Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/222 E. 2022/281 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/222
KARAR NO : 2022/281

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davacı tarafından düzenlenen 13/12/2017 tarihli … sayılı 1.652,57 Euro bedelli fatura alacağının tahsili amacıyla İzmir 8.İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine, yasal süresi içinde davalı tarafından itiraz edilmiş ve icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davacının, uluslararası eşya taşıma işi ile iştigal ettiğini, davalının ise saklama ve yükleme işi yaptığını, davacıya ait yükün davalının deposunda unutulduğunu, müşterinin bu nedenle uğradığı zararı davacıya yansıttığını, davacının da bu duruma sebebiyet veren davalıdan söz konusu yansıtma bedelini talep ettiğini belirterek davalının İzmir 8. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilin davacının herhangi bir yükünü ya da malını Manisa’dan Budapeşte’ye davacı şirkete taşıtmadığını, bu konuda da herhangi bir taşıma sözleşmesi de sunulmadığını, müvekkilin davacı şirketin iddia ettiği gibi bir ticari faaliyeti de bulunmadığını, davalı müvekkili davacı şirketin yurt dışına taşıyacağı mallar geldiğinde forkliftle indirip davacı şirkete ait araçlar gelinceye kadar depolamakta, işbu araçlar geldiğinde de davalı şirketin talimatları doğrultusunda davalı şirketin taşıdığı malların gideceği güzergahına göre taşıma araçlarına folkliftle yükleme yaptığını, işbu depolama, yük boşaltma ve yükleme işleri karşılığında da müvekkili tarafından fatura kesilmekte ve ücret alındığını, davacının taşıma bedelini talep ettiği yüklerin müvekkile ait olmayıp, davacının kendi ticari faaliyeti kapsamında taşımakla yükümlü olduğu başkaca yük ve mallar olduğunu, davacı şirketin iddialarının taraflar arasında yıllardır süregelen ticari faaliyetin kapsamına uygun olmadığı gibi asılsız ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı şirket ile müvekkili arasındaki faturalar ve cari kayıtlar incelendiğinde en son ticari ilişkinin 18.10.2017 tarihli olduğu ve müvekkilin davacı şirketten fatura kaynaklı alacaklı olduğunun görüleceği, davacı şirketin, fatura karşılığı yaptığı ticari işlerin ücretini ödemediğinden bu kapsamda müvekkil tarafından davacı şirket aleyhine Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü …/… E. Sayılı dosyası ile takip başlattığını, işbu davanın konusu icra takibi ve faturanın müvekkilin alacağını ödememek amacıyla müvekkilinin alacak miktarına denk asılsız bir alacak kalemi yaratma girişiminden ibaret olduğunu, davacının taleplerini ve alacaklı olduğunu kesinlikle kabul etmemek kaydıyla, davayı kabul etmesi durumunda müvekkilinin davacı şirketten alacağının takas ve mahsup edilmesini talep etmekle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, tacirler arası ticari hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen yansıtma faturasından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 01/10/2020 tarihli yazısı,
-İzmir Şirinyer Vergi Dairesinin 02/10/2020 tarihli yazısı,
-İzmir Bornova Vergi Dairesinin 02/10/2020 tarihli yazısı,
-İzmir … Noterliğinin 27/10/2020 tarihli yazısı,
-Hasan Tahsin Vergi Dairesinin 12/10/2020 tarihli yazısı,
-İkitelli Vergi Dairesi Müdürlüğünün 11/11/2020 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’un 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporu,
-İzmir 28. İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Kötüniyet tazminatı, itirazın iptali davasına konu edilmiş bir alacağın mevcut olmadığının tespit edilmesi ve alacaklının da kötüniyetli olarak icra takibi başlatmış olmasının anlaşılması halinde borçlu lehine hükmedilebilecek bir tazminat olup, alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğunun iddia eden borçlu tarafça kanıtlanması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir 28. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında tacirler arası ticari hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen yansıtma faturasından kaynaklanan alacağına ilişkin olarak icra takibi başlattığı, davalı borçlunun 13/03/2018 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının 13/05/2020 tarihli dava dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalıya ait yükün taşıma işinin davacı tarafından gerçekleştirildiği, taşıma ücretinin davalı tarafından ödenmediği iddiasında bulunduğu, davalının cevap dilekçesi ile davacının taşıma işi yaptığını, davacının iddiasının aksine herhangi bir taşıma işi yapılmadığını, davalının davacıya ait taşınacak malları boşaltma, yükleme ve depolama hizmeti sunduğunu, buna karşılık davacıdan ödeme aldığını ve davacıya borçlu olmadığını savunduğu, dava dilekçesinde belirtilen icra dosyasının dosyamız tarafları ile ilgisinin bulunmadığının mahkememizce saptanması ve davalı savunmaları doğrultusunda mahkememizce davacıdan açıklama istenildiği, davacının sunmuş olduğu açıklama dilekçeleri ile dava dışı … Ambalaj ve Kimya A.Ş’ye ait yükün davalı tarafından yüklenmediği, bu konuda kendilerine bilgi verilmediği, malların zamanında teslim edilmemesi nedeniyle müşteri tarafından kendilerine yansıtma faturası düzenlendiği, bu faturaya karşılık da davalı tarafından yüklemesi yapılmayan/unutulan/ihmal edilen malın ücretsiz olarak kendileri tarafından taşındığı ve zarara uğradığı, takibe dayanak faturanın bu nedenle düzenlendiğini ve davaya konu icra dosyasının İzmir 28. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası olduğunu açıkladığı, davalı tarafından davacının iddiasının değiştirilmesine ve genişletilmesine açıkça muvafakat edilmemesi nedeniyle davacının dava dilekçesini ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, taraflar arasında depolama, yükleme ve boşaltma işine ilişkin ticari hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsız olup, ihtilaf davacının dava dilekçesindeki iddiasını ıslah dilekçesi ile değiştirip değiştiremeyeceği, davanın hak dürücü süre içerisinde ikame edilip edilmediği ve takibe dayanak yansıtma faturasına konu alacağın davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü ile İzmir Vergi Dairesi kayıtlarına göre davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, ancak takibe konu fatura dönemi olan 2017 yılı itibariyle bilanço usulüne göre defter tuttuğu, tacir sayılan kimselerden olduğu, her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, davalının borcu itirazı davacıya tebliğe çıkartılmadığından davacı yönünden İİK’nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başladığından ve dava tarihi itibariyle dolduğundan bahsedilemeyeceği, yine 6100 sayılı HMK’nun 141/2 maddesi uyarınca davacının ıslah yoluyla iddiasını genişletip değiştirebileceği, davalının bu yöndeki savunmalarının yerinde olmadığı, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak tarafların ticari defter ve kayıtlarının smmm bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede, 09/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 2017-2018 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, dava dışı
… Ambalaj A.Ş tarafından nakliye sırasında yaşanan uzun süreli gecikme ve aksaklıklar nedeniyle müşterimizden gelen faturanın yansıtılması açıklaması ile davacı şirkete 30/11/2017 tarihli 2.950,81 Euro yansıtma faturası düzenlendiği, bu faturaya istinaden davacı şirket tarafından davalıya deponuzda unutulan yükle ilgili reklamasyon tutarının yansıtmasıdır açıklaması ile takibe konu 13/12/2017 tarihli, 1.652,57 Euro tutarında yansıtma faturası düzenlendiği, davacı şirket tarafından ayrıca daha sonra davalıya deponuzda unutulan yükle ilgili reklamasyon tutarı farkının yansıtmasıdır açıklaması ile takibe konu edilmeyen 15/02/2018 tarihli, 1.298,24 Euro tutarında ikinci yansıtma faturası düzenlendiği, davacının takibe konu faturadan kalan alacağının 1.611,36 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davalı defterleri yönünden yapılan incelemede ise 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalının 2017-2018 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takibe dayanak faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, taraf defterlerinin bu yönüyle uyumsuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesine göre ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamasının şart olduğu, ayrıca bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerin sahibi veya halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunların aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerler ile ispatlanmamış olması gerektiği, diğer tarafın anılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağı, açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtları birbirini doğrulamayan ticari defter ve kayıtların sahibi aleyhine delil olacağı, bu kapsamda yapılan incelemede takip konusu fatura davacı defterlerinde kayıtlı ise de davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı bu nedenle davacının faturaya konu alacağının varlığını ispatlaması gerektiği, davacı tarafından dava dışı müşteriye ait malın davalıya ait depoda unutulduğu ve davalı tarafından yüklemesinin yapılmadığı ileri sürülmüş ve bundan kaynaklandığı iddia olunan yansıtma zararı takibe konu fatura ile davalıdan talep edilmiş ise de davalı tarafından bu durum kabul edilmediğine göre davacı tarafından söz konusu malın boşaltma, depolama ve yükleme amacıyla davalıya teslim edildiğinin ve davalı tarafından taşıma amacıyla kendisine iade edilmediğinin ve yüklemesinin yapılmadığının ispatlanması gerektiği, dosya kapsamı itibariyle davacının bu iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, iddianın ileri sürülüş biçimi ile mahkememizce yapılan araştırmanın kapsamına göre başkaca inceleme yapılmasına lüzum bulunmadığı, mahkememize alınan bilirkişi raporlarının yapılan açıklamalar ışığında gerekçeli, objektif, denetim ve hükme esas almaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davalı davacının kötüniyetli olduğunu savunmuş ve kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacının takipte haksız ve kötüniyetli olduğunun davalı tarafından ispatlanmadığı, taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğu, ihtilafın bu sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmakla kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 214,59 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 133,89 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 28. İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır