Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/182 E. 2021/901 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/182 Esas
KARAR NO : 2021/901 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracının karışmış olduğu trafik kazası nedeniyle davalılardan araç değer kaybı ile birlikte tamir süresi için aracı kullanamamasından dolayı mahrumiyet zararının yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir.
Davalı …………ı Taşımacılık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi davaya cevap vermemiştir.
Davalılar … ile …….. mahkememize sunmuş oldukları cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, söz konusu taşınmazda malik olmadıklarını, haklarında tescil davası açılamayacağını, zemin kat 1 numaralı dairenin 1/2 payının ………..’a devri talebinin davacı şirket yetkilisi ……..’tan geldiğini, sözleşme gereği olarak bu talebin yerine getirildiğini, miktar belirtilmeden daire bedeli istenmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava trafik kazasından kaynaklanan araçtaki değer kaybı ve tamirat süresince mahrumiyet zararının belirlenmesine yönelik tazminat davasıdır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticare işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile hem mahkememiz dosyası hem de birleşen dosya yönünden görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesinde “mahkemenin görevli olması” dava şartının noksan olduğu ve noksanlığın giderilmesinin mümkün bulunmadığından aynı kanunun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
-Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. maddesi gereğince mahkememiz kararının kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurulduğunda/re”sen dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3.Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair iki haftalık kesin süre içerisinde istinaf yargı yolu açık olmak üzere verilen karar Davacı vekili Av. ……. Davalı vekili Av…. yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2021

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır