Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/226 E. 2023/118 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/226 Esas
KARAR NO : 2023/118

DAVA : Şirket Ortaklığından Çıkma
DAVA TARİHİ : 21/05/2020
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Ortaklığından Çıkma davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkilinin davalı şirketin 800 payına sahip ortağı olduğu, şirketin diğer ortağının 7200 paya sahip dava dışı … olduğu, davalı şirketin 21.10.2011 tarihinde kurulduğu, müvekkilinin 23.01.2012 tarihinde şirketin %10’una tekabül eden 800 payına sahip olarak ortak olduğu, davalı şirketin 01.08.2015 tarihinde farklı bir adrese taşınıp faaliyetini bu adreste gösterdiğini, 01.08.2015 tarihinde şirketin müdürü olan …’in şirketteki tüm demirbaş eşyaları alarak bilinmeyen bir adrese götürdüğü, iş yerinin kapatıldığı, 01.08.2015 tarihinden itibaren şirketin hiçbir faaliyette bulunmadığı, şirketin müdürü …’in şirketin demirbaş sermaye mallarını, parasal varlığını alıp götürmesi ve kendi malvarlığına aktarması tutması gereken ticari defterlerini dahi tutmaması nedeniyle şirketin faaliyetini yürütmesi ve kar elde etme amacını gerçekleştirmesinin imkansız duruma geldiği, bu nedenle müvekkilinin davalı şirketin ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı şirket tarafından esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER:
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Bornova Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davalı şirketin tüm vergi kayıtları istenilmiş olup, gelen 02.06.2020 tarihli cevabi yazı dosyaya delil olarak eklenmiştir.
2-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında SGK’ya müzekkere yazılmış olup, gelen 17.09.2020 tarihli cevabi yazı dosyaya delil olarak eklenmiştir.
3-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış olup, davalı şirketin ticaret sicil dosyasının bir sureti getirtilerek dosyaya delil olarak eklenmiştir.
4-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve davalı şirketle ilgili vergi dairesinden ve ticaret sicilden gelen yazı cevapları incelenmek suretiyle davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma koşulunun oluşup oluşmadığı, bu kapsamda davacı isteminin yerinde olup olmadığının tespiti açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, ticaret hukuku konusunda uzman bilirkişi Doç. Dr. … ve mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Davacının TTK 638/2.maddesi çerçevesinde haklı nedenle şirket ortaklığından çıkmasını talep edebileceği, somut uyuşmazlıkta haklı nedenin oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL:
Dava; haklı sebeplere dayalı olarak davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle, davacının %10’una tekabül eden 800 payının sahibi olarak davalı şirketin ortağı olduğunu, diğer ortağın ise şirketin %90’ına tekabül eden 7200 payın sahibi olan … olduğu ve 23.01.2012 tarihli ortaklar kurulu kararıyla …’in bu tarihten itibaren 10 yıl süreyle münferit imzasıyla şirketi temsil etmek üzere müdür olarak atandığı, atanan müdürün ticari işletmeyi kapattığı, 01.08.2015 tarihinden bu yana şirketin hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığı, vergi borçlarının ödenmediği, vergi beyannamelerinin dahi verilmediği, ortada fiilen mevcut bir şirketin bulunmadığı, bu nedenle TTK 638 ve TTK 245.maddeleri gereğince davacının davalı limited şirket ortaklığından çıkması için haklı sebeplerin oluştuğundan bahisle açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı tarafça davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, TTK 638/2.maddesi gereğince davacı ortağın davalı şirketten çıkmasına ilişkin haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı, bu kapsamda davacı isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
TTK 638.maddesinde “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.
” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından dosya kapsamı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabı ekindeki ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinden davalı şirketin 17.10.2011 tarihinde tescil edildiği ve ana sözleşmesinin 8.maddesine göre ilk 20 yıl için…’nın müdür olarak atandığı, 13.02.2012 tarihli ticaret gazetesinde yer alan ilana göre… ve …’in 10 yıl süreyle müdür olarak atandığı, 22.02.2012 tarihli ticaret sicildeki ilana göre ise 23.01.2012 tarihli hisse devri sonucu …’in 7200 paya karşılık 180.000,00 TL, …’nün de 800 paya karşılık 20.000,00 TL bedelli ortak oldukları ve 27.02.2012 tarihli ticaret sicil gazetesinde yer alan şirket yetkilisi…’nın yetkisi iptal edilerek …’in 10 yıl süreyle münferiden temsile yetkili müdür olarak atandığı, dosya kapsamında bulunan ve ticaret sicilden gelen 01.06.2020 tarihli cevabi yazıda davalı şirketin faaliyet durumu olarak faal olarak belirtildiği, şirketin Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan adres araştırması neticesinde düzenlenen tutanakta “Adreste bulunan … ve eşi … ile yapılan şifahi görüşmeler sonucunda bahse konu … Oto Ltd. Şti.’nin kapatıldığı, faaliyet göstermediği, faaliyet adresinin bulunmadığı” bilgisine yer verildiği ve yine dosya kapsamında bulunan Bornova Vergi Dairesi’nden gelen 28.03.2022 tarihli cevabi yazıya göre davalı şirketin mükellefiyet kaydının 31.12.2015 tarihi itibariyle re’sen kapatılan kurum tarafından vergi dairesine beyan edilen 2012-2013-2014 ve 2015 dönemlerine ait kurumlar vergi beyannamelerinin mevcut olduğu, ilgili vergi dairesi yazısı ekinde yer alan belgeler dikkate alındığında incelemeye konu şirketin en son 2015 yılına ilişkin kurumlar vergi beyannamesi kapsamında beyanda bulunduğu, bu tarihten sonra dava tarihi dikkate alındığında yaklaşık 5 yıl boyunca ve hali hazırda hiçbir kurumlar vergi beyannamesi ve şirketin işleyişini gösteren çalışmaları içeren sair beyannameleri süresi ve süresi sonunda vermediğinin anlaşıldığı, davalı şirketin son kurumlar vergi beyannamesi içeriği bilgiler dikkate alındığında 31.12.2015 tarihi itibariyle şirketin ödenmemiş sermayesinin 200.000,00 TL, dönem net karının 5.599,88 TL olmak üzere şirket öz varlığının 205.599,88 TL ‘den ibaret olduğu, 04.04.2022 tarihli vergi dairesi yazısında davalı şirketin vadesi geçmiş 53.154,93 vergi aslı, 83.124,66 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 136.279,59 TL vergi borcunun bulunduğu ve vergi borçlarının ödenmediğinin tespit edildiğinin bildirildiği, bu kapsamda bahse konu Bornova Vergi Dairesinin 04.04.2022 tarihli yazısı gereğince davalı şirketin gayri faal olup olmadığı, faaliyetinin devam edip etmediği, re’sen terk edilip edilmediği hususunda herhangi bir bilgi olmadığının görüldüğü, ancak şirketin mevcut durumu dikkate alındığında 2016 yılı ve sonrasında davalı şirketin herhangi bir faaliyette olmadığı, gelir getirici herhangi bir unsurun olmadığı ve yine emniyet müdürlüğünün yazısı da dikkate alındığında takdiri mahkemeye ait olmak üzere şirketin gayri faal olduğu, yine dosya içerisinde yer alan 17.09.2020 tarihli SGK yazısına göre davalı şirketin SGK nezdinde 17.09.2020 tarihi itibariyle 47.316,61 TL asıl, 68.532,92 TL gecikme zammı olmak üzere toplamda 115.849,53 TL tutarında prim borcunun bulunduğu, bu borçların ödendiğine dair herhangi bir ödeme belgesinin olmadığı, davalı şirketin faaliyetlerine ilişkin olarak beyan etmiş olduğu 2015 yılı kurumlar vergi beyannamesi dikkate alındığında şirketin bu tarihten sonra gayri faal olduğu, şirketin kuruluş gazetesinin 3.maddesinde yer alan maksat ve mevzu kısmındaki faaliyet konuları kısmında herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığının anlaşılmakla şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle 205.599,88 TL olarak belirlenen öz varlığının da 136.279,59 TL vergi borcu, 115.849,53 TL SGK prim borcu olmak üzere toplamda 252.129,12 TL’lik borç tutarı dikkate alındığında davalı şirketin hali hazırda özvarlığının da menfi hale geldiği, ödenmiş sermayesinin tamamen yitirilmiş olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak TTK 638/2.maddesi hükmünde her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceğinin düzenlendiği, dosyada bulunan ticaret sicil kayıtlarına göre Bornova 3.Noterliği’nin 23.01.2012 tarihli … nolu ortaklar kurulu kararıyla davacının şirket ortağı sıfatını kazandığı, bu sıfatla haklı sebeplere dayanarak şirketten çıkmasına izin verilmesini mahkemeden talep etmesinin mümkün olduğu, çıkma için haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ispat külfetinin davacı ortakta olduğu, haklı sebeplerin hem ortaklığın alanında, hem ortakların birbiriyle ilişkilerinde hem de çıkmayı isteyen ortağın şahsında gerçekleşebileceği, dava konusu ihtilaf açısından bakıldığında şirketin aktif olarak faaliyet göstermediği, en azından adresinin belli olmadığı, yapılan tebligatların şirketçe alınmadığı, şirketin en son 2015 yılına ilişkin kurumlar vergi beyannamesi kapsamında beyanda bulunduğu, bu tarihten sonra dava tarihi dikkate alındığında yaklaşık 5 yıl boyunca ve hali hazırda hiçbir kurumlar vergi beyannamesi ve yine şirketin işleyişini gösteren çalışmaları içeren sair beyannameleri süresi ve sonrasında vermediği, şirketin yönetimine ve faaliyetine ilişkin 27.02.2012 tarihinden sonra ortaklar kurulunca herhangi bir karar alınmadığı hususların tespit edildiği, bu hususların şirket ortaklığından çıkma açısından TTK 638/2.maddesi çerçevesinde haklı neden olarak değerlendirilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı şirketin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden getirtilen ticaret sicil dosyası, dosya kapsamı belgeler ve alınan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının Bornova 3.Noterliği’nin 23.01.2012 tarih ve 2707 yevmiye numarasıyla tasdik edilen davalı şirkete ait ……… nolu ve 23.01.2012 tarihli karar ile ortaklardan…’ya ait bir kısım hisseleri devralmak suretiyle davalı şirkette ortak sıfatını kazandığı, bu şekilde davalı şirketin … ve … olmak üzere iki ortaklı limited şirketi haline geldiği görülmüştür. Her ne kadar davacı tarafça ticari işletmeyi kapatması nedeniyle davalı şirketin gayri faal olduğu, vergi ve SGK borçlarının ödemediği, ticari faaliyetlerini yürütmediği, ortada fiilen mevcut bir şirketin bulunmadığı iddia edilerek iş bu sebeplere dayalı olarak TTK 638/2.maddesi gereğince davacı ortağın davalı şirketten çıkması için haklı sebeplerin oluştuğundan bahisle davacı ortağın davalı şirketten çıkmasına karar verilmesi talep edilmiş ve alınan bilirkişi raporunda da davalı şirketin aktif olarak faaliyet göstermediği, en son 2015 kurumlar vergi beyannamesi olarak beyanda bulunduğu, bu tarihten sonra da dava tarihi dikkate alındığında yaklaşık 5 yıl boyunca ve hali hazırda hiçbir kurumlar vergi beyannamesi ve şirketin işleyişini gösteren sair beyannamelerin süresi ve sonrasında vermediği, şirketin yönetimine ve faaliyetine ilişkin 27.02.2012 tarihinden sonra ortaklar kurulunca herhangi bir karar alınmadığı, bu nedenle davacı için davalı şirketten çıkma konusunda TTK 638/2.maddesi gereğince haklı sebeplerin oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmış ise de; belirtilen iş bu sebeplerin fesih ve tasfiye sebepleri olduğu, sırf davalı şirketin gayri faal olmasının ve SGK ve Vergi borçlarının bulunmasının tek başına davacı ortak açısından ortaklıktan çıkma için haklı neden oluşturmayacağı, zira davacının davalı şirketin ortağı sıfatıyla davalı şirketin işleyişini sağlamak adına yasa gereği gerekli girişimlerde bulunduğuna dair bir delilin dosya kapsamı belgeler arasında bulunmadığı gibi diğer ortakla bir araya gelerek ortağı oldukları davalı şirketin işleyişini sağlamak adına ilgili yasalar gereği gerekli girişimlerde bulunmak için karar almalarını engelleyecek derecede kendi aralarında bir engel veya husumetin bulunduğuna dair bir delilin de davacı tarafça dosyaya sunulmadığı, tüm bu nedenler birlikte değerlendirildiğinde TTK 638/2 maddesi gereği ortaklıktan çıkma için haklı koşulların oluştuğu davacı tarafça ıspatlanamadığından iş bu davanın yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/9312 Esas, 2018/2139 Karar ve 20.03.2018 tarihli kararı da bu yöndedir.)
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/02/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza