı İİK’nın 19. maddesine göre davalının yedi günlük yasal itiraz süresinin son gününün 31/07/2020 tarihine denk gelmesi nedeniyle resmi tatil tarihinden sonraki ilk iş gününün mesai sonuna kadar uzayacağı, bu nedenle itirazın süresinde olduğu, davaya konu takibin asıl borçlusunun dava dışı … Ltd. Şti. ve takip dayanağı sözleşmenin ise 24/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi olduğu, davacı bankanın dava dışı … Ltd. Şti’nin borcuna istinaden bu şirket ile kefilleri olan davalı ve dava dışı … Ltd. Şti. aleyhinde takip yaptığı halde iş bu davada asıl borçlunun … Ltd. Şti. ve davalının da bu şirketin müteselsil kefili olduğu ve genel kredi sözleşmeleri nedeniyle sorumlu olduğunu iddia ettiği, her ne kadar davacı 09/07/2021 tarihli dilekçesiyle bu durumun maddi hata olduğunu ileri sürmüş ve … Ltd. Şti’nin borcu sebebiyle davalının sorumluluğunun değerlendirilmesini talep etmişse de dava dilekçesi ekinde asıl borçlusu dava dışı … Ltd. Şti. olan ve bu şirket ile imzalanan ve davalının da müteselsil kefil olduğu 30/03/2012 ve 23/05/2014 tarihli genel kredi sözleşmeleri ile bu sözleşmelere ilişkin kat ihtarnamelerinin sunulduğu dikkate alındığında bu hususun maddi hata olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı, basit yargılamaya tâbi olan somut uyuşmazlıkta 6100 sayılı HMK’nın 141/2 ve 319. maddeleri uyarınca ıslah ve davalının açık muvafakatı saklı kalmak kaydıyla davanın açılmasıyla birlikte davacı yönünden iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının başladığı, bu nedenle davacının ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatı olmaksızın iddiasını değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği, davacının bu yollara da müracaat etmediği, itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, hal böyle iken iş bu davada iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava dışı … Ltd. Şti. davaya konu takipte asıl borçlu olmadığına göre … Ltd. Şti’nin kefili olan davalının da dava dilekçesi ekinde sunulan genel kredi sözleşmesi kefaletinden ötürü sorumlu olduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 2.329,83 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.270,53 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra isteği halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca 21.953,44 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021
Katip …
E-İMZA
Hakim …
E-İMZA