Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/215 E. 2022/570 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/215
KARAR NO : 2022/570

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/04/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; Müvekkilinin alacağının tahsilinin sağlanması amacıyla İzmir ….İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğu, davalı borçlunun müvekkili şirkete cari hesaptan doğan bir borcunun bulunduğu, davalı tarafça ürün bedellerinin ödenmediği, bu nedenle davalının itirazının iptaline takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacı tarafından davalı hakkında 10.12.2019 tarihinde 16.888,44 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi açısından talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir … tarafından düzenlenen 07.12.2020 tarihli raporda sonuç olarak; Davacı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222.maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacının 11.12.2019 tarihinde ticari defterlerinde kayıtlı faturalardan kaynaklanan alacağına istinaden icra takibi başlattığı, davacı şirketin 2018 Eylül dönemine ait BS formunda 5 adet fatura karşılığı KDV hariç 12.120,00 TL tutarında satım yaptığına dair beyanda bulunduğu, davacı şirketin Ekim 2018 dönemine ait BS formunda “…’ye satım yaptığına dair beyanda bulunmadığı” ve dava konusu fatura matrahının BA bildirim sınırı altında olduğu, davacı şirketin davalı şirkete 16.888,44 TL tutarında irsaliyeli fatura düzenlemiş olduğu, davalıya imza karşılığı teslim edildiği, davalı şirkete ait 2017, 2018, 2019 yılları Ba/Bs formlarının bağlı bulunduğu Konak Vergi Dairesi Müdürlüğünden mahkemece talep edildiği dosya kapsamında görüldüğü, BA bildirim zorunluluğu limiti altında olan faturaların davalıya teslimine ilişkin davalının bağlı bulunduğu SGK kurumundan 2018 yılı hizmet bordrolarının istenmesinin gerektiği, davacının delil niteliğinde bulunan 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 16.888,44 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 06/04/2022 tarihli ek raporda; Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiye istinaden bildirilen Ba/Bs formlarında uyuşmazlık bulunduğu görülmüş olmakla birlikte fatura içeriğindeki ürünlerin teslim alan sıfatıyla bulunan şahısların SGK dökümünde bulunmadığı halde davalı tarafından ilgili faturaların Ba formlarında bildirildiği, Ekim ayında tanzim edilen faturaların Ba/Bs yasal sınırını aşmadığı ancak davalı şirketin bu faturaların kümülatif olarak Ekim ayında bildirdiğinin anlaşıldığı, dava konusu irsaliyeli faturalarda ürünleri teslim alan sıfatıyla bulunan şahısların davalı şirkete ait 2018 Ocak-Aralık dönemleri prim ve hizmet belgelerinde şirket çalışanı olarak bilgilerinin bulunmadığı, ürünlerin teslim alan şahısların davalı şirketin personeli olmadığı halde bu faturaların davalı şirkete ait Ba formlarında bildirildiği, davacı şirket tarafından Eylül-Ekim aylarında tanzim edilen faturaların Ba-Bs yasal sınırını taşımadığı, ancak bu faturaların kümülatif olarak Ekim ayı Ba formunda bildirildiği tespit edilmiş olup, davacının davalıdan 16.888,44 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
4-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2018, 2019 ve 2020 yılı Ba’larına ilişkin kayıtlar getirtilerek dosyaya delil olarak eklenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL/
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış bulunan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle, taraflar arasındaki ticari ilişki sırasında davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklı bakiye 16.888,44 TL’lik alacağının bulunduğu ve iş bu alacağın davalı tarafından ödenmediği iddiasıyla tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen davalı tarafça esasa cevap süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olmakla birlikte icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde davacının davalıdan takibe konu edilen tutarda bir alacağının bulunmadığından bahisle borcun tamamına, faiz ve fer’ilerine itiraz edildiği bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mahkememizce re’sen tayin edilen inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesi için hazır bulundurulması açısından davalı şirkete meşruhatlı davetiye çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça bildirilen süre içerisinde ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği görülmüştür.
Yine davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, düzenlenen kök ve ek raporun birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacı şirketin incelenen 2018, 2019, 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, bu nedenle HMK 222.maddesi gereğince sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafça davalı adına 2018 yılı içerisinde 21.09.2018 tarih 4.357,70 TL, 22.09.2018 tarih 3.566,39 TL, 22.09.2018 tarih 2.377,59 TL, 28.09.2018 tarih 2.192,19 TL, 09.10.2018 tarih 2.372,38 TL, 12.10.2018 tarih 762,56 TL, 16.10.2018 tarih 433,82 TL, 19.10.2018 tarih 555,21 TL, 23.10.2018 tarih 270,60 TL olmak üzere toplam 16.888,44 TL’lik faturanın düzenlendiği, iş bu faturaların tamamının davacı şirkete ait ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu, iş bu faturalardan dolayı davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 16.888,44 TL alacaklı olduğunun davacı şirket defterlerinde aynen kayıtlı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete usulüne uygun olarak ihtaratlı davetiye çıkartılmış olmasına rağmen ilgili yıllara ilişkin ticari defter ve kayıtların davalı şirket tarafından inceleme gün ve saatinde ibraz edilmemiş olması nedeniyle ilgili vergi dairesinden davalıya ait 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin Ba kayıtları getirtilerek daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden talimat ile ek rapor alınmak suretiyle davacı şirket kayıtlarıyla davalı Ba’larının karşılaştırılması suretiyle ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Düzenlenen ek raporda, davalı şirketin getirtilen Ba-Bs formlarının incelenmesi neticesinde 2018 yılının Ocak ayında KDV hariç toplam 5.775,00 TL olmak üzere 7 adet, 2018 yılının Eylül ayında toplam 15.336,00 TL olmak üzere 9 adet, 2018 yılının Ekim ayında toplam 15.336,00 TL olmak üzere 9 adet olacak şekilde toplamda 36.447,00 TL’lik 25 adet belge ile ilgili Ba bildiriminin yapıldığı, bu şekilde davalı tarafından takip ve davaya konu faturaların Ba formlarında bildirildiği, 2018 yılının Ekim ayında tanzim edilen faturaların Ba-Bs yasal sınırını aşmadığı, ancak davalı şirketin bu faturaları kümülatif olarak Ekim ayında bildirdiğinin görüldüğü, sonuç olarak davacı şirket tarafından Eylül ve Ekim ayında tanzim edilen faturaların KDV hariç 15.336,00 TL olduğu, Ekim ayında tanzim edilen iş bu faturaların Ba-Bs yasal sınırını aşmadığı, ancak bu faturaların kümülatif olarak 2018 yılının Ekim ayı Ba formunda davalı tarafça vergi dairesine bildirilmiş olduğu, bu nedenle davacının davalı şirketten KDV dahil edildiğinde takip tutarı olan 16.888,44 TL talepte bulunabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişiden alınan kök ve ek rapor ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı tarafça 2018 yılı içerisinde davalı adına düzenlenen toplam 16.888,44 TL’lik 9 adet faturanın davacı şirkete ait ve usulüne uygun olarak tutulduğu mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edilen ticari defterlerde aynen kayıtlı olduğu, bu faturalara istinaden davalı tarafça yapılmış bir ödemenin davacı defterlerinde kaydına rastlanmadığı, bu kapsamda davacı şirket defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 16.888,44 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Buna karşılık mahkememizce yapılan yargılama sırasında usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtların defter incelemesi için mahkememize ibraz edilmediği, bu şekilde davalının ticari defterleri ibrazdan kaçınmış sayılmasının gerektiği ve bu şekilde usulüne uygun tutulduğu mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edilen davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların davacı lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği gibi mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete ait getirtilen 2018 yılı Ba formlarının incelenmesinden mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan ek raporda belirtildiği üzere davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturaların KDV’siz toplam tutarı olan 15.336,00 TL’nin 2018 yılı Ekim ayında kümülatif olarak davalı tarafça Ba olarak vergi dairesine bildirildiği, bu şekilde davacı tarafça davalı adına düzenlenen takip ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunun kabulü gerekmiştir.
Yukarıda anlatılan tüm gerekçelerle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 16.888,44 TL alacaklı olduğu ve bu alacağın ödendiğine dair bir belge dosyada mevcut olmadığı gibi bu yönde bir savunmanın da davalı tarafça ileri sürülmediği anlaşılmakla davanın kabulüne, davalı borçlunun İzmir …. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 16.888,44 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.377,68 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir …. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 16.888,44 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.377,68 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.153,64 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 203,98 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 949,66 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan toplam 266,18 TL harç, tebligat ve posta gideri 216,30 TL ve bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 1.182,48 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır