Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
TC
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/197
KARAR NO : 2023/842
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketle, davalı arasında tanzim ve imza olunan Satın Alma Sözleşmesi gereğince davalının, “… adresindeki (“Emex Otel” isimli) sözleşme konusu işletmede müvekkil şirketin pazarladığı sözleşme konusu ürünleri …) satın almayı, sözleşme süresince işletmeyi açık tutarak bizzat çalıştırmayı, kapatmamayı, işyerini ve işletme ruhsatını başkalarına devir ve temlik etmemeyi, bira satışında azami gayret göstermeyi, yıllık asgari 185 HL, toplamda asgari 925 HL sözleşme konusu birayı satın almayı, işbu sözleşme hükümle-rinden herhangi birisine aykırı hareket ettiği takdirde müvekkil şirketten almış olduğu 80.000,00.-TL katkı bedelini iade ile birlikte sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı müvekkil şirkete nakten ve def’aten ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere müvekkil şirket tarafından davalıya 80.000,00.-TL katkıda bulunulduğunu, davalının 80.000,00 TL katkıyı müvekkil şirketten aldığının teslim alındı tutanağı, banka dekontu, muvafakatname, hizmet bedeli faturası ve sair evrak ile de sabit olduğunu, müvekkil şirket sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz ifa ettiği halde, davalının taahhüt ettiği 925 HL birayı satın almadığını, toplam satın alınan bira tutarının sadece 72,21 HL olduğu yani davalının satın almayı taahhüt ettiği biranın %10’nu bile satın almayarak bu ve diğer sebeplerle sözleşmeyi ihlal ettiğinin tespit olunduğunu, bu durumda muaccel hale gelen ve borçlunun iadesini taahhüt ettiği 80.000,00.-TL katkı alacağı için İzmir … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, borçlunun sırf alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla yetkiye ve borca itiraz ederek, icra takibinin durdurulmasını sağladığını, Davalı/borçlu tarafça ileri sürülen yetki itirazı, kanuna, sözleşme içeriğine ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı nitelikte olduğunu, beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin icra takibine ve davaya dayanak tutuğu 17/12/2013 tarihli “teslim alındı” tutanağındaki imzaların müvekkil firma yetkilisine ait olmadığı, öncelikle teslim alındı tutanağında yer alan imzalara itiraz ettikleri ve bu konuda imza incelemesi yapılmasını talep ettikleri, aAyrıca teslim alındı tutanağında geçen “taraflar arasında imzalı 17/12/2013 tarihli satın alma sözleşmesi gereği aşağıda cinsi ve miktarı belirtilen 80.000 TL tutarındaki katkıları … A.Ş’den eksiksiz olarak teslim aldım” şeklindeki ibarenin aksine … ile müvekkil şirket arsında imzalanan 17/12/2013 tarihli herhangi bir sözleşme olmadığı, ayrıca davacının katkı adı altında neyi kast ettiğinin de belli olmadığı, katkının bir borç değil, hukuken olsa olsa bir hibe niteliğinde olduğu, nakdi katkıların geri ödeneceğine dair herhangi bir sözleşme maddesinin de olmadığı, İcra takibinde borcun sebebi “sözleşmeye dayanan katkı alacağı” olduğu, böyle bir sözleşme maddesinin olmadığı, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında bir sözleşme imzalandığını, ancak sözleşme, davacının andığı şekilde ne bir 80.000 TL’lik katkıyı ve ne de 17/12/2013 tarihli olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin çok önceleri sona erdiğini, sözleşmeyi bilahare mahkemenize sunulacağı, sona eren sözleşmeye yönelik olarak, tüm borç ve alacak hakları da bu süreli sözleşmenin sonunda sona erdiği, davacı tarafça sözleşmeye dayanarak, taraflarından alacak talep edilmesinin mümkün olmadığı, davacının sunamadığı sözleşmede de böyle bir kayıt ve madde de olmadığı, davacı tarafça, müvekkil şirkete teslim edildiği iddia edilen 80.000 TL’nin kim tarafından teslim alındığına dair açıklamanın yapılmasının gerektiği, teslim tutanağında böyle bir kaydın da olmadığı, dava konusu, alımı taahhüt edilen bira miktarının belli olmadığı, alımı taahhüt edilen bira miktarlarına ilişkin olarak dosyada mübrez bir sözleşme bulunmadığından dolayı, davacının bu konudaki iddia ve beyanlarını kabul edebilmek de mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı şirket yetkilisi … ın imza örnekleri talimat mahkemesince alınarak mahkememiz kasasında muhafaza altına alınmıştır.
…’a ait Eyüpsultan … Noterliği’nin … yevmiye numaralı imza sirküleri örnekleri talimat mahkemesince celp edilerek mahkememiz kasasında muhafaza altına alınmıştır.
Adli Tıp Uzmanı… n 01/12/2021 Tarihli Bilirkişi Kök Raporunda; İnceleme konusu belgelerden olan 1 ve 2’nolu *… Pazarlama A.Ş.” ile “… Otomotiv İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.” arasında imzalanan, 17/12/2013 tarihli “Satın Alma Sözleşmesi” aslı ile “Teslim Alındı Tutanağı” asıllarında basılı bulunan “… Otomotiv İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.” kaşe izleri üzerindeki atılı imzatarın davalı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olduğu, İnceleme konusu belgelerden olan 3’nolu “… Pazarlama A.Ş.” ile … Otomotiv İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.” arasında imzalanan, 30/09/2013 tarihli “Muvafakat” aslında basılı bulunan “… Otomotiv İnşaat Turizm San. ve Tic, Ltd. Şti.” kaşe izi üzerindeki atılı bir adet imzanın mukayese imzalarına atfen davalı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
…’in 13/02/2023 Tarihli Bilirkişi Kök Raporunda; … Pazarlama A.Ş.’nin ticari ilişki mal ve satış tahsilat sonucu davalı şirketten 31.12.2020 tarihi itibariyle 10.175,34 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
…’nun 14/04/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı …Ş İle … Otomotiv İnşaat Turizm Tic. Ltd. Şti’nin 2013 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı İle … Otomotiv İnşaat Turizm Tic. Ltd. Şti. arasında her iki şirketinin de kaşe ve imzalarının olduğu, 5 yılı kapsayan 17.12.2013 tarihli Satın Alma Sözleşmesinin bulunduğu, 09.12.2013 tarihinde düzenlenen muvafakat ile davalı … Otomotiv İnşaat Turizm Tic. Ltd. Şti. şirketlerine yapılacak 80.000,00 TL. ve diğer ödemelerin …’e yapılması talebinde bulunulduğu, … adlı şahsın da … Otmobil’in … Pazarlama A.Ş.’den olan 80.000,00 TL. tutarındaki alacağının … Bankası …no.lu hesabına ödenmesine olur verdiği, bunun üzerine 26.12.2013 tarihinde davacının … A.Ş. … Şubesi hesabından …adlı kişinin …, … no.lu hesabına 80.000,00 TL. EFT yapıldığı, dava dosyası içinde 80.000,00 TL.’nin teslim alındığına ilişkin teslim alındı tutanağının bulunduğu, davalının 2014 yılında 18,26, 2015 yılında 10,83, 2016 yılında 14,41, 2017 yılında 10,99 ve 2018 yılında 13,67 ve beş yılın toplamı olarak da 68,16 hektolitre bira aldığı, oysa sözleşmenin 13. Maddesinde… Otomotiv İnşaat Turizm Tic. Ltd. Şti.’nin aylık asgari satın alma taahhüdünün 15,42 hl, yıllık asgari satın alma taahhüdünün 185 hl ve toplam asgari satın alma taahhüdünün 925 hl olarak belirlendiği tespit edilmiştir.
…’in 17/08/2023 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; …’nin kayıtlarının incelenmesinde; şirket devredildiği için ve arşivdeki evraklara ulaşılamadığı, 17.12.2013 tarihli sözleşme gereği aylık ve yıllık satın alma taahhüdünü yerine getirip getirmediği hususunun tespit edilemediği, 80.000 TL lik bir katkı payı aldıklarına dair muhasebe kaydının mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
Adli Tıp Uzmanı …n 01/12/2021 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; İnceleme konusu belge olan Muvafakat başlıklı, 09.12.2013 tarihli, belge aslında basılı bulunan … Otomotiv İnşaat Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. Kaza izi üzerindeki atılı bir adet imzanın davalı şirket yetkilisi … ‘ın eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu süre hak düşürücü süredir, Hakim tarafından resen dikkate alınması gerekir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt, bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır. İcra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır. İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir. İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli, muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı tarafın defter ve kayıtlarının yasal şartları taşıdığı, davalı defterlerinin ise usulünce bilirkişi incelemesine sunulmadığı, mahkemenin defterlerin sunulması yönünde kesin süreli ihtarat içeren bir ara kararının bulunduğu, bu haliyle davalı tarafın defter ibrazında bulunmadığının kabulünün gerektiği, 6100 sayılı yasanın 222. Maddesine göre bu durumda davacı defter kayıtlarının kendi lehine delil vasfını haiz oldukları, 80.000,00 TL tutarlı katkı payının alındığına dair yapılan imza incelemesinde davalı tarafça katkı payının alındığına ilişkin kabul beyanı içerir imzanın yer aldığı tutanaktaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu da sabit olmakla davanın kabulüne, alacak likit olduğundan bahisle icra inkar tazminatına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)İzmir … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 80.000,00 TL üzerinden DEVAMINA,
3-)Hüküm altına alınana alacak miktarının %20 si olan 16.000 TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-)Alınması gerekli 5.464,80 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 966,20 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.498,60 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-)Davacı tarafından yatırılan 966,20 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 445,35 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplamda 4.465,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-)1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır