Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/271 E. 2021/515 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/271 Esas
KARAR NO : 2021/515

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile dava dışı … arasında genel kredi sözleşmesi bulunduğu bu sözleşme kapsamında adı geçenin kredi kullandırıldığını, davalının ise bu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi kapsamında yapılması gereken taksit ödemelerinin zamanında yapılmaması nedeniyle kredi hesabının kat edildiği ve kat ihtarnamesinin gönderildiği, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde takip başlatıldığını, davalının haksız ve dayanaksız şekilde takibe itiraz ettiği, takibe kona alacaktan sorumlu olduğu belirtilerek davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 09/11/2020 tarihli yazısı,
-Davacı banka tarafından sunulan kredi sözleşmesi, hesap ekstresi, ödeme planı, ihtarname ve tebliğe ilişkin belgeler
-Bilirkişi …’in 30/03/2020 tarihli raporu,
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;Davacı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden davalı … ile dava dışı … aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 24/12/2018 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’ya tebliğe çıkartıldığı, tebligatın iade döndüğü, şirkete çıkartılan tebligatın ise 31/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 02/01/2019 tarihinde davalının sözleşmenin tarafı olmadığı, şirket yetkilisi sıfatıyla hareket ettiği, borçtan sorumlu olmadığı savunması ile borç ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, mahkememizce davaya konu kredi sözleşmesi ve ekleri ile dosya kapsamına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 30/03/2021 tarihli rapora göre, davacı banka ile dava dışı … arasında asıl borçlu sıfatı ile 21/01/2014 tarihinde 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’nın bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile ve 100.000,00 TL limitle imzaladığı, sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçluya 31.147,00 TL taksitli 60 ay vadeli ticari kredi kullandırıldığı, bu kredinin 47 taksidinin ödendiği, diğer taksitlerinin ise hiç ödenmediği, bu nedenle davacı banka tarafından kredi hesaplarının 18/10/2018 tarihinde 9.600,47 TL üzerinden kat edildiği, davalı ile dava dışı asıl borçluya Beşiktaş … Noterliğinin 18/10/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğinin bildirildiği, kredi asıl borçlusuna çıkartılan tebligatın 25/10/2018 tarihinde tebliğe edildiği, davalıya çıkartılan tebligatın ise bila ikmal iade edildiği, davalının sözleşme adresine gönderilen tebligatın sözleşmenin 58.maddesi uyarınca yapılmış sayılacağının taraflarca kararlaştırıldığı, bu sebeple davalının 31/10/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, ihtarname sonrası 2.600,00 TL tahsilat yapıldığı böylece takip tarihi itibariyle davacı bankanın işlemiş faiz ve ferileri dahil olmak üzere 8.220,39 TL alacağı bulunduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği, davalı tarafından kendisinin sözleşmede taraf olmadığı, borçtan sorumluluğunun bulunmadığı savunulmuş ise de, davacı banka tarafından sunulan kredi sözleşmesinden davalının kredi sözleşmesine şahsi kefaletinin bulunduğu, davalının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 09/11/2020 tarihli cevabı yazısına göre kredi sözleşmesi tarihi itibariyle dava dışı kredi asıl borçlusu olan şirketin yetkilisi olduğu, bu nedenle davalı yönünden eş muvafakati aranmasına lüzum bulunmadığı, ayrıca kefaletin TBK’nun 584.maddesindeki şekli şartlara uygun olduğu, davalının 100.000,00 TL tutarda müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeye taraf olduğu, sözleşme limitleri kapsamında kalan ve usul ve yasaya uygun kefalete dayanan alacak miktarından davalının sorumlu olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, takibe konu alacak miktarının likit olduğu bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin
7.000,47 TL asıl alacak,
424,99 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz,
610,59 TL işlemiş temerrüt faizi,
30,53 TL faizin gider vergisi,
153,81 TL masraf olmak üzere toplam 8.220,39 TL alacak ve 7.000,47 TL’lik asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 38,16 temerrüt faizi ve % 5 BSMV’si ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-7.000,47 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.400,09 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 561,53 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 101,77 TL peşin harcın mahsubu bakiye 459,76 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 101,77 TL peşin harç, mahkememizce yapılan 500,00 TL müzekkere-tebligat gideri ve 47,00 TL bilirkişi ücretinin oluşan toplam 703,17 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü nedeniyle (8.220,39/8.426,13=0,97) 686,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan 2021 yılı AAÜT’nin 13/1-2 maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan 2021 yılı AAÜT’nin 13/1-2 maddesi uyarınca hesaplanan 205,74 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra merciine İADESİNE,
9-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11,13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA