Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/248 E. 2021/1118 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/248 Esas
KARAR NO : 2021/1118

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 12/06/2020 tarihli dava dilekçesinde; davacı şirketin 15.05.2020 tarihinde Selçuk … bölgesinde şiddetli yağmur ve fırtına nedeniyle trafoya yıldırım düştüğünü, sayaçların okuma yapamaması sebebiyle davalı şirketin teknik personelini gönderdiğini, davalı şirketin teknik personelinin tek başına trafoya girdiğini, aksamı kendisinin açtığını ve gerekli denetim ve gözetimi yaptığını, davalı şirketin 03.06.2020 tarihli G Seri … Sıra numaralı tutanak ile S ve T fazlarına ait akım trafosundan gelen kabloları birleştirerek şönt yapıldığı belirtilerek Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlendiğini, akabinde 12.06.2020 tarihinde davacı firmaya GD … numaralı 1.707.717,00 TL bedelli fatura tebliğ edildiğini, söz konusu fatura bedelinin ve kaçak elektrik kullanıldığına dair tutanağın kabulüne olanak bulunmadığını, diğer yandan 03.06.2020 tarihli tutanak dikkatlice incelendiğinde trafonun zorlandığı , trafonun içine girilip camının kırıldığı veya herhangi bir müdahaleye maruz bırakıldığına dair en ufak bir tespit bulunmadığını, bu durumun trafonun içerisine müdahale edilmediği/ edilemediğini açıkça gösterdiğini, velevki davalı şirketin teknik personeli kaçak tutanağı tutuyorsa ”Kaçak elektriğin ne şekilde” kaçırıldığına dair açıklama yapmasının gerektiğini, bu durumda mühür sökülmeden ”S” fazına müdahalenin mümkün olmadığının Yüksek Mahkeme kararlarında belirtildiğini, dava konusu somut olayda mühürün sökülmediğini ve ayrıca trafoya bir müdahale yapıldığınında hiçbir şekilde tespit edilemediğini, mühür bozulmadan S fazına müdahalenin imkansız olduğunu, hatta ve hatta mühür kulakçıkları ile oynanmasının dahi tek başına kaçak kullanım için yeterli olmayacağını, kaçak kullanımının ne şekilde yapıldığının tartışmasız şekilde tutanakta belirtilmesi gerektiğini, ayrıca davalı tarafın kendi teknik çalışanlarının bizzat mührü açmaları sebebiyle davacıya kaçak kullanım yönünden kusur izafe edilemeyeceğini, kaçak elektrik kullanıldığının kabulü anlamına gelmemekle birlikte yapılan hesaplamanında oldukça hatalı olduğunu, mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde normal kullanım miktarının mahkemece hakkaniyete göre tekrardan hesaplatılmasının gerektiğini, bu nedenle işbu davanın kısmi dava olarak ikame edildiğini, davacı şirketin kullanım miktarının doğru şekilde hesap edilmesinden sonra haksız olarak davacı şirkete yükletilen fatura bedelinden mahsuplaştıktan sonra dava değerinin tam ve açık şekilde belirleneceğini, davacıya ait fabrika binasında elektrik kesintisi uygulamanın ölçülülük ve orantılılık ilkelerine aykırı olduğunu, davalı şirketin 1.707.717,00 TL’lik faturayı tahsil etmek adına davacı şirketin elektriğini kestiğinde telafisi imkansız zararlar doğacağını, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında yargılama süresince çekişme konusu elektriğin kesilmesinin davacı aleyhine ağır zararlar doğuracağını, davanın sonuna kadar dava konusu miktarla ve tesisatla sınırlı olarak davacının işletmesinde elektrik kesintisinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtmiş , davacı şirkete ait fabrikada enerji kesintisinin yapılmaması, enerji kesinti yapılmış olması halinde enerjinin tekrar verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararının ivedi olarak verilmesini, davacı şirketin mühür bozmaması ve kaçak elektrik kullanmaması sebebiyle davanın kabulü ile kaçak elektrik tespit tutanağının iptaline, bu tutanak sebebiyle düzenlenen 11/06/2020 tarihl GD … numaralı 1.707.717,00 TL bedelli faturanın fazla ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, %20 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 20/08/2020 tarihli cevap dilekçesinde ; HMK’nun 393. maddesi uyarınca mahkemece belirlenen teminat veya teminat mektubunun süresinde mahkemeye sunulmadığını, tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalktığını, bu durum ortada iken 28/07/2020 tarihli ara kararı ile yeniden tedbir kararı verilmesi ve davacıya teminatın depo edilmesine ilişkin yeniden kesin süre verilmesinin daha önce verilen tedbir kararı üzerine HMK’nun 393. maddesinde öngörülen tedbirin uygulanmasına ilişkin 1 haftalık süreyi etkisiz kıldığını, ayrıca usul ve yasaya aykırı bir şekilde 28/07/2020 tarihli ara karar ile yeniden verilen kesin süre sonrasında teminat yatırılmış olsa dahi mevzuatta belirtilen süreler içerisinde tedbirin uygulanmasına ilişkin ilgili makamlara yapılan herhangi bir başvurunun söz konusu olmadığını, davaya konu … Mah. … Sokak No:… Selçuk/İZMİR adresinde davalı şirket yetkililerince 03/06/2020 tarihinde yapılan kontrolde sayacın ölçü kısmında akım trafosundan S ve T fazlarının şöntlemek sureti ile kaçak elektrik tüketimi tespiti yapılarak G-… seri numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağının düzenlenip buna istinaden … numaralı kaçak faturası tahakkuk ettirildiğini, işlemlerin mevzuata uygun olarak yapıldığını, davacının kaçak elektrik faturası tahakkukuna itirazda bulunarak kaçak elektrik faturasının iptalini talep ettiğini, itirazın kaçak elektrik itiraz komisyonunca reddedildiğini, komisyon kararında da belirtildiği üzere 24/11/2017 tarihinde PSS imzalandığı ve sözleşmenin devam ettiğini, 03/06/2020 tarihinde yerinde yapılan kontrollerde S ve T fazlarını şöntleyerek kaçak elektrik kullanımı yaptığı tespit edilerek … seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa istinaden … seri nolu kaçak elektrik tespit edilen sayaca 05/03/2020 ile 03/06/2020 tarih aralığına 1.296.000 KWH kaçak tahakkuku 40301 KWH tenzil edilerek kurulu gücü 1.000.000*0,60=60.0000 W soğuk hava deposu olması sebebi ile 24 saat üzerinden 1.707.717,00 TL kaçak elektrik tahakkuku oluşturulduğunu, tüketicinin dilekçe ekinde itirazını destekler nitelikte bilgi ve belge sunmadığını, kaçak elektrik tespit tutanağı için 11/06/2020 tarihinde hesaplanan kaçak ve kaçağa bağlı ek tahakkukun doğru olduğuna oybirliği ile karar verildiğini, kaçak elektrik tespit tutanağı ve fotoğraflar ile davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olup, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği dağıtım şirketi görevlilerince düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile dava konusu faturaya ilişkin icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça davalı şirkete başvuru yapılarak taksitlendirme talep edildiğini, bu sebeplerle tedbire konu … nolu tesisatta kaçak elektrik kullanıldığının izahtan vareste olup, 28/07/2020 tarihli elektriğin kesilmesinin önlenmesine yönelik karara itirazın kabulü ile tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu belirtmiş , 28/07/2020 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine dair karara itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına veya ihtiyati tedbir kararının süresinde usule uygun icra edilmemesi nedeni ile tedbir kararının kendiliğinden kalktığına veya hükümsüzlüğüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava menfi tespit davası olduğundan ve davanın kısmi veya belirsiz dava olarak açılamayacağı belirlendiğinden davacı tarafa dava değeri ve dava konusu edilen fatura bedeli olan 1.767.717,00 TL üzerinden eksik harcı tamamlamak üzere 15/01/2021 tarihli ek tensip ara kararının 1 nolu bendi ile 2 haftalık kesin süre verilmiş , davacı tarafça eksik harcın 01/02/2021 tarihinde yatırıldığı belirlenmiştir.
Davacı tarafından kaçak elektrik kullanılıp kullanılmadığı, kaçak elektrik kullanımından dolayı davalı tarafa borçlu olunup olunmadığı ve olunmuş ise bunun miktarının belirlenmesine yönelik olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan 07/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; … A.Ş. görevlilerinin 03.06.2020 tarihinde … Mah. …. Sokak No:… … – Selçuk adresinde davacıya ait … tesisat nolu elektrik aboneliğinde yaptıkları kontrol sırasında;‘Ölçü kısmında akım trafosundan gelen S ve T fazlarına ait kabloları birleştirerek (şönt yaparak) kullanım yaptığı’ tespit edilerek G-… seri nolu Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlendiği , tutanağın … A.Ş.’den üç görevli tarafından imzalandığı , davacı şirkete ait sorumlu kişi olmadığı için tutanağın bir nüshasının muhasebeye bırakıldığı , tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ‘Kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri’ başlıklı 42. Maddesinde;
‘(1) Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak;
a) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle dağıtım sistemine müdahale ederek sayaçtan geçirilmeksizin elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken, sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
ç) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.’ denildiği , davacı vekilinin , 03.06.2020 tarihindeki kontrol işlemi sırasında sayaç panosu üzerindeki mührün sağlam olduğunu, bu mührün … A.Ş. görevlileri tarafından koparıldığını, bu durumun tutanağa da ‘ … nolu mühür kontrol esnasında tarafımızdan koparılmıştır’ şeklinde yazıldığını, müvekkili şirket elemanlarınca mührü koparmadan sayaca giden kablolara müdahale etmesinin mümkün olmadığını’ beyan ettiği ,davacı vekilinin de belirttiği üzere tutanakta sayaç panosu üzerindeki mührün … A.Ş. görevlileri tarafından koparıldığının açıkça belirtildiği ,tutanakta davacı şirket görevlilerince mühre müdahale edildiği yönünde bir ifade de bulunmadığı ancak, … A.Ş. görevlilerince tespit sırasında çekilen fotoğraflar incelendiğinde , sayacın bulunduğu pano bölmesi kapağının bir yanında (hareket eden bölümünde) pano kapağını açıp/kapatmaya yarayan mandal bulunduğu , kapağın diğer (sabit) yanında ise iki adet menteşe bulunduğu , bu menteşeler çıkarıldığında mührü açmadan kapağın açılması mümkün hale geldiği , nitekim … A.Ş. görevlilerince tespit sırasında çekilen fotoğraflarda , menteşelerin yerine tam olarak oturmamış (yarı çıkık) vaziyette olduğunun net olarak görüldüğü , ölçü panosuna ve sistemine yapılan asıl müdahalenin, akım trafosundan sayaca gelen S ve T fazlarına ait kabloların üzerindeki izolasyonun soyularak kısa devre (birleştirme – şöntleme) yapılması olduğu , bu durumda şebekeden çekilen akımın ve enerjinin önemli bir bölümü direnci yüksek olan sayaç sargıları yerine, birleştirmek suretiyle oluşturulan kısa devre üzerinden devresini tamamlayacağı , davacı şirket tarafından yapılan bu eylemin sayacın eksik değer kaydetmesine yönelik olduğundan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42.1.c maddesine göre kaçak elektrik kullanımı olduğu , bu aboneliğe ait tüketim verileri incelendiğinde ,kaçak elektrik tespiti öncesi davacı şirketin 31.01.2015 tarihi ile 30.09.2019 tarihi arasındaki (yaklaşık 5 yıllık) dönemde günlük ortalama elektrik tüketiminin 2.461 kWh/gün (aylık ortalama 73.830 kWh) olduğunun görüldüğü , sayaç bağlantılarına müdahalenin başladığı 30.09.2019 tarihi ile kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği 03.06.2020 tarihleri arasındaki 247 günlük dönemde sayacın kaydettiği elektrik tüketiminin bariz şekilde azaldığı ve günlük ortalama 772 kWh (aylık ortalama 23.160 kWh) seviyesine düştüğü , bu dönemde tüketimde bariz düşüşün %69 mertebesinde olduğu ,tüketimdeki bu düşüşün Covid-19 salgını ile açıklanabilmesinin de mümkün olmadığı , zira sayaca müdahalenin başladığı 30.09.2019 tarihi ile tutanak tarihi arasındaki 247 günlük sürenin sadece 64 günlük döneminin salgın dönemine rast geldiği ,salgın döneminde gıda üretimi işyerlerinde bir kısıtlama da yapılmadığı ,üç fazlı sayaçlarda iki fazın bağlantılarına müdahale edildiğinde (dava konusu olaydaki gibi şöntleme/birleştirme yapıldığında) sayacın kaydetmesi gereken tüketim değerinin yaklaşık 2/3’ünü (yaklaşık %66’sını) kaydetmeyeceği , bu olayda da davacının tüketimlerinin sayaca müdahale sonrası, önceki ortalama günlük elektrik tüketimine göre %69 oranında düşmüş olmasının … A.Ş. tutanağında belirtildiği gibi sayaca akım trafosundan gelen iki faz kablolarına (S ve T fazı kablolarına) müdahale edilerek kaçak elektrik kullanıldığı yönündeki tespiti doğruladığı ,davacının işyerinde tespit edilen kaçak elektrik kullanım yönteminin; ölçü hücresi açılmadan ve buradaki bağlantılar incelenmeden görülemeyecek nitelikte olduğundan, bu kaçak elektrik kullanımının sayaç okuyucuları tarafından tespit edilmesinin de mümkün olmadığı ,tutanak tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre hesaplama yapıldığında davacı şirkete düzenlenmesi gereken toplam kaçak elektrik faturası tutarı 377.796,21 TL olarak hesaplandığı ,buna göre; davacı şirkete düzenlenmesi gereken toplam kaçak faturası tutarının 377.796,21 TL olarak hesaplandığından, davacı şirketin; … A.Ş. tarafından tahakkuk ettirilen 1.707.717,00 TL’lık kaçak elektrik faturasının 377.796,21 TL’lık bölümünden sorumlu ve borçlu olduğu, 1.707.717,00 – 377.796,21 = 1.329.920,79 TL’lık bölümünden borçlu olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı , davacı vekili tarafından dava dilekçesinde; ‘Müvekkil şirkete tahakkuk ettirilecek faturanın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ‘sayacın Doğru Tüketim Kaydetmemesi’ başlıklı 20. Maddesine göre hesaplanmasını’ talep ettiği ancak davacı vekilinin atıfta bulunduğu Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ‘ nin yürürlükten kalktığı , ayrıca ‘Sayacın Doğru Tüketim Kaydetmemesi’ başlıklı maddeye göre hesaplama yapılabilmesi için ‘sayacın müşterinin kusuru dışında arızalanması’ gerektiği , davaya konu olayda sayacın arızalanmamış olup, davacı tarafından ölçü sistemine kaçak elektrik kullanımı amacıyla müdahale edildiği , dolayısıyla bu maddeye göre işlem yapılmasının mümkün olmadığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Rapora taraflarca itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda bilirkişiden ek rapor istenilmiş alınan 22/10/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı ile davalı …Ş. vekilinin 06.09.2021 tarihli bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazlar değerlendirildiğinde; kök rapordaki görüş ve kanaatte herhangi bir değişiklik meydana gelmediği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda ; davacı tarafça davalı tarafından düzenlenen 11/06/2020 tarihli ve 1.707.717,00 TL lik fatura ile ilgili davalıya borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak davalı hakkında menfi tespit davası açıldığı, davacıya ait … Mah. … Sokak No … … Selçuk İzmir adresindeki iş yerindeki … tesisat nolu elektrik aboneliğinde davalı … A.Ş. görevlilerinin yaptıkları 03/06/2020 tarihli kontrol sırasında ” Ölçü kısmında akım trafosundan gelen S ve T fazlarına ait kabloları birleştirerek ( şönt yaparak ) kullanım yaptığı, ” tespit edilerek ” … nolu kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ” Kaçak Elektrik Enerjisi Tüketim Halleri ” başlıklı 42/c maddesinde ” Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken, sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, ” nin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edileceğinin düzenlendiği , bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ölçü panosuna ve sistemine yapılan asıl müdahalenin akım trafosundan sayaca gelen S ve T fazlarına ait kabloların üzerindeki izolasyonun soyularak kısa devre ” ( birleştirme – şöntleme ) yapılması olduğu bu durumda şebekeden çekilen akımın ve enerjinin önemli bir bölümünün direnci yüksek olan sayaç sargıları yerine birleştirmek suretiyle oluşturulan kısa devre üzerinden devresini tamamlayacağı, davacı şirket tarafından yapılan bu eylemin sayacın eksik değer kaydetmesine yönelik olduğundan yönetmelik 42.1.c maddesine göre kaçak elektrik kullanımı olduğu, davacı tarafça 03/06/2020 tarihli kontrol işlemi sırasında sayaç panosu üzerindeki mührün sağlam olduğu, söz konusu mührün davalı şirket görevlileri tarafından koparıldığı, davacı şirket elemanlarınca mühür koparılmadan sayaca giden kablolara müdahale etmesinin mümkün olmadığı belirtilerek kaçak elektrik kullanımı olmadığı iddia edilmiş ise de, sayacın bulunduğu pano bölmesi kapağının bir yanında iki adet menteşe bulunması ve söz konusu menteşeler çıkarıldığında mührü açmadan kapağın açılmasının mümkün hale gelmesi , ölçü sistemi içerisindeki akım trafosundan sayaca giden kabloların şöntlenmiş ( birleştirilmiş – kısa devre edilmiş ) olması ve davacı abonenin tüketimlerinin iki fazdaki şöntleme nedeniyle 30/09/2019 tarihinden itibaren bu eylemin niteliğine ve tekniğine uygun olarak ve bariz şekilde ve %69 oranında azalmış olması verileri değerlendirildiğinde davacı şirketin ölçü sistemine müdahale ederek kaçak elektrik kullandığının net ve açık olduğu, davalı tarafça davacı şirkete düzenlenmesi gereken toplam kaçak faturası tutarının da bilirkişi raporunda 377.790,21 TL olarak hesaplandığı, davacının davalı tarafından düzenlenen 1.707.717,00 TL lik kaçak elektrik faturasının 377.796,21 TL lik bölümünden sorumlu ve borçlu olduğu, geriye kalan 1.329.920,79 TL lik bölümünden borçlu olmadığı, davalı tarafından talep edilen alacağın bir bölümünün haksız ve yersiz olduğu ancak davalı tarafça faturanın tahsiline yönelik olarak herhangi bir icra takibi başlatılmadığından ve alacak miktarı yönünden davalının kötü niyeti ispat edilemediğinden davacının icra inkar tazminatı ( kötü niyet ) tazminatı isteğinin yasal koşullarının oluşmadığı incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacının davalı tarafından düzenlenen 11.06.2020 tarih … numaralı ve 1.707.717,00 TL bedelli fatura dolayısıyla davalı tarafa 377.796,21 TL borçlu olduğunun, 1.329.920,79 TL borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteğinin REDDİNE ,
2-Alınması gereken 90.846,89 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL ile daha sonra tamamlanan 29.109,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 61.689,36 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına ,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 79.347,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 34.896,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 15 davetiye gideri 82,50-TL, keşif ve bilirkişi inceleme ücreti 1.619,90-TL, olmak üzere toplam 1.702,40-TL yargılama giderinin red ve kabule göre 1.326,00 TL lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine , kalan bölümünün davacı üzerinde bırakılmasına ,
Davacı tarafça yatırılan 29.315,33-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu acık olmak üzere oy birliği ile verilen karar davacı vekili Av. …’ ın yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …