Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/167 E. 2022/443 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/167
KARAR NO : 2022/443

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında görüşmeler neticesinde davacının davalıya 3 adet 105AH Yiğit Akü, 7 adet 75AH Düz Helden Akü, 3 adet 72AH Yiğit Akü, 1 adet 80AH Yiğit Akü, 4 adet 60AH Helden Akü, 1 adet 45AH Ako Akü, 9 adet 42AH Ako Akü olmak üzere 28 adet malı 10.030,02.-TL bedel karşılığında satmayı kabul ve taahhüt ettiğinin, 05.03.2019 tarihinde söz konusu malların davalıya teslim edildiğinin, 05.03.2019 tarihli …-… seri sıra numaralı fatura düzenlendiğinin, davalı/borçlu şirket tarafından fatura bedelinin ödenmediğinin, davacının alacağı için yaptığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığının, bunun üzerine davalı/borçlu aleyhine 12.09.2019 tarihinde İzmir 12.İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığının, davalı/borçlunun süresi içerisinde borca, faize ve ferilerine yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazı ile takibin durduğunun, taraflar arasında yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de olumlu sonuçlanmadığının, davalı/borçlunun ödeme emrine itiraz ederken icra takibinin yetkili yerde açılmadığından bahisle yetki itirazında da bulunduklarının ancak icra takibinin yetkili yerde açıldığının, icra takibinin yapıldığı yerin işin görüldüğü yer ve alacaklının yerleşim yeri olduğunun, davaya konu alacağın fatura alacağı olduğunun, sözleşme ile aksine bir şart düzenlenmediği takdirde fatura alacaklarının alacaklının yerleşim yerinde ödenebilineceğinin, davalı/borçlunun fatura alacağını tahsil amaçlı gönderilen ödeme emrine itiraz ettiği halde, kendisine teslimi yapılan satışa konu olan mallara ilişkin düzenlenen faturanın içeriğine itiraz etmediğinin, fatura içeriğine itiraz etmeyen ancak fatura bedelini de ödemeyen davalı/borçlunun itirazlarını haksız olduğunun ve takibi durdurmak için yapıldığının açık olduğunun, davalının ticari defterleri incelendiğinde itirazlarının alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla yapıldığının anlaşılacağının, tüm bu nedenlerle davalı şirketin haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamının, haksız itiraz nedeniyle alacağın %20’ sinden az olmamak üzere davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiğinin, belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … Jeneratör Satış ve Servis Hizmetleri Anonim Şirketi dava dosyasına cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
İzmir 12.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
İzmir Ege Vergi Dairesi Müdürlüğünden davacı …’a ait 2019 yılına ait BA-BS formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
İstanbul Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğünden davalı … Jeneratör Satış ve Servis Hizmetleri Anonim Şirketi’ne ait 2019 yılına ait BA-BS formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
SMMM …’nün 09.07.2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacının; ticari defterleri incelendiğinde 12.09.2020 takip tarihi itibariyle davalıdan 10.030,02.-TL alacağının olduğu, Davalı tarafından icra takibine itiraz edilmiş olmasına karşın dava dilekçesine cevap vermemiş olup davacıdan satın aldığı ürünlere ait vergi dairesine bildirdiği Form Ba bildirimlerinin davacının Form Bs bildirimleri ile karşılıklı olarak birbirleriyle uyumlu olduğu ve dava konusu fatura da dahil tüm faturaların davalı tarafından kayıtlarına alınmış olduğu sonucunu ortaya çıkaracağı, İzmir 2.İcra Müdürlüğü’nün …/…E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde talep edilen 10.030,02.-TL tutarlı davacının davalıdan alacağının yerinde olduğu tespit edilmiştir.
KGK KAYİK Dahil Bağımsız Denetçi SMMM Konkordato …’ın 18/02/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; … şirketine toplam 24 adet fatura karşılığı KDV hariç 22.867,00 TL mal veya hizmet satıldığı, davalının faturaları yasal defterlerine kaydettiği ve Form Ba Bildirgesi ile beyan ettiği, 2019 döneminde davalı ile davacı arasında ticari ilişki olduğu, davalının delil sunma hakkından vazgeçmesi nedeniyle 2019 dönemi davacının davalı tarafa düzenlendiği, 05.03.2019 tarihli …-… seri sıra numaralı KDV dahil 10.030,02 TL tutarındaki fatura alacağının 10.030,02 TL olarak kabul edildiği, İzmir 12.İcra Dairesi …/… esas sayılı dosyada hesaplanan işlemiş faiz tutarının 472,37 TL olduğu, asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı toplamının 10.502,39 TL olduğu tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereğince itirazın mahkemede iptali için alacaklının adi(ilamsız genel) haciz yoluyla takibe veya kambiyo senetlerine dayanan haciz yoluyla takibe ya da taşınır yahut taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişmiş olması gerekir.
İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun itiraz etmiş olduğu takip konusu alacağın tahsiline yönelik bir eda davasıdır. Mahkemenin dava sonucunda vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmediği, itiraz sebeplerini de itirazın iptali davasında ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasının açılacağı; itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre, dava şartlarından ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, resen dikkate alınması ve 2004 sayılı yasanın 19. Maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekir.
İtirazın iptali davasında davalı borçlu dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde evvelce ödeme emrine itiraz ederken ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı, ödeme emrine itiraz ederken mevcut olduğu halde ileri sürmediği itiraz sebeplerini de ilk defa itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz.
Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. İcra inkar tazminatı, anapara üzerinden hesaplanır. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.
Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür.
Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Son olarak davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının cevap dilekçesinin talep sonucunda icra inkar tazminatı talep etmeli, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt ise bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır.
Tüm dosya kapsamı yukarıda açıklamalar ışığında incelendiğinde, davacının davalıya 28 adet akü sattığı, bu satışa karşılık olarak davacı tarafça irsaliyeli fatura düzenlendiği, ancak davalının borcunu ödemediği, davacı defteri ve davalının vergi dairesine bildirdiği form ba bildirimleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacının form bs bildirimleri ile uyumlu olduğu, bu durumda dava konusu faturanın davalının kayıtlarında yer aldığının kabulünün gerektiği, alacağın likit olduğu, yukarıda anlatılan icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu, anlaşılmakla davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ İLE;
2-İzmir 12.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
3-Dava konusu edilen alacağın %20’si oranında icra inkara tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli olan 717,41-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 126,85-TL harcın mahsubu ile 590,56-TL eksik karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA
5-Dava açılırken davacı tarafça yatırılan 181,25-TL harç, 1.600-TL bilirkişi ücreti, 314,20 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.095,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır